DonanımHaber

cloud etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cloud etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Onur Karaağaoğlu ile network engineering kariyer sohbeti


 



00:02 Onur Karaoğlu, kariyerine Network mühendisliği üzerinde odaklanarak başladı ve Microsoft, Google ve Uber gibi büyük şirketlerde çalıştı.
02:08 Onur, kariyerine Network mühendisliği ile başladı ve zamanla bilgisayar mühendisliğine geçti, ardından Microsoft, Google ve Uber gibi şirketlerde çalıştı.
04:38 Network mühendisliği, genellikle kurumsal IP yönetimi ve internet servis sağlayıcılığı gibi alanları kapsar.
08:15 Onur, Google'da Network altyapısını genişletmek ve yönetmekle görevlendirildi ve bu, online altyapı işletme kariyerinin başlangıcı oldu.
12:20 Google, Network altyapısını kendi donanımını üreterek ve protokollerini yazarak geliştirdi, bu da şirketin büyümesinde önemli bir rol oynadı.

15:18 Otomasyon ve güvenilirlik odaklı yaklaşımlar, kariyer ilerlemesine yardımcı olabilir.
16:27 Kariyer kararları, şirketlerin kültürü ve yöneticilerle ilişkiler gibi faktörlere dayanabilir.
18:18 Google ve Microsoft gibi teknoloji devlerinin network altyapıları, kendi donanımlarını ve yaklaşımlarını kullanarak farklılık gösterebilir.
21:00 Network altyapısının yönetimi, altyapı kodlaması ve konfigürasyon yönetimi gibi alanlara odaklanabilir.
25:50 Şirketler arasında cloud veya on-premise tercihi yapılırken, genellikle hibrit bir yaklaşım benimsenir.
30:04 Büyük ölçekli şirketler, genellikle hibrit bir çözüm benimseyerek farklı avantajlardan yararlanmaya çalışır.
31:33 Uber'in Amerika'da 3 tane data merkezi vardı ve aralarında ciddi miktarda veri transferi gerçekleşiyordu.
32:00 Uber'in kullanıcıya yönelik uygulaması Google Cloud Platform üzerinde çalışırken, arka planda ağ ihtiyaçlarını karşılamak için kendi ağını kullanıyordu.
33:08 Networking, yüksek hacimli veri transferlerinde maliyetli olabilir, bu nedenle bazen veriyi transfer etmek için kendi ağını kurmak mantıklı olabilir.
35:57 Donanım seçiminde, geleceğe yönelik planlar göz önünde bulundurulmalı ve gereksiz maliyetlerden kaçınılmalıdır.
38:19 Networking altyapısında yapılan iyileştirmeler önemli miktarda maliyet tasarrufu sağlayabilir.
39:12 Uber'de, mühendislik kültürü hızlı hareket eden ve deneyime dayalı bir yaklaşıma sahiptir.
42:57 Cloudflare, temelde içerik dağıtım ağı sunar ve zamanla ek hizmetler ekler, ancak henüz deneysel aşamadadır.
46:47 Discord, teknik yazılar ve geliştirici araçlarının popüler olduğu bir platformdur.
47:15 Cloud sağlayıcılarının neden hizmetlerini geliştirdiği ve bulut mimarisinin avantajları üzerine düşünceler paylaşılmıştır.
48:10 Dağıtık bir ağın, şirketin büyümesi ve yeni ürünler eklemesi için teknik kabiliyetlerin bir göstergesi olduğu belirtilmiştir.
49:18 Cloudflare'ın ağ büyüklüğü ve performans metrikleri üzerinde odaklandığı belirtilmiştir.
52:23 Cloudflare'ın hızlı bir şekilde hizmet sağlama konusundaki başarısı ve rakipleriyle karşılaştırılması üzerine değinilmiştir.
53:28 Cloudflare'ın lokasyon açma kararları ve bu sürecin kriterleri tartışılmıştır.
56:47 Cloudflare ve diğer büyük teknoloji şirketlerinin altyapı ve güvenlik yönetimi konularındaki farklılıkları üzerine konuşulmuştur.
59:40 Cloudflare'ın dağıtık altyapısının yönetimi ve ağ mühendisliği ekibinin görevleri hakkında bilgi verilmiştir.
01:01:05 Cloudflare'ın internet trafiğinin önemli bir kısmını işleme yeteneği ve bu durumun şirketin etkisini vurgulanmıştır.
01:02:14 Cloudflare CEO'su Matthew Prince'in şirketin interneti nasıl daha iyi hale getirebileceği konusundaki aktivist yaklaşımı üzerine değinilmiştir.
[01:02:38] Bölgesel savaşlarda internet erişimini korumak için şirketler ciddi çaba harcıyor.
[01:03:07] Onur, kariyerinde yönetim pozisyonuna geçme kararını, işte maksimum etki ve işin içinde olma isteğiyle aldığını paylaşıyor.
[01:05:14] 15 yıllık kariyerin ardından 40'lara gelmek, yeni deneyimlerin peşinde koşmanın normal olduğunu düşündürüyor.
[01:06:07] Cloudflare'ın yönetim ekibi, teknik bir geçmişe sahip, bu da şirketi diğerlerinden ayırıyor.
[01:07:14] Networking alanında iş imkanları azalabilir ancak altyapı işletme konusunda talep devam ediyor.
[01:13:38] İşte altyapı konularında derinleşmek isteyenler için yol gösterici eksikliği olduğunu belirten Onur, kendi takımınızın dışına çıkıp geniş ölçekte ihtiyaçları anlamanın önemine vurgu yapıyor.
[01:15:43] Networking kariyeri için donanım ve yazılım bilgisine sahip olmanın önemine dikkat çekiyor.
01:17:07 Open Compute projesi, Facebook'un endüstride bilgiyi açık kaynak haline getirerek donanım maliyetlerini düşürme girişimi olarak başladı.
01:18:01 Off the shelf ürünler genellikle daha ucuz olsa da işletmek zor olabilir; organizasyonel yetenek ve bilgi birikimi gerektirir.
01:19:49 Network engineering ve otomasyon konularında kaynaklar bolca bulunabilir, özellikle Google SRE kitapları gibi.
01:21:19 Sertifikasyonlar (örneğin CCNA), bilgiyi derinleştirmek için faydalı olabilir, ancak büyük şirketlerde kesin bir gereklilik olmayabilir.
01:23:20 Network engineering gibi roller için formal eğitimden ziyade pratik deneyim ve araştırma önemlidir.
01:24:51 Altyapı yönetiminde off-the-shelf ürünlerin kullanılması ile özel yazılımların tercihi duruma göre değişir ve her ikisi de avantaj ve dezavantajlara sahiptir.
01:25:45 Özel yazılımların kullanılması bazen beklenmedik sorunlara yol açabilir, bu nedenle evde denemek için uygun olabilir ancak üretim ortamında dikkatli olunmalıdır.

AWS CloudFormation nedir? Git entegrasyonu var mıdır? Amazon Cli ile yönetebilir miyim? CloudFormation stack'i nedir?



AWS CloudFormation, Amazon Web Services'in (AWS) bir parçası olan, altyapıyı kod olarak yönetmeyi (IaC) sağlayan bir hizmettir. Bu hizmet, kullanıcıların AWS kaynaklarını kolayca oluşturmasına, yönetmesine ve güncellemesine olanak tanır. İşte CloudFormation'ın temel özellikleri:


Şablonlar: CloudFormation, JSON veya YAML formatında yazılan şablonları kullanır. Bu şablonlar, AWS altyapısının hangi kaynaklardan oluşacağını tanımlar. Örneğin, sanal makineler, ağ ayarları ve depolama birimleri gibi kaynakları içerebilir.


Otomasyon ve Tutarsızlık Önleme: CloudFormation, altyapının tutarlı ve tekrarlanabilir bir şekilde oluşturulmasını sağlar. Hata yapma riskini azaltır ve altyapı kurulumunu otomatikleştirir.


Yönetim ve Güncellemeler: CloudFormation, oluşturulan kaynakları yönetmek için de kullanılır. Bir şablon güncellendiğinde, CloudFormation otomatik olarak sadece değişiklik yapılan kısımları günceller.


Maliyet Tasarrufu ve Verimlilik: Altyapının otomatik olarak yönetilmesi, manuel işlemlerin azalmasına ve daha hızlı dağıtım süreçlerine yol açar, bu da maliyet tasarrufu ve artan verimlilik anlamına gelir.


Geri Alma (Rollback) Özelliği: Hata durumlarında, CloudFormation otomatik olarak en son çalışan konfigürasyona geri dönebilir, böylece hataların etkisini minimize eder.


Kullanıcılar, bu hizmeti kullanarak karmaşık altyapıları kolayca ve güvenilir bir şekilde yönetebilirler, böylece uygulama geliştirme ve işletmeye odaklanabilirler. CloudFormation, AWS ekosistemindeki diğer hizmetlerle entegre çalışarak geniş bir kullanım alanı sunar.


User

Örnek bir senaro ile bie cloudformation json paylaşır mısın?

ChatGPT

Elbette, AWS CloudFormation'ın temel bir örneğini aşağıda bulabilirsiniz. Bu örnek, bir Amazon S3 bucket'ını (depolama birimi) oluşturmak için basit bir JSON formatındaki CloudFormation şablonudur.


json

Copy code

{

  "AWSTemplateFormatVersion": "2010-09-09",

  "Description": "Basit S3 Bucket Oluşturma Şablonu",

  "Resources": {

    "MyS3Bucket": {

      "Type": "AWS::S3::Bucket",

      "Properties": {

        "BucketName": "benim-ornek-bucketim"

      }

    }

  }

}

Bu şablonun detayları:


AWSTemplateFormatVersion: Şablonun format versiyonunu belirtir. Bu, CloudFormation tarafından kullanılan standart bir tanımlayıcıdır.

Description: Şablonun açıklaması. Bu, şablonun ne yaptığını açıklar.

Resources: Oluşturulacak AWS kaynaklarını tanımlar. Bu örnekte, MyS3Bucket adında bir S3 bucket oluşturulmaktadır.

Type: Oluşturulacak kaynağın türü. Bu durumda, AWS::S3::Bucket bir S3 bucket'ını temsil eder.

Properties: Kaynağın özellikleri. Burada, BucketName ile bucket'ın adı belirtilmiştir.

Bu şablon, CloudFormation aracılığıyla AWS üzerinde çalıştırıldığında, belirtilen adla bir S3 bucket oluşturacaktır. Kullanıcılar bu temel yapıyı daha karmaşık kaynaklar oluşturmak ve AWS altyapılarını yönetmek için genişletebilirler.


Git entegrasyonu var mıdır?


AWS CloudFormation doğrudan Git entegrasyonuna sahip değildir, ancak AWS CloudFormation şablonlarınızı Git ile yönetmek ve bu şablonları AWS hizmetlerine entegre etmek için çeşitli yöntemler mevcuttur. İşte bazı yaygın senaryolar ve uygulamalar:


Git Repositories as a Source: CloudFormation şablonlarınızı Git (örneğin, GitHub, GitLab veya Bitbucket) gibi bir sürüm kontrol sisteminde tutabilirsiniz. Bu, şablonları takımınızla paylaşmanıza, sürüm kontrolü yapmanıza ve değişiklik geçmişini takip etmenize olanak tanır.


CI/CD Pipelines: AWS CodePipeline gibi sürekli entegrasyon ve sürekli dağıtım (CI/CD) hizmetleri, Git reposundaki değişiklikleri otomatik olarak algılayabilir ve CloudFormation şablonlarınızı otomatik olarak dağıtabilir. Bu süreç, genellikle şablon değişikliklerini doğrulamak için AWS CodeBuild gibi araçlarla birleştirilir.


Infrastructure as Code (IaC) Tools: Araçlar, örneğin Terraform veya AWS CDK (Cloud Development Kit), CloudFormation ile entegre şekilde çalışabilir ve daha karmaşık altyapı senaryolarını yönetmek için kullanılabilir. Bu araçlar Git ile birleştirilebilir ve daha güçlü IaC yönetimine olanak tanır.


Pull Request / Code Review Integrations: Git tabanlı kod inceleme veya pull request süreçlerini CloudFormation şablonları için kullanabilirsiniz. Bu, takım üyelerinin altyapı değişikliklerini gözden geçirmesine ve onaylamasına olanak tanır.


Webhooks and Triggers: Git hizmetlerindeki webhook'lar, CloudFormation şablonlarınızda bir değişiklik olduğunda otomatik işlemleri tetikleyebilir. Örneğin, bir şablon güncellendiğinde otomatik olarak bir test ortamında dağıtım yapabilir.


Bu entegrasyonlar, altyapı yönetim süreçlerinizi otomatikleştirmenize, hataları azaltmanıza ve ekipler arası işbirliğini artırmanıza yardımcı olabilir. Bununla birlikte, bu entegrasyonların kurulumu ve yönetimi ek konfigürasyon ve bazen de ek araçlar gerektirebilir.


Amazon Cli ile yönetebilir miyim?


Evet, AWS CloudFormation'ı Amazon Command Line Interface (CLI) aracılığıyla yönetebilirsiniz. Amazon CLI, AWS servislerini komut satırından yönetmek için kullanılan bir araçtır. CloudFormation ile ilgili birçok işlemi CLI üzerinden gerçekleştirebilirsiniz, örneğin:


Şablon Oluşturma: aws cloudformation create-stack komutu ile yeni bir CloudFormation stack'i oluşturabilirsiniz. Bu komut, bir CloudFormation şablonunu AWS'ye yüklemenize ve kaynakları oluşturmaya başlamanıza olanak tanır.


Şablon Güncelleme: Mevcut bir CloudFormation stack'ini aws cloudformation update-stack komutu ile güncelleyebilirsiniz. Bu, mevcut kaynakları yeniden yapılandırmanıza veya yeni kaynaklar eklemenize olanak tanır.


Stack Durumu Sorgulama: aws cloudformation describe-stacks komutu, belirli bir stack veya tüm stack'ler hakkında bilgi almanıza olanak tanır.


Şablon Doğrulama: aws cloudformation validate-template komutu, bir CloudFormation şablonunun geçerliliğini kontrol eder ve hataları raporlar.


Stack Silme: aws cloudformation delete-stack komutu ile bir CloudFormation stack'ini silebilirsiniz.


Değişiklik Setleri: aws cloudformation create-change-set ve aws cloudformation execute-change-set komutları, stack değişikliklerini önizlemenize ve uygulamanıza olanak tanır.


Amazon CLI kullanarak CloudFormation ile çalışmak, özellikle otomatikleştirilmiş senaryolarda veya devops iş akışlarında faydalıdır. Komut satırı arayüzü, genellikle daha hızlı ve script tabanlı yönetim için uygun bir seçenektir. CLI komutlarını kullanabilmek için öncelikle AWS hesabınıza CLI üzerinden erişim yetkisi vermeniz ve gerekli yapılandırmaları yapmanız gerekmektedir.

CloudFormation stack'i nedir?

AWS CloudFormation'da bir "stack", belirli bir şablon tarafından tanımlanan AWS kaynakları koleksiyonudur. Stack, CloudFormation'ın temel bir birimidir ve AWS altyapınızın oluşturulmasını, yönetilmesini ve güncellenmesini sağlar. Stack konseptinin önemli yönlerini aşağıda bulabilirsiniz:


Kaynak Koleksiyonu: Her stack, bir veya daha fazla AWS kaynağını içerir. Bu kaynaklar, sanal makineler (EC2 instances), depolama alanları (S3 buckets), ağ yapılandırmaları (VPCs) ve daha fazlası olabilir.


Şablon Tabanlı: Stack oluşturmak için bir CloudFormation şablonu kullanılır. Bu şablon, JSON veya YAML formatında olabilir ve stack içinde oluşturulacak kaynakların detaylarını tanımlar.


Yönetim ve Güncellemeler: Bir stack, oluşturulduktan sonra bir bütün olarak yönetilir. Kaynaklar, stack üzerinden eklenebilir, güncellenebilir veya silinebilir. Ayrıca, stack şablonu güncellendiğinde, CloudFormation otomatik olarak stack içindeki kaynakları uygun şekilde günceller.


Bağımlılıklar ve Sıralama: Stack içindeki kaynaklar arasındaki bağımlılıkları CloudFormation yönetir. Örneğin, bir veritabanı sunucusu, ilgili ağ yapılandırması oluşturulduktan sonra oluşturulur.


Tekrar Kullanılabilirlik ve İzolasyon: Stack'ler, benzer altyapı yapılandırmalarını farklı ortamlarda (örneğin, test ve prodüksiyon) tekrar kullanmayı kolaylaştırır. Ayrıca, kaynakları mantıksal gruplara ayırmak ve izole etmek için kullanılır.


Rollback Özellikleri: Eğer stack oluşturma veya güncelleme sırasında bir hata meydana gelirse, CloudFormation otomatik olarak önceki çalışan duruma geri dönebilir, bu sayede hataların etkisini azaltır.


Değişiklik Setleri: Stack değişiklikleri, öncelikle bir "değişiklik seti" olarak oluşturulabilir. Bu, değişikliklerin etkisini önizlemenize ve beklenmedik sonuçları önlemenize yardımcı olur.


CloudFormation stack'leri, AWS altyapınızın yönetimini basitleştirir ve altyapınızı kod olarak ifade etme ve sürüm kontrolü gibi modern devops uygulamalarını destekler.

AWS CookBook Kitabı: AWS'de Başarı için Tarifler - John Culkin, Mike Zazon & Kesha Williams - GOTO 2022

 



AWS IAM Manager servisi konusu. Rol ile politika arasındaki fark nedir? Rol le grup arasındaki fark nedir? Kullanıcı, Grup, rol ve politika için örnek senaryo



AWS IAM (Identity and Access Management) Manager, Amazon Web Services'ın güvenliği yönetmek için kullandığı bir servistir. Bu servis, AWS kaynaklarına erişimi kontrol etmek ve yönetmek için kullanılır. Anahtar özellikleri şunlardır:


Kullanıcı ve Grup Yönetimi: IAM, bireysel kullanıcı hesapları oluşturmanıza ve bunları gruplara atamanıza olanak tanır. Böylece, belirli politikaları ve izinleri kolayca uygulayabilirsiniz.


Rol ve Politika Yönetimi: Rol ve politikalar, kullanıcıların ve sistemlerin AWS kaynaklarına nasıl erişebileceğini tanımlar. Bu, kaynaklara erişimi sınırlamak ve güvenliği sağlamak için kritik öneme sahiptir.


Kimlik Doğrulama ve Yetkilendirme: IAM, kullanıcıların kimliğini doğrulamak ve belirli kaynaklara erişim izni vermek için çeşitli yöntemler sunar. Bu, şifreler, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve erişim anahtarları içerebilir.


İnce Taneli Erişim Kontrolü: IAM, kullanıcılara ve rollerine yönelik izinlerin çok detaylı bir şekilde ayarlanmasına olanak tanır. Bu, belirli AWS servislerine, işlevlere veya kaynaklara erişim sağlamak için kullanılır.


Entegrasyon ve Federasyon: IAM, diğer kimlik sağlayıcıları ile entegre olabilir, böylece kullanıcılar mevcut kimlik bilgileriyle AWS servislerine giriş yapabilirler.


Güvenlik Raporlama ve İzleme: IAM, güvenlik durumunuzu izlemenize ve raporlamanıza yardımcı olmak için kullanıcı aktivitesi ve politika değişiklikleri gibi olayları kaydeder.


API Erişimi: AWS'nin API'lerini kullanarak programatik olarak kullanıcılar, roller ve politikalar oluşturabilir ve yönetebilirsiniz.


AWS IAM, bulut altyapınızı güvende tutmak ve uyum gereksinimlerini karşılamak için oldukça önemlidir. Kullanıcıların ve sistemlerin yalnızca gerekli kaynaklara erişmesini sağlayarak, güvenlik risklerini azaltır ve veri ihlallerini önlemeye yardımcı olur.


Kullanıcı ve Grup Yönetimi: IAM, bireysel kullanıcı hesapları oluşturmanıza ve bunları gruplara atamanıza olanak tanır. Böylece, belirli politikaları ve izinleri kolayca uygulayabilirsiniz.


Evet, AWS IAM'ın Kullanıcı ve Grup Yönetimi özelliği, AWS kaynaklarına erişim kontrolü ve yönetimi için oldukça önemlidir. Bu özellik, etkili bir güvenlik yönetimi ve organizasyonel düzenin sağlanmasına yardımcı olur. İşte bu özelliğin bazı temel yönleri:


Kullanıcı Yönetimi

Kullanıcı Hesapları Oluşturma: AWS IAM, bireysel kullanıcılar için hesaplar oluşturmanıza olanak tanır. Bu kullanıcılar, AWS konsoluna giriş yapabilir ve API çağrıları yapabilir.

Kimlik Doğrulama: Her kullanıcıya bir kullanıcı adı ve şifre atanabilir. Ayrıca, daha güvenli bir doğrulama için çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) seçeneği de mevcuttur.

Erişim Anahtarları: Programatik erişim için kullanıcılara erişim anahtarları (bir anahtar ID'si ve gizli erişim anahtarı) verilebilir. Bu, AWS CLI veya SDK'lar aracılığıyla AWS servislerine erişim sağlar.

Grup Yönetimi

Gruplar Oluşturma: Benzer izinlere ihtiyaç duyan kullanıcıları gruplamak için gruplar oluşturabilirsiniz. Örneğin, "Geliştiriciler" veya "Sistem Yöneticileri" gibi gruplar oluşturulabilir.

Politikalarla Grupları Yönetme: Gruplara politikalar atanabilir, böylece gruptaki tüm kullanıcılara bu politikalar otomatik olarak uygulanır. Bu, izinleri tek tek kullanıcılara değil, gruplara atayarak yönetimi kolaylaştırır.

Gruplara Kullanıcı Ekleme/Çıkarma: Kullanıcılar, ihtiyaçlar değiştikçe gruplara eklenebilir veya gruplardan çıkarılabilir. Bu, esnek bir yönetim ve hızlı değişiklikler yapma imkanı sağlar.

Genel Avantajları

Güvenliği Artırma: Kullanıcı ve grup yönetimi, her kullanıcının yalnızca gereksinim duyduğu kaynaklara erişimini sağlayarak güvenliği artırır.

Yönetim Kolaylığı: Gruplar, izin yönetimini kolaylaştırır. Bir grubun politikasını değiştirmek, grubun tüm üyelerine otomatik olarak yansır.

Uyumluluk ve İzleme: Her kullanıcının eylemleri kaydedilir, bu da güvenlik denetimleri ve uyumluluk için önemlidir.

Kısacası, AWS IAM'ın kullanıcı ve grup yönetimi özellikleri, AWS kaynaklarına erişimi güvenli, düzenli ve kolay bir şekilde yönetmenize olanak tanır. Bu, özellikle büyük ve karmaşık AWS ortamlarında, güvenlik ve verimlilik açısından kritik öneme sahiptir.


Rol ve Politika Yönetimi: Rol ve politikalar, kullanıcıların ve sistemlerin AWS kaynaklarına nasıl erişebileceğini tanımlar. Bu, kaynaklara erişimi sınırlamak ve güvenliği sağlamak için kritik öneme sahiptir.


AWS IAM'da Rol ve Politika Yönetimi, bulut kaynaklarınıza erişimi kontrol etmek ve güvenliğini sağlamak için hayati öneme sahiptir. Bu özellik, kullanıcılar, hizmetler ve uygulamaların AWS kaynaklarına nasıl ve hangi koşullar altında erişebileceklerini tanımlar. İşte bu konseptlerin temel bileşenleri:


Rol Yönetimi

Roller: IAM rolleri, AWS hizmetlerine veya kaynaklarına erişim için kullanılır. Roller, bir kullanıcıya atanmış bir kimlik yerine belirli bir görev veya uygulama için kullanılır.

Geçici Erişim: Roller, geçici güvenlik bilgileri sağlar, bu da onları kısa süreli işler için ideal kılar. Örneğin, bir uygulama belirli bir süre için AWS hizmetlerine erişmek üzere bir rol kullanabilir.

Cross-Account Access: Roller, bir AWS hesabından diğerine güvenli bir şekilde erişim sağlamak için de kullanılabilir. Bu, birden fazla AWS hesabını yöneten organizasyonlar için önemlidir.

Politika Yönetimi

Politikalar: Politikalar, JSON formatında yazılmış belgelerdir ve roller, kullanıcılar veya gruplar gibi IAM varlıklarına atanabilir. Bu politikalar, bu varlıkların AWS kaynaklarına nasıl erişebileceğini tanımlar.

İzinler: Politikalar, belirli eylemleri (örneğin, bir S3 bucket'ını okuma veya bir EC2 instance'ı başlatma) gerçekleştirebilmek için gerekli izinleri tanımlar.

Şartlar: Politikalarda, belirli şartlar altında izinlerin nasıl uygulanacağını tanımlayabilirsiniz. Örneğin, politika, yalnızca belirli bir IP aralığından yapılan istekler için geçerli olabilir.

Genel Avantajları

Güvenlik ve Uyumluluk: Rol ve politika yönetimi, kaynaklara erişimi sıkı bir şekilde kontrol etmenize olanak tanır, bu da güvenliği artırır ve uyumluluk gerekliliklerini karşılar.

Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: Roller ve politikalar, genişleyen veya değişen iş ihtiyaçlarına uyum sağlamak için kolayca ayarlanabilir ve güncellenebilir.

Ayrıntılı Erişim Kontrolü: İnce ayar yapılmış politikalar, kullanıcılara ve hizmetlere sadece gerekli olan minimum erişim seviyesini sağlar, bu da "en az ayrıcalık" güvenlik ilkesini destekler.

Automasyon ve Entegrasyon: Roller ve politikalar, otomatikleştirilmiş süreçler ve üçüncü taraf hizmetlerle kolayca entegre edilebilir, bu da operasyonel verimliliği artırır.

Rol ve politika yönetimi, AWS ortamınızda güvenliği, esnekliği ve yönetim kolaylığını sağlamak için kritik önem taşır. Bu özellikler, AWS kaynaklarınıza erişimi etkin bir şekilde kontrol etmenize ve gereksiz riskleri azaltmanıza yardımcı olur.


Rol ile politika arasındaki fark nedir?


AWS IAM'da rol ve politika arasındaki fark, temel olarak bunların AWS kaynaklarına erişimi kontrol etme şekillerinde yatmaktadır. Her biri farklı amaçlar için tasarlanmıştır ve AWS güvenlik modelinin önemli parçalarıdır. İşte ana farklar:


Rol

Tanım: Bir rol, AWS'de bir kimlik oluşturur. Bu kimlik, geçici güvenlik bilgileriyle donatılır ve belirli AWS kaynaklarına erişim sağlamak için kullanılır.

Kullanım Alanları:

AWS servislerine (örneğin, bir EC2 instance'ının S3 bucket'ına erişmesi gibi) yetki vermek.

Kullanıcıların kendi hesaplarından başka bir AWS hesabındaki kaynaklara erişmesine izin vermek.

Uygulamaların veya otomatikleştirilmiş işlerin AWS kaynaklarına erişmesi için.

Geçici Güvenlik Bilgileri: Roller, belirli bir süre için geçerli olan geçici güvenlik bilgileri sağlar.

Doğrudan Kullanıcı Ataması Yok: Roller doğrudan bir kullanıcıya atanmaz, ancak kullanıcılar geçici olarak bir role "geçiş yapabilir" veya o rolü "üstlenebilir".

Politika

Tanım: Politika, JSON formatında yazılan bir belgedir ve AWS kaynaklarına kimin, ne zaman, nereden ve nasıl erişebileceğini tanımlayan kurallar ve izinler setidir.

Kullanım Alanları:

Belirli AWS kaynaklarına (örneğin, bir S3 bucket veya bir EC2 instance) erişim izinlerini tanımlamak.

Kullanıcılar, gruplar veya roller gibi IAM varlıklarına atanarak bu varlıkların kaynaklara erişim şeklini belirlemek.

Sürekli İzinler: Politikalar, sürekli geçerli olan izinleri tanımlar ve bu izinler politika kaldırılıncaya kadar geçerlidir.

Doğrudan Atama: Politikalar, doğrudan kullanıcılara, gruplara veya rollere atanabilir.

Özet

Rol, AWS'de bir kimlik oluşturur ve genellikle geçici erişim için kullanılır. Roller, belirli durumlarda kullanılacak yetkileri içerir.

Politika, bu rollerin, kullanıcıların veya grupların hangi kaynaklara ve nasıl erişebileceklerini tanımlayan kurallar setidir.

Pratikte, bir rol ve ona atanmış politikalar birlikte çalışır: Rol, bir kimlik ve yetki seti sağlar, politika ise bu role atanır ve rolün ne yapabileceğini belirler. Bu ayrım, AWS'de güvenlik ve erişim kontrolünün ince ayarlanmasını sağlar.


Rol le grup arasındaki fark nedir?


AWS IAM'da rol ve grup arasındaki fark, her birinin kullanım amacı ve işlevselliğinde yatmaktadır. İkisi de erişim kontrolü ve yönetimi için kullanılır, ancak farklı durumlar ve gereksinimler için tasarlanmıştır.


Grup

Tanım: Bir grup, bir veya daha fazla IAM kullanıcısını içeren bir koleksiyondur.

Amaç: Gruplar, benzer erişim ihtiyaçlarına sahip kullanıcıları organize etmek ve yönetmek içindir. Örneğin, tüm geliştiricileri veya tüm sistem yöneticilerini aynı grupta toplayabilirsiniz.

Politika Ataması: Gruplara politikalar atanabilir ve bu politikalar gruptaki tüm kullanıcılara uygulanır. Bu, birden fazla kullanıcıya aynı izinleri vermek için kolay ve etkili bir yoldur.

Doğrudan Kullanıcı İlişkisi: Gruplar doğrudan kullanıcılara atanır. Bir kullanıcı birden fazla gruba üye olabilir.

Rol

Tanım: Bir rol, belirli bir görevi yerine getirmek için gereken izinleri içeren bir IAM varlığıdır.

Amaç: Roller, AWS kaynaklarına geçici erişim sağlamak için kullanılır. Bu, AWS servislerine, farklı AWS hesaplarındaki kaynaklara veya üçüncü taraf hizmetlere erişim gerektiren durumlar için idealdir.

Politika Ataması: Roller de politikalarla yönetilir, ancak bu politikalar geçici görevler veya özel erişim senaryoları için kullanılır.

Kullanıcı Bağımsızlığı: Bir rol, doğrudan bir kullanıcıya bağlı değildir. Bunun yerine, kullanıcılar veya AWS hizmetleri gerektiğinde bir rolü "üstlenir" (geçici olarak o rolün izinlerini alır).

Özet

Gruplar, kullanıcıları yönetmek ve birden çok kullanıcıya aynı izin setini uygulamak için kullanılır. Gruplar, doğrudan kullanıcılara bağlıdır.

Roller, geçici görevler ve özel erişim senaryoları için tasarlanmıştır. Bir rol, doğrudan bir kullanıcıya bağlı olmaksızın, kullanıcılara veya AWS hizmetlerine geçici erişim izinleri sağlar.

Bu ayrım, AWS'de kullanıcı ve erişim yönetiminin esnek ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlar. Gruplar, genel kullanıcı yönetimi ve izin ataması için kullanılırken, roller daha dinamik ve geçici erişim gereksinimleri için idealdir.


Kullanıcı, Grup, rol ve politika için örnek senaryo


AWS Identity and Access Management (IAM) kapsamında kullanıcı, grup, rol ve politika kavramlarını daha iyi anlamak için somut bir örnek üzerinden gitmek faydalı olacaktır. Diyelim ki, bir şirketiniz var ve bu şirket AWS üzerinde çeşitli kaynakları yönetiyor. Bu örnekte, bir web uygulaması geliştirme ekibi ve bu ekibin AWS kaynaklarına nasıl erişebileceğini göreceğiz.


Kullanıcı

Tanım: AWS üzerinde bir kimlik. Bu, gerçek bir kişi veya otomatik bir süreç olabilir.

Örnek: "Alice" ve "Bob", şirketinizin web geliştirme ekibinde çalışan iki mühendis. Her birine AWS IAM kullanıcı hesabı oluşturulur. Alice'in kullanıcı adı "alice@example.com", Bob'un kullanıcı adı ise "bob@example.com".

Grup

Tanım: Ortak erişim ihtiyaçlarına sahip IAM kullanıcılarının koleksiyonu.

Örnek: "WebDevTeam" adında bir grup oluşturulur. Bu grup, web geliştirme ile ilgili AWS kaynaklarına erişim gerektiren kullanıcılardan oluşur. Alice ve Bob, "WebDevTeam" grubuna eklenir.

Rol

Tanım: Belirli izinleri içeren ve gerektiğinde kullanıcılar veya AWS hizmetleri tarafından "üstlenilen" bir kimlik.

Örnek: "WebAppRole" adında bir rol oluşturulur. Bu rol, web uygulamasının çalıştırıldığı AWS EC2 instance'larının yönetimi için gereklidir. Rol, bu instance'lara erişim izinleri içerir ve EC2 instance'ları tarafından üstlenilir.

Politika

Tanım: Bir kullanıcı, grup veya role atanabilecek izinleri tanımlayan bir belge.

Örnek: "WebDevAccessPolicy" adında bir politika oluşturulur. Bu politika, Amazon S3 bucket'larına dosya yüklemek ve okumak, DynamoDB tablolarını yönetmek ve CloudWatch loglarına erişmek gibi izinleri içerir. "WebDevAccessPolicy", "WebDevTeam" grubuna ve "WebAppRole" rolüne atanır.

Kullanım Senaryosu

Kullanıcılar: Alice ve Bob, AWS Management Console'a kendi IAM kullanıcı bilgileriyle giriş yapar. Bu kullanıcı hesapları "WebDevTeam" grubuna ait olduğu için, "WebDevAccessPolicy" tarafından sağlanan izinlere sahip olurlar.

Grup: "WebDevTeam" grubu, ekibin AWS kaynaklarına erişimini merkezi olarak yönetir. Gruba yeni bir kullanıcı eklendiğinde, bu kullanıcı otomatik olarak grubun politikalarını alır.

Rol: "WebAppRole", EC2 instance'ları tarafından üstlenilir ve bu instance'ların gerekli AWS kaynaklarına erişimini sağlar.

Politika: "WebDevAccessPolicy", hem kullanıcılara (Alice ve Bob üzerinden) hem de role (EC2 instance'ları üzerinden) uygulanarak, gerekli kaynaklara erişim sağlar ve bu erişimi güvenli bir şekilde kısıtlar.

Bu örnek, IAM kullanıcılarının, gruplarının, rollerinin ve politikalarının nasıl bir araya geldiğini ve AWS kaynaklarına erişim kontrolünün nasıl sağlandığını göstermektedir.







AWS'de bir VPC içine neden private ve public subnetler kurarım? Bu subnetler için neden route table oluştururum? Yönlendirmeden kastımız ne?





AWS'de bir VPC (Virtual Private Cloud) içinde hem private hem de public subnetler oluşturmanın birkaç önemli nedeni vardır:


Güvenlik ve Ayrım: Private subnetler, dış dünyadan izole edilmiş bir ortam sağlar. Bu, hassas verilerin veya kritik uygulamaların güvenliğini artırır. Örneğin, bir veritabanını private bir subnette tutmak, ona yalnızca belirli ağ geçitleri veya VPN'ler üzerinden erişilebilir hale getirir. Public subnetler ise, internet üzerinden erişilmesi gereken kaynaklara (web sunucuları gibi) ev sahipliği yapar.


Erişilebilirlik ve Performans: Public subnetler, internete doğrudan erişim sağlayarak yüksek erişilebilirlik ve performans sunar. Örneğin, bir web sunucusu public subnet içinde konumlandırılarak herkes tarafından erişilebilir hale getirilebilir. Private subnetlerdeki sistemler ise, yalnızca belirli ağ geçitleri veya bağlantılar üzerinden erişilebilir olur, bu da veri güvenliğini ve ağ izolasyonunu artırır.


Trafik Kontrolü ve Yönetimi: AWS VPC içinde subnetler oluşturmak, ağ trafiğini daha iyi kontrol etme ve yönetme imkanı verir. Örneğin, public subnetlerdeki kaynaklar internete doğrudan erişirken, private subnetlerdeki kaynaklar NAT (Network Address Translation) cihazları veya VPN'ler üzerinden kontrollü bir şekilde erişim sağlayabilir.


Maliyet Optimizasyonu: Bazı durumlarda, private subnetlerde bulunan kaynaklar daha az maliyetli olabilir çünkü bu kaynaklar internete doğrudan erişim sağlamaz ve bu nedenle daha az veri transfer ücreti ödeyebilirler.


Uyumluluk ve Politikalar: Bazı şirketler veya kuruluşlar, belirli veri ve uygulamaların yalnızca izole edilmiş, güvenli ağlarda barındırılmasını gerektiren düzenlemelere veya iç politikalara sahiptir. Bu gereklilikleri karşılamak için private subnetler kullanılır.


Bu nedenlerle, bir AWS VPC içinde hem private hem de public subnetlerin bir arada kullanılması, güvenlik, erişilebilirlik, maliyet ve uyumluluk açısından önemli avantajlar sağlar.


Bu subnetler için neden route table oluştururum?


AWS'de subnetler için route table (yönlendirme tablosu) oluşturmanın birkaç önemli nedeni vardır:


Trafik Yönlendirme: Route table'lar, ağ trafiğinin nereye ve nasıl yönlendirileceğini belirler. Her subnet için bir route table oluşturarak, her subnetin trafiğini farklı şekillerde yönlendirebilirsiniz. Örneğin, public subnet için internete doğrudan erişim sağlayan bir route, private subnet için ise sadece dahili ağlara erişim sağlayan bir route ayarlayabilirsiniz.


Güvenlik ve İzolasyon: Farklı route table'lar kullanarak, farklı subnetler arasındaki erişimi kontrol edebilir ve güvenlik duvarı kuralları ile birleştirebilirsiniz. Bu, özellikle hassas verileri barındıran sistemler için önemlidir. Örneğin, private subnetin internete doğrudan erişimini engelleyerek güvenlik risklerini azaltabilirsiniz.


Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: Route table'lar, ağ yapılandırmanızı esnek ve ölçeklenebilir kılar. İhtiyaçlarınıza göre route'ları değiştirebilir, yeni subnetler ekleyebilir veya mevcut yapılandırmaları güncelleyebilirsiniz. Bu, iş yüklerinizin ve uygulamalarınızın değişen gereksinimlerine hızlı bir şekilde adapte olmanıza yardımcı olur.


Maliyet Optimizasyonu: Doğru yönlendirme stratejileri ile maliyetleri kontrol altında tutabilirsiniz. Örneğin, sınırlı internet erişimi olan private subnetlerdeki kaynaklar, internet üzerinden veri transferi için daha düşük maliyetlere yol açabilir.


Uyumluluk ve Politika Yönetimi: Kurumsal politikalar veya düzenleyici gereklilikler, belirli ağ trafiğinin sadece belirli yollar üzerinden geçmesini gerektirebilir. Özel yönlendirme politikaları uygulamak için route table'lar kullanılır.


Kısacası, AWS'de subnetler için route table oluşturmak, ağ trafiğini etkin bir şekilde yönetmek, güvenliği artırmak, maliyetleri optimize etmek ve uyumluluğu sağlamak için kritik öneme sahiptir. Her subnet için ihtiyaca uygun route table oluşturarak, ağınızın performansını ve güvenliğini optimize edebilirsiniz.


Yönlendirmeden kastın ne?


"Yönlendirme" (routing) terimi, ağlarda veri paketlerinin kaynaktan hedefe nasıl iletilmesi gerektiğini belirlemek için kullanılır. Bu süreç, ağ trafiğinin belirli kurallar ve yollar üzerinden ilerlemesini sağlar. AWS'de VPC içindeki subnetler için yönlendirme, özellikle önemlidir ve şu konseptleri içerir:


Route Table: AWS VPC'de her subnet, trafiğinin nasıl yönlendirileceğini belirleyen bir route table ile ilişkilendirilir. Bu tablolar, hangi IP adreslerine (veya IP adresi aralıklarına) giden trafik için hangi yolların kullanılması gerektiğini tanımlar.


Yönlendirme Kuralları: Bir route table, çeşitli yönlendirme kuralları içerir. Bu kurallar, belirli bir IP adresi aralığına giden trafik için hangi ağ geçidinin veya cihazın kullanılacağını tanımlar. Örneğin, internete erişim için bir internet gateway'i (IGW) veya VPC içindeki diğer subnetlere erişim için yerel yönlendirmeleri belirleyebilirsiniz.


Trafik Akışı Kontrolü: Yönlendirme, ağ trafiğinin nereden geldiğini ve nereye gittiğini kontrol eder. Örneğin, bir public subnetteki sunucu internet üzerinden trafik alabilir ve gönderebilirken, private subnet'teki bir sunucu yalnızca VPC içindeki diğer kaynaklarla iletişim kurabilir.


Güvenlik ve İzolasyon: Yönlendirme, subnetler arasındaki trafik akışını sınırlayarak güvenlik ve izolasyon sağlar. Bu, özellikle hassas veri barındıran veya kritik işlemler yapan sistemler için önemlidir.


Verimlilik ve Performans: Etkili yönlendirme stratejileri, ağ trafiğinin en verimli yoldan ilerlemesini sağlar, bu da performansı artırır ve gereksiz ağ trafiğini azaltır.


AWS'de, bir VPC içindeki her subnet için doğru yönlendirme politikalarını belirlemek, ağın güvenliğini, verimliliğini ve performansını optimize etmek için önemlidir. Bu, ağın genel yapısını ve işleyişini etkileyen kritik bir ağ yönetimi görevidir.

Amazon route 53 servisi. Esnek Yönlendirme Politikaları


Amazon Route 53, Amazon Web Services (AWS) tarafından sunulan, ölçeklenebilir ve yüksek kullanılabilirlik sağlayan bir Domain Name System (DNS) web servisi. İşte bu servisin temel özellikleri ve işlevleri:


DNS Yönetimi: Route 53, alan adlarınızın DNS kayıtlarını yönetmenizi sağlar. Bu, web sitenizin veya uygulamanızın internet üzerinde nasıl bulunacağını kontrol etmenize olanak tanır.


Yüksek Kullanılabilirlik ve Güvenilirlik: AWS altyapısı üzerinde çalıştığı için, Route 53, yüksek düzeyde kullanılabilirlik ve güvenilirlik sunar. Bu, web sitenizin veya uygulamanızın kesintiye uğramadan çalışmaya devam edeceği anlamına gelir.


Esnek Yönlendirme Politikaları: Route 53, trafik akışını kontrol etmek için çeşitli yönlendirme politikaları sunar. Örneğin, coğrafi konuma dayalı yönlendirme, sağlık kontrollerine dayalı yönlendirme gibi seçenekler mevcuttur.


Sağlık Kontrolleri: Route 53, web sunucularınızın ve diğer kaynaklarınızın durumunu düzenli olarak kontrol eder. Eğer bir problem tespit edilirse, trafik otomatik olarak sağlıklı kaynaklara yönlendirilebilir.


Domain Kaydı ve Transferi: Route 53, yeni alan adları kaydetmenize ve mevcut alan adlarını AWS'ye transfer etmenize olanak tanır.


API Erişimi ve Otomasyon: Route 53, API aracılığıyla programatik olarak yönetilebilir, bu da otomasyon ve entegrasyonu kolaylaştırır.


Kolay Entegrasyon ve Genişletilebilirlik: AWS servisleriyle doğal entegrasyon sağlar ve gerektiğinde kolayca genişletilebilir.


Route 53, özellikle AWS altyapısını kullanan işletmeler için tercih edilen bir DNS çözümüdür, çünkü AWS ekosistemi ile sorunsuz bir şekilde entegre olur ve güçlü ve esnek DNS yönetimi imkanları sunar.


Esnek Yönlendirme Politikaları: Route 53, trafik akışını kontrol etmek için çeşitli yönlendirme politikaları sunar. Örneğin, coğrafi konuma dayalı yönlendirme, sağlık kontrollerine dayalı yönlendirme gibi seçenekler mevcuttur.


Amazon Route 53'ün esnek yönlendirme politikaları, web trafiğini ve DNS sorgularını çeşitli kriterlere göre yönlendirmek için kullanılır. Bu politikalar, daha iyi kullanıcı deneyimi, yük dengeleme, coğrafi olarak yakın sunuculara yönlendirme ve hizmet kesintilerini yönetme gibi amaçlarla kullanılır. İşte Route 53'ün bazı yaygın yönlendirme politikaları:


Basit Yönlendirme: Bu politika, tek bir kaynak için DNS sorgularını yönlendirmek için kullanılır. Örneğin, bir web sitesinin IP adresine yönlendirme.


Ağırlıklı Yönlendirme: Bu politika, trafiği birden fazla kaynak arasında belirli ağırlıklara göre dağıtmak için kullanılır. Örneğin, iki farklı sunucuya gönderilecek trafiği %70 ve %30 oranında bölüştürebilirsiniz.


Coğrafi Konuma Dayalı Yönlendirme (GeoDNS): Kullanıcıların coğrafi konumuna dayalı olarak trafiği yönlendirir. Örneğin, Avrupa'daki kullanıcılara farklı bir sunucu adresi, Asya'daki kullanıcılara başka bir sunucu adresi gösterebilirsiniz.


Coğrafi Yakınlığa Dayalı Yönlendirme (Geoproximity): Kullanıcıların belirli bir konumdan ne kadar uzakta olduklarına göre trafiği yönlendirir. AWS'nin "Route 53 Traffic Flow" aracı ile daha karmaşık senaryolar oluşturabilirsiniz.


Sağlık Kontrollerine Dayalı Yönlendirme: Sunucuların ve uygulamaların sağlık durumuna göre trafiği yönlendirir. Bir sunucu çalışmıyorsa veya yanıt vermiyorsa, trafiği otomatik olarak sağlıklı bir sunucuya yönlendirir.


Çoklu Değer Yanıtı Yönlendirme: Bu, birden fazla kaynağa eşit olarak trafiği dağıtır ve her bir DNS sorgusu için birden fazla değer döndürür.


Failover Yönlendirme: Ana kaynak hizmet dışı kaldığında, trafiği bir yedek kaynağa otomatik olarak yönlendirir. Bu, yüksek kullanılabilirlik ve kesintisiz hizmet için önemlidir.


Bu politikalar, işletmelerin ve geliştiricilerin çeşitli ihtiyaçlarına göre uygun çözümler sunar ve Route 53'ü, karmaşık DNS yönetimi gereksinimleri için güçlü bir araç haline getirir.


Örnek bir senaryo verir misin?

Tabii ki, işte Amazon Route 53'ün esnek yönlendirme politikalarını kullanarak oluşturabileceğiniz bir senaryo:


Senaryo: Uluslararası E-Ticaret Web Sitesi

Durum: Siz, dünya çapında hizmet veren bir e-ticaret şirketisiniz. Web siteniz, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'daki üç ana bölgede müşterilere hizmet vermektedir. Her bölge için ayrı sunucularınız var ve müşterilere en iyi performansı sunmak istiyorsunuz.


Amaç: Müşterilerin coğrafi konumlarına göre onları en yakın sunuculara yönlendirmek, böylece daha hızlı sayfa yükleme süreleri ve daha iyi kullanıcı deneyimi sağlamak.


Route 53 Çözümü:


Coğrafi Konuma Dayalı Yönlendirme (GeoDNS):


Kuzey Amerika'daki kullanıcılar için, Kuzey Amerika'daki sunuculara yönlendirme yapın.

Avrupa'daki kullanıcılar için, Avrupa'daki sunuculara yönlendirme yapın.

Asya'daki kullanıcılar için, Asya'daki sunuculara yönlendirme yapın.

Sağlık Kontrolleri:


Her sunucu için sağlık kontrolleri ayarlayın.

Eğer bir sunucu yanıt vermiyorsa, o bölgedeki kullanıcıları otomatik olarak ikinci en yakın sunucuya yönlendirin.

Failover Yönlendirme:


Birincil sunucu hizmet dışı kaldığında, trafiği yedek sunucuya yönlendirin.

Uygulama:


DNS ayarlarınızı Route 53 üzerinde yapılandırın.

Her bölge için A (IPv4) veya AAAA (IPv6) kayıtları oluşturun.

Coğrafi konuma dayalı yönlendirme politikalarını ayarlayın.

Her sunucu için sağlık kontrolleri ekleyin.

Gerekirse, failover yönlendirmeleri için ek DNS kayıtları oluşturun.

Sonuç:

Bu yapılandırma ile, müşterileriniz her zaman en hızlı yanıt veren ve coğrafi olarak en yakın sunucuya yönlendirilir. Böylece, kullanıcılarınıza daha hızlı ve güvenilir bir web deneyimi sunarsınız, potansiyel hizmet kesintilerinin etkisini azaltırsınız.

AWS VPC, Nat Gateway, Internet Gateway, Network Access Control List Kavramları ve İlişkileri

VPC (Virtual Private Cloud): AWS VPC, AWS bulut içinde özel bir sanal ağ alanı oluşturmanıza olanak tanır. Bu, kendi ağınızı oluşturmak ve yönetmek gibi düşünülebilir. Kendi IP adres aralıklarınızı seçebilir, alt ağlar oluşturabilir ve ağ geçitleri yapılandırabilirsiniz.

NAT Gateway (Network Address Translation Gateway): NAT Gateway, özel alt ağlardaki (private subnets) makinelerin internete erişmesini, fakat internetten doğrudan erişilememesini sağlar. Özellikle güvenlik önemli olduğunda, örneğin uygulama sunucuları gibi durumlarda kullanılır. Bu sunucular internetten güncellemeler alabilir, ancak internetten doğrudan erişilemez.

Internet Gateway: VPC'nize internet erişimi sağlamak için kullanılır. Bir internet ağ geçidi, VPC'nizdeki kaynakların (örneğin EC2 örnekleri) internete erişmesini ve internetten erişilmesini sağlar. Genellikle genel alt ağlarda (public subnets) bulunan kaynaklar için kullanılır.

Network Access Control List (NACL): NACL, VPC'nizin alt ağlarına gelen ve giden trafiği denetleyen bir güvenlik katmanıdır. Kurallar, belirli IP adresleri veya IP aralıklarından gelen trafiği izin vermek veya reddetmek için kullanılabilir. Bu, bir tür güvenlik duvarı olarak düşünülebilir ve çok ince ayarlı trafik kontrolü sağlar.

Bu kavramlar arasındaki ilişki, bir AWS VPC içinde güvenli ve kontrol edilebilir bir ağ ortamı oluşturmak için bir arada çalışmalarıdır. VPC, genel altyapınızı oluşturur; Internet Gateway, bu altyapının internete erişimini sağlar; NAT Gateway, özel alt ağlardaki makinelerin internete güvenli bir şekilde erişimini sağlar; ve NACL, alt ağlara giriş ve çıkış yapan trafiği detaylı bir şekilde kontrol etmenize imkan tanır.

VPC'^de hangi elementler bulunabilir?

AWS VPC (Virtual Private Cloud) içinde bir dizi önemli element bulunabilir. Bunlar, bir ağ ortamını oluşturmak, yönetmek ve güvenliğini sağlamak için kullanılır. VPC'de bulunabilecek ana elementler:

  • Subnets (Alt Ağlar): VPC içinde, IP adres aralığınızı daha küçük ağ segmentlerine bölebilirsiniz. Her alt ağ, VPC'nizin belirli bir bölgesindeki kaynaklara hizmet eder. Alt ağlar, genellikle özel (private) ve genel (public) olarak ayrılır.

  • Route Tables (Yönlendirme Tabloları): Bu tablolar, ağ trafiğinin nasıl yönlendirileceğini belirler. Her alt ağ, bir yönlendirme tablosuna atanır ve bu tablo, trafiğin nereye gitmesi gerektiğini belirler.

  • Internet Gateway: VPC'nizi internete bağlamak için kullanılır. Bu, VPC'nizdeki kaynakların internete erişmesini ve internetten erişilmesini sağlar.

  • NAT Gateways (Network Address Translation Gateway): Özel alt ağlardaki makinelerin internete erişmesini sağlar, ancak internetten doğrudan erişilemezler.

  • Security Groups (Güvenlik Grupları): Güvenlik grupları, EC2 örneklerine (sanal sunucular) gelen ve giden trafiği kontrol eden sanal güvenlik duvarlarıdır.

  • Network ACLs (Access Control Lists): Alt ağ seviyesinde trafiği kontrol eden ek bir güvenlik katmanıdır. Gelen ve giden trafiği izin verilen veya yasaklanan IP adresleri üzerinden denetler.

  • Elastic IP Addresses: AWS tarafından sağlanan sabit IPv4 adresleridir. Bu adresler, özellikle internete maruz kalacak olan kaynaklar için önemlidir, çünkü sabit bir IP adresi sağlarlar.

  • VPC Endpoints: AWS hizmetlerine ve kaynaklarına, internet trafiğini kullanmadan erişim sağlarlar. Örneğin, bir VPC içindeki bir sunucunun S3 hizmetine erişmesi gerektiğinde, VPC Endpoint bu erişimi sağlar.

  • Peering Connections: İki farklı VPC arasında özel ağ bağlantısı kurmanızı sağlar. Bu, farklı VPC'lerdeki kaynakların birbirleriyle güvenli ve özel bir şekilde iletişim kurmasına olanak tanır.

Bu elementlerin her biri, bir AWS VPC içindeki ağ altyapısını yönetmek ve özelleştirmek için kullanılır. Bu yapının karmaşıklığı, uygulamanın ihtiyaçlarına ve güvenlik gereksinimlerine bağlı olarak değişebilir.

VPC'de EC2 instanceları ve diğer servisler bulunur mu?

Evet, AWS VPC (Virtual Private Cloud) içinde EC2 örnekleri (instances) ve diğer AWS servisleri barındırılabilir. VPC, AWS'in sunduğu çeşitli servisler ve kaynaklar için izole edilmiş bir ağ ortamı sağlar. VPC'de bulunabilecek bazı öğeler:

  • EC2 Instances (Elastic Compute Cloud Örnekleri): AWS'nin sanal sunucu hizmeti olan EC2, VPC içinde çalıştırılabilir. Bu örnekler, farklı konfigürasyonlarda ve kapasitelerde olabilir ve çeşitli uygulamalar için kullanılabilir.

  • RDS Instances (Relational Database Service Örnekleri): AWS'nin yönetilen veritabanı hizmeti olan RDS, VPC içinde çalışabilir. Bu, MySQL, PostgreSQL, Oracle, SQL Server ve daha fazlası gibi çeşitli veritabanı motorları için yönetilen veritabanları sağlar.

  • Elastic Load Balancers (ELB): Trafik dağıtımını yönetmek ve uygulama katmanında yüksek kullanılabilirlik sağlamak için VPC içinde Elastic Load Balancers kullanılabilir.

  • Lambda Functions: AWS Lambda, sunucusuz bilgi işlem hizmetidir ve VPC içindeki kaynaklara erişim sağlayabilir. Bu, özellikle güvenlik ve ağ izolasyonu gerektiren durumlar için yararlıdır.

  • Elasticache: AWS'nin önbellek hizmeti olan Elasticache, VPC içinde çalıştırılabilir. Bu, uygulamalarınızın performansını artırmak için kullanılan yönetilen Redis veya Memcached önbellek sunucularını içerir.

  • S3 VPC Endpoints: VPC içindeki kaynakların, internet üzerinden geçmeden doğrudan AWS S3 hizmetine erişimini sağlayan özel bağlantı noktalarıdır.

  • EFS (Elastic File System): Dağıtılmış dosya sistemleri, VPC içindeki birden çok EC2 örneği arasında kullanılabilir.

VPC Peering: Farklı VPC'ler arasında özel ağ bağlantıları kurarak, bir VPC'deki kaynakların başka bir VPC'deki kaynaklarla iletişim kurmasını sağlar.

Direct Connect: Kuruluşların AWS ağını kendi veri merkezlerine doğrudan bağlamasını sağlar, bu da VPC ile daha yüksek performanslı ve güvenilir bir ağ bağlantısı oluşturur.

Bu servisler ve kaynaklar, AWS VPC içinde güvenli ve özelleştirilebilir bir ağ ortamında çalıştırılarak, iş yüklerinin ihtiyaçlarına göre ölçeklendirilmesine ve yönetilmesine olanak tanır. VPC, bu kaynakların izole edilmiş ve güvenli bir şekilde konumlandırılmasını sağlayarak, geniş bir uygulama ve hizmet yelpazesini destekler.

Amazon elastic cache konusu. Örnek bir senaryo



Amazon Elastic Cache, Amazon Web Services'in (AWS) sunduğu bir yönetimli önbellekleme servisidir. Bu servis, web uygulamalarının performansını artırmak için kullanılır. Amazon Elastic Cache, özellikle yüksek performans gerektiren veri okuma ve yazma işlemleri için idealdir ve iki ana önbellekleme motoru sunar: Redis ve Memcached.


Redis ve Memcached Arasındaki Farklar

Redis:


Redis, gelişmiş veri yapısı desteği (listeler, haritalar, setler, sıralı setler vb.) sunar.

Verileri hem bellekte hem de diskte saklayabilir, bu da dayanıklılık sağlar.

Master-slave replikasyonunu destekler.

Otomatik bölümleme (sharding) özelliği vardır.

Memcached:


Daha basit, anahtar-değer tabanlı bir önbellekleme sistemidir.

Hız ve hafiflik için optimize edilmiştir.

Replikasyon veya dayanıklılık gibi gelişmiş özellikleri desteklemez.

Büyük ölçekte dağıtım için uygundur.

Amazon Elastic Cache'in Faydaları

Performans Artışı: Veri erişim sürelerini azaltarak uygulamaların performansını artırır.

Ölçeklenebilirlik: Trafik artışlarına kolayca uyum sağlar, ölçeği dinamik olarak ayarlayabilir.

Yönetim Kolaylığı: Yönetim, izleme ve ölçeklendirme işlemleri AWS tarafından otomatik olarak yapılır.

Maliyet Etkinliği: Yüksek performanslı önbellekleme ile sunucu kaynaklarını daha verimli kullanarak maliyetleri düüşrür.

Kullanım Senaryoları

Web Uygulamaları: Oturum bilgileri, sık kullanılan sorgu sonuçları gibi verileri önbellekleyerek hızlı yanıt süreleri sağlar.

Büyük Veri Analizleri: Analitik işlemlerde veri erişim sürelerini azaltarak hız kazandırır.

Oyun Uygulamaları: Yüksek okuma/yazma işlem hızları sayesinde gerçek zamanlı oyun deneyimlerini iyileştirir.

Amazon Elastic Cache, AWS ekosistemindeki diğer servislerle (örneğin, Amazon RDS, Amazon DynamoDB) entegre çalışarak veri tabanı yükünü azaltabilir ve uygulamaların daha hızlı ve verimli çalışmasını sağlar.


Örnek bir senaryo


Tabii, işte Amazon Elastic Cache'i kullanarak gerçekleştirilebilecek tipik bir senaryo:


Senaryo: E-Ticaret Web Sitesi için Performans Optimizasyonu

Durum:


Bir e-ticaret şirketiniz var ve web sitenizde binlerce ürün listeleniyor. Site, kullanıcıların yoğun olduğu zamanlarda yavaşlıyor, özellikle de popüler ürünlerin sayfalarında ve arama sonuçlarında. Bu durum, kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyor ve satışlarda düşüşe neden oluyor.

Hedef:


Web sitesinin yanıt süresini iyileştirmek ve kullanıcı deneyimini artırmak.

Çözüm:


Amazon Elastic Cache kullanarak sık erişilen verileri önbelleğe almak.

Uygulama Adımları:


Veri Analizi:


Hangi verilerin sıkça erişildiğini (örneğin, en popüler ürünler, kullanıcıların en çok ziyaret ettiği sayfalar) analiz edin.

Cache Stratejisinin Belirlenmesi:


Bu verileri Elastic Cache'de önbelleğe almak için bir strateji geliştirin. Örneğin, popüler ürünlerin bilgileri ve kullanıcı yorumları Redis tabanlı bir önbellekte saklanabilir.

Elastic Cache Kurulumu:


Amazon Elastic Cache'de Redis veya Memcached tabanlı bir önbellek oluşturun. Burada Redis, veri yapısı çeşitliliği ve dayanıklılık özellikleri nedeniyle daha uygun olabilir.

Uygulama Entegrasyonu:


Web uygulamanızın önbellekten veri çekecek şekilde entegre edilmesini sağlayın. Örneğin, bir kullanıcı popüler bir ürün sayfasını ziyaret ettiğinde, veriler doğrudan Elastic Cache'den alınır, böylece veritabanı yükü azalır ve yanıt süreleri kısalır.

İzleme ve Optimizasyon:


Elastic Cache ve web sunucularının performansını izleyin. Önbellek boyutunu ve yapılandırmasını, trafik ve kullanım verilerine göre ayarlayın.

Sonuç:


Web sitesinin yanıt süreleri önemli ölçüde iyileşir.

Kullanıcılar, daha hızlı yüklenen sayfalar ve daha akıcı bir alışveriş deneyimi yaşar.

Sunucu kaynakları daha verimli kullanılır, bu da maliyet tasarrufu sağlar.

Artan kullanıcı memnuniyeti ve iyileştirilmiş performans, satışlarda olumlu bir etki yaratır.

Bu senaryo, Elastic Cache'in nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini ve web sitelerindeki kullanıcı deneyimini nasıl iyileştirebileceğini göstermektedir.

AWS (Relational Database Service) konusu. stediğim Teknolojiyi seçebilir miyim?


Amazon RDS (Relational Database Service) bir bulut veritabanı servisidir ve Amazon Web Services (AWS) tarafından sunulur. Amazon RDS, kullanıcıların kolay bir şekilde ilişkisel veritabanları oluşturmasını, işletmesini ve ölçeklendirmesini sağlar. Bu hizmet, popüler veritabanı yönetim sistemlerini destekler, örneğin MySQL, PostgreSQL, MariaDB, Oracle ve Microsoft SQL Server.


Amazon RDS'nin avantajları arasında yüksek kullanılabilirlik, otomatik yedekleme, kolay ölçeklendirme, güvenlik ve veritabanı bakım işlemlerinin otomatikleştirilmesi yer alır. AWS altyapısı sayesinde, RDS kullanıcıların veritabanı yüklerini yönetirken donanım bakımı, yazılım yamalama ve diğer rutin bakım görevlerinden kurtarır. Ayrıca, çok bölgeli replikasyon ve otomatik failover özellikleri sayesinde yüksek kullanılabilirlik ve dayanıklılık sunar.


RDS'nin kullanımı, özellikle ölçeklenebilirlik ve esneklik gerektiren uygulamalar için idealdir. Bu, hem küçük projeler için uygun bir çözüm sağlar hem de büyük, yoğun trafik alan web sitelerinin ve uygulamaların ihtiyaçlarını karşılayabilir. Amazon RDS'nin fiyatlandırması, kullanılan kaynakların ve seçilen veritabanı motorunun türüne bağlı olarak değişir. AWS'nin ücretlendirme modeli, genellikle kullanılan kaynakların miktarına ve süresine dayanır.

İstediğim Teknolojiyi seçebilir miyim?

Evet, Amazon RDS kullanırken istediğiniz teknolojiyi seçebilirsiniz. Amazon RDS, çeşitli popüler ilişkisel veritabanı yönetim sistemlerini (RDBMS) destekler. Bu sistemler arasından iş veya projenizin gereksinimlerine en uygun olanı seçebilirsiniz. İşte Amazon RDS tarafından desteklenen bazı ana veritabanı teknolojileri:


MySQL: Açık kaynaklı, yaygın kullanılan bir veritabanı sistemi. Web tabanlı uygulamalar için popüler bir seçenektir.


PostgreSQL: Güçlü, açık kaynaklı bir nesne-ilişkisel veritabanı sistemidir. Gelişmiş özellikler ve genişletilebilirlik sunar.


MariaDB: MySQL'in bir çatalı (fork) olarak geliştirilen, açık kaynaklı bir veritabanı sistemidir. MySQL ile yüksek uyumluluğa sahiptir.


Oracle: Kurumsal düzeyde özellikler sunan, güçlü bir ticari veritabanı yönetim sistemidir.


Microsoft SQL Server: Microsoft tarafından geliştirilen, geniş özelliklere sahip bir veritabanı yönetim sistemidir.


Her bir veritabanı motoru, belirli avantajlar ve özellikler sunar. Seçiminiz, uygulamanızın gereksinimleri, mevcut veritabanı uzmanlığınız, bütçeniz ve tercih ettiğiniz lisanslama modeline göre değişebilir. Amazon RDS, bu veritabanları için yönetim, ölçeklendirme, yedekleme ve diğer operasyonel görevleri kolaylaştırarak, size daha çok uygulamanızın geliştirilmesi ve yönetilmesine odaklanma imkanı sunar.

Amazon Dynamo DB'nin çalışma yapısı nasıldır? Key-Value ve Document olarak aynı anda kullanılabilir mi?




Amazon DynamoDB, Amazon Web Services (AWS) tarafından sağlanan tamamen yönetilen bir NoSQL veritabanı hizmetidir. Yüksek performanslı ve ölçeklenebilir bir yapı sunar. İşte temel çalışma yapısı:


NoSQL Veritabanı: DynamoDB, geleneksel ilişkisel veritabanlarından farklı olarak, esnek bir şema kullanır. Verileri tablolar halinde saklar, ancak her kayıt için sabit bir şema gerekmez.


Anahtar-Değer ve Belge Mağazası: Tablolar, hem anahtar-değer hem de belge veri modellerini destekler. Bu, verileri JSON gibi belge formatlarında veya basit anahtar-değer çiftleri olarak saklayabileceğiniz anlamına gelir.


Yüksek Performans ve Ölçeklenebilirlik: DynamoDB, düşük gecikme süreleriyle yüksek performans sağlar. Otomatik ölçeklendirme özelliği, trafik artışlarını otomatik olarak algılayıp kaynakları buna göre ayarlar.


Dayanıklılık ve Kullanılabilirlik: Veriler, birden fazla coğrafi konumdaki AWS veri merkezlerinde çoğaltılır. Bu, yüksek kullanılabilirlik ve veri dayanıklılığı sağlar.


Esnek Sorgulama ve Endeksleme: DynamoDB, anahtar değerleri üzerinden hızlı sorgulama yapmanın yanı sıra, sekonder indeksler oluşturarak daha karmaşık sorgulamaları da destekler.


Otomatik Yönetim: Sunucu yönetimi, yama uygulaması, kurulum ve yapılandırma gibi işlemler AWS tarafından yönetilir, böylece kullanıcılar altyapı üzerinde vakit harcamadan doğrudan uygulamalarını geliştirebilirler.


Entegrasyon ve Esneklik: AWS hizmetleriyle doğal entegrasyon sağlar ve Lambda, Elastic MapReduce (EMR) gibi hizmetlerle kolayca entegre olabilir.


Güvenlik: AWS'nin kapsamlı güvenlik ve kimlik doğrulama özellikleriyle, verilere erişim yetkileri detaylı bir şekilde kontrol edilebilir.


DynamoDB'nin bu özellikleri, özellikle büyük ölçekli, yüksek trafikli uygulamalar ve hizmetler için ideal bir veritabanı çözümü sunar.


Anahtar-Değer ve Belge Mağazası: Tablolar, hem anahtar-değer hem de belge veri modellerini destekler. Bu, verileri JSON gibi belge formatlarında veya basit anahtar-değer çiftleri olarak saklayabileceğiniz anlamına gelir.


Evet, doğru anlamışsınız. Amazon DynamoDB'nin "Anahtar-Değer ve Belge Mağazası" özelliği, verileri iki farklı formatta saklamanıza olanak tanır:


Anahtar-Değer Çiftleri: Bu modelde, her veri öğesi bir anahtar (unique key) ile ilişkilendirilir. Bu anahtar, veri öğesine hızlı bir şekilde erişmek için kullanılır. Örneğin, bir kullanıcının profil bilgilerini saklamak için kullanıcı adı anahtar olarak kullanılabilir ve bu anahtar, kullanıcının tüm profil bilgilerine hızlıca erişmek için bir referans noktası oluşturur.


Belge Formatı: DynamoDB ayrıca belge tabanlı veri saklama imkanı da sunar. Bu durumda, veriler JSON, XML gibi belge formatlarında saklanabilir. Bu, veri yapılarının daha karmaşık ve hiyerarşik olmasına izin verir. Örneğin, bir ürün hakkında detaylı bilgileri, farklı kategoriler ve özellikler altında organize edilmiş bir JSON belgesi olarak saklayabilirsiniz.


Her iki model de, veritabanının esnekliğini artırır ve farklı türde uygulama gereksinimlerine uyum sağlamasına olanak tanır. Anahtar-değer modeli, basit ve hızlı erişim için idealdirken, belge modeli daha karmaşık veri yapılarını ve sorgularını destekler. Bu özellikler, DynamoDB'yi çeşitli uygulama senaryoları için uygun bir seçim yapar.


User

Bir DB'de hem anahtar değer hem belge saklayabilir miyim?

ChatGPT

Evet, bir veritabanında hem anahtar-değer çiftleri hem de belge formatında verileri saklayabilirsiniz. Bu tür bir esneklik, özellikle NoSQL veritabanlarında yaygındır ve Amazon DynamoDB gibi bazı veritabanları, her iki veri saklama modelini de destekler. Bu yaklaşım, uygulamanızın ihtiyaçlarına göre verileri en uygun şekilde saklamanıza olanak tanır.


Örneğin, Amazon DynamoDB'de:


Anahtar-Değer Çiftleri: Basit, hızlı erişim gerektiren veriler için kullanılabilir. Örneğin, kullanıcı ID'sine göre kullanıcı profillerini hızla almak isteyebilirsiniz.


Belge Formatı: Daha karmaşık, iç içe geçmiş veya hiyerarşik veri yapıları için kullanışlıdır. JSON formatındaki belgeler, birden fazla alana göre sorgulanabilir ve bu alanlar üzerinde daha karmaşık sorgular yapılabilir.


Bir veritabanında her iki tür veriyi saklamak, uygulamanızın veya projenizin gereksinimlerine daha iyi hizmet edebilir ve veri erişiminde daha fazla esneklik sağlar. Bu, özellikle farklı türde verilerle çalışan ve çeşitli sorgulama ihtiyaçları olan uygulamalar için yararlıdır.


Belge saklarken de anahtar kullanır mıyım?


Evet, belge saklarken de anahtar kullanırsınız. NoSQL veritabanlarında, özellikle belge tabanlı sistemlerde, her belge genellikle benzersiz bir anahtar (genellikle bir "anahtar" veya "ID" olarak adlandırılır) ile ilişkilendirilir. Bu anahtar, belirli bir belgeye erişim sağlamak için kullanılır. İşte bu konseptin temel özellikleri:


Benzersiz Anahtarlar: Her belge, veritabanında onu diğer belgelerden ayıran benzersiz bir anahtar ile saklanır. Bu anahtar, veritabanındaki belgenin "adresi" gibidir.


Hızlı Erişim: Anahtar, belgeye hızlı bir şekilde erişmek için kullanılır. Anahtar bilindiğinde, veritabanı doğrudan ilgili belgeyi alabilir, bu da veri okuma işlemlerini hızlandırır.


Sorgulama ve Endeksleme: Belge içindeki diğer alanlar da sorgulama ve endeksleme için kullanılabilir. Ancak, belgeye en hızlı erişim genellikle anahtar üzerinden yapılır.


Esnek Veri Yapıları: Belge formatı, genellikle JSON gibi esnek veri yapılarını destekler. Bu, iç içe veri ve karmaşık veri türlerini kolayca saklayabilmenizi sağlar.


Örnek: Bir e-ticaret uygulamasında, her müşteri siparişi bir JSON belgesi olarak saklanabilir ve her belge, siparişi tanımlayan benzersiz bir sipariş ID'si (anahtar) ile ilişkilendirilebilir.


Böylece, belge tabanlı bir veritabanında veri saklarken, belgeleri tanımlamak ve hızlıca erişmek için anahtarları kullanırsınız. Bu yaklaşım, veritabanınızı düzenli tutmanıza ve veriye verimli bir şekilde erişmenize olanak tanır.


İşte hem anahtar-değer hem de belge saklama özelliklerini kullanan bir Amazon DynamoDB senaryosu:


Senaryo: E-Ticaret Uygulaması

Durum: Bir e-ticaret platformu, ürün bilgilerini, müşteri profillerini ve sipariş detaylarını yönetmek için DynamoDB kullanıyor.


Ürün Kataloğu (Belge Saklama)

Kullanım: Ürün bilgileri, çeşitlilik ve karmaşık yapıları nedeniyle belge formatında saklanır (örneğin, JSON formatında).

Veri Örneği: Her ürünün adı, açıklaması, fiyatı, stok durumu, kategorisi ve resimleri gibi bilgiler içeren bir JSON belgesi.

Anahtar: Her ürün için benzersiz bir ürün ID'si (örneğin, productId).

Müşteri Profilleri (Anahtar-Değer ve Belge Saklama)

Kullanım: Müşteri bilgileri hem anahtar-değer hem de belge formatında saklanır. Basit bilgiler anahtar-değer çiftleri olarak, karmaşık bilgiler ise belgelerde saklanır.

Veri Örneği: Müşterinin adı, e-posta adresi (anahtar-değer olarak); adres, sipariş geçmişi, tercihler gibi detaylı bilgiler ise bir JSON belgesinde saklanır.

Anahtar: Her müşteri için benzersiz bir müşteri ID'si (örneğin, customerId).

Siparişler (Belge Saklama)

Kullanım: Sipariş detayları, içerdiği birden fazla öğe ve karmaşıklığı nedeniyle belge formatında saklanır.

Veri Örneği: Her siparişin ürünleri, miktarları, fiyatları, müşteri bilgileri, teslimat adresi ve durumu gibi bilgiler içeren bir JSON belgesi.

Anahtar: Her sipariş için benzersiz bir sipariş ID'si (örneğin, orderId).

Bu senaryoda, DynamoDB'nin esnek yapısı sayesinde, farklı türdeki verileri en uygun formatlarda saklayabilir ve veri yönetimi, sorgulama ve ölçeklendirme konularında yüksek verimlilik ve esneklik sağlayabilirsiniz.


Bunlar farklı db örneklerinde saklanır değil mi?


Hayır, belirttiğim senaryodaki gibi farklı veri türleri (anahtar-değer çiftleri ve belgeler) aynı Amazon DynamoDB örneğinde saklanabilir. DynamoDB'nin esnek yapısı, tek bir veritabanı örneği içinde hem basit anahtar-değer çiftlerini hem de karmaşık belge yapılarını destekler. Bu, veritabanı yönetimini basitleştirir ve farklı veri türlerini aynı platform üzerinde entegre bir şekilde yönetmenize olanak tanır.


E-ticaret senaryosunda:


Ürün bilgileri, müşteri profilleri ve sipariş detayları gibi farklı veri kategorileri, aynı DynamoDB örneğinde farklı tablolarda saklanabilir.

Her tablo, o tabloya özgü veri gereksinimlerini karşılayacak şekilde yapılandırılabilir. Örneğin, ürün kataloğu için bir tablo, müşteri profilleri için başka bir tablo ve siparişler için başka bir tablo oluşturulabilir.

Her tabloda, verileri saklamak ve sorgulamak için hem anahtar-değer çiftleri hem de belge formatı kullanılabilir.

Bu yaklaşım, verilerinizi organize etmek ve yönetmek için esneklik sağlar ve aynı zamanda veritabanı yönetimi ve sorgulama işlemlerini kolaylaştırır.


İşte Amazon DynamoDB'de saklanabilecek bazı örnek değerler, belirtilen e-ticaret senaryosu çerçevesinde:


Ürün Kataloğu Tablosu

Tablo Adı: Products


Örnek Kayıt

Anahtar (Key): productId: "P12345"

Belge (Document):

json

Copy code

{

  "name": "Akıllı Saat",

  "description": "Su geçirmez ve çok fonksiyonlu akıllı saat.",

  "price": 299.99,

  "category": "Elektronik",

  "stock": 50,

  "images": ["image1.jpg", "image2.jpg"]

}

Müşteri Profilleri Tablosu

Tablo Adı: Customers


Örnek Kayıt

Anahtar (Key): customerId: "C98765"

Belge (Document):

json

Copy code

{

  "name": "Ayşe Yılmaz",

  "email": "ayse@example.com",

  "address": {

    "street": "123 Elm St",

    "city": "İstanbul",

    "postalCode": "34000"

  },

  "orderHistory": ["O1001", "O1002"]

}

Siparişler Tablosu

Tablo Adı: Orders


Örnek Kayıt

Anahtar (Key): orderId: "O1001"

Belge (Document):

json

Copy code

{

  "customerId": "C98765",

  "date": "2023-12-01",

  "items": [

    {

      "productId": "P12345",

      "quantity": 1,

      "price": 299.99

    }

  ],

  "shippingAddress": {

    "street": "123 Elm St",

    "city": "İstanbul",

    "postalCode": "34000"

  },

  "status": "Shipped"

}

Bu örneklerde, her tablo farklı veri türleri için ayrılmış ve her biri, anahtar-değer ve belge formatlarını kullanarak DynamoDB içinde saklanmıştır. Ürünler, müşteri profilleri ve siparişler, her biri kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş yapılarla temsil edilir. Bu, veri yönetimini optimize etmeye ve veritabanı sorgularını etkili bir şekilde gerçekleştirmeye yardımcı olur.


Aynı senaryoda basit anahtar-değer çiftleri için örnekler verebilirim. DynamoDB'de anahtar-değer çiftlerini kullanarak saklanabilecek veriler genellikle daha basittir ve genellikle tek bir anahtar ile ilişkili bir değerden oluşur.


Müşteri Profilleri Tablosu

Tablo Adı: CustomerProfiles


Anahtar-Değer Örnekleri

Müşteri Temel Bilgileri


Anahtar: customerId: "C98765"

Değer: name: "Ayşe Yılmaz"

Müşteri E-Posta Adresi


Anahtar: customerId: "C98765"

Değer: email: "ayse@example.com"

Müşteri Sadakat Puanı


Anahtar: customerId: "C98765"

Değer: loyaltyPoints: 120

Bu örneklerde, her müşteri için benzersiz bir customerId anahtarı kullanılır. Bu anahtar, müşterinin temel bilgileri, e-posta adresi ve sadakat puanları gibi farklı değerlere erişim sağlar. Bu tip anahtar-değer çiftleri, sık erişilen veya hızlı erişim gerektiren veriler için idealdir. Örneğin, bir müşteri sisteme giriş yaptığında, müşterinin temel bilgilerini veya sadakat puanlarını hızla almak için bu anahtar-değer çiftleri kullanılabilir.


DynamoDB'nin bu esnek yapısı, hem basit anahtar-değer çiftlerini hem de daha karmaşık belge formatını aynı veritabanında etkili bir şekilde yönetmenize olanak tanır.

GitHub Actions için OpenID Connect (OIDC) - OIDC for GitHub Actions

CI/CD (Sürekli Entegrasyon ve Sürekli Dağıtım) süreçlerinde sıfır güven güvenlik uygulamalarından biri olarak, bulut servislerine erişim için GitHub Actions (GitHub İşlemleri) gibi araçları OpenID Connect (OIDC) gibi federatif kimlik mekanizmaları üzerinden doğrulamak önerilir. GitHub Actions yaygın olarak kullanıldığı ve bu önemli teknik henüz yeterince kullanılmadığı için, OIDC'nin GitHub Actions için nasıl kullanılacağını özellikle belirtmek önemlidir. Böylece, bulut kaynaklarınız için uzun ömürlü erişim token'ları saklamaktan kaçınabilirsiniz ve işlemleriniz doğrudan gizli bilgilere erişim sağlamaz. Ancak, işlemlerin gerçekten en az ayrıcalıkla çalıştığından emin olmak için erişimi dikkatlice kapsamlandırmak önemlidir.



Bu açıklama, OIDC'nin GitHub Actions içinde nasıl kullanılacağı ve bunun CI/CD güvenliğine nasıl katkıda bulunacağı hakkında genel bir fikir vermektedir.


OIDC'nin GitHub Actions içinde nasıl kullanılacağını örnek bir senaruo ile anlatır mısın?


Elbette, OpenID Connect (OIDC) kullanarak GitHub Actions içinde bir CI/CD işlemi nasıl yapılır, bunu bir örnek senaryo ile açıklayabilirim.


Örnek Senaryo: Bulut Ortamında Bir Uygulamanın Dağıtımı

Adım 1: OIDC Sağlayıcısını Yapılandırma

Öncelikle, GitHub projeniz için bir OIDC sağlayıcısı (örneğin, AWS, Azure, Google Cloud) yapılandırmanız gerekiyor. Bu, GitHub Actions işlemlerinin bulut kaynaklarınıza güvenli bir şekilde erişmesine olanak tanır.

Bulut sağlayıcınızda, GitHub Actions için bir IAM rolü oluşturun ve bu role uygun izinler verin. Bu rol, GitHub Actions'ın kullanacağı kimlik bilgilerini temsil eder.

Adım 2: GitHub Actions İşlemi Oluşturma

GitHub reposuna bir .github/workflows dizini oluşturun ve içine bir işlem dosyası (örneğin, deploy.yml) ekleyin.

Bu işlem dosyasında, OIDC ile kimlik doğrulama yapacak adımları tanımlayın.

Adım 3: OIDC ile Kimlik Doğrulama ve Bulut Kaynaklarına Erişim

İşlem dosyanızda, öncelikle GitHub Actions'ın OIDC üzerinden kimlik bilgilerini almasını sağlayan adımları ekleyin. Bu adım, GitHub'ın oluşturduğu bir JWT (JSON Web Token) kullanarak bulut sağlayıcınızda bir geçici oturum açar.

Örneğin AWS için, aws-actions/configure-aws-credentials@v1 eylemini kullanarak geçici kimlik bilgilerini alabilir ve bu kimlik bilgilerini kullanarak AWS üzerinde işlemler gerçekleştirebilirsiniz.

İşlem dosyanızda, gerekli bulut kaynaklarına erişim sağlayacak ve uygulamanızı dağıtacak adımları ekleyin. Bu, bir Docker konteynerini bir ECS hizmetine dağıtmak, bir Lambda fonksiyonu güncellemek veya bir bulut veritabanına veri yüklemek gibi olabilir.

Adım 4: İşlemi Tetikleme ve İzleme

İşlemi, bir GitHub olayı (örneğin, bir push veya pull request) ile tetikleyin.

GitHub Actions arayüzünden işlemin durumunu izleyin. Eğer herhangi bir hata oluşursa, logları inceleyerek sorunu teşhis edin ve çözün.

Örnek deploy.yml İşlem Dosyası

yaml

Copy code

name: Deploy to Cloud


on:

  push:

    branches:

      - main


jobs:

  deploy:

    runs-on: ubuntu-latest

    steps:

      - name: Checkout Repository

        uses: actions/checkout@v2


      - name: Set up AWS Credentials

        uses: aws-actions/configure-aws-credentials@v1

        with:

          role-to-assume: arn:aws:iam::123456789012:role/GitHubActionsRole

          aws-region: us-east-1


      - name: Deploy to AWS

        run: |

          # Komutlarınızı buraya ekleyin (örneğin, AWS CLI kullanarak)

Bu örnek, GitHub Actions kullanarak AWS üzerine bir uygulama nasıl dağıtılacağını göstermektedir. Benzer şekilde, Azure, Google Cloud veya başka bir bulut sağlayıcısı için de işlemleri yapılandırabilirsiniz. Önemli olan, GitHub Actions'ın OIDC üzerinden güvenli ve geçici kimlik bilgileri alarak bulut kaynaklarınıza erişmesini sağlamaktır.


Yani Github üzerindeki bit projemi buluta deploy edecek vir ci/cd pipeline için gerekli bağlantıyı sağlamış mı oluyorum?



Evet, doğru anlamışsınız. GitHub üzerindeki bir projenizi buluta dağıtmak için bir CI/CD (Sürekli Entegrasyon ve Sürekli Dağıtım) pipeline'ı kurarken, OpenID Connect (OIDC) aracılığıyla bu bağlantıyı sağlamış oluyorsunuz. Bu yaklaşım, aşağıdaki avantajları sağlar:


Güvenli Kimlik Doğrulama: OIDC, GitHub Actions işlemlerinin bulut hizmetlerine erişimi için güvenli bir kimlik doğrulama mekanizması sağlar. Bu, uzun ömürlü erişim tokenları veya sabitlenmiş gizli anahtarlar kullanmak yerine, her işlem için geçici kimlik bilgileri oluşturur.


Sıfır Güven Yaklaşımı: Her işlem sadece gerekli olan en az ayrıcalık seviyesine sahip olacak şekilde yapılandırılır. Bu, güvenlik risklerini azaltmaya yardımcı olur.


Otomasyon ve Verimlilik: CI/CD pipeline'ı, kod değişikliklerinin otomatik olarak tespit edilmesi ve bu değişikliklerin bulut ortamınıza hızlı bir şekilde dağıtılmasını sağlar. Bu, manuel süreçlerin yerini alarak zaman tasarrufu sağlar ve hata oranını düşürür.


Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: Bu yaklaşım, farklı bulut sağlayıcıları ve hizmetleri ile uyumludur ve projenizin ihtiyaçlarına göre ölçeklendirilebilir.


Özetle, GitHub üzerindeki projenizi buluta dağıtmak için bir CI/CD pipeline'ı kurarken, OIDC aracılığıyla güvenli ve verimli bir şekilde bulut kaynaklarıyla entegrasyon sağlamış olursunuz. Bu, modern yazılım geliştirme süreçlerinde yaygın bir uygulamadır ve güvenlik, otomasyon ve verimlilik açısından önemli avantajlar sunar.







AWS EC2 tam rehber, SSS ve örnek senaryolarla cevapları

EC2'yu detaylı  anlatır mısın? Nasıl ortaya çıktı? Hangi ihtiyacı çözüyor? Instance oluştururken seçeneklerim nelerdir? Ücretlendirme nasıldır? Avantajları nedir? Dezavantajları nedir? 








Elbette, Amazon EC2'yi basit bir dilde anlatmaya çalışacağım.


Amazon EC2'nin Ortaya Çıkışı ve Hangi İhtiyaçları Karşıladığı: Amazon EC2, Amazon Web Services (AWS) tarafından sağlanan bir hizmettir ve genellikle "bulut bilişim" olarak adlandırılan bir kavramın parçasıdır. Bulut bilişim, bilgisayar gücünü, depolama alanını ve diğer IT kaynaklarını internet üzerinden bir hizmet olarak sunar. Amazon EC2, bu hizmetlerin bir parçasıdır ve kullanıcıların sanal bilgisayarlar oluşturmasına ve yönetmesine olanak sağlar.



Bulut bilişim öncesi dönemde, bir şirketin kendi bilgisayar sistemini oluşturması, yönetmesi ve yedeklemesi gerekiyordu. Bu, hem zaman alıcı hem de maliyetliydi. Amazon EC2, bu zorlukları azaltmak için tasarlandı. Artık, bir şirket ihtiyaç duyduğu zaman hemen bir bilgisayar sistemine (yani bir EC2 instance) erişebilir ve sadece kullandığı süre boyunca ödeme yapar.


Instance Oluştururken Seçenekler: Amazon EC2 instance oluştururken, aşağıdaki gibi birkaç seçenek sunulur:


Instance Tipi: Bu, CPU, bellek, depolama ve ağ kapasitesi gibi kaynakları belirler. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak farklı instance tipleri arasından seçim yapabilirsiniz. Örneğin, bazı instance tipleri veritabanı iş yükleri için optimize edilmiştir, diğerleri ise bilimsel hesaplama veya video işleme gibi işlemler için daha uygundur.


Amazon Machine Image (AMI): Bir AMI, bir instance'ı başlatmak için gerekli yazılım konfigürasyonunu belirler. Bu, işletim sistemi, uygulama sunucusu ve uygulamaları içerir.


Depolama: Instance'ınızın kullanacağı depolama türünü ve miktarını seçebilirsiniz. Bu genellikle bir veya daha fazla Amazon Elastic Block Store (EBS) hacmi olarak sağlanır.


Ağ ve Güvenlik Ayarları: Instance'ınızı hangi ağda çalıştırmak istediğinizi ve instance'ınıza hangi tür trafiğin erişebileceğini belirleyebilirsiniz. Bu, genellikle bir Virtual Private Cloud (VPC) ve bir veya daha fazla güvenlik grubu ile yapılır.


Ücretlendirme: Amazon EC2, kullanım tabanlı bir fiyatlandırma modeli kullanır, yani sadece kullandığınız kaynaklar için ödeme yaparsınız. Örneğin, bir instance'ı ne kadar süreyle çalıştırdığınız, hangi instance tipini kullandığınız ve ne kadar depolama alanı kullandığınız gibi faktörler ücretlendirmeyi etkiler. AWS, bu maliyetleri yönetmek için bir dizi araç ve hizmet sunar.


Avantajları: Amazon EC2'nin pek çok avantajı vardır. İşte bazıları:


Esneklik: İhtiyaçlarınıza uygun instance tiplerini seçebilir ve her zaman değiştirebilirsiniz.


Ölçeklenebilirlik: Daha fazla bilgisayar gücüne ihtiyaç duyduğunuzda, kolayca daha fazla instance oluşturabilir veya mevcut instance'larınızı daha güçlü olanlarla değiştirebilirsiniz.


Maliyet Tasarrufu: Fiziksel bir bilgisayar sistemine yatırım yapmak yerine, sadece ihtiyaç duyduğunuzda ve ihtiyaç duyduğunuz kadar ödeme yaparsınız.


Güvenlik: AWS, verilerinizi ve sistemlerinizi güvende tutmak için çeşitli güvenlik araçları ve hizmetleri sunar.


Dezavantajları: Ancak, Amazon EC2'nin bazı dezavantajları da vardır:


Karmaşıklık: Amazon EC2 ve genel olarak AWS'nin bir bölümü olan bulut hizmetleri, birçok özellik ve seçeneğe sahiptir. Bu, onları öğrenmek ve etkin bir şekilde kullanmak için bir eğri gerektirir.


Maliyet Tahmini: Kullanım tabanlı fiyatlandırma, maliyetleri önceden tahmin etmeyi zorlaştırabilir.


Veri Transfer Ücretleri: Bazı durumlardaki veri transferleri için ek ücretler alınabilir.


Umarım bu açıklamalar Amazon EC2'yi daha iyi anlamanıza yardımcı olmuştur!


Amazon Elastic Compute Cloud (Amazon EC2) Amazon Web Services (AWS) tarafından sunulan bir web hizmetidir. EC2, kullanıcıların sanal makineleri - diğer bir deyişle "instances" - oluşturmasına ve yönetmesine izin verir. Bu, kullanıcıların bilgisayar kaynaklarına gereksinim duydukları anda erişim elde etmelerini sağlar, bu da bilgisayar altyapılarını ölçeklendirmek ve özelleştirmek için önemli ölçüde daha fazla esneklik sunar.


Amazon EC2 ile aşağıdaki özelliklere sahip olursunuz:


Esneklik: Amazon EC2, çeşitli iş yüklerini desteklemek için çeşitli özelliklere sahip bir dizi instance türü sunar. Ayrıca, kullanıcılara hızlı bir şekilde kaynaklarını ölçeklendirebilme ve uygun maliyetli çözümler sunabilme yeteneği sağlar.


Güvenlik: Amazon EC2, sanal ağı AWS'nin geniş güvenlik yetenekleri ile birleştirir. Bu, veri şifreleme, ağ izolasyonu ve diğer kimlik doğrulama mekanizmaları gibi özellikleri içerir.


Düşük maliyet: Amazon EC2, Pay-as-you-go fiyatlandırma modelini kullanır, yani sadece kullandığınız bilgisayar kaynakları için ödeme yaparsınız. Bu, maliyetleri düşürmeye ve verimliliği artırmaya yardımcı olur.


Entegrasyon: Amazon EC2, AWS'nin diğer hizmetleriyle kolayca entegre olur, bu da kullanıcılara daha geniş bir çözüm yelpazesi sunar. Bu hizmetler arasında Amazon S3 (veri depolama), Amazon RDS (ilişkisel veritabanı hizmeti), Amazon VPC (Sanal Özel Bulut) ve daha pek çok şey bulunur.


Otomasyon: Amazon EC2, bir dizi API ve SDK ile birlikte gelir, bu da kullanıcıların programatik olarak kaynakları oluşturmasına, ölçeklemesine ve yönetmesine olanak sağlar.


Amazon EC2'nin kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için, AWS'nin resmi belgelerini veya eğitim materyallerini inceleyebilirsiniz. Bu, iş yüklerinizi Amazon EC2'ye taşımayı, çeşitli instance türlerini ve diğer özellikleri anlamayı ve en iyi uygulamaları uygulamayı öğrenmenize yardımcı olacaktır.


Amazon EC2'yi daha iyi anlamak için, işlemi genellikle aşağıdaki adımlara bölebiliriz:


Amazon EC2 Instance Oluşturma: Bu işlem, bir Amazon Machine Image (AMI) seçmeyi ve ardından kullanmak istediğiniz instance türünü (CPU, bellek boyutu, depolama vb. gibi özelliklere sahip) seçmeyi içerir. Amazon EC2, çeşitli iş yükleri ve uygulamalar için optimize edilmiş birçok farklı instance türü sunar.


Instance Konfigürasyonu: Instance'ınızı konfigüre edebilir ve özelleştirebilirsiniz. Bu, güvenlik grupları ve ağ ayarları gibi çeşitli ağ ve güvenlik konfigürasyonlarını ayarlamayı içerir.


Instance Başlatma: Instance'ınızı başlatır ve AWS Management Console veya AWS Command Line Interface (CLI) gibi araçlar aracılığıyla erişirsiniz.



Instance Yönetme: Instance'ınızı istediğiniz zaman durdurabilir, başlatabilir veya sonlandırabilirsiniz. Ayrıca, gerekli olduğunda kaynaklarınızı artırabilir veya azaltabilirsiniz.


Amazon EC2'yi daha da etkili bir şekilde kullanmak için, birkaç gelişmiş özellikten de yararlanabilirsiniz:


Otomatik Ölçekleme: Otomatik ölçekleme, talep arttıkça veya azaldıkça otomatik olarak EC2 instances'larınızın sayısını ayarlamanıza olanak sağlar.


Elastic IP Addresses: Elastic IP, statik IPv4 adresleri için AWS'nin hizmetidir. Bu, bir EC2 instance'ına kolayca yeniden haritalanabilir ve böylece instance başarısızlığı durumunda sorunsuz bir şekilde kurtarma sağlar.


Elastic Block Store (EBS): EBS, EC2 instances için kalıcı blok depolama hacimleri sağlar. Bu, verilerinizi instance'larınız arasında taşımanıza ve verilerinizi instances durduğunda veya başarısız olduğunda saklamanıza olanak sağlar.


Amazon EC2, bulut tabanlı uygulamalar oluşturmanın ve dağıtmanın zorluklarını azaltır ve kullanıcılarına yüksek miktarda esneklik, ölçeklenebilirlik ve güvenlik sağlar. Bu, iş yüklerinizi kolayca yönetebilmeniz ve iş ihtiyaçlarınıza en uygun şekilde özelleştirebilmeniz anlamına gelir.


Amazon EC2'nin ileri düzey özellikleri ve hizmetleri arasında aşağıdakileri bulabilirsiniz:


Yüksek Kullanılabilirlik & Hata Toleransı: Amazon EC2, farklı coğrafi bölgelerde ve bu bölgelerdeki birden fazla izolasyon alanında (availability zones) instances oluşturmanıza olanak sağlar. Bu, uygulamanızın yüksek kullanılabilirlik ve hata toleransı için oluşturulmasına yardımcı olur.


Load Balancing: AWS, Elastic Load Balancing hizmetini sunar. Bu hizmet, gelen uygulama trafiğinizi otomatik olarak birden çok EC2 instances, konteyner ve IP adreslerine dağıtır. Bu, uygulamanızın performansını artırır ve yüksek kullanılabilirlik sağlar.


Auto Scaling Groups: EC2 Auto Scaling, EC2 instances'larınızın yükünüze göre otomatik olarak ölçeklendirilmesini sağlar. Bu, yoğunluklu saatlerde veya trafik artışı durumunda bile uygulamanızın performansını korur.



Snapshot ve AMI: Amazon EBS Snapshot'ları, depolama hacimlerinin yedeğini almanıza yardımcı olur. Amazon Machine Images (AMI), bir EC2 instances'ını başlatmak için gerekli yazılımların tam seti ile birlikte bir template sağlar.


Elastic File System (EFS): AWS EFS, birden fazla EC2 instances'ı arasında paylaşılan dosya depolama hizmeti sunar.


Security Groups: EC2 instances'ları için sanal bir güvenlik duvarı olarak hizmet eder. Hangi trafiğin EC2 instances'larınıza girebileceğini ve çıkabileceğini belirlemenize olanak sağlar.


Amazon EC2'nin bu özelliklerinden faydalanarak, uygulamalarınızı ölçeklendirebilir, güvende tutabilir ve her türlü iş yükü için uygun hale getirebilirsiniz. İşlemleriniz ve verileriniz üzerinde tam kontrol elde eder ve AWS'nin geniş ekosistemi ve entegrasyonlarından yararlanabilirsiniz.


Son olarak, Amazon EC2'nin nasıl kullanılacağına dair pratik bilgiler edinmek için AWS'nin çeşitli eğitim kaynakları ve dökümanlarından faydalanabilirsiniz. Bunlar arasında, öğreticiler, örnek kodlar, teknik dökümantasyonlar, rehberler ve daha pek çok materyal bulunur. Bu kaynaklar, hem Amazon EC2'nin temellerini hem de daha karmaşık ve özelleştirilmiş kullanım senaryolarını anlamanızı sağlar.

EC2 SSS ve örnek senaryolarla cevapları


Amazon EC2 ile ilgili bazı sık sorulan sorular ve örnek senaryolar aşağıda belirtilmiştir:


SSS: Bir EC2 instance'ını nasıl başlatabilirim?


Örnek Senaryo: Öncelikle, AWS Management Console'a giriş yapmalısınız. Ardından, EC2 konsoluna gidip "Instances" seçeneğini seçmelisiniz. "Launch Instance" butonuna tıkladıktan sonra bir Amazon Machine Image (AMI) seçmelisiniz. İhtiyaçlarınıza en uygun instance tipini seçtikten sonra, bir anahtar çifti oluşturup indirmeniz gerekiyor. Bu anahtar çifti, instance'ınıza SSH üzerinden erişmenizi sağlar. Son adımda "Launch Instance" butonuna tıklarsınız ve instance'ınız hazırdır.

SSS: Amazon EC2 ücretlendirmesi nasıl çalışır?


Örnek Senaryo: Amazon EC2, kullanım tabanlı bir fiyatlandırma modeli kullanır. Yani, kullanılan kaynaklara (örneğin instance tipi, depolama, veri transferi) ve bu kaynakların kullanıldığı süreye göre ücretlendirilirsiniz. Örneğin, bir 't2.micro' instance tipini 10 saat boyunca çalıştırdığınızı düşünün. Bu durumda, 't2.micro' instance tipinin saatlik maliyeti ile 10 saat çarpılır ve bu hesaplama size fatura edilir.

SSS: Bir EC2 instance'ını nasıl durdurabilirim veya sonlandırabilirim?


Örnek Senaryo: Bir EC2 instance'ını durdurmak veya sonlandırmak için, AWS Management Console'da "Instances" sekmesine gidip ilgili instance'ı seçmelisiniz. Ardından, "Actions" menüsüne tıklayıp "Instance State" seçeneğinden "Stop" (durdurmak için) veya "Terminate" (sonlandırmak için) seçeneğini seçmelisiniz. Durdurulan bir instance, ihtiyaç duyulduğunda yeniden başlatılabilirken, sonlandırılan bir instance kalıcı olarak silinir ve geri getirilemez.

SSS: Amazon EC2'deki 'instance types' ne anlama gelir?



Örnek Senaryo: Instance tipleri, belirli iş yükleri ve uygulamalar için optimize edilmiş çeşitli donanım yapılandırmalarını temsil eder. Örneğin, 't2' instance tipleri düşük maliyetli genel amaçlı uygulamalar için tasarlanmıştır. 'M5' instance tipleri ise, daha talepkar genel amaçlı uygulamalar için optimize edilmiştir. 'C5' instance tipleri, yüksek CPU performansı gerektiren uygulamalar için, 'R5' instance tipleri ise, yüksek bellek kapasitesi gerektiren uygulamalar için tasarlanmıştır.

SSS: Amazon EC2'nin otomatik ölçeklendirme özelliği ne işe yarar?


Örnek Senaryo: Amazon EC2'nin otomatik ölçeklendirme özelliği, iş yükünüzün talebine göre EC2 instance'larınızın sayısını otomatik olarak ayarlar. Örneğin, bir web uygulamanızın öğleden sonra trafik artışı yaşadığını düşünün. Otomatik ölçeklendirme, bu artışı algılar ve daha fazla instance başlatır. Trafik düştüğünde ise, gereksiz instance'ları otomatik olarak durdurur. Bu sayede, uygulamanız her zaman doğru miktarda kaynağa sahip olur ve aşırı maliyetlerden kaçınırsınız.

SSS: EC2 instance'ımda çalıştırdığım uygulama birdenbire durdu. Bunun sebebi ne olabilir?


Örnek Senaryo: Bu durum, birkaç farklı nedenle olabilir. Örneğin, uygulamanız aşırı bellek kullanıyorsa ve bu, instance'ınızdaki bellek kapasitesini aşıyorsa, uygulamanız durabilir. Ayrıca, uygulamanızdaki bir hata da bir çökme sebep olabilir. Bunu çözmek için, uygulamanızın log dosyalarını kontrol etmelisiniz. Eğer hata mesajı görürseniz, bu hata mesajını çözmek için internet üzerinden araştırma yapabilir veya bir uzmana danışabilirsiniz.

SSS: EC2 instance'ıma SSH ile nasıl bağlanırım?


Örnek Senaryo: SSH bağlantısı, genellikle bir terminal veya komut satırı aracılığıyla yapılır. Bağlantıyı yaparken, instance'ınızın IP adresini ve oluştururken indirdiğiniz özel anahtar dosyasını kullanmanız gerekiyor. Örneğin, Linux veya macOS'ta aşağıdaki gibi bir komut kullanabilirsiniz:

css

Copy code

ssh -i /path/to/your/key.pem ec2-user@your-instance-ip

Burada "/path/to/your/key.pem" anahtar dosyanızın konumunu ve "your-instance-ip" kısmı ise instance'ınızın IP adresini temsil eder. "ec2-user" genellikle AWS tarafından sağlanan AMI'lerde kullanılan varsayılan kullanıcı adıdır ancak bu, kullandığınız AMI'ye bağlı olarak değişebilir.

SSS: EC2 instance'ıma ne kadar disk alanı ekleyebilirim?


Örnek Senaryo: EC2 instance'ınıza ek disk alanı eklemek için EBS (Elastic Block Store) hacimlerini kullanabilirsiniz. Her bir EBS hacmi, 1 GB ile 16 TB arasında bir kapasiteye sahip olabilir. Ayrıca, bir EC2 instance'ına birden fazla EBS hacmi ekleyebilirsiniz. Ancak, ekleyebileceğiniz toplam disk alanı ve EBS hacmi sayısı, kullandığınız EC2 instance tipine bağlıdır.

SSS: Amazon EC2 ile Google Cloud Engine (GCE) arasındaki farklar nelerdir?


Örnek Senaryo: Her iki hizmet de, sanal makinelerin (yani instance'ların) oluşturulmasını ve yönetilmesini sağlar. Ancak, aralarında bazı farklılıklar vardır. Örneğin, Amazon EC2 ve GCE'nin farklı instance tipleri, farklı fiyatlandırma modelleri ve farklı ek hizmetleri vardır. Hangi hizmetin sizin için daha uygun olduğunu belirlemek için, ihtiyaçlarınızı, bütçenizi ve her iki hizmetin özelliklerini dikkatlice değerlendirmeniz gerekir.

SSS: EC2 instance'ıma eklediğim EBS hacmini nasıl genişletebilirim?


Örnek Senaryo: Bir EBS hacmini genişletmek için, öncelikle AWS Management Console'da "Volumes" sekmesine gidip ilgili hacmi seçmelisiniz. Ardından, "Actions" menüsüne tıklayıp "Modify Volume" seçeneğini seçmelisiniz. Bu seçenek size, hacmin yeni boyutunu girmeniz için bir kutu sunar. Yeni boyutu girdikten sonra "Modify" butonuna tıklayarak değişiklikleri kaydedersiniz. Ancak, işlem burada bitmez. Ayrıca, işletim sisteminizin bu yeni alanı tanımasını sağlamak için hacmi genişletmelisiniz. Bu, işletim sisteminize bağlı olarak farklı şekillerde yapılabilir.


SSS: EC2'deki 'security groups' ne anlama gelir ve nasıl kullanılır?

Örnek Senaryo: Security groups, bir tür sanal güvenlik duvarıdır ve EC2 instance'larınıza gelen ve giden trafiği kontrol etmek için kullanılır. Security group oluştururken, belirli IP adreslerinden veya IP adres aralıklarından belirli portlara gelen trafiği izin vermek veya yasaklamak için kurallar ekleyebilirsiniz. Örneğin, bir web sunucusu çalıştırıyorsanız, 80 ve 443 portlarından gelen trafiği izin vermek için bir kural ekleyebilirsiniz.

SSS: EC2'deki 'Elastic IPs' ne anlama gelir ve nasıl kullanılır?

Örnek Senaryo: Elastic IP, Amazon tarafından sağlanan statik bir IPv4 adresidir. Bir Elastic IP'yi bir EC2 instance'ına bağladığınızda, bu instance'ın IP adresi, Elastic IP adresinizi alır. Bu, özellikle instance'ınızı durdurup başlattığınızda IP adresinin değişmemesini sağlar. Elastic IP'ler, AWS Management Console'dan, AWS CLI'den veya AWS SDK'larını kullanarak yönetilebilir ve EC2 instance'larınıza atanabilir.

SSS: EC2 instance'ımı nasıl yedeklerim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'ınızı yedeklemek için, Amazon Machine Image (AMI) veya EBS Snapshot'ları kullanabilirsiniz. Bir AMI, bir instance'ın tüm disklerinin tam bir kopyasını oluşturur ve bu AMI'yi kullanarak aynı konfigürasyona sahip yeni instance'lar başlatabilirsiniz. EBS Snapshot'ları ise, EBS hacimlerinin belirli bir zamandaki durumunu yansıtan bir kopyadır. Bu snapshot'ları kullanarak hacimlerinizi geri yükleyebilir veya yeni hacimler oluşturabilirsiniz.

SSS: EC2'de 'spot instances' nedir ve ne zaman kullanılır?

Örnek Senaryo: Spot instances, Amazon EC2'nin kullanılmayan kapasitesini düşük bir fiyatla kullanmanıza olanak sağlar. Ancak, spot instances'ın bir riski vardır: Eğer Amazon'un kapasitesi azalırsa ve spot instance'ınızın fiyatı mevcut spot fiyatın üzerine çıkarsa, instance'ınız otomatik olarak durdurulur. Bu yüzden, spot instances genellikle kesintiye uğraması sorun olmayan iş yükleri (örneğin, büyük veri analizi veya arkaplan işlemleri) için kullanılır.

SSS: 'Reserved instances' ve 'savings plans' arasındaki farklar nelerdir?

Örnek Senaryo: Hem reserved instances hem de savings plans, EC2 maliyetlerinizi düşürmek için kullanabileceğiniz uzun vadeli taahhütlerdir. Ancak, birkaç önemli farkları vardır. Reserved instances, belirli bir instance tipi ve bölge için taahhütte bulunmanızı gerektirir. Savings plans ise, saatlik kullanım miktarınıza (örneğin, $10/saat) taahhütte bulunmanızı gerektirir ve bu, AWS'deki tüm instance tipleri ve bölgeler arasında esneklik sağlar.

SSS: EC2 instance'ımı yanlışlıkla sildim. Onu nasıl geri getirebilirim?

Örnek Senaryo: Maalesef, bir EC2 instance'ını bir kere sildikten sonra geri getirmek mümkün değil. Ancak, instance'ınızın AMI'si veya EBS Snapshot'ı varsa, bunları kullanarak aynı konfigürasyona sahip yeni bir instance başlatabilirsiniz. Bu yüzden, önemli instance'larınızın düzenli olarak yedeğini almanız önemlidir.

SSS: EC2'ye ne tür uygulamalar yükleyebilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2, hemen hemen her tür uygulamanın çalıştırılabileceği genel amaçlı bir bilgisayar sunucusudur. Örneğin, web sunucusu, veritabanı sunucusu, oyun sunucusu, e-posta sunucusu veya herhangi bir yazılımın sunucusunu çalıştırabilirsiniz. Uygulamanızın Linux veya Windows gibi EC2 instance'ının işletim sistemini desteklediği sürece, genellikle EC2 üzerinde çalıştırabilirsiniz.

SSS: Hangi EC2 instance tipini seçmeliyim?

Örnek Senaryo: Hangi instance tipini seçeceğiniz, uygulamanızın ihtiyaçlarına bağlıdır. Amazon, çeşitli CPU, bellek, depolama ve ağ kapasitesi kombinasyonlarına sahip bir dizi EC2 instance tipi sunar. Örneğin, CPU-yoğun uygulamalar için C5 veya M5 instance tipleri, bellek-yoğun uygulamalar için R5 instance tipleri ve GPU-yoğun uygulamalar için P3 veya G4 instance tipleri gibi.

SSS: EC2 ücretlendirmesini nereden kontrol edebilirim?

Örnek Senaryo: AWS Management Console'nun "Billing & Cost Management Dashboard" bölümünde, AWS hizmetlerine ilişkin kullanım ve maliyetleri görebilirsiniz. Bu dashboard'da, EC2 maliyetlerinizi görmek için "EC2" hizmetini seçebilirsiniz. Ayrıca, maliyetleri daha ayrıntılı bir şekilde incelemek ve tahmin etmek için AWS Cost Explorer ve AWS Pricing Calculator araçlarını da kullanabilirsiniz.

SSS: Amazon EC2'deki 'user data' nedir ve nasıl kullanılır?

Örnek Senaryo: User data, bir EC2 instance'ını başlattığınızda otomatik olarak çalışacak betikleri veya yapılandırma ayarlarını belirtmenizi sağlar. Örneğin, bir web sunucusu kurmak için bir instance başlatıyorsanız, user data bölümüne web sunucusunun kurulumunu ve yapılandırılmasını gerçekleştiren bir betik ekleyebilirsiniz. Bu betik, instance başlatıldığında otomatik olarak çalışır ve gerekli tüm kurulum işlemlerini gerçekleştirir.


SSS: EC2 instance'larımı nasıl ölçeklendirebilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2, iki farklı ölçeklendirme metodu sunar: yatay ölçeklendirme ve dikey ölçeklendirme. Yatay ölçeklendirme, daha fazla instance ekleyerek veya varolanları çıkararak gerçekleştirilir. Bu işlem, AWS'nin Auto Scaling hizmeti ile otomatikleştirilebilir. Dikey ölçeklendirme ise, instance'ınızın CPU, bellek veya depolama kaynaklarını artırarak veya azaltarak yapılır. Bunun için instance'ınızı durdurmanız, yeni bir instance tipi seçmeniz ve ardından instance'ınızı yeniden başlatmanız gerekiyor.

SSS: EC2 instance'ımda birden çok web sitesi nasıl barındırabilirim?

Örnek Senaryo: Bir EC2 instance'ında birden çok web sitesi barındırmak için genellikle bir web sunucusu yazılımı (örneğin Apache veya Nginx) kullanılır ve bu yazılım "sanal sunucu" veya "sunucu bloğu" adı verilen özellikle birden fazla siteyi barındırmak üzere ayarlanır. Her web sitesi için ayrı bir sanal sunucu ayarı yapılarak, belirli bir domain veya IP adresi bu sunucuya gelen trafiği belirli bir dizine yönlendirir. Böylece bir EC2 instance'ında birden fazla web sitesi barındırabilirsiniz.

SSS: EC2 instance'ım çok yavaş çalışıyor. Sorunu nasıl teşhis edebilirim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'ınızın yavaş çalışmasının birkaç olası nedeni olabilir. CPU veya bellek kullanımının aşırı yüksek olması, disk alanının dolması, ağ bağlantısının yetersiz olması gibi durumlar bu yavaşlığa sebep olabilir. AWS CloudWatch, EC2 instance'larınızın performansını izlemek ve teşhis etmek için kullanabileceğiniz bir hizmettir. CloudWatch ile CPU kullanımı, ağ trafiği, disk okuma/yazma hızları gibi metrikleri gözlemleyebilir ve sorunun kaynağını belirlemeye çalışabilirsiniz.



SSS: EC2'de hangi veritabanı hizmetlerini kullanabilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2, hemen hemen her tür veritabanı sunucusunu çalıştırabileceğiniz genel amaçlı bir hizmet olduğu için PostgreSQL, MySQL, MariaDB, Oracle Database, Microsoft SQL Server gibi popüler veritabanı sunucularını EC2 instance'larınızda kullanabilirsiniz. Ancak, yönetim yükünü azaltmak istiyorsanız, Amazon'un yönetilen veritabanı hizmetleri olan Amazon RDS veya Amazon DynamoDB'yi de kullanmayı düşünebilirsiniz.




SSS: Amazon EC2'nin güvenliği için ne yapabilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2'deki instance'larınızı güvende tutmak için birkaç önemli adım atabilirsiniz. Security Groups ve Network Access Control Lists (NACLs) ile gelen ve giden trafiği kontrol edebilir, AWS Key Pairs ile güvenli bir şekilde instance'larınıza SSH bağlantısı yapabilir, Amazon Inspector gibi hizmetler ile instance'larınızın güvenlik durumunu düzenli olarak kontrol edebilir, ve AWS Identity and Access Management (IAM) ile AWS kaynaklarınıza kimin erişebileceğini kontrol edebilirsiniz. Ayrıca, verilerinizi korumak için EBS hacimlerini ve S3 bucket'larını şifreleyebilirsiniz.


SSS: Amazon EC2'de kullanılan key pair nedir ve ne işe yarar?

Örnek Senaryo: Key pair, genellikle SSH bağlantısı oluştururken kullanılan iki kriptografik anahtardan oluşur: bir özel anahtar ve bir genel anahtar. EC2 instance'ınızı başlatırken, genel anahtar EC2 instance'ınıza otomatik olarak eklenir. Özel anahtarı ise güvende tutmanız ve SSH bağlantısı oluştururken kullanmanız gerekir. Bu sistem, sadece özel anahtara sahip olan kişinin SSH ile instance'a bağlanabilmesini sağlar ve böylece instance'ınızın güvenliğini artırır.

SSS: Amazon EC2'de kullanılan storage tipleri nelerdir ve aralarındaki farklar nelerdir?

Örnek Senaryo: Amazon EC2, bir dizi storage tipi sunar ve hangisini kullanacağınız, kullanım senaryonuza bağlıdır. En yaygın olarak kullanılan storage tipleri Amazon EBS ve instance store'dir. Amazon EBS, ağ üzerinden bağlanan kalıcı bir blok storage hizmetidir. Verileriniz, instance'ınız durdurulsa veya silinse bile korunur. Instance store ise, instance'ınıza fiziksel olarak bağlı geçici bir depolama alanıdır. Veriler, instance durdurulduğunda veya silindiğinde kaybolur.

SSS: EC2 instance'ımın güvenliğini nasıl artırabilirim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'ınızın güvenliğini artırmak için bir dizi adım atabilirsiniz. Bunlar arasında güvenlik gruplarını ve ağ erişim kontrol listelerini (NACL'ler) kullanmak, instance'larınıza SSH erişimi için key pair'leri kullanmak, ve IAM rollerini kullanarak kimlerin AWS kaynaklarınıza erişebileceğini kontrol etmek yer alır. Ayrıca, düzenli yedeklemeler yaparak ve verilerinizi şifreleyerek de verilerinizin güvenliğini artırabilirsiniz.

SSS: EC2 instance'ım sürekli olarak yüksek CPU kullanımı gösteriyor. Bunun sebebini nasıl bulabilirim?

Örnek Senaryo: Yüksek CPU kullanımı, genellikle CPU yoğun bir uygulamanın çalıştığını veya bir sistem sorununun olduğunu gösterir. Bu sorunun kaynağını bulmak için ilk olarak instance'ınızdaki uygulamaları kontrol edebilirsiniz. Linux tabanlı bir instance kullanıyorsanız, "top" veya "htop" gibi komutları kullanabilir, Windows tabanlı bir instance kullanıyorsanız "Task Manager"ı kullanabilirsiniz. Bu araçlar, hangi uygulamaların en çok CPU kullanımına neden olduğunu gösterir. Eğer uygulamalarınızın normal dışında bir CPU kullanımı yoksa, sistem loglarını kontrol ederek herhangi bir sistem sorunu olup olmadığını araştırabilirsiniz.

SSS: Amazon EC2'nin farklı bölgeler arasında ne gibi farklar vardır?

Örnek Senaryo: Amazon EC2'nin farklı bölgeleri, genellikle coğrafi konumlarına göre ayrılır ve her bölge, bir veya daha fazla sayıda availability zone'a (AZ) sahiptir. Farklı bölgeler arasında, sunulan hizmetlerin, instance tiplerinin ve fiyatlandırmanın bazı farklılıkları olabilir. Ayrıca, verilerinizi hangi bölgede tutacağınıza bağlı olarak, veri düzenlemeleri ve yasaları konusunda da farklılıklar olabilir. Genellikle, kullanıcıların yakınlığı, maliyet, hizmet kullanılabilirliği ve yasal gereklilikler gibi faktörler, hangi bölgenin seçileceğini belirler.

SSS: EC2 instance'larım arasında nasıl veri aktarabilirim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'larınız arasında veri aktarmanın birkaç yolu vardır. En basit yöntemlerden biri, bir FTP sunucusu kullanmaktır. İki instance arasında SSH üzerinden güvenli bir dosya aktarımı sağlar. AWS S3 bucket'larını da veri aktarımında bir ara depolama olarak kullanabilirsiniz.

SSS: Amazon EC2'deki tüm instance'larımı nasıl yönetebilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2 Dashboard'u kullanarak, tüm EC2 instance'larınızı gözlemleyebilir ve yönetebilirsiniz. Burada instance'larınızı başlatma, durdurma, silme ve yeniden başlatma işlemlerini yapabilirsiniz. Ayrıca, instance'larınıza ilişkin detayları (örneğin, IP adresleri, instance tipleri, kullanılan AMI'ler) görebilir ve belirli instance'larınızı filtreleyebilirsiniz. AWS Management Console'un dışında, AWS CLI veya SDK'ları kullanarak da EC2 instance'larınızı yönetebilirsiniz.

SSS: EC2 instance'larımda nasıl log tutabilirim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'larınızdaki logları tutmak için genellikle instance'ınızda çalışan işletim sistemi ve uygulamaların kendi log mekanizmalarını kullanabilirsiniz. Örneğin, Linux'ta /var/log dizini genellikle çeşitli sistem ve uygulama loglarını tutar. Bunun yanı sıra, Amazon CloudWatch Logs hizmeti, instance'larınızdaki logları otomatik olarak toplayabilen ve saklayabilen bir hizmettir. Bu hizmet, ayrıca logları analiz etme ve belirli olaylara karşı uyarılar oluşturma yeteneğine de sahiptir.

SSS: EC2 instance'larımı nasıl yedekleyebilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2 instance'larınızı yedeklemek için genellikle Amazon EBS Snapshot'ları kullanılır. Bir EBS Snapshot, bir EBS volume'unun belirli bir anda bir fotoğrafını çeker ve bu fotoğrafı Amazon S3'de saklar. Bu snapshot'ları daha sonra kullanarak yeni EBS volume'ları oluşturabilir ve bu volume'ları yeni EC2 instance'larına bağlayabilirsiniz. Böylece, instance'ınızdaki verilerin bir yedeğini alabilir ve gerektiğinde bu yedeği kullanabilirsiniz.

SSS: Amazon EC2'deki instance'larımın durumunu nasıl izleyebilirim?

Örnek Senaryo: Amazon EC2 instance'larınızın durumunu izlemek için genellikle Amazon CloudWatch hizmeti kullanılır. CloudWatch, CPU kullanımı, ağ trafiği, disk okuma/yazma işlemleri gibi çeşitli metrikleri toplayabilir ve bu metrikler üzerinde grafikler oluşturabilir. Ayrıca, belirli bir eşiği aşan metrikler için alarm oluşturabilir ve bu sayede instance'larınızın durumunu aktif olarak izleyebilirsiniz.


SSS: Amazon EC2'de "security group" nedir?

Örnek Senaryo: Security group, bir firewall'ın işlevini gören bir kavramdır ve EC2 instance'larınıza gelen ve onlardan giden trafiği kontrol etmeye yarar. Bir security group, belirli IP adres aralıklarından veya diğer security group'lardan gelen trafiği kabul etmek üzere kurallar belirler. Her EC2 instance'ı en az bir security group'a atanmalıdır.

SSS: Amazon EC2'deki "Reserved Instances" ve "Spot Instances" nedir ve ne zaman kullanılmalılar?

Örnek Senaryo: Reserved Instances, önceden rezerve edilen ve belirli bir süre boyunca (genellikle 1 veya 3 yıl) kullanıma garantili olan instance'ları ifade eder. Reserved Instances genellikle sürekli çalışan uygulamalar için kullanılır çünkü maliyet açısından On-Demand instance'lara kıyasla daha uygun olabilirler.

Spot Instances ise, Amazon'un şu an için kullanılmayan ve talebe bağlı olarak fiyatlandırılan instance'larıdır. Spot instance'ların fiyatı, Amazon'un mevcut kapasitesine ve talebe bağlı olarak değişir. Spot instance'lar, kesintiye uğrayabileceğinden (yani Amazon kapasiteye ihtiyaç duyarsa instance'ınızı kapatabilir) kesintilerin kabul edilebilir olduğu iş yükleri için kullanılır, genellikle büyük ölçekli, zaman hassasiyeti olmayan hesaplama işleri için uygundurlar.

SSS: Amazon EC2'de auto scaling ne demek ve nasıl kullanılır?

Örnek Senaryo: Auto scaling, uygulamanızın ihtiyaçlarına göre otomatik olarak EC2 instance'larınızın sayısını artıran veya azaltan bir özelliktir. Bir auto scaling grubu oluşturarak ve belirli politikaları (örneğin, maksimum ve minimum instance sayısı veya CPU kullanımı gibi belirli metriklere dayalı kurallar) ayarlayarak auto scaling'i kullanabilirsiniz. Auto scaling, uygulamanızın talep artışlarına hızla yanıt vermesini ve talebin düştüğü zamanlarda maliyetleri düşürmesini sağlar.

SSS: EC2 instance'larımı yüksek kullanılabilirlik (high availability) için nasıl yapılandırabilirim?

Örnek Senaryo: EC2 instance'larınızı yüksek kullanılabilirlik için yapılandırmak genellikle multi-AZ (farklı availability zone'larda) deploymentları ve Amazon EC2 Auto Scaling'i içerir. İki veya daha fazla availability zone'da instance'larınızı dağıtarak, tek bir AZ'nin hizmet dışı kalması durumunda bile uygulamanızın çalışmaya devam etmesini sağlayabilirsiniz. Auto Scaling, bir AZ'deki instance'lardan birinin düşmesi durumunda otomatik olarak yeni bir instance başlatır, bu da uygulamanızın kullanılabilirliğini artırır.

SSS: Amazon EC2'de "Elastic IP" nedir ve ne işe yarar?

Örnek Senaryo: Elastic IP, Amazon EC2'de kullanılan statik IPv4 adresidir. Bu adresler, AWS hesabınıza tahsis edilmiş olup, gerektiği zaman EC2 instance'larınıza atanabilir. Bir instance'ı durdurduğunuzda veya silindiğinde genellikle dinamik IP adresi değişir. Ancak, bir Elastic IP adresi, bir instance'ı durdursanız veya silseniz bile aynı kalır. Bu özellik, uygulamalarınızın IP tabanlı istemci bağlantılarına veya DNS yapılandırmalarına dayandığı durumlar için çok yararlı olabilir.

Rastgele İçerik

© tüm hakları saklıdır
made with by templateszoo