Deneyimli bir yazılım mühendisinin (mentor), daha az deneyimli bir meslektaşına (menti) rehberlik ederken sorabileceği, teknik ve kariyer odaklı 100 örnek soru: ve örnek senaruolarla cevaplar
I. Güncel Projeler ve Teknik Zorluklar
- Şu anda hangi proje(ler) üzerinde çalışıyorsun?
- Bu projede senin rolün ve sorumlulukların tam olarak neler?
- Projenin ana hedefleri neler? Başarı nasıl ölçülüyor?
- Kullandığın teknoloji yığını (stack) hakkında biraz bahseder misin? (Diller, framework'ler, veritabanları vb.)
- Son zamanlarda karşılaştığın en ilginç veya zorlayıcı teknik problem neydi?
- Bu problemi çözmek için nasıl bir yaklaşım sergiledin? Hangi adımları attın?
- Alternatif çözüm yolları düşündün mü? Neden şu anki çözümü seçtin?
- Bu süreçte yeni bir şey öğrendin mi? Ne öğrendin?
- Kod yazarken en çok hangi kısımlarda zorlanıyorsun veya daha fazla zamana ihtiyaç duyuyorsun?
- Şu anki görevlerinde seni en çok ne heyecanlandırıyor veya motive ediyor?
- Projenin mimarisi hakkında ne düşünüyorsun? Geliştirilebilecek yönleri var mı?
- Kod kalitesini (okunabilirlik, sürdürülebilirlik, performans) sağlamak için neler yapıyorsun?
- Test yazıyor musun? Nasıl bir test stratejisi izliyorsun? (Unit, integration, E2E)
- Debugging (hata ayıklama) sürecin nasıl işliyor? Hangi araçları/teknikleri kullanıyorsun?
- Takıldığın veya emin olamadığın bir konuda nasıl yardım istiyorsun?
II. Teknik Beceriler ve Öğrenme
- Hangi programlama dillerinde veya teknolojilerde kendini en güçlü hissediyorsun? Neden?
- Hangi alanlarda teknik olarak kendini geliştirmek istiyorsun? (Örn: Backend, Frontend, DevOps, Mobil, Veri Bilimi, Güvenlik)
- Bu gelişim alanları için nasıl bir öğrenme planın var? Hangi kaynakları kullanıyorsun? (Kurs, kitap, dokümantasyon, proje vb.)
- Son zamanlarda öğrendiğin ve seni etkileyen yeni bir teknoloji, araç veya konsept oldu mu?
- Belirli bir tasarım deseni (design pattern) veya mimari prensip (örn: SOLID) hakkında ne düşünüyorsun? Ne zaman kullanırsın?
- Kod incelemesi (code review) sürecine katılıyor musun? Bu süreçten neler öğreniyorsun?
- İyi bir kod incelemesi sence nasıl olmalı? Nelere dikkat edersin?
- Versiyon kontrol sistemlerini (örn: Git) ne kadar etkin kullanıyorsun? Hangi komutları sıkça kullanırsın?
- Performans optimizasyonu konusunda tecrüben var mı? Nelere dikkat edersin?
- Güvenlik açıklarına karşı kod yazarken nelere dikkat ediyorsun?
III. Kariyer Gelişimi ve Hedefler
- Kısa (1 yıl) ve orta vadeli (3-5 yıl) kariyer hedeflerin nelerdir?
- Şu anki rolün bu hedeflere ulaşmanda sana nasıl yardımcı oluyor?
- Kariyerinde bir sonraki adım olarak neyi görüyorsun? (Kıdemli mühendis, takım lideri, uzmanlık alanı vb.)
- Bu hedeflere ulaşmak için hangi becerilere (teknik veya sosyal) ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun?
- Seni en çok hangi tür projeler veya sorumluluklar motive eder?
- Şirket içinde veya dışında rol model aldığın mühendisler var mı? Onlarda neyi takdir ediyorsun?
- Teknik liderlik veya yöneticilik gibi rollere ilgin var mı? Neden?
- Kariyerinde farklı bir alana (örn: ürün yönetimi, proje yönetimi) geçmeyi hiç düşündün mü?
- "Başarı" senin için ne anlama geliyor? Kariyer başarısını nasıl tanımlarsın?
- Güçlü yönlerinin neler olduğunu düşünüyorsun? Bunları işinde nasıl kullanıyorsun?
- Geliştirmen gerektiğini düşündüğün alanlar neler? (Teknik veya sosyal)
- Bu gelişim alanları üzerine nasıl çalışmayı planlıyorsun?
- Kariyer yolculuğunla ilgili endişelerin veya belirsizliklerin var mı?
- Network oluşturma (networking) konusunda neler yapıyorsun? Sektördeki diğer mühendislerle nasıl bağlantı kuruyorsun?
- Kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun?
IV. Takım Çalışması ve İletişim
- Takımınla nasıl bir iş birliği içindesin? İletişiminiz nasıl?
- Takım içindeki rolünü nasıl tanımlarsın? Takıma nasıl katkı sağlıyorsun?
- Teknik kararlar alınırken sürece nasıl dahil oluyorsun? Fikirlerini nasıl paylaşıyorsun?
- Teknik olmayan kişilerle (ürün yöneticisi, tasarımcı vb.) iletişim kurarken nelere dikkat ediyorsun?
- Yazılı iletişim (dokümantasyon, e-posta, Slack vb.) becerilerin hakkında ne düşünüyorsun?
- Takım arkadaşlarınla fikir ayrılığı yaşadığında durumu nasıl yönetirsin?
- Geri bildirim alma ve verme konusundaki yaklaşımın nedir?
- En son aldığın yapıcı bir geri bildirim neydi? Bununla ilgili ne yaptın?
- Takım toplantılarına nasıl katkıda bulunuyorsun?
- Bilgini veya öğrendiklerini takım arkadaşlarınla nasıl paylaşıyorsun?
V. Problem Çözme ve Tasarım
- Yeni bir özellik (feature) veya sistem tasarlaman gerektiğinde ilk adımların ne olur?
- Bir problemi analiz ederken hangi yöntemleri kullanırsın?
- Teknik tasarım kararları verirken hangi faktörleri (performans, maliyet, zaman, bakım vb.) göz önünde bulundurursun?
- Yaptığın tasarımlarda ölçeklenebilirlik (scalability) ve sürdürülebilirlik (maintainability) ne kadar önemli?
- Karmaşık bir sistemi daha basit parçalara nasıl ayırırsın?
- Farklı çözüm alternatiflerini nasıl değerlendirir ve karşılaştırırsın?
- Bir görevin veya özelliğin ne kadar süreceğini tahmin ederken (estimation) nasıl bir yöntem izlersin?
- Teknik borç (technical debt) kavramı hakkında ne düşünüyorsun? Yönetimi konusunda nasıl bir yaklaşımın var?
- Mevcut bir kod tabanında (codebase) değişiklik yaparken nelere dikkat edersin?
- Soyutlama (abstraction) kavramını kendi kelimelerinle açıklar mısın? Neden önemlidir?
VI. İş Akışı ve Verimlilik
- Günlük/haftalık çalışma rutinini nasıl planlıyorsun?
- Görevlerini nasıl önceliklendiriyorsun?
- Dikkatini dağıtan şeylerle nasıl başa çıkıyorsun? Odaklanmanı nasıl sağlıyorsun?
- Kullandığın favori geliştirme araçları (IDE, eklentiler, terminal araçları vb.) nelerdir? Neden?
- Zaman yönetimi konusunda iyi olduğunu düşünüyor musun? Geliştirebileceğin alanlar var mı?
- İş akışını daha verimli hale getirmek için denediğin veya düşündüğün şeyler var mı?
- "Tamamlandı" (Done) tanımın nedir bir görev için?
- Projelerdeki belirsizliklerle veya değişen gereksinimlerle nasıl başa çıkıyorsun?
- Engellerle (blocker) karşılaştığında ne yaparsın?
- Molalarını nasıl değerlendiriyorsun? Tükenmişliği (burnout) önlemek için neler yapıyorsun?
VII. Sektör ve Trendler
- Yazılım geliştirme dünyasındaki güncel trendleri ne kadar takip ediyorsun? Hangi kaynaklardan besleniyorsun? (Bloglar, konferanslar, podcast'ler vb.)
- Son zamanlarda dikkatini çeken veya gelecek vaat ettiğini düşündüğün bir teknoloji/trend var mı?
- Açık kaynak (open source) projelerine katkıda bulunuyor musun veya kullanıyor musun? Bu konudaki düşüncelerin neler?
- Katıldığın veya katılmak istediğin teknik konferanslar, eğitimler veya topluluk etkinlikleri var mı?
- Farklı şirketlerin mühendislik kültürleri hakkında ne düşünüyorsun? İdeal mühendislik kültürü sence nasıl olmalı?
VIII. Mentorluk İlişkisi ve Geri Bildirim
- Bu mentorluk sürecinden beklentilerin neler?
- Sana en çok hangi konularda yardımcı olabileceğimi düşünüyorsun?
- Görüşmelerimizin sıklığı ve formatı senin için uygun mu? Değiştirmek istediğin bir şey var mı?
- Benden daha fazla ne tür destek veya geri bildirim istersin?
- Geçen görüşmemizden bu yana üzerinde düşündüğün veya denediğin bir şey oldu mu?
- Bu görüşmelerin kariyerine ve gelişimine nasıl katkı sağladığını düşünüyorsun?
- Zorlandığın veya konuşmakta çekindiğin bir konu var mı?
- Benim mentorluk yaklaşımım hakkında geri bildirimin var mı?
- Bir sonraki görüşmemize kadar odaklanmak istediğin belirli bir konu veya hedef var mı?
- Sana daha iyi nasıl destek olabilirim?
IX. Derinlemesine Teknik ve Kavramsal Sorular
- API tasarımı yaparken nelere dikkat edersin? (RESTful prensipler, GraphQL vb.)
- Asenkron programlama ne zaman ve neden kullanılır? Tecrüben var mı?
- Veritabanı tasarımı yaparken normalizasyon ve denormalizasyon arasındaki dengeyi nasıl kurarsın?
- Farklı veri yapılarını (list, hash map, tree vb.) ne zaman tercih edersin? Avantajları/dezavantajları neler?
- Önbellekleme (caching) stratejileri hakkında bilgin var mı? Ne zaman kullanılır?
- CI/CD (Sürekli Entegrasyon/Sürekli Dağıtım) süreçleri hakkında ne biliyorsun? Projelerinde kullanıyor musun?
- Konteyner teknolojileri (Docker, Kubernetes) ile ilgili tecrüben var mı?
- Bulut bilişim platformları (AWS, Azure, GCP) hakkında bilgin/tecrüben nedir?
- Yazılım mimarisi desenleri (Microservices, Monolith, Event-Driven vb.) hakkında ne düşünüyorsun?
- Bir kod parçasının test edilebilirliğini nasıl artırırsın?
X. Kapanış ve Sonraki Adımlar
- Bugünkü konuşmamızdan aklında kalan en önemli şey ne oldu?
- Şu anki duygu durumun nedir? Enerji seviyen nasıl?
- Bir sonraki adıma geçmek için neye ihtiyacın var?
- Bu hafta/ay denemek veya araştırmak istediğin bir şey var mı?
- Bir sonraki görüşmemiz için hazırlamamı istediğin özel bir konu veya kaynak var mı?
Bu sorular bir başlangıç noktasıdır. Mentor, mentinin cevaplarına, deneyim seviyesine ve ihtiyaçlarına göre soruları uyarlamalı, derinleştirmeli ve en önemlisi aktif bir şekilde dinlemelidir.
Harika, başlayalım! İşte ideal bir yazılım mühendisi mentinin ilk 5 soruya verebileceği düşünceli ve açıklayıcı örnek cevaplar:
1. Şu anda hangi proje(ler) üzerinde çalışıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anda ağırlıklı olarak 'Proje Anka' üzerinde çalışıyorum. Bu, satış departmanımız için geliştirdiğimiz yeni bir müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) platformu. Oldukça kapsamlı bir proje ve ben şu an temel özelliklerin geliştirildiği takımda backend tarafında görev alıyorum. Arada eski sistemle ilgili küçük bakım görevleri de gelebiliyor ama ana odağım %90 Proje Anka."
- (Neden ideal? - Projeyi net bir şekilde tanımlıyor, projenin amacını belirtiyor, kendi rolünün genel çerçevesini çiziyor ve odağını vurguluyor.)
2. Bu projede senin rolün ve sorumlulukların tam olarak neler?
- Örnek Menti Cevabı: "Bu projede temel sorumluluğum, ürün ekibinden gelen gereksinimlere göre yeni backend özellikleri ve API endpoint'leri geliştirmek. Bu, hem kodun yazılmasını, hem de yazdığım kod için birim (unit) ve entegrasyon testlerini oluşturmayı içeriyor. Yazdığım kodun kalitesinden, okunabilirliğinden ve performansından emin olmaya çalışıyorum. Ayrıca QA ekibi tarafından bulunan veya kullanıcılardan gelen hataları (bug) düzeltmek de görevlerim arasında. Aktif olarak kod incelemelerine (code review) katılıyorum; hem takım arkadaşlarımın kodlarını inceliyorum hem de kendi yazdığım kodlar hakkında geri bildirim alıyorum. Sprint planlama ve değerlendirme toplantılarına da katılıp fikirlerimi paylaşıyorum."
- (Neden ideal? - Sadece 'kod yazıyorum' demiyor; spesifik görevleri (API geliştirme, test yazma, bug fix, code review), kaliteye verdiği önemi ve takım süreçlerine katılımını detaylandırıyor.)
3. Projenin ana hedefleri neler? Başarı nasıl ölçülüyor?
- Örnek Menti Cevabı: "Projenin ana hedefi, mevcut eski ve yavaş kalan CRM sistemimizi daha modern, verimli ve kullanıcı dostu bir platformla değiştirmek. Satış ekibinin verimliliğini artırmak temel amaç. Somut hedefler arasında; satış temsilcilerinin veri girişi için harcadığı süreyi %20 azaltmak, lansmandan sonraki ilk 6 ayda potansiyel müşteri dönüşüm oranını %10 artırmak ve sistemin genel kullanıcı memnuniyeti skorunu %80'in üzerine çıkarmak var. Başarı da bu KPI'lar (Anahtar Performans Göstergeleri), sistemin benimsenme oranı (kullanıcı sayısı ve aktiflik) ve düzenli olarak toplanacak kullanıcı geri bildirimleri ile ölçülecek."
- (Neden ideal? - Projenin sadece teknik değil, iş hedeflerini de anladığını gösteriyor. Başarının nasıl ölçüleceğine dair somut metrikler (KPI'lar, memnuniyet skoru) veriyor.)
4. Kullandığın teknoloji yığını (stack) hakkında biraz bahseder misin? (Diller, framework'ler, veritabanları vb.)
- Örnek Menti Cevabı: "Backend tarafında ana dilimiz Java ve Spring Boot framework'ünü yoğun olarak kullanıyoruz. Veritabanı olarak ilişkisel PostgreSQL tercih edildi ve ORM katmanı için JPA/Hibernate kullanıyoruz. Mesajlaşma (messaging) için RabbitMQ entegrasyonlarımız var. Uygulamalarımızı Docker ile konteynerleştiriyoruz ve CI/CD süreçlerimiz için Jenkins kullanıyoruz. Kodumuz GitLab üzerinde duruyor. Frontend ekibi ayrı çalışıyor ve onlar React kullanıyorlar ama API'ler aracılığıyla sıkı iletişim halindeyiz. Ben özellikle Spring Boot'un farklı modüllerini ve PostgreSQL optimizasyon konularını daha derinlemesine öğrenmeye çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Sadece teknolojileri listelemekle kalmıyor, kullanım amaçlarını (veritabanı, mesajlaşma, CI/CD vb.) belirtiyor, frontend ile olan ilişkiye değiniyor ve kişisel öğrenme odağını ekliyor.)
5. Son zamanlarda karşılaştığın en ilginç veya zorlayıcı teknik problem neydi?
- Örnek Menti Cevabı: "Yakın zamanda, belirli bir API endpoint'inde beklenmedik bir performans sorunuyla karşılaştım. İstekler, özellikle belirli filtreler kullanıldığında, zaman zaman çok yavaş yanıt veriyordu. İlk başta basit bir kod hatası sandım ama logları ve metrikleri (APM aracımız üzerinden) incelediğimde, sorunun belirli bir veritabanı sorgusunun yoğun veri altında yavaşlamasından kaynaklandığını fark ettim. Zorlayıcı kısmı, sorgunun karmaşık olması ve birden fazla tabloyu join etmesiydi. Çözmek için önce sorgu planını (query plan) analiz ettim, farklı indeksleme (indexing) stratejilerini araştırdım ve test ortamında denedim. Takım liderimizle de konuyu tartıştık. Sonunda, doğru kolonlara kompozit bir indeks ekleyerek ve sorguyu biraz refactor ederek (gereksiz join'leri kaldırarak) yanıt süresini ciddi ölçüde iyileştirmeyi başardık. Bu süreçte veritabanı optimizasyonu, indeksleme mantığı ve sorgu planı okumanın ne kadar kritik olduğunu daha iyi anladım."
- *(Neden ideal? - Problemi (performans sorunu), nedenini (veritabanı sorgusu), çözüm sürecini (analiz, araştırma, deneme, takım içi iletişim) ve öğrenimini (optimizasyon, indeksleme) detaylı ve yapılandırılmış bir şekilde anlatıyor. Problem çözme yeteneğini ve öğrenme isteğini gösteriyor.)
Harika, devam edelim! İşte ideal bir yazılım mühendisi mentinin 6'dan 10'a kadar olan sorulara verebileceği örnek cevaplar:
6. Bu problemi çözmek için nasıl bir yaklaşım sergiledin? Hangi adımları attın?
- Örnek Menti Cevabı: "Performans sorununu çözmek için sistematik bir yaklaşım izledim.
- Sorunu Doğrulama ve Kapsamını Belirleme: Önce sorunun gerçekten var olduğunu ve hangi durumlarda (hangi filtreler, hangi veri yoğunluğu) ortaya çıktığını logları ve APM (Application Performance Monitoring) aracımızdaki metrikleri inceleyerek teyit ettim. Sorunun sadece belirli bir API endpoint'inde olduğunu izole ettim.
- Kök Neden Analizi: Kod seviyesinde ilgili servis metodunu inceledim ve performans düşüşünün büyük olasılıkla veritabanı sorgusundan kaynaklandığını tahmin ettim.
- Veritabanı Sorgu Analizi: Problem yaratan spesifik sorguyu belirledim ve PostgreSQL'in EXPLAIN ANALYZE komutunu kullanarak sorgu planını çıkardım. Bu, sorgunun hangi adımlarda (özellikle sıralama ve join işlemleri) zaman harcadığını net bir şekilde gösterdi.
- Çözüm Araştırması ve Denemeler: Sorgu planına dayanarak, eksik veya etkisiz indekslerin olabileceğini düşündüm. İlgili tablolardaki mevcut indeksleri kontrol ettim ve farklı potansiyel indeksleme stratejilerini (tekli, kompozit indeksler) araştırdım. Bunları önce yerel geliştirme ortamımda, sonra da test ortamında küçük veri setleriyle deneyerek etkilerini gözlemledim.
- Refactoring: İndekslemenin tek başına yeterli olmayacağını görünce, sorgunun kendisini daha verimli hale getirip getiremeyeceğimi inceledim. Gereksiz bazı join'leri kaldırıp, WHERE koşullarını optimize ettim.
- Takım İçi Danışma: Bulduğum çözüm önerilerini (indeks ekleme ve sorgu refactoring) ve test sonuçlarını takım liderimle paylaştım. Onun da görüşünü aldım ve çözüm üzerinde mutabık kaldık.
- Uygulama ve Doğrulama: Onaylanan değişiklikleri kod tabanına uyguladım, gerekli testleri (performans testleri dahil) tekrar koştum ve değişikliği kod incelemesine (code review) sundum. Onaylandıktan sonra canlıya çıkışını takip ettim ve APM metriklerinden sorunun çözüldüğünü doğruladım."
- (Neden ideal? - Adım adım, mantıksal bir problem çözme süreci anlatıyor. Kullandığı araçları (APM, EXPLAIN ANALYZE) ve yöntemleri (analiz, araştırma, deneme, danışma, doğrulama) belirtiyor. Metodik çalıştığını gösteriyor.)
7. Alternatif çözüm yolları düşündün mü? Neden şu anki çözümü seçtin?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, birkaç alternatif üzerinde düşündüm.
- Caching (Önbellekleme): Sorgu sonuçlarını bir süre önbellekte tutmayı düşündüm. Ancak, bu verinin sık sık güncellenmesi gerektiği ve filtreleme kombinasyonlarının çok fazla olması nedeniyle cache invalidation (önbelleği geçersiz kılma) yönetiminin karmaşıklaşacağını ve potansiyel olarak bayat veri (stale data) sorunlarına yol açabileceğini öngördüm. Bu yüzden ilk çözüm olarak tercih etmedim.
- Daha Radikal Refactoring: Sorguyu tamamen kaldırıp, farklı servis çağrılarıyla veriyi parça parça toplayıp uygulama katmanında birleştirmeyi düşündüm. Ancak bu, kod karmaşıklığını artıracak, potansiyel olarak daha fazla ağ çağrısına neden olacak ve projenin o aşamasındaki zaman kısıtları içinde daha riskli bir değişiklik olacaktı.
- Veritabanı Seviyesinde Farklı Optimizasyonlar: Materialized view gibi daha gelişmiş veritabanı özelliklerini kullanmayı da düşündüm, fakat bu da ek bakım yükü getirecekti.
Şu anki çözümü (indeksleme + sorgu optimizasyonu) seçtim çünkü;
- Sorunun kök nedenine (verimsiz sorgu) doğrudan hitap ediyordu.
- Diğer alternatiflere göre daha az riskli ve daha hızlı uygulanabilirdi.
- Kod tabanında ve sistem mimarisinde büyük değişiklikler gerektirmiyordu.
- Test sonuçları bu yaklaşımın yeterli performans iyileştirmesini sağladığını gösterdi. Yani, en pragmatik ve etkili çözüm buydu."
- (Neden ideal? - Sadece bir çözüm bulmakla kalmayıp, farklı olasılıkları değerlendirdiğini ve bu değerlendirmeyi yaparken trade-off'ları (risk, karmaşıklık, zaman, etki) göz önünde bulundurduğunu gösteriyor. Karar verme mantığını açıklıyor.)
8. Bu süreçte yeni bir şey öğrendin mi? Ne öğrendin?
- Örnek Menti Cevabı: "Kesinlikle öğrendim. En önemli öğrenimlerim şunlar oldu:
- Veritabanı Performansının Önemi: Performans sorunlarının sadece kod algoritmalarından değil, sıkça veritabanı etkileşimlerinden kaynaklanabileceğini ve buraya odaklanmanın ne kadar kritik olduğunu yaşayarak gördüm.
- Sorgu Planı Okuma: EXPLAIN ANALYZE çıktısını yorumlamak ve sorgunun darboğazlarını tespit etmek konusunda pratik deneyim kazandım. Eskiden bu çıktılar bana biraz karmaşık gelirdi.
- İndeksleme Stratejileri: Farklı indeks türlerinin (özellikle kompozit indekslerin) ne zaman ve nasıl kullanılacağını, sorgu performansına etkilerini daha iyi anladım. İndeks eklemenin sadece faydası değil, yazma (write) operasyonlarına potansiyel ek yük getirebileceğinin de farkına vardım.
- Sistematik Problem Çözme: Bir soruna aceleyle dalmak yerine, adım adım analiz etmenin, farklı hipotezler kurup test etmenin ve veriyle (metrikler, loglar) karar vermenin önemini bir kez daha pekiştirdim.
- Takım İçi İletişim: Karmaşık bir sorunda takımdaki daha deneyimli kişilerden veya konuya hakim olabilecek farklı kişilerden görüş almanın çözüm sürecini hızlandırabildiğini ve daha sağlam çözümlere ulaştırabildiğini gördüm."
- (Neden ideal? - Sadece 'bir şeyler öğrendim' demiyor; spesifik olarak ne öğrendiğini (veritabanı performansı, sorgu planı, indeksleme vb.) ve bu öğrenimin pratik karşılığını (sistematik yaklaşım, iletişim) açıklıyor. Öğrenmeye açık ve reflektif olduğunu gösteriyor.)
9. Kod yazarken en çok hangi kısımlarda zorlanıyorsun veya daha fazla zamana ihtiyaç duyuyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "İki ana alan aklıma geliyor:
- Karmaşık Asenkron İşlemler: Özellikle birden fazla bağımsız işlemin paralel yürümesi, sonuçlarının birleştirilmesi veya hata yönetimi (error handling) gerektiği durumlarda, doğru senkronizasyon mekanizmalarını (CompletableFuture, Reactive programlama vb.) seçmek ve kodu hem doğru hem de okunabilir tutmak bazen zorlayıcı olabiliyor. Bu konularda daha fazla pratik yapmam ve farklı senaryoları incelemem gerektiğini düşünüyorum.
- Mevcut Kodu Anlama ve Refactor Etme: Yeni bir özellik geliştirirken sıfırdan yazmak genellikle daha kolay geliyor. Ancak büyük, eski ve belki de yeterince iyi dokümante edilmemiş bir kod bloğunu anlamak, potansiyel yan etkileri (side effects) öngörerek güvenli bir şekilde refactor etmek daha fazla zamanımı alabiliyor. Nereden başlayacağımı veya değişikliğin başka neleri etkileyeceğini kestirmek bazen zor olabiliyor. Bu konuda daha iyi stratejiler geliştirmek istiyorum."
- (Neden ideal? - Zayıf yönlerini veya zorlandığı alanları dürüstçe ve spesifik olarak ifade ediyor (asenkron işlemler, eski kodu anlama). Sadece zorlandığını söylemekle kalmıyor, neden zorlandığını açıklıyor ve bu konuda gelişme isteğini belirtiyor. Kendini değerlendirme yeteneğini gösteriyor.)
10. Şu anki görevlerinde seni en çok ne heyecanlandırıyor veya motive ediyor?
- Örnek Menti Cevabı: "Beni en çok motive eden birkaç şey var:
- Problem Çözme Tatmini: Karşıma çıkan teknik bir zorluğu analiz edip, araştırıp, sonunda çalışan ve temiz bir çözüm ürettiğimde hissettiğim başarma duygusu beni çok motive ediyor. Özellikle 5. soruda bahsettiğim performans sorununu çözmek gibi durumlar.
- Yeni Şeyler Öğrenmek: Teknoloji sürekli değişiyor ve ben de bu değişime ayak uydurmayı, yeni framework'leri, dilleri veya yaklaşımları öğrenmeyi seviyorum. Projemizde Spring Boot'un farklı yönlerini keşfetmek veya yeni bir test kütüphanesini denemek gibi şeyler beni heyecanlandırıyor.
- Somut Bir Değer Yaratmak: Yazdığım kodun veya geliştirdiğim özelliğin, projenin hedeflerine hizmet ettiğini ve sonunda kullanıcıların (bu durumda satış ekibinin) işini kolaylaştırdığını bilmek motive edici. Onların hayatına dokunan bir ürünün parçası olmak güzel bir his.
- Takım Çalışması: Ekip arkadaşlarımla birlikte bir hedef doğrultusunda çalışmak, fikir alışverişi yapmak, birbirimize destek olmak ve birlikte bir şeyler başarmak da benim için önemli bir motivasyon kaynağı."
- (Neden ideal? - Motivasyon kaynaklarını çeşitli ve somut örneklerle açıklıyor (problem çözme, öğrenme, değer yaratma, takım çalışması). İşe karşı pozitif bir tutum sergilediğini ve sadece teknik değil, aynı zamanda işin amacı ve takım dinamikleriyle de motive olduğunu gösteriyor.)
Elbette, devam edelim! İşte 11'den 15'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
11. Projenin mimarisi hakkında ne düşünüyorsun? Geliştirilebilecek yönleri var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Projemiz genel olarak katmanlı bir mimari (layered architecture) üzerine kurulu; presentation (API), business logic (service) ve data access (repository) katmanları net bir şekilde ayrılmış durumda. Bu, kodun organize olmasını ve farklı sorumlulukların ayrılmasını sağlıyor, ki bu bence iyi bir temel. Servisler arası iletişim için yer yer senkron (REST çağrıları) yer yer de asenkron (RabbitMQ üzerinden mesajlaşma) yöntemler kullanılıyor.
- Geliştirilebilecek yönler olarak, bazı servislerin zamanla biraz fazla büyüdüğünü ve sorumluluklarının arttığını gözlemliyorum. Belki ilerleyen aşamalarda, özellikle sık değişen veya yüksek yük alan bazı modülleri daha küçük, bağımsız mikroservislere ayırmayı düşünebiliriz. Bu, deploy süreçlerini hızlandırabilir ve teknoloji bağımsızlığını artırabilir. Ayrıca, tüm servislerde tutarlı bir loglama ve monitoring (izleme) standardı oturtmak da bakım ve hata ayıklamayı kolaylaştırabilir diye düşünüyorum. Tabii bunlar büyük değişiklikler ve dikkatli bir analiz gerektirir."
- (Neden ideal? - Mevcut mimariyi anladığını (katmanlı yapı, iletişim yöntemleri) belirtiyor. Geliştirme önerilerini (mikroservis, standartlaşma) spesifik ve gerekçeleriyle sunuyor. Değişikliklerin potansiyel faydalarını ve zorluklarını (dikkatli analiz gerekliliği) kabul ediyor. Yapıcı ve dengeli bir bakış açısı sergiliyor.)
12. Kod kalitesini (okunabilirlik, sürdürülebilirlik, performans) sağlamak için neler yapıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Kod kalitesi benim için çok önemli. Bunun için birkaç şeye dikkat ediyorum:
- Okunabilirlik: Anlaşılır değişken ve metot isimleri kullanmaya özen gösteriyorum. Karmaşık kod bloklarını küçük, tek bir iş yapan metotlara bölüyorum (Single Responsibility Principle'a uymaya çalışıyorum). Gerektiğinde, 'neden' yapıldığını açıklayan yorumlar ekliyorum, ama kodun kendini açıklaması idealim. Takımımızın belirlediği kodlama standartlarına (formatting, naming conventions) uyuyorum.
- Sürdürülebilirlik: Mümkün olduğunca DRY (Don't Repeat Yourself) prensibine sadık kalmaya çalışıyorum. Tekrarlayan kodları yeniden kullanılabilir fonksiyonlara veya sınıflara taşıyorum. Konfigürasyonları koddan ayırıyorum. Bağımlılıkları (dependencies) minimumda tutmaya ve gevşek bağlılık (loose coupling) sağlamaya çalışıyorum. Özellikle SOLID prensiplerini anlamaya ve uygulamaya gayret ediyorum.
- Performans: Veritabanı sorgularını optimize etmeye, gereksiz döngülerden veya hesaplamalardan kaçınmaya dikkat ediyorum. Büyük veri setleriyle çalışırken bellek kullanımını göz önünde bulunduruyorum. Performans kritik yerlerde APM araçlarından veya profiler'lardan yararlanarak darboğazları tespit etmeye çalışıyorum.
- Test Edilebilirlik: Kodumu test edilebilir şekilde yazmaya özen gösteriyorum, bu da genellikle bağımlılıkların dışarıdan enjekte edilmesi (dependency injection) gibi teknikleri kullanmayı gerektiriyor.
- Kod İncelemeleri: Hem kendi kodumun incelenmesinden gelen geri bildirimleri dikkate alıyorum hem de başkalarının kodlarını incelerken bu kalite kriterlerini göz önünde bulunduruyorum."
- (Neden ideal? - Sadece genel ifadeler kullanmıyor; okunabilirlik, sürdürülebilirlik, performans gibi farklı kalite boyutlarına değiniyor ve her biri için spesifik pratikler (isimler, metot bölme, DRY, SOLID, test edilebilirlik, kod incelemesi) ve prensipler belirtiyor. Kaliteye bütüncül yaklaştığını gösteriyor.)
13. Test yazıyor musun? Nasıl bir test stratejisi izliyorsun? (Unit, integration, E2E)
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, test yazmak geliştirme sürecimin önemli bir parçası. Genellikle test piramidini takip etmeye çalışıyoruz:
- Birim Testleri (Unit Tests): En çok yazdığım test türü bu. Genellikle JUnit ve Mockito kullanarak, yazdığım class'ların ve metotların küçük, izole birimler halinde beklendiği gibi çalıştığını doğruluyorum. Özellikle karmaşık iş mantığı içeren servis katmanlarındaki metotlar için kapsamlı unit testler yazmaya özen gösteriyorum. Hedefim, kritik kod blokları için yüksek bir kod kapsama (code coverage) oranına ulaşmak, ancak %100 kapsama takıntım yok, önemli olan kritik akışların test edilmesi.
- Entegrasyon Testleri (Integration Tests): Birkaç bileşenin (örneğin servis katmanı ile veritabanı veya farklı servislerin API'ları) birlikte doğru çalışıp çalışmadığını test etmek için yazıyoruz. Spring Boot'un test desteğini (@SpringBootTest) ve genellikle H2 gibi bir in-memory veritabanını veya Testcontainers kullanarak gerçek veritabanı/mesaj kuyruğu gibi bağımlılıklarla entegrasyonu test ediyoruz. Bunlar unit testlere göre daha yavaş çalıştığı için daha az sayıda ama kritik akışları kapsayacak şekilde yazıyoruz.
- Uçtan Uca Testler (E2E Tests): Bunları genellikle ayrı bir QA ekibimiz yürütüyor, ancak bazen geliştirme ekibi olarak biz de Selenium veya Cypress gibi araçlarla temel kullanıcı akışlarını otomatize ediyoruz. Ben kişisel olarak daha çok unit ve integration testlere odaklanıyorum."
- (Neden ideal? - Evet/Hayır cevabı yerine test stratejisini (test piramidi) açıklıyor. Farklı test türlerini (unit, integration, E2E) tanımlıyor, hangi araçları kullandığını (JUnit, Mockito, SpringBootTest, Testcontainers) belirtiyor ve her test türünün amacını ve kapsamını anladığını gösteriyor. Code coverage konusuna dengeli yaklaşıyor.)
14. Debugging (hata ayıklama) sürecin nasıl işliyor? Hangi araçları/teknikleri kullanıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Hata ayıklama benim için bir keşif süreci gibi. Yaklaşımım genellikle şöyle:
- Hatayı Tekrarlama (Reproduce): Önce hatayı güvenilir bir şekilde kendi lokal geliştirme ortamımda veya test ortamında tekrarlamaya çalışırım. Hatanın hangi koşullar altında oluştuğunu anlamak çok önemli.
- Bilgi Toplama: Hata mesajlarını, stack trace'leri dikkatlice okurum. İlgili kod bölümlerini incelerim. Uygulama loglarına (Logback/Log4j ile yapılandırdığımız) bakarım, özellikle hata anındaki log kayıtları çok değerli oluyor. APM aracımız (örneğin Datadog veya Dynatrace) varsa, o hatanın izini sürmek için oradaki transaction detaylarına bakarım.
- Hipotez Kurma ve Test Etme: Topladığım bilgilere dayanarak hatanın olası nedenleri hakkında bir veya birkaç hipotez kurarım. Sonra bu hipotezleri test ederim.
- Debugger Kullanımı: IntelliJ IDEA'nın debugger'ı en sık kullandığım araç. Breakpoint'ler koyarak kodun adım adım nasıl çalıştığını izler, değişkenlerin değerlerini kontrol eder, metot çağrılarını takip ederim. Koşullu breakpoint'ler (conditional breakpoints) veya logpoint'ler de işimi çok kolaylaştırıyor.
- İzolasyon: Sorunun kaynağını daraltmak için kodun ilgili kısımlarını izole etmeye çalışırım. Bazen geçici olarak bazı kod bloklarını yorum satırı yapmak veya basit test senaryolarıyla sadece şüphelendiğim kısmı çalıştırmak işe yarayabilir.
- Basit Çözümler: Bazen sorun çok basit bir yazım hatası, yanlış yapılandırma veya unutulmuş bir null kontrolü olabiliyor. Karmaşık çözümlere dalmadan önce bunları kontrol ederim.
- Yardım İsteme: Eğer belirli bir süre (genellikle 1-2 saat) ilerleme kaydedemezsem, denediklerimi ve bulgularımı özetleyerek takım arkadaşlarımdan veya sizden yardım isterim."
- (Neden ideal? - Sistematik bir debugging süreci tanımlıyor (tekrarlama, bilgi toplama, hipotez, test). Kullandığı araçları (debugger, loglar, APM) ve teknikleri (breakpoint, izolasyon) belirtiyor. Problemi kendi başına çözme çabasını ve ne zaman yardım isteyeceğini bildiğini gösteriyor.)
15. Takıldığın veya emin olamadığın bir konuda nasıl yardım istiyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Yardım istemeden önce genellikle kendi başıma bir miktar araştırma yapmaya ve sorunu çözmeye çalışırım. Şunları yaparım:
- Önce hatayı/sorunu net bir şekilde tanımlamaya çalışırım.
- Konuyla ilgili dokümantasyonu (proje içi veya harici) okurum.
- Benzer sorunlar daha önce yaşanmış mı diye proje loglarını, issue tracker'ı (Jira vb.) veya takımın iletişim kanallarını (Slack vb.) aratırım.
- Stack Overflow gibi platformlarda benzer sorunlara verilen çözümleri araştırırım.
- Basit denemelerle sorunu izole etmeye veya farklı yaklaşımlar denemeye çalışırım.
Eğer bu adımlar sonuç vermezse veya belirli bir süre (duruma göre değişir ama genellikle 1 saati geçince) takılıp kalırsam yardım isterim. Yardım isterken şunlara dikkat ederim:
- Doğru Kişi/Kanal: Sorunun niteliğine göre en doğru kişiyi (konuya hakim olduğunu bildiğim bir takım arkadaşı, takım lideri veya siz) veya doğru Slack kanalını seçerim.
- Net Problem Tanımı: Sorunu açık ve net bir şekilde ifade ederim. Ne yapmaya çalıştığımı, neyin beklendiğini ve neyin gerçekleştiğini belirtirim.
- Ne Denediğimi Anlatma: Hangi adımları attığımı, neleri araştırdığımı ve hangi sonuçlara ulaştığımı kısaca özetlerim. Bu, karşımdaki kişinin aynı adımları tekrar etmesini engeller ve zaman kazandırır.
- Spesifik Soru: Genel olarak "takıldım" demek yerine, spesifik bir soru sormaya çalışırım. Örneğin, "Şu metodu anlamadım, nasıl çalışıyor?" veya "Bu hatayı alıyorum, şu denemeleri yaptım ama çözemedim, başka ne önerebilirsiniz?" gibi.
- Kod/Hata Paylaşımı: Gerekirse ilgili kod parçasını veya hata mesajını paylaşırım.
Amacım, hem kendi zamanımı hem de yardım istediğim kişinin zamanını verimli kullanmak ve sorunu en hızlı şekilde çözmek."
- (Neden ideal? - Yardım istemeden önce kendi çabasını (araştırma, deneme) vurguluyor. Yardım isteme sürecinin adımlarını (doğru kişi, net tanım, denenenler, spesifik soru) açıklıyor. Başkalarının zamanına saygı gösterdiğini ve etkili iletişim kurmaya çalıştığını ortaya koyuyor.)
Harika, teknik beceriler ve öğrenme odaklı sorularla devam edelim:
16. Hangi programlama dillerinde veya teknolojilerde kendini en güçlü hissediyorsun? Neden?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anda kendimi en güçlü hissettiğim dil Java. Bunun birkaç nedeni var: Üniversitede sağlam bir temel aldım ve son 1.5 yıldır profesyonel olarak neredeyse tamamen Java ve Spring Boot framework'ü ile çalışıyorum. Spring Boot'un dependency injection, AOP, data access gibi temel konseptlerine oldukça hakimim ve günlük işlerimde sıkça kullanıyorum. Özellikle RESTful API'ler geliştirmek ve JPA/Hibernate ile veritabanı işlemleri yapmak konusunda kendime güveniyorum. Ayrıca, Java'nın ekosisteminin geniş olması, topluluk desteği ve bol kaynak bulunması da kendimi güvende hissetmemi sağlıyor. Projemizde kullandığımız için PostgreSQL veritabanı ve temel SQL sorguları konusunda da rahatım."
- (Neden ideal? - Sadece teknolojileri saymıyor, neden güçlü hissettiğini açıklıyor (eğitim, deneyim, sık kullanım, ekosistem). Spesifik framework (Spring Boot) ve kullanım alanlarını (API, JPA) belirtiyor. Kendine güvenini ifade ederken gerçekçi kalıyor.)
17. Hangi alanlarda teknik olarak kendini geliştirmek istiyorsun? (Örn: Backend, Frontend, DevOps, Mobil, Veri Bilimi, Güvenlik)
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anki Backend rolümde derinleşmek ana hedefim olsa da, birkaç spesifik alanda kendimi geliştirmek istiyorum:
- Asenkron ve Reaktif Programlama (Java): Projemizde bazı yerlerde CompletableFuture kullanıyoruz ama reaktif programlama (örneğin Project Reactor/Spring WebFlux) paradigmasını daha derinlemesine anlamak ve ne zaman, nasıl etkin kullanılabileceğini öğrenmek istiyorum. Performans ve kaynak kullanımı açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
- Konteynerizasyon ve Orkestrasyon (Docker & Kubernetes): Docker ile temel düzeyde konteyner oluşturup çalıştırabiliyorum ama Kubernetes'i daha iyi anlamak istiyorum. Uygulamalarımızın nasıl deploy edildiğini, ölçeklendiğini ve yönetildiğini daha iyi kavramak, DevOps süreçlerine daha fazla katkıda bulunabilmek için bu önemli.
- Bulut Teknolojileri (Özellikle AWS): Şirketimiz AWS kullandığı için, temel AWS servislerini (EC2, S3, RDS, belki Lambda) sadece kullanmak değil, nasıl çalıştıklarını ve en iyi pratiklerini öğrenmek istiyorum. Bu, hem mevcut işlerimde daha bilinçli olmamı sağlar hem de kariyerim için önemli bir yetkinlik.
- Yazılım Mimarisi Temelleri: Mikroservisler, event-driven mimariler gibi farklı mimari desenleri sadece duymak yerine, avantajlarını, dezavantajlarını ve ne zaman uygun olduklarını daha iyi anlamak istiyorum."
- (Neden ideal? - Gelişim alanlarını spesifik olarak (Asenkron Programlama, Kubernetes, AWS, Mimari) belirtiyor. Neden bu alanları seçtiğini (proje ihtiyacı, DevOps'a katkı, kariyer yetkinliği, daha iyi anlama isteği) gerekçelendiriyor. Sadece teknoloji adı vermek yerine, hangi yönünü öğrenmek istediğini açıklıyor.)
18. Bu gelişim alanları için nasıl bir öğrenme planın var? Hangi kaynakları kullanıyorsun? (Kurs, kitap, dokümantasyon, proje vb.)
- Örnek Menti Cevabı: "Bu alanlar için çok yönlü bir öğrenme planı izlemeye çalışıyorum:
- Asenkron/Reaktif Programlama: Konsepti anlamak için birkaç tane iyi değerlendirilmiş Udemy/Coursera kursu belirledim. Ayrıca Spring'in kendi dokümantasyonunu ve ilgili blog yazılarını okuyorum. En önemlisi, küçük bir yan proje (örneğin basit bir API gateway) yaparak bu konseptleri pratik etmeyi planlıyorum. Takımdaki daha deneyimli arkadaşlarımdan da kod örnekleri istemeyi veya pair programming yapmayı düşünüyorum.
- Docker & Kubernetes: Docker temellerini pekiştirmek için resmi dokümantasyonu kullanıyorum. Kubernetes için 'Kubernetes Up & Running' gibi önerilen bir kitap aldım ve yine online kurslarla (örn: KodeKloud, A Cloud Guru) pratik laboratuvar ortamlarında çalışmayı hedefliyorum. Belki basit bir uygulamayı Minikube üzerinde deploy etmeyi deneyebilirim.
- AWS: AWS'in kendi 'AWS Certified Cloud Practitioner' veya 'Developer Associate' seviyesi için hazırlık materyallerini ve ücretsiz eğitimlerini takip ediyorum. Şirket içinde AWS kullanan başka takımlardaki mühendislerle konuşarak onların deneyimlerinden faydalanmayı düşünüyorum.
- Yazılım Mimarisi: Bu konuda daha çok kitap okumayı (örn: 'Fundamentals of Software Architecture') ve Martin Fowler gibi isimlerin blog yazılarını takip etmeyi planlıyorum. Ayrıca katılabileceğim online/offline mimari odaklı sunumları veya workshop'ları araştırıyorum.
Genel olarak, her konu için teorik bilgiyi pratikle birleştirmeye ve öğrendiklerimi küçük de olsa projelerde uygulamaya çalışacağım."
- (Neden ideal? - Sadece "öğreneceğim" demiyor; her gelişim alanı için somut bir plan ve spesifik kaynaklar (kurs platformları, kitap isimleri, dokümantasyon, yan proje, pair programming, sertifika materyalleri, bloglar) sunuyor. Öğrenme yöntemlerini çeşitlendiriyor (teori, pratik, sosyal öğrenme). Proaktif ve organize olduğunu gösteriyor.)
19. Son zamanlarda öğrendiğin ve seni etkileyen yeni bir teknoloji, araç veya konsept oldu mu?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, son zamanlarda Testcontainers kütüphanesiyle tanıştım ve oldukça etkilendim. Daha önce entegrasyon testlerimizde genellikle H2 gibi in-memory veritabanları kullanıyorduk. Ancak Testcontainers, testler sırasında gerçek PostgreSQL, RabbitMQ veya başka herhangi bir servisin Docker konteynerini programatik olarak başlatıp yönetmemizi sağlıyor. Bu sayede test ortamımız, canlı ortamımıza çok daha yakın oluyor ve in-memory veritabanlarının uyumsuzluklarından veya kısıtlamalarından kaynaklanabilecek sürpriz hataları daha erken yakalayabiliyoruz. Kurulumu ve kullanımı biraz daha zahmetli olsa da, testlerin güvenilirliğini ve gerçekçiliğini artırması açısından çok değerli buldum. Entegrasyon testlerine bakış açımı biraz değiştirdi diyebilirim."
- (Neden ideal? - Spesifik bir araç (Testcontainers) belirtiyor. Ne işe yaradığını (gerçek servislerle test), neden etkilendiğini (test ortamını canlıya yaklaştırma, güvenilirlik artışı) ve hangi problemi çözdüğünü (in-memory DB kısıtlamaları) açıklıyor. Öğrenmenin ötesinde, teknolojinin değerini anladığını gösteriyor.)
20. Belirli bir tasarım deseni (design pattern) veya mimari prensip (örn: SOLID) hakkında ne düşünüyorsun? Ne zaman kullanırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "SOLID prensiplerini oldukça önemli buluyorum. Özellikle Tek Sorumluluk Prensibi (SRP) ve Açık/Kapalı Prensip (OCP), kodun daha anlaşılır, sürdürülebilir ve genişletilebilir olmasına gerçekten yardımcı oluyor. Örneğin, SRP'ye dikkat ettiğimde yazdığım sınıfların ve metotların daha odaklı ve test edilmesinin daha kolay olduğunu fark ediyorum. OCP ise yeni bir özellik eklerken mevcut kodu değiştirmek yerine genişletmeyi teşvik ettiği için riskleri azaltıyor.
- Ancak bu prensipleri veya tasarım desenlerini (örneğin Strategy, Factory, Observer gibi) körü körüne her yerde uygulamak gerektiğini düşünmüyorum. Bazen basit bir problem için karmaşık bir desen kullanmak, gereksiz bir soyutlama katmanı eklemek (over-engineering) anlamına gelebilir ve kodun okunabilirliğini azaltabilir. Bu yüzden, bir prensibi veya deseni kullanmadan önce, çözmeye çalıştığım probleme gerçekten uygun olup olmadığını, getireceği faydanın (esneklik, sürdürülebilirlik) ekleyeceği karmaşıklığa değip değmeyeceğini düşünmeye çalışıyorum. Yani, bağlam çok önemli. Genellikle kod karmaşıklığı artmaya başladığında, belirli bir değişikliğin sık sık yapılması gerektiğinde veya gelecekteki esneklik ihtiyacı yüksek olduğunda bu prensipleri ve desenleri daha bilinçli olarak uygulamaya çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Konuya hakimiyetini (SOLID prensiplerini ve bazı desenleri biliyor) gösteriyor. Sadece ne olduğunu değil, neden önemli olduğunu (sürdürülebilirlik, genişletilebilirlik, test edilebilirlik) açıklıyor. En önemlisi, bu prensiplerin/desenlerin ne zaman kullanılacağını (bağlama göre, problem uygunsa) ve ne zaman kaçınılması gerektiğini (over-engineering) anladığını gösteren dengeli ve pragmatik bir bakış açısı sunuyor.)
Tamamdır, kod incelemeleri, versiyon kontrolü, performans ve güvenlik konularına odaklanan sorularla devam edelim:
21. Kod incelemesi (code review) sürecine katılıyor musun? Bu süreçten neler öğreniyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, aktif olarak katılıyorum. Hem yazdığım kodlar takım arkadaşlarıma incelemeye gidiyor (merge request/pull request aracılığıyla) hem de ben diğerlerinin kodlarını inceliyorum. Bu süreçten çok şey öğreniyorum:
- Geri Bildirim Alarak: Kendi yazdığım kod hakkında aldığım geri bildirimler sayesinde farklı bakış açılarını görüyorum. Bazen daha basit veya daha performanslı bir çözüm yolu olabileceğini fark ediyorum. Gözden kaçırdığım hatalar veya potansiyel riskler (örneğin null pointer exception riski) yakalanabiliyor. Ayrıca, kodlama standartlarına veya en iyi pratiklere daha iyi uymam konusunda yönlendirme alıyorum.
- Başkalarının Kodunu İnceleyerek: Diğer mühendislerin farklı problemleri nasıl çözdüğünü görmek, yeni teknikler, kütüphaneler veya dil özellikleri öğrenmemi sağlıyor. Farklı kodlama stillerini görüp karşılaştırabiliyorum. Projenin bilmediğim kısımları hakkında fikir sahibi oluyorum. Ayrıca, bir kodu eleştirel bir gözle okumak, kendi kodumu yazarken de nelere dikkat etmem gerektiği konusunda farkındalığımı artırıyor. Kısacası, hem kendimi geliştirmem hem de kod tabanımızın kalitesini korumak için çok değerli bir süreç."
- (Neden ideal? - Sürece aktif katılımını teyit ediyor. Hem geri bildirim almaktan hem de vermekten öğrendiklerini spesifik örneklerle (farklı çözüm yolları, hatalar, standartlar, yeni teknikler, proje bilgisi) açıklıyor. Sürecin çift yönlü faydasını ve önemini anladığını gösteriyor.)
22. İyi bir kod incelemesi sence nasıl olmalı? Nelere dikkat edersin?
- Örnek Menti Cevabı: "Bence iyi bir kod incelemesi sadece hata bulmak değil, aynı zamanda kodun kalitesini ve sürdürülebilirliğini artırmaya odaklanmalı. Dikkat ettiğim başlıca noktalar şunlar:
- Anlaşılırlık ve Okunabilirlik: Kod kolayca anlaşılıyor mu? Değişken ve metot isimleri açıklayıcı mı? Karmaşık mantıklar anlaşılır şekilde ifade edilmiş mi? Gereksiz karmaşıklıktan kaçınılmış mı?
- Doğruluk: Kod, belirtilen gereksinimleri karşılıyor mu? Mantıksal hatalar veya kenar durumları (edge cases) gözden kaçmış mı?
- Tasarım ve Mimari: Kod, projenin genel mimarisine ve tasarım prensiplerine (örn: SOLID) uygun mu? Tekrarlayan kod (DRY) var mı? Sorumluluklar doğru ayrılmış mı?
- Testler: Yeterli ve anlamlı testler (unit, integration) yazılmış mı? Kodun test edilebilirliği nasıl?
- Performans: Potansiyel performans darboğazları var mı? Veritabanı sorguları verimli mi? Gereksiz kaynak tüketimi var mı?
- Güvenlik: Potansiyel güvenlik açıkları (örn: input validation eksikliği, yetkilendirme kontrolü) var mı? Hassas veriler doğru şekilde ele alınmış mı?
- Standartlar ve Tutarlılık: Takımın belirlediği kodlama standartlarına ve stil rehberine uyulmuş mu? Projenin geri kalanıyla tutarlı bir yaklaşım sergilenmiş mi?
- Yapıcı Geri Bildirim: İnceleme yaparken amacım eleştirmek değil, yardımcı olmak. Geri bildirimlerimi net, saygılı ve yapıcı bir dille ifade etmeye çalışırım. Sadece sorunu belirtmek yerine, mümkünse çözüm önerileri de sunmaya gayret ederim. Odağım her zaman kodun kendisi olur, yazan kişi değil."
- (Neden ideal? - Kod incelemesinin çok boyutlu olduğunu (anlaşılırlık, doğruluk, tasarım, test, performans, güvenlik, standartlar) anladığını gösteriyor. Her boyut için spesifik kontrol noktaları belirtiyor. En önemlisi, geri bildirimin yapıcı ve saygılı olması gerektiğini vurguluyor.)
23. Versiyon kontrol sistemlerini (örn: Git) ne kadar etkin kullanıyorsun? Hangi komutları sıkça kullanırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Git'i günlük iş akışımın temel bir parçası olarak kullanıyorum ve temel komutlara oldukça hakimim. En sık kullandığım komutlar:
- git clone: Projeyi lokalime çekmek için.
- git pull: Uzak depodaki (remote) değişiklikleri lokalime almak için (genellikle git fetch + git merge veya git pull --rebase şeklinde).
- git branch: Yeni bir özellik veya bug fix için ayrı bir çalışma alanı oluşturmak ve mevcut branch'leri listelemek için.
- git checkout veya git switch: Farklı branch'ler arasında geçiş yapmak için.
- git add: Değişiklikleri staging area'ya eklemek için.
- git commit -m "Mesaj": Değişiklikleri anlamlı bir mesajla lokal depoya kaydetmek için. Anlamlı ve açıklayıcı commit mesajları yazmaya özen gösteriyorum.
- git push: Lokaldeki commit'leri uzak depoya göndermek için.
- git merge: Farklı branch'leri birleştirmek için.
- git status: Çalışma dizini ve staging area'nın durumunu görmek için.
- git log: Commit geçmişini incelemek için.
Şu anda bu komutlarla işlerimi yürütebiliyorum ama git rebase (özellikle interaktif rebase), git cherry-pick gibi daha ileri seviye komutları ve çakışma (conflict) çözme stratejilerini daha iyi öğrenmek ve daha etkin kullanmak istediğim alanlar arasında."
- (Neden ideal? - Sık kullandığı temel Git komutlarını ve amaçlarını biliyor. İyi pratiklere (anlamlı commit mesajları) dikkat ettiğini belirtiyor. Mevcut bilgisini kabul ederken, daha ileri konuları öğrenme isteğini de ifade ediyor.)
24. Performans optimizasyonu konusunda tecrüben var mı? Nelere dikkat edersin?
- Örnek Menti Cevabı: "Doğrudan büyük ölçekli performans optimizasyonu projelerinde yer almadım ama kod yazarken performansı her zaman aklımın bir köşesinde tutmaya çalışıyorum. Dikkat ettiğim temel noktalar şunlar:
- Veritabanı Etkileşimleri: N+1 sorgu probleminden kaçınmaya çalışıyorum (özellikle ORM kullanırken). Gereksiz yere fazla veri çekmemeye, sadece ihtiyaç duyulan kolonları seçmeye özen gösteriyorum. Karmaşık sorgularda indeks kullanımını ve sorgu planlarını gözden geçiriyorum (daha önceki soruda bahsettiğim gibi).
- Algoritmik Karmaşıklık: Özellikle döngüler içinde veya sık çağrılan metotlarda kullandığım algoritmaların zaman ve bellek karmaşıklığını (Big O notation) basit düzeyde de olsa düşünmeye çalışıyorum.
- Gereksiz Hesaplamalar/İşlemler: Bir değer sık kullanılıyorsa ve hesaplaması maliyetliyse, bunu tekrar tekrar hesaplamak yerine bir değişkende tutmak gibi basit optimizasyonlar yapıyorum. Döngü içinde gereksiz nesne oluşturmaktan kaçınıyorum.
- Bellek Kullanımı: Büyük veri setleriyle çalışırken tüm veriyi belleğe yüklemek yerine streaming veya pagination gibi teknikleri kullanmanın daha doğru olacağını biliyorum.
- Araçlar: Performans sorunlarını analiz etmek için gerektiğinde APM araçlarındaki metrikleri veya IDE'deki profiler'ı kullanabileceğimi biliyorum, ancak bu konuda daha fazla pratik deneyime ihtiyacım var.
Genel olarak, 'erken optimizasyon kötüdür' prensibini de aklımda tutarak, önce kodu temiz ve doğru yazmaya, performans sorunu ölçülebilir bir şekilde ortaya çıktığında veya bariz bir darboğaz olduğunda optimizasyona odaklanmaya çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Performansın farklı boyutlarına (veritabanı, algoritma, bellek) değiniyor. Spesifik dikkat noktaları (N+1, indeks, Big O, gereksiz hesaplama) belirtiyor. Araçlardan haberdar olduğunu gösteriyor. Erken optimizasyondan kaçınma prensibini bilerek dengeli bir yaklaşım sergiliyor. Tecrübesi konusunda dürüst ama farkındalığı yüksek.)
25. Güvenlik açıklarına karşı kod yazarken nelere dikkat ediyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Güvenlik çok kritik bir konu ve kod yazarken temel bazı prensiplere dikkat etmeye çalışıyorum:
- Input Validation (Girdi Doğrulama): Kullanıcıdan veya dış sistemlerden gelen her türlü girdiyi (API istekleri, form verileri vb.) doğrulamak ve temizlemek (sanitize etmek) gerektiğini biliyorum. Özellikle SQL Injection veya Cross-Site Scripting (XSS) gibi saldırıları önlemek için parametreli sorgular (prepared statements) kullanmak veya çıktıları doğru şekilde escape etmek önemli. Framework'ümüzün (Spring Security gibi) sağladığı mekanizmaları kullanmaya çalışıyorum.
- Authentication & Authorization (Kimlik Doğrulama ve Yetkilendirme): Kullanıcıların kimliğini doğru bir şekilde doğruladığımızdan ve yetkisi olmayan kaynaklara veya işlemlere erişemediğinden emin olmaya çalışıyorum. API endpoint'lerine veya servis metotlarına gerekli yetki kontrollerini ekliyorum.
- Hassas Veri Yönetimi: Şifreler gibi hassas verileri asla loglamamaya, veritabanında hash'leyerek saklamaya dikkat ediyorum. Konfigürasyon dosyalarındaki hassas bilgileri (API key'leri vb.) güvenli bir şekilde yönetmek (örneğin environment variable'lar veya secret management araçları ile) gerektiğini biliyorum.
- Bağımlılık Yönetimi (Dependency Management): Kullandığımız kütüphanelerin güncel ve bilinen güvenlik açıkları olmayan versiyonlarını kullanmaya çalışıyoruz. Periyodik olarak bağımlılıkları tarayan araçlar (varsa) kullanmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
- Hata Yönetimi: Hata mesajlarında kullanıcıya veya potansiyel saldırgana sistemin iç yapısı hakkında gereksiz bilgi vermemeye (örneğin detaylı stack trace'leri göstermemeye) özen gösteriyorum.
Bu konuda sürekli öğrenmem gereken çok şey olduğunun farkındayım ve takımın güvenlik konusundaki en iyi pratiklerini ve checklist'lerini takip etmeye çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Temel güvenlik prensiplerini (input validation, authN/authZ, hassas veri, bağımlılıklar, hata yönetimi) biliyor. Spesifik zafiyetlere (SQLi, XSS) ve önlemlere (prepared statements, hashing, yetki kontrolü) değiniyor. Kullandıkları framework'ün güvenlik özelliklerine atıfta bulunuyor. Sürekli öğrenme gerekliliğinin farkında olduğunu ve takım pratiklerine uyduğunu belirtiyor.)
Elbette, kariyer gelişimi ve hedeflere odaklanan 26'dan 30'a kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
26. Kısa (1 yıl) ve orta vadeli (3-5 yıl) kariyer hedeflerin nelerdir?
- Örnek Menti Cevabı:
- Kısa Vade (1 Yıl): Önümüzdeki bir yıl içinde, şu anki backend rolümde teknik yetkinliğimi belirgin şekilde artırmak istiyorum. Özellikle Proje Anka'nın temel modüllerinde daha fazla sorumluluk almak, yazdığım kodun kalitesini ve performansını sürekli iyileştirmek ana hedefim. 17. soruda bahsettiğim Asenkron Programlama ve Docker/Kubernetes temelleri konularında kendimi geliştirmeyi ve bu bilgileri projelerimizde kullanabilmeyi hedefliyorum. Ayrıca, takım içindeki kod inceleme süreçlerine daha etkin katkı sağlamak ve belki küçük çaplı teknik sunumlar yaparak iletişim becerilerimi geliştirmek istiyorum.
- Orta Vade (3-5 Yıl): 3 ila 5 yıl içinde kendimi Kıdemli Yazılım Mühendisi (Senior Software Engineer) olarak görüyorum. Bu rolde, sadece kod yazmakla kalmayıp, daha karmaşık teknik problemlerin çözümünde liderlik edebilmeyi, sistem tasarımı kararlarına daha fazla katkıda bulunabilmeyi ve belki de benden daha az deneyimli mühendislere mentorluk yapabilmeyi hedefliyorum. Belki belirli bir alanda (örneğin performans optimizasyonu veya belirli bir bulut teknolojisi) uzmanlaşmak da orta vadeli hedeflerim arasında olabilir.
- (Neden ideal? - Hedefleri zaman dilimine göre (kısa/orta) ayırıyor. Kısa vadeli hedefler somut ve ulaşılabilir (mevcut rolde derinleşme, spesifik teknoloji öğrenme, iletişim becerisi). Orta vadeli hedef net (Kıdemli Mühendis) ve bu rolün gerektirdiği sorumlulukları (teknik liderlik, tasarım, mentorluk) anladığını gösteriyor. Hedefler hem teknik hem de kariyer basamağı odaklı.)
27. Şu anki rolün bu hedeflere ulaşmanda sana nasıl yardımcı oluyor?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anki rolüm bu hedeflere ulaşmam için harika bir temel sağlıyor.
- Teknik Derinleşme: Proje Anka gibi kapsamlı ve modern teknolojiler kullanan bir projede çalışmak, Java, Spring Boot, PostgreSQL gibi temel backend teknolojilerinde derinleşmemi sağlıyor. Karşılaştığım teknik zorluklar (performans sorunları, entegrasyonlar vb.) beni sürekli yeni şeyler öğrenmeye itiyor.
- Sorumluluk Artışı Fırsatı: Takımımızda yetkinlik gösterdikçe daha fazla sorumluluk alma fırsatı olduğunu görüyorum. Bu da kısa vadeli hedefimle doğrudan örtüşüyor.
- Takım Deneyimi ve Mentorluk: Deneyimli mühendislerle birlikte çalışmak, kod incelemeleri ve teknik tartışmalar aracılığıyla onlardan çok şey öğreniyorum. Sizin gibi bir mentorla düzenli görüşmeler yapmak da kariyer hedeflerime giden yolda bana rehberlik ediyor.
- Gelecek Teknolojilere Maruz Kalma: Projede Docker, RabbitMQ gibi teknolojilerin kullanılması, 17. soruda bahsettiğim gelişim alanlarıma (konteynerizasyon, asenkron iletişim) doğrudan bir giriş sağlıyor.
Şu an için rolümün hedeflerimle oldukça uyumlu olduğunu düşünüyorum. Belki ileride, sistem tasarımı veya mimari konularına daha fazla dahil olabileceğim fırsatlar arayabilirim."
- (Neden ideal? - Mevcut rolün faydalarını spesifik olarak hedeflerle (teknik derinleşme, sorumluluk, öğrenme, teknolojiye maruz kalma) ilişkilendiriyor. Mentorluk ilişkisinin değerini belirtiyor. Rolün hedefleriyle uyumlu olduğunu belirtirken, gelecekteki potansiyel gelişim alanlarına (tasarım/mimari) da işaret ediyor.)
28. Kariyerinde bir sonraki adım olarak neyi görüyorsun? (Kıdemli mühendis, takım lideri, uzmanlık alanı vb.)
- Örnek Menti Cevabı: "Kariyerimde bir sonraki doğal adım olarak Kıdemli Yazılım Mühendisi pozisyonunu görüyorum. Şu anki rolümde edindiğim tecrübeyi ve teknik bilgiyi daha da geliştirerek, daha bağımsız çalışabilen, karmaşık görevlerin altından kalkabilen ve teknik konularda takıma daha fazla değer katabilen bir seviyeye ulaşmak istiyorum. Kıdemli rolün sadece teknik yeterlilik değil, aynı zamanda problem çözme, karar verme ve iletişim becerileri gerektirdiğinin farkındayım. Uzun vadede teknik liderlik veya belirli bir alanda derinlemesine uzmanlaşma (örneğin dağıtık sistemler veya bulut mimarisi) gibi yollar ilgimi çekebilir, ancak şu anki önceliğim sağlam bir kıdemli mühendis olmak için gereken yetkinlikleri kazanmak."
- (Neden ideal? - Bir sonraki adımı net bir şekilde (Kıdemli Mühendis) tanımlıyor. Bu rolün sadece teknik değil, diğer becerileri de gerektirdiğinin farkında olduğunu gösteriyor. Uzun vadeli potansiyel ilgileri belirtse de, odağının bir sonraki adımda olduğunu vurguluyor. Gerçekçi ve odaklı bir yaklaşım sergiliyor.)
29. Bu hedeflere ulaşmak için hangi becerilere (teknik veya sosyal) ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Kıdemli Mühendis olma hedefime ulaşmak için hem teknik hem de sosyal becerilerimi geliştirmem gerektiğinin farkındayım:
- Teknik Beceriler:
- Derinlemesine Teknoloji Bilgisi: Kullandığımız ana teknolojilerde (Java, Spring, PostgreSQL) sadece 'nasıl' değil, 'neden' çalıştığını daha iyi anlamak. Performans ve ölçeklenebilirlik konularında daha yetkin olmak.
- Sistem Tasarımı Temelleri: Daha büyük özellikleri veya küçük sistemleri tasarlayabilme yeteneği. Farklı tasarım seçeneklerinin trade-off'larını değerlendirebilme.
- Test Stratejileri: Daha kapsamlı ve etkili test stratejileri oluşturabilme ve uygulayabilme.
- Debugging ve Sorun Giderme: Daha karmaşık ve belirsiz sorunları daha hızlı ve etkin bir şekilde teşhis edip çözebilme.
- (Hedeflediğim Alanlar): Asenkron programlama, Docker/Kubernetes ve temel AWS bilgisi gibi spesifik gelişim alanlarımda ilerleme kaydetmek.
- Sosyal Beceriler (Soft Skills):
- Etkili İletişim: Teknik konuları hem teknik hem de teknik olmayan kişilere açık ve anlaşılır bir şekilde anlatabilme. Fikirlerimi daha net savunabilme.
- Mentorluk ve Bilgi Paylaşımı: Benden daha az deneyimli arkadaşlara yardımcı olabilme, bilgimi aktarabilme.
- Takım Çalışması ve İşbirliği: Çatışma çözme, ortak kararlar alma süreçlerine daha yapıcı katkıda bulunma.
- Zaman Yönetimi ve Önceliklendirme: Daha karmaşık ve birden fazla görevi aynı anda yönetebilme, doğru önceliklendirme yapabilme."
- (Neden ideal? - İhtiyaç duyduğu becerileri teknik ve sosyal olarak ayırıyor. Her kategori altında spesifik ve hedefleriyle ilişkili beceriler listeliyor (derinlemesine bilgi, sistem tasarımı, iletişim, mentorluk vb.). Sadece beceri adı vermek yerine, o becerinin ne anlama geldiğini de kısaca açıklıyor. Kapsamlı bir öz değerlendirme yaptığını gösteriyor.)
30. Seni en çok hangi tür projeler veya sorumluluklar motive eder?
- Örnek Menti Cevabı: "Beni en çok motive eden şeyler genellikle şunlar oluyor:
- Teknik Zorluklar: Daha önce karşılaşmadığım, beni araştırmaya ve yeni şeyler öğrenmeye iten karmaşık problemler üzerinde çalışmak beni heyecanlandırıyor. Bir şeyin 'nasıl çalıştığını' derinine anlamak hoşuma gidiyor.
- Somut Çıktı ve Etki: Geliştirdiğim bir özelliğin veya çözdüğüm bir sorunun, kullanıcılar tarafından kullanıldığını ve onların işini kolaylaştırdığını veya bir problemi çözdüğünü görmek büyük bir tatmin kaynağı. Yaptığım işin bir amaca hizmet ettiğini bilmek önemli.
- Yeni Teknolojiler Öğrenme ve Uygulama: Yeni bir kütüphaneyi, framework'ü veya yaklaşımı öğrenip bunu projede kullanma fırsatı bulmak beni motive ediyor. Teknolojiye olan merakımı canlı tutuyor.
- Sıfırdan Bir Şeyler İnşa Etmek: Var olan bir sistemi iyileştirmek de keyifli ama tamamen yeni bir modülü veya küçük bir servisi sıfırdan tasarlayıp hayata geçirme fikri beni ayrıca motive ediyor.
- İşbirliği ve Bilgi Paylaşımı: Takım arkadaşlarımla birlikte bir sorunu çözmek, fikir alışverişinde bulunmak ve birbirimizden bir şeyler öğrenmek de çalışma ortamımı daha keyifli hale getiriyor ve beni motive ediyor."
- (Neden ideal? - Motivasyon kaynaklarını kişisel değerleriyle (meydan okuma, etki, öğrenme, yaratıcılık, işbirliği) ilişkilendiriyor. Soyut ifadeler yerine somut örnekler veriyor (karmaşık problem, kullanıcı etkisi, yeni teknoloji, sıfırdan inşa). Bu motivasyonların, kariyer hedefleriyle (teknik derinleşme, sorumluluk alma) uyumlu olduğunu gösteriyor.)
Harika, kariyer yolculuğu ve kişisel değerlendirme üzerine sorularla devam edelim:
31. Şirket içinde veya dışında rol model aldığın mühendisler var mı? Onlarda neyi takdir ediyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, birkaç kişi var. Şirket içinde, takım liderimiz [Takım Lideri Adı]'nı rol model alıyorum. Hem teknik olarak çok bilgili ve karmaşık sorunlara yaklaşımı çok metodik, hem de takımı bir arada tutma, herkesi dinleme ve yapıcı geri bildirim verme konusunda çok başarılı. Özellikle stresli anlarda bile sakin kalabilmesi ve çözüm odaklı yaklaşımı beni etkiliyor. Onda takdir ettiğim şey, teknik derinlikle güçlü iletişim becerilerini birleştirebilmesi.
- Şirket dışında ise, [Sektörde Tanınan Mühendis Adı, örn. Martin Fowler, Kent Beck vb. veya bir blog yazarı/konferans konuşmacısı]’nın yazılarını ve sunumlarını takip ediyorum. Özellikle yazılım tasarımı, mimari ve temiz kod prensipleri üzerine düşüncelerini çok değerli buluyorum. Karmaşık konuları basit ve anlaşılır bir şekilde açıklayabilmesi ve sektördeki en iyi pratikleri sorgulayarak geliştirmesi takdire şayan. Onlarda takdir ettiğim şey, sürekli öğrenme ve bildiklerini toplulukla paylaşma tutkuları."
- (Neden ideal? - Hem şirket içinden hem de dışından spesifik örnekler veriyor. Sadece isim vermekle kalmıyor, neden rol model aldığını (teknik bilgi, iletişim, sakinlik, problem çözme, açıklayıcılık, paylaşımcılık) somut özelliklerle açıklıyor. Bu özelliklerin kendi gelişim hedefleriyle (teknik derinlik, iletişim) örtüştüğünü ima ediyor.)
32. Teknik liderlik veya yöneticilik gibi rollere ilgin var mı? Neden?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu an için ana odağım teknik yetkinliklerimi derinleştirmek ve sağlam bir Kıdemli Mühendis olmak. Ancak Teknik Liderlik rolü uzun vadede ilgimi çekiyor. Bir takımın teknik vizyonunu belirlemeye yardımcı olmak, daha karmaşık sistemlerin tasarımına liderlik etmek, mimari kararlarda söz sahibi olmak ve diğer mühendislerin teknik gelişimine katkıda bulunmak fikri bana çekici geliyor. Kod yazmaktan tamamen uzaklaşmak istemem ama teknik kararların alındığı, stratejinin belirlendiği noktalarda daha fazla rol almayı düşünebilirim.
- Doğrudan yöneticilik (people management) rolü ise şu an için daha uzak görünüyor. İnsan yönetimi, performans değerlendirme, kariyer planlama gibi konuların çok farklı beceriler gerektirdiğinin farkındayım. Belki ileride bu alana da ilgim artar ama şimdilik teknik yolda ilerlemek ve teknik liderlik potansiyelimi keşfetmek istiyorum."
- (Neden ideal? - İki rolü (teknik liderlik, yöneticilik) ayrı ayrı değerlendiriyor. Hangi role neden daha yakın olduğunu (teknik vizyon, tasarım, mentorluk) ve diğerine neden daha mesafeli olduğunu (farklı beceriler gerektirmesi) açıklıyor. Mevcut odağını (teknik gelişim) korurken, uzun vadeli potansiyel ilgisini (teknik liderlik) belirtiyor. Gerçekçi ve düşünülmüş bir cevap veriyor.)
33. Kariyerinde farklı bir alana (örn: ürün yönetimi, proje yönetimi) geçmeyi hiç düşündün mü?
- Örnek Menti Cevabı: "Açıkçası, şu anda yazılım mühendisliği alanında çok mutluyum ve öğrenmem gereken çok şey olduğunu hissediyorum. Problem çözmenin teknik yönü, bir şeyler inşa etme süreci beni gerçekten tatmin ediyor.
- Ürün Yönetimi rolünü ilginç buluyorum; kullanıcı ihtiyaçlarını anlamak, ürün stratejisi belirlemek ve mühendislik ekibiyle yakın çalışmak önemli beceriler. Projemizde ürün yöneticimizle yakın çalıştığım için rolün bazı yönlerini gözlemleme şansım oldu. Ancak şu an için 'ne yapılacağını' belirlemek yerine, 'nasıl yapılacağını' bulmak ve bunu hayata geçirmek bana daha çekici geliyor.
- Proje Yönetimi ise, planlama, takip, kaynak yönetimi gibi konularda değerli olsa da, benim kişisel ilgi alanım daha çok teknik detaylar ve kodlama üzerinde yoğunlaşıyor.
- Yani, bu rollere saygı duysam da, şu an için kariyerimi yazılım mühendisliği ve potansiyel olarak teknik liderlik yönünde ilerletmeyi düşünüyorum. Belki yıllar sonra farklı bir bakış açım olabilir."
- (Neden ideal? - Mevcut alanından memnuniyetini dile getiriyor. Alternatif rolleri (ürün, proje yönetimi) anladığını ve bazı yönlerini takdir ettiğini belirtiyor. Neden şu an için bu rolleri tercih etmediğini (teknik odaklılık, inşa etme isteği) kişisel ilgi ve motivasyonlarıyla açıklıyor. Kapıyı tamamen kapatmasa da mevcut odağının net olduğunu vurguluyor.)
34. "Başarı" senin için ne anlama geliyor? Kariyer başarısını nasıl tanımlarsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Benim için kariyer başarısı sadece unvan veya maaş artışından ibaret değil. Daha çok bütünsel bir kavram:
- Sürekli Öğrenme ve Gelişim: Teknik olarak kendimi sürekli geliştirdiğimi, yeni şeyler öğrendiğimi ve yeteneklerimi genişlettiğimi hissetmek benim için başarının önemli bir parçası. Dün bilmediğim bir şeyi bugün yapabiliyor olmak.
- Değer Yaratma ve Etki: Yaptığım işin bir amaca hizmet ettiğini, bir probleme çözüm ürettiğini veya kullanıcıların hayatını kolaylaştırdığını bilmek. Somut bir katkı sağladığımı hissetmek.
- Zorlukların Üstesinden Gelme: Karşılaştığım teknik veya işle ilgili zorlukları analiz edip, çabalayıp, sonunda aşabildiğimde kendimi başarılı hissediyorum.
- İyi Bir Takım Oyuncusu Olma: Takımıma pozitif katkıda bulunmak, işbirliği içinde çalışmak, bilgi paylaşmak ve güvenilir bir ekip üyesi olmak.
- İş Tatmini ve Keyif Alma: Yaptığım işten genel olarak keyif almak, motive olmak ve sabahları işe gitmek için istekli olmak.
- İş-Yaşam Dengesi: Kariyer hedeflerime ulaşırken özel hayatımı ihmal etmemek, sağlığıma ve ilişkilerime zaman ayırabilmek de başarının bir parçası.
Kısacası, sürekli geliştiğim, değer yarattığım, zorlukları aştığım, iyi bir takım oyuncusu olduğum, işimden keyif aldığım ve bunu sağlıklı bir denge içinde yapabildiğim bir kariyer benim için başarılı bir kariyerdir."
- (Neden ideal? - Başarıyı çok boyutlu (öğrenme, etki, zorluk, takım, tatmin, denge) tanımlıyor. Sadece dışsal değil (unvan), içsel motivasyonlara (öğrenme, tatmin) da vurgu yapıyor. Tanımı kişisel değerleriyle tutarlı ve samimi.)
35. Güçlü yönlerinin neler olduğunu düşünüyorsun? Bunları işinde nasıl kullanıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Güçlü yönlerim olarak şunları sayabilirim:
- Problem Çözme Yeteneği: Bir sorunla karşılaştığımda panik yapmak yerine, onu analiz etmeye, farklı açılardan bakmaya ve sistematik olarak çözüm aramaya çalışırım. Örneğin, daha önce bahsettiğim performans sorununu çözerken bu yönümü kullandığımı düşünüyorum; adım adım ilerleyerek kök nedeni bulmaya çalıştım.
- Öğrenme İsteği ve Merak: Yeni teknolojilere ve konulara karşı meraklıyım ve öğrenmekten keyif alıyorum. Bir şeyin sadece nasıl çalıştığını değil, neden o şekilde çalıştığını da anlamaya çalışırım. Bu, yeni görevlere veya teknolojilere adapte olmamı kolaylaştırıyor. Projemizde bilmediğim bir kütüphaneyle karşılaştığımda dokümantasyonunu okuyup hızla öğrenmeye çalışmam buna bir örnek.
- Detay Odaklılık: Kod yazarken veya bir problemi incelerken detaylara dikkat etmeye çalışırım. Bu, potansiyel hataları veya kenar durumlarını daha erken fark etmeme yardımcı oluyor. Kod incelemeleri sırasında da bu yönüm işe yarıyor.
- Sorumluluk Sahibi Olma: Üzerime aldığım bir görevi zamanında ve kaliteli bir şekilde tamamlamak için çaba gösteririm. Bir sorun çıktığında sahiplenir ve çözüm için elimden geleni yaparım.
- (Gelişmekte Olan) İşbirliği: Tek başıma çalışmaktansa takım olarak çalışmayı tercih ederim. Fikir alışverişine ve geri bildirime açık olmaya çalışıyorum. Henüz bu konuda mükemmel olmasam da, takım arkadaşlarımla iyi iletişim kurmaya ve ortak hedefler için birlikte çalışmaya önem veriyorum."
- (Neden ideal? - Hem teknik (problem çözme, detay odaklılık) hem de sosyal/kişisel (öğrenme isteği, sorumluluk, işbirliği) güçlü yönlerini belirtiyor. Her güçlü yön için kısa bir açıklama veya örnek vererek soyut kalmasını engelliyor. Güçlü yönlerini abartmıyor, hatta bir tanesini "gelişmekte olan" olarak tanımlayarak öz farkındalığını gösteriyor.)
Kesinlikle, gelişim alanları, kariyer yolculuğundaki belirsizlikler ve networking gibi konulara odaklanan 36'dan 40'a kadar olan soruların ideal menti cevapları:
36. Geliştirmen gerektiğini düşündüğün alanlar neler? (Teknik veya sosyal)
- Örnek Menti Cevabı: "Kendimi geliştirmem gerektiğini düşündüğüm birkaç alan var:
- Teknik Alanlar:
- Sistem Tasarımı: Şu anda daha çok verilen görevleri yerine getirmeye odaklanıyorum. Daha büyük resme bakarak, farklı bileşenlerin nasıl etkileştiğini anlayarak sistem tasarımı yapabilme yeteneğimi geliştirmem gerekiyor. Farklı tasarım seçeneklerinin avantaj ve dezavantajlarını daha iyi değerlendirebilmeliyim.
- Derinlemesine Performans Analizi ve Optimizasyonu: Temel performans konularına dikkat etsem de, profiler gibi araçları daha etkin kullanarak darboğazları sistematik olarak bulma ve optimize etme konusunda daha fazla pratik yapmam lazım.
- (Daha önce belirtilen spesifik alanlar): Asenkron programlama, Docker/Kubernetes ve AWS konularında bilgimi ve pratiğimi artırmam gerekiyor.
- Sosyal Alanlar (Soft Skills):
- Teknik Sunum ve İletişim: Teknik konuları veya yaptığım işi daha geniş bir kitleye (örneğin farklı takımlara veya yöneticilere) açık, net ve özgüvenli bir şekilde sunma becerimi geliştirmeliyim. Bazen bildiklerimi aktarmakta zorlanabiliyorum.
- Proaktiflik ve İnisiyatif Alma: Bazen görevlerin bana verilmesini bekleyebiliyorum. Daha proaktif olup, iyileştirme alanlarını kendim tespit edip çözüm önerileriyle gelme konusunda kendimi geliştirebilirim.
- Zaman Yönetimi ve Tahminleme: Özellikle daha önce yapmadığım veya belirsizliği yüksek görevler için zaman tahminlemesi yapmakta zorlanabiliyorum. Bu konudaki isabet oranımı artırmam gerekiyor."
- (Neden ideal? - Gelişim alanlarını yine teknik ve sosyal olarak ayırıyor. Spesifik konular (sistem tasarımı, performans analizi, sunum, proaktiflik, tahminleme) belirtiyor. Sadece alanı söylemekle kalmıyor, neden geliştirmesi gerektiğini veya hangi yönde geliştirmesi gerektiğini de açıklıyor. Öz farkındalığı yüksek ve gelişim odaklı olduğunu gösteriyor.)
37. Bu gelişim alanları üzerine nasıl çalışmayı planlıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Bu alanlar üzerine planlı bir şekilde çalışmayı hedefliyorum:
- Sistem Tasarımı: Bu konuda daha fazla okuma yapacağım (önerilen kitaplar, blog yazıları). Mümkünse şirket içi veya dışı sistem tasarımı eğitimlerine/workshop'larına katılacağım. Daha da önemlisi, mevcut projelerdeki tasarım kararlarını anlamaya çalışacağım ve takım lideri veya kıdemli mühendislerle tasarım tartışmalarına daha aktif katılmaya gayret edeceğim. Belki küçük bir yan projede basit bir sistem tasarlamayı deneyebilirim.
- Performans Analizi: Profiler araçlarının (örneğin VisualVM veya IDE'deki profiler) kullanımı üzerine tutorial'lar izleyeceğim ve basit kod parçaları üzerinde denemeler yapacağım. Gerçek projelerde karşılaşılan performans sorunlarının çözüm süreçlerini daha yakından takip etmeye çalışacağım.
- Spesifik Teknik Alanlar (Asenkron, Docker/K8s, AWS): 18. soruda bahsettiğim gibi kurslar, kitaplar, dokümantasyon ve yan projelerle ilerleyeceğim.
- Teknik Sunum/İletişim: Takım içinde küçük, informal sunumlar yaparak başlayabilirim (örneğin öğrendiğim yeni bir teknoloji veya çözdüğüm ilginç bir problem hakkında). Belki şirket içi 'knowledge sharing' (bilgi paylaşımı) seanslarına katılabilirim. Sizden veya takım liderimden sunumlarım hakkında geri bildirim isteyeceğim.
- Proaktiflik: Proje backlog'unu veya takımın karşılaştığı genel sorunları daha dikkatli inceleyip, iyileştirme önerileri geliştirmeye çalışacağım. Küçük de olsa inisiyatif alıp bir sorunu çözmek veya bir süreci iyileştirmek için adım atacağım.
- Zaman Yönetimi/Tahminleme: Görevleri daha küçük parçalara ayırmaya çalışacağım. Tahmin yapmadan önce gereksinimleri daha iyi anlamak için daha fazla soru soracağım. Yaptığım tahminlerle gerçekleşen süreleri karşılaştırıp nerede yanıldığımı analiz edeceğim."
- (Neden ideal? - Her gelişim alanı için somut eylem planları (okuma, eğitim, pratik, sunum, proaktif adımlar, analiz) sunuyor. Sadece ne yapacağını değil, nasıl yapacağını da açıklıyor (kaynaklar, yöntemler). Mentorundan veya takım arkadaşlarından geri bildirim istemeyi planlaması, öğrenmeye açık olduğunu gösteriyor.)
38. Kariyer yolculuğunla ilgili endişelerin veya belirsizliklerin var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Genel olarak kariyer yolumdan memnunum ama bazı endişelerim veya belirsizliklerim de yok değil:
- Teknolojinin Hızlı Değişimi: Bazen hangi teknolojilere odaklanmam gerektiği konusunda kararsız kalabiliyorum. Teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki, her şeyi takip etmek imkansız. Yanlış bir alana çok fazla zaman harcama veya önemli bir trendi kaçırma endişesi taşıyabiliyorum.
- Uzmanlaşma vs Genişleme: Belirli bir alanda çok derinleşmek mi (uzmanlaşma), yoksa farklı alanlarda bilgi sahibi olmak mı (genişleme) uzun vadede daha doğru, bundan tam emin olamıyorum. İkisinin de avantajları ve dezavantajları var gibi görünüyor.
- 'Imposter Sendromu': Zaman zaman, özellikle çok yetenekli mühendislerle çalışırken, kendi yeteneklerimden şüphe duyduğum, yeterince iyi olmadığımı hissettiğim anlar olabiliyor ('imposter sendromu'). Bu duyguyla nasıl başa çıkacağımı her zaman bilemiyorum.
- Gelecekteki Rol Belirsizliği: Kıdemli mühendis olmayı hedeflesem de, o role geldiğimde beklentileri tam olarak karşılayıp karşılayamayacağım veya o rolün gerçekten bana uygun olup olmayacağı konusunda küçük de olsa bir belirsizlik hissediyorum."
- (Neden ideal? - Endişelerini dürüstçe ve açıkça ifade ediyor (hızlı değişim, uzmanlaşma/genişleme, imposter sendromu, rol belirsizliği). Bu endişelerin birçok mühendisin yaşadığı yaygın endişeler olduğunu gösteriyor. Savunmasız kalabilmesi, mentorluk ilişkisine güvendiğini gösterir.)
39. Network oluşturma (networking) konusunda neler yapıyorsun? Sektördeki diğer mühendislerle nasıl bağlantı kuruyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Açıkçası bu, geliştirmem gereken alanlardan biri. Şu anki çabalarım daha çok şunlarla sınırlı:
- Şirket İçi: Farklı takımlardaki mühendislerle şirket içi etkinliklerde veya ortak projelerde tanışmaya çalışıyorum. Öğle yemeklerinde veya kahve molalarında farklı kişilerle sohbet etmeye gayret ediyorum.
- LinkedIn: LinkedIn profilimi güncel tutmaya çalışıyorum ve sektördeki ilginç bulduğum kişileri veya şirketleri takip ediyorum. Zaman zaman bağlantı istekleri göndersem de, çok aktif bir iletişim kurduğumu söyleyemem.
- Online Topluluklar: Nadiren de olsa, ilgilendiğim teknolojilerle ilgili bazı online forumlara veya Slack/Discord topluluklarına göz atıyorum.
Daha aktif olmak için şunları yapmayı düşünüyorum:
- Meetup'lara Katılmak: İlgilendiğim konulardaki (Java, Cloud, DevOps vb.) yerel veya online meetup'lara daha düzenli katılmak.
- Konferanslar: İmkan olursa, en azından bir veya iki teknik konferansa katılmak (online veya fiziksel).
- Daha Aktif Online Katılım: Takip ettiğim bloglara yorum yazmak, forumlarda soru sormak veya cevap vermeye çalışmak, LinkedIn'de daha fazla içerik paylaşmak veya tartışmalara katılmak.
Bu konuda biraz daha planlı ve cesur olmam gerektiğini biliyorum."
- (Neden ideal? - Mevcut durumunu dürüstçe değerlendiriyor (geliştirilmesi gereken alan). Yaptığı sınırlı şeyleri (şirket içi, LinkedIn, online topluluklar) belirtiyor. Gelecekte atmayı planladığı somut adımları (meetup, konferans, aktif online katılım) listeliyor. Bu konudaki farkındalığını ve gelişim isteğini gösteriyor.)
40. Kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "5 yıl sonra kendimi, teknik olarak yetkin, saygı duyulan bir Kıdemli Yazılım Mühendisi olarak görüyorum. Muhtemelen çalıştığım şirkette veya benzer bir teknoloji şirketinde, karmaşık projelerde önemli sorumluluklar almış, belki de birkaç küçük projede teknik liderlik yapmış olmayı umuyorum. 17. soruda bahsettiğim gelişim alanlarımda (örneğin bulut teknolojileri veya sistem mimarisi) belirgin bir uzmanlık geliştirmiş olmayı hedefliyorum. Sadece kod yazan değil, aynı zamanda ürünün ve sistemin genel vizyonuna katkıda bulunan, daha genç mühendislere mentorluk yapabilen ve takımının başarısı için çalışan biri olmak istiyorum. İşimi yaparken hala öğrenmekten keyif aldığım ve teknolojiye olan tutkumu sürdürdüğüm bir noktada olmayı hayal ediyorum."
- (Neden ideal? - 26. sorudaki orta vadeli hedefiyle tutarlı. Hedeflediği rolü (Kıdemli Mühendis) ve bu rolün getirdiği beklentileri (sorumluluk, teknik liderlik, uzmanlık, mentorluk, vizyona katkı) detaylandırıyor. Sadece kariyer basamağını değil, aynı zamanda o roldeki yetkinlikleri ve tutumu da (öğrenme keyfi, tutku) vurguluyor. Geleceğe dair motive edici ve ulaşılabilir bir resim çiziyor.)
Kesinlikle, takım çalışması ve iletişim odaklı 41'den 45'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
41. Takımınla nasıl bir iş birliği içindesin? İletişiminiz nasıl?
- Örnek Menti Cevabı: "Takımımla genel olarak iyi bir iş birliği içinde olduğumuzu düşünüyorum. Günlük stand-up toplantılarımızda herkes ne üzerinde çalıştığını, karşılaştığı engelleri paylaşıyor. Sprint planlama ve retrospektif toplantılarımız oldukça katılımcı geçiyor; herkesin fikirlerini rahatça söyleyebildiği bir ortamımız var. Teknik konularda veya bir problemle karşılaştığımızda genellikle Slack üzerinden hızlıca iletişim kuruyoruz veya kısa bir video görüşme ayarlıyoruz. Kod incelemeleri (code review) de önemli bir işbirliği ve öğrenme aracımız. Takım liderimiz iletişimi teşvik ediyor ve genellikle açık bir iletişim kanalımız var. İyileştirebileceğimiz nokta belki, bazen Slack'te çok fazla anlık mesajlaşma yerine daha yapılandırılmış tartışmalar yapabiliriz veya daha fazla pair programming (eşli programlama) seansı düzenleyebiliriz."
- (Neden ideal? - İşbirliğinin nasıl yapıldığını spesifik pratiklerle (stand-up, sprint toplantıları, Slack, kod incelemesi) açıklıyor. İletişim ortamını (açık, katılımcı) tanımlıyor. Sadece iyi yönleri değil, potansiyel iyileştirme alanlarını da (yapılandırılmış tartışma, pair programming) belirterek dengeli bir bakış açısı sunuyor.)
42. Takım içindeki rolünü nasıl tanımlarsın? Takıma nasıl katkı sağlıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anda takım içinde kendimi daha çok 'güvenilir uygulayıcı' ve 'öğrenmeye istekli üye' olarak görüyorum. Ana katkım, bana atanan görevleri (yeni özellik geliştirme, bug fix) zamanında ve kaliteli bir şekilde tamamlamak. Yazdığım kodun temiz, test edilebilir ve sürdürülebilir olmasına özen göstererek takımın genel kod kalitesine katkıda bulunmaya çalışıyorum. Kod incelemelerinde dikkatli geri bildirimler vererek başkalarının kodlarının iyileşmesine yardımcı olmaya çalışıyorum. Karşılaştığım zorlukları veya bulduğum çözümleri takım arkadaşlarımla paylaşarak bilgi paylaşımına katkıda bulunuyorum. Henüz teknik liderlik veya çok karmaşık sorunları çözme rolünde olmasam da, üzerime düşeni en iyi şekilde yaparak ve pozitif bir tutum sergileyerek takımın genel hedeflerine ulaşmasına destek oluyorum."
- (Neden ideal? - Rolünü dürüstçe ve mevcut deneyim seviyesine uygun olarak tanımlıyor (uygulayıcı, öğrenen). Katkılarını somut örneklerle (görev tamamlama, kod kalitesi, kod incelemesi, bilgi paylaşımı) açıklıyor. Mevcut rolünü kabul ederken, dolaylı katkılarını (takım hedeflerine destek) da belirtiyor.)
43. Teknik kararlar alınırken sürece nasıl dahil oluyorsun? Fikirlerini nasıl paylaşıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Teknik kararlar alınırken sürece dahil olmaya çalışıyorum, ancak deneyim seviyem nedeniyle daha çok dinleyici ve öğrenici konumundayım. Büyük mimari kararlar genellikle daha kıdemli mühendisler ve takım lideri tarafından yönlendiriliyor, ancak bu kararların alındığı toplantılarda bulunup mantığını anlamaya çalışıyorum. Daha küçük ölçekli kararlarda (örneğin belirli bir özelliğin nasıl implemente edileceği, hangi kütüphanenin kullanılacağı gibi) fikrimi belirtme fırsatım daha çok oluyor.
- Fikirlerimi paylaşırken genellikle şunları yaparım:
- Önce konuyu iyice anlamaya çalışırım.
- Eğer bir fikrim varsa, bunu destekleyen gerekçeleri (teknik avantajlar, dezavantajlar, okuduğum bir makale, önceki deneyim vb.) sunmaya çalışırım.
- Sadece kendi fikrimi savunmak yerine, diğer fikirleri de dinler ve anlamaya çalışırım.
- Eğer bir konuda emin değilsem veya yeterli bilgim yoksa, soru sormaktan çekinmem.
- Toplantılarda veya Slack'te uygun bir dille ve saygılı bir şekilde düşüncelerimi ifade ederim.
Bu konuda daha fazla özgüven kazanmam ve fikirlerimi daha etkili bir şekilde sunabilmem gerektiğini düşünüyorum."
- (Neden ideal? - Sürece katılım seviyesini gerçekçi bir şekilde (dinleyici/öğrenici ama küçük kararlarda katılımcı) ifade ediyor. Fikir paylaşma yöntemini (anlama, gerekçelendirme, dinleme, soru sorma, saygılı dil) açıklıyor. Gelişim alanını (özgüven, etkili sunum) dürüstçe belirtiyor.)
44. Teknik olmayan kişilerle (ürün yöneticisi, tasarımcı vb.) iletişim kurarken nelere dikkat ediyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Teknik olmayan kişilerle iletişim kurarken en önemli şeyin jargondan kaçınmak ve karşı tarafın anlayabileceği bir dil kullanmak olduğunu düşünüyorum. Dikkat ettiğim noktalar şunlar:
- Teknik Detayları Basitleştirme: Derin teknik detaylara girmek yerine, konunun özünü, etkisini veya sonucunu basit terimlerle açıklamaya çalışırım. Metaforlar veya analogiler kullanmak bazen işe yarayabiliyor.
- Odak Noktasını Anlama: Karşımdaki kişinin neyi bilmek istediğini anlamaya çalışırım. Bir ürün yöneticisi genellikle özelliğin kullanıcıya faydasına veya tamamlanma süresine odaklanırken, bir tasarımcı kullanıcı arayüzü detaylarına odaklanabilir. İletişimi bu beklentilere göre şekillendiririm.
- 'Neden'i Açıklama: Bir şeyin neden mümkün olmadığını veya neden belirli bir süre alacağını açıklarken, sadece 'yapılamaz' demek yerine, arkasındaki temel teknik kısıtlamayı veya mantığı basitçe anlatmaya çalışırım.
- Görsel Yardımcılar: Mümkünse, basit diyagramlar veya ekran görüntüleri kullanarak anlattıklarımı görselleştirmeye çalışırım.
- Empati ve Sabır: Karşımdaki kişinin teknik altyapısının farklı olduğunu kabul eder ve sabırlı olmaya çalışırım. Anlamadıkları noktaları tekrar açıklamaktan çekinmem.
- Aktif Dinleme: Sadece konuşmak değil, onların endişelerini, sorularını ve geri bildirimlerini de dikkatle dinlerim."
- (Neden ideal? - Temel prensibi (jargondan kaçınma, basit dil) belirtiyor. Spesifik taktikler (basitleştirme, odak noktasını anlama, nedeni açıklama, görseller, empati, dinleme) listeliyor. Farklı rollerin farklı beklentileri olabileceğini anladığını gösteriyor. Etkili iletişim için gereken becerileri sergiliyor.)
45. Yazılı iletişim (dokümantasyon, e-posta, Slack vb.) becerilerin hakkında ne düşünüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Yazılı iletişimin, özellikle dağıtık veya asenkron çalışan takımlarda çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki becerilerimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum.
- E-posta/Slack: Mesajlarımı mümkün olduğunca açık, net ve konuya odaklı yazmaya çalışırım. Gereksiz uzunluktan kaçınır, önemli noktaları vurgularım. Acil olmayan konular için e-postayı, hızlı sorular veya tartışmalar için Slack'i tercih ederim. Yanlış anlaşılmalara yol açmamak için tonuma dikkat ederim.
- Dokümantasyon: Koduma Javadoc veya benzeri yorumlar eklemeye çalışıyorum. Yeni bir özellik geliştirdiğimde veya önemli bir değişiklik yaptığımda, takımın kullandığı Confluence veya Wiki sayfasına temel bilgileri eklemeye gayret ediyorum. Ancak kabul etmeliyim ki, kapsamlı ve güncel dokümantasyon yazma konusunda daha disiplinli olmam gerekiyor. Bazen işin aciliyeti nedeniyle dokümantasyonu atlayabiliyorum.
- Commit Mesajları: Anlamlı ve projenin standartlarına uygun commit mesajları yazmaya özen gösteriyorum. Değişikliğin ne yaptığını ve neden yapıldığını kısaca özetlemeye çalışıyorum.
Genel olarak, yazılı iletişimimin anlaşılır olduğunu düşünüyorum ama özellikle dokümantasyon alışkanlığımı ve daha karmaşık konuları yazılı olarak açıklama becerimi geliştirebilirim."
- (Neden ideal? - Yazılı iletişimin önemini kabul ediyor. Farklı platformlardaki (e-posta, Slack, dokümantasyon, commit mesajı) pratiğini açıklıyor. İyi yaptığı yönleri (açıklık, netlik, ton) ve geliştirmesi gereken yönleri (dokümantasyon disiplini, karmaşık konuları açıklama) dürüstçe belirtiyor. Öz değerlendirme yeteneğini gösteriyor.)
Elbette, takım içindeki iletişim dinamikleri, geri bildirim ve bilgi paylaşımı üzerine odaklanan 46'dan 50'ye kadar olan soruların ideal menti cevapları:
46. Takım arkadaşlarınla fikir ayrılığı yaşadığında durumu nasıl yönetirsin?
- Örnek Menti Cevabı: "Fikir ayrılıklarının doğal ve hatta bazen faydalı olabileceğini düşünüyorum, çünkü farklı bakış açıları daha iyi çözümlere yol açabilir. Bir fikir ayrılığı yaşadığımda genellikle şu adımları izlemeye çalışırım:
- Anlamaya Çalışmak: Önce karşımdaki kişinin bakış açısını tam olarak anlamaya çalışırım. Neden o şekilde düşündüğünü, hangi argümanlara dayandığını aktif olarak dinlerim ve gerekirse açıklayıcı sorular sorarım. Empati kurmaya çalışırım.
- Kendi Görüşümü Açıklamak: Kendi fikrimi ve bunun arkasındaki mantığı (teknik gerekçeler, veriler, önceki deneyimler vb.) sakin ve saygılı bir dille açıklarım. Amacımın kişisel bir tartışma değil, en iyi çözümü bulmak olduğunu vurgularım.
- Ortak Noktaları Bulmak: Genellikle tamamen zıt kutuplarda olmayız. Anlaştığımız noktaları veya ortak hedefleri belirlemeye çalışırım. Bu, gerilimi azaltmaya yardımcı olur.
- Veri ve Kanıtlara Odaklanmak: Tartışmayı kişisel görüşlerden çok, nesnel verilere, teknik gerçeklere veya projenin gereksinimlerine dayandırmaya çalışırım. "Bence böyle" yerine, "Şu metrikler bunu gösteriyor" veya "Bu yaklaşımın şöyle bir teknik avantajı var" gibi ifadeler kullanırım.
- Uzlaşma Aramak veya Eskalasyon: Eğer bir orta yol bulabiliyorsak veya birimizin argümanı diğerini ikna ederse harika. Ancak bir karara varamıyorsak ve konu önemliyse, durumu takım liderine veya daha deneyimli bir mühendise danışarak çözüme ulaştırmayı öneririm. Önemli olan, takılıp kalmak yerine bir sonuca varmaktır."
- (Neden ideal? - Fikir ayrılığını olumlu bir potansiyel olarak görüyor. Yapıcı bir çatışma çözme süreci tanımlıyor (anlama, açıklama, ortak nokta, veri odaklılık, uzlaşma/eskalasyon). İletişim tarzının saygılı ve çözüm odaklı olduğunu vurguluyor.)
47. Geri bildirim alma ve verme konusundaki yaklaşımın nedir?
- Örnek Menti Cevabı: "Geri bildirimin kişisel ve profesyonel gelişim için çok değerli olduğuna inanıyorum. Yaklaşımım şöyle:
- Geri Bildirim Alırken:
- Açık Olmak: Geri bildirime her zaman açık olmaya çalışırım, eleştiri gibi görünse bile.
- Dikkatle Dinlemek: Karşımdaki kişiyi sözünü kesmeden dinler, ne söylediğini tam olarak anlamaya çalışırım.
- Savunmaya Geçmemek: İlk tepkim savunmacı olmak yerine, geri bildirimin arkasındaki niyeti ve içeriği anlamaya odaklanmaktır.
- Açıklayıcı Sorular Sormak: Anlamadığım veya daha fazla detay istediğim noktalar olursa, örnek isteyerek veya durumu netleştirmek için sorular sorarım.
- Teşekkür Etmek: Geri bildirim veren kişiye zaman ayırdığı ve düşüncelerini paylaştığı için teşekkür ederim.
- Üzerine Düşünmek: Aldığım geri bildirimi daha sonra sakince değerlendirir, doğruluk payını düşünür ve gelişim için nasıl kullanabileceğime bakarım.
- Geri Bildirim Verirken:
- Zamanlılık: Geri bildirimi mümkün olduğunca olayın hemen ardından, uygun bir zamanda vermeye çalışırım.
- Spesifik Olmak: Genel ifadeler yerine, spesifik davranışlara veya kod örneklerine odaklanırım. ("Kodun karmaşık" yerine, "Şu metottaki iç içe döngüler okunabilirliği azaltıyor, belki şöyle basitleştirebiliriz?" gibi.)
- Yapıcı ve Çözüm Odaklı Olmak: Amacım kişiyi eleştirmek değil, durumu veya kodu iyileştirmeye yardımcı olmaktır. Mümkünse önerilerle birlikte sunarım.
- Davranışa/Koda Odaklanmak: Geri bildirimi kişiliğe değil, gözlemlenebilir davranışa veya kodun kendisine yöneltirim.
- Saygılı ve Özel Olmak: Özellikle yapıcı eleştiri içeriyorsa, bunu genellikle özel olarak (mesajla veya birebir görüşmede) ve saygılı bir dille yaparım.
- Denge: Mümkünse, sadece negatiflere değil, pozitif yönlere de değinmeye çalışırım."
- (Neden ideal? - Geri bildirimin önemini vurguluyor. Hem alma hem de verme sürecindeki adımları ve prensipleri (açıklık, dinleme, savunmasızlık, spesifiklik, yapıcılık, saygı) net bir şekilde açıklıyor. İki yönlü bir süreç olduğunu anladığını gösteriyor.)
48. En son aldığın yapıcı bir geri bildirim neydi? Bununla ilgili ne yaptın?
- Örnek Menti Cevabı: "En son aldığım yapıcı geri bildirimlerden biri, kod incelemeleri sırasında yazdığım yorumlarla ilgiliydi. Takım liderim, bazen yorumlarımın sadece 'bunu değiştir' gibi direktifler içerdiğini, ancak değişikliğin 'neden' yapılması gerektiği veya alternatif bir yaklaşımın 'nasıl' olabileceği konusunda yeterince açıklama içermediğini belirtti. Yorumlarımın biraz kısa ve emir verici algılanabileceğini söyledi.
- İlk başta biraz şaşırdım çünkü amacım sadece hızlı ve net olmaktı. Ancak geri bildirimi aldıktan sonra önceki yorumlarıma dönüp baktım ve haklılık payı olduğunu gördüm. Gerçekten de bazen nedenini açıklamadan sadece sonuç odaklı yorumlar yazmıştım.
- Bunun üzerine şunları yaptım:
- Takım liderime geri bildirimi için teşekkür ettim ve üzerinde düşüneceğimi söyledim.
- O günden sonra kod incelemelerinde yorum yazarken daha dikkatli olmaya başladım. Bir değişiklik öneriyorsam, bunun sebebini (örneğin performans, okunabilirlik, standartlara uyum vb.) kısaca açıklamaya veya mümkünse küçük bir kod örneğiyle nasıl yapılabileceğini göstermeye çalıştım.
- Yorumlarımın tonuna daha fazla dikkat ettim, daha çok öneri şeklinde yazmaya gayret ettim ('Belki şöyle yapsak daha iyi olabilir mi?' gibi).
Bu geri bildirim sayesinde kod incelemesi yorumlarımın daha yapıcı ve öğretici olmasına özen göstermeye başladım."
- (Neden ideal? - Spesifik bir geri bildirim örneği veriyor (kod inceleme yorumları). Geri bildirimin içeriğini net bir şekilde açıklıyor. İlk tepkisini ve sonrasındaki düşünme sürecini paylaşıyor. Geri bildirime karşılık attığı somut adımları (yorum stilini değiştirme, neden/nasıl ekleme, tona dikkat etme) listeliyor. Geri bildirimden ders çıkardığını ve davranışını değiştirdiğini gösteriyor.)
49. Takım toplantılarına nasıl katkıda bulunuyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Takım toplantılarının verimli geçmesine katkıda bulunmaya çalışıyorum:
- Hazırlık: Eğer toplantının bir gündemi varsa, toplantıdan önce gündemi gözden geçirir ve ilgili konular hakkında düşüncelerimi veya sorularımı hazırlarım.
- Aktif Dinleme: Toplantı sırasında konuşulanları dikkatle dinler, sadece kendi konuşma sıramı beklemek yerine konuyu takip ederim.
- Güncel Bilgi Paylaşımı (Stand-up): Günlük stand-up'larda ne üzerinde çalıştığımı, bir önceki günden beri neyi tamamladığımı ve varsa engellerimi net ve öz bir şekilde paylaşırım. Başkalarının paylaşımlarını da dinlerim, belki yardımcı olabileceğim bir konu vardır.
- Fikir Katkısı (Planlama/Retrospektif): Sprint planlama toplantılarında görevlerin tahminlenmesi veya teknik yaklaşımlar konusunda fikirlerimi belirtirim. Retrospektiflerde ise hem iyi giden şeyleri hem de iyileştirilebilecek alanları dile getirmeye çalışırım, çözüm önerileri sunmaya gayret ederim.
- Açıklayıcı Sorular Sorma: Anlamadığım veya net olmayan bir konu olduğunda çekinmeden soru sorarım. Bu hem benim anlamamı sağlar hem de bazen başkalarının da aklındaki soruları sormuş olurum.
- Zamana Saygı: Konuşmalarımı konuya odaklı ve mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışırım. Toplantının amacından sapmamasına özen gösteririm.
- Takip: Toplantıda bana atanan bir görev veya aksiyon maddesi olursa, bunu not alır ve takip ederim."
- (Neden ideal? - Katkısını farklı toplantı türlerine göre (stand-up, planlama, retro) ve genel prensiplere göre (hazırlık, dinleme, soru sorma, zamana saygı) açıklıyor. Pasif bir katılımcı değil, aktif ve sorumlu bir üye olduğunu gösteriyor.)
50. Bilgini veya öğrendiklerini takım arkadaşlarınla nasıl paylaşıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Bilgi paylaşımının takımın gelişimi için çok önemli olduğuna inanıyorum ve bunu farklı yollarla yapmaya çalışıyorum:
- Kod İncelemeleri: Kod incelemeleri sırasında sadece hata bulmakla kalmayıp, daha iyi bir yaklaşım veya kullanılabilecek yeni bir dil özelliği gibi konularda yorumlar ekleyerek bilgimi paylaşmaya çalışırım.
- Slack/İletişim Kanalları: Çözdüğüm ilginç bir problem, keşfettiğim faydalı bir araç veya okuduğum ilginç bir makale olursa, bunu ilgili Slack kanalında paylaşıyorum.
- Doğrudan Yardım: Takım arkadaşlarım bir konuda takıldığında ve benim bilgim olduğunu düşündüklerinde yardımcı olmaya çalışırım. Gerekirse kısa bir ekran paylaşımı veya pair programming seansı yapabiliriz.
- Dokümantasyon: Yaptığım önemli değişiklikleri veya yeni eklediğim bileşenleri Confluence gibi ortak dokümantasyon platformumuza eklemeye çalışıyorum (bu konuda daha iyi olmam gerektiğini biliyorum).
- İnformal Sohbetler: Öğle yemeği veya kahve molası gibi zamanlarda teknik konularda sohbet etmek de bilgi paylaşımının bir yolu olabiliyor.
- (Gelecek Hedefi) Küçük Sunumlar: Henüz yapmasam da, ileride takım içinde öğrendiğim yeni bir teknoloji veya konsept hakkında kısa bir sunum (brown bag session) yapmayı düşünebilirim.
Bilginin sadece bende kalması yerine takım içinde dolaşmasının herkes için faydalı olduğunu düşünüyorum."
- (Neden ideal? - Bilgi paylaşımının önemini vurguluyor. Kullandığı farklı yöntemleri (kod incelemesi, Slack, yardım, dokümantasyon, sohbet) listeliyor. Gelecekte yapmayı planladığı bir adımı (sunum) ekleyerek gelişim isteğini gösteriyor. Bilgi paylaşımını tek yönlü değil, takımın ortak faydası olarak gördüğünü belirtiyor.)
Harika, problem çözme ve tasarım odaklı 51'den 55'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
51. Yeni bir özellik (feature) veya sistem tasarlaman gerektiğinde ilk adımların ne olur?
- Örnek Menti Cevabı: "Yeni bir özellik veya sistem tasarlamam gerektiğinde genellikle yapılandırılmış bir yaklaşım izlemeye çalışırım:
- Gereksinimleri Tam Anlamak: İlk ve en önemli adım, neyin istendiğini tam olarak anlamaktır. Ürün yöneticisi veya talep eden kişiyle konuşur, kullanıcı hikayelerini (user stories), kabul kriterlerini (acceptance criteria) incelerim. Fonksiyonel ve fonksiyonel olmayan (performans, güvenlik, ölçeklenebilirlik beklentileri gibi) gereksinimleri netleştirmeye çalışırım. Anlamadığım veya belirsiz kalan noktaları mutlaka sorarım.
- Problemi Ayrıştırmak (Decomposition): İstenen özelliği veya sistemi daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırmaya çalışırım. Ana bileşenler neler olacak, bu bileşenler birbirleriyle nasıl etkileşecek?
- Mevcut Durumu Değerlendirmek: Eğer mevcut bir sisteme ekleme yapıyorsam, yeni özelliğin mevcut mimariyle nasıl uyum sağlayacağını, hangi mevcut bileşenleri kullanabileceğimizi veya değiştirmemiz gerektiğini analiz ederim.
- Çözüm Alternatiflerini Düşünmek: Genellikle bir problemi çözmenin birden fazla yolu vardır. Farklı yaklaşımları (farklı algoritmalar, kütüphaneler, tasarım desenleri) düşünür, avantajlarını ve dezavantajlarını (karmaşıklık, performans, bakım kolaylığı vb.) değerlendiririm.
- Veri Modelini ve API'ları Tasarlamak: Eğer gerekiyorsa, ihtiyaç duyulacak veri yapılarını (veritabanı şeması, DTO'lar) ve sistemin dış dünya veya diğer bileşenlerle iletişim kuracağı arayüzleri (API endpoint'leri) tasarlarım.
- Teknik Taslak Oluşturmak: Seçtiğim yaklaşıma göre temel akışı, ana sınıfları/modülleri ve etkileşimleri gösteren basit bir teknik taslak veya diyagram hazırlarım.
- Geri Bildirim Almak: Oluşturduğum taslağı veya düşündüğüm alternatifleri takım liderimle, kıdemli mühendislerle veya ilgili diğer takım arkadaşlarımla paylaşır, geri bildirimlerini alırım. Bu aşama, gözden kaçırdığım noktaları fark etmek veya daha iyi bir çözüm bulmak için çok değerlidir.
- İteratif Geliştirme: Tasarım üzerinde anlaştıktan sonra, genellikle en kritik veya temel kısımdan başlayarak geliştirmeye başlarım ve süreci iteratif olarak devam ettiririm."
- (Neden ideal? - Sistematik bir tasarım süreci (gereksinim, ayrıştırma, mevcut durum, alternatifler, veri/API, taslak, geri bildirim, iterasyon) tanımlıyor. Hem fonksiyonel hem de fonksiyonel olmayan gereksinimleri dikkate aldığını belirtiyor. Takım içi işbirliğinin ve geri bildirimin önemini vurguluyor.)
52. Bir problemi analiz ederken hangi yöntemleri kullanırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Bir problemi analiz ederken, hatayı ayıklama (debugging) sürecine benzer ama daha genel bir yaklaşım izlerim:
- Problemi Net Tanımlama: Sorun tam olarak nedir? Ne zaman ortaya çıkıyor? Beklenen davranış neydi, gerçekleşen ne? Problemin kapsamını (sadece belirli kullanıcılar mı etkileniyor, belirli bir modülde mi oluyor vb.) belirlemeye çalışırım.
- Bilgi Toplama: İlgili tüm bilgileri toplarım: Log kayıtları, hata mesajları, metrikler (APM, sistem kaynak kullanımı), kullanıcı raporları, ilgili kod bölümleri, konfigürasyonlar vb.
- Problemi Tekrarlama (Reproduce): Mümkünse, problemi kontrollü bir ortamda (lokal veya test ortamı) güvenilir bir şekilde tekrarlamaya çalışırım. Bu, denemeler yapmayı kolaylaştırır.
- İzolasyon (Divide and Conquer): Problemin kaynağını daraltmak için sistemi veya süreci mantıksal parçalara ayırırım. Sorunun hangi bileşende veya adımda ortaya çıktığını bulmaya çalışırım. Örneğin, sorun frontend'de mi, backend API'da mı, veritabanında mı?
- Kök Neden Analizi (Root Cause Analysis): Sadece semptomu değil, problemin altında yatan asıl nedeni bulmaya odaklanırım. Bazen "5 Neden" (5 Whys) tekniğini basitçe uygulamak işe yarayabilir; yani "Bu neden oldu?" sorusunu birkaç kez sorarak daha derine inmek.
- Hipotez Oluşturma ve Test Etme: Topladığım bilgilere dayanarak olası nedenler hakkında hipotezler kurar ve bu hipotezleri doğrulamak veya yanlışlamak için deneyler (kod değişikliği, konfigürasyon ayarı, sorgu çalıştırma vb.) yaparım.
- Basitleştirme: Eğer problem karmaşıksa, durumu basitleştirmeye çalışırım. Örneğin, karmaşık bir girdiyi daha basit bir girdiyle değiştirerek sorunun devam edip etmediğine bakarım.
- Varsayımları Sorgulama: Bazen problemin nedeni, doğru olduğunu varsaydığımız bir şeyin aslında yanlış olması olabilir. Kendi varsayımlarımı ve sistemin nasıl çalıştığına dair kabullerimi sorgularım."
- (Neden ideal? - Yapılandırılmış bir analiz süreci (tanımlama, bilgi toplama, tekrarlama, izolasyon, kök neden, hipotez, basitleştirme, sorgulama) sunuyor. Farklı teknikler (Divide and Conquer, 5 Whys) belirtiyor. Sadece semptomlara değil, kök nedene odaklandığını vurguluyor.)
53. Teknik tasarım kararları verirken hangi faktörleri (performans, maliyet, zaman, bakım vb.) göz önünde bulundurursun?
- Örnek Menti Cevabı: "Teknik tasarım kararları verirken birçok faktörü dengede tutmaya çalışırım, çünkü genellikle 'en iyi' tek bir çözüm yoktur, sadece belirli bir bağlam için 'en uygun' çözüm vardır. Göz önünde bulundurduğum başlıca faktörler şunlar:
- Gereksinimlerin Karşılanması: En temel faktör, seçilen tasarımın fonksiyonel ve fonksiyonel olmayan gereksinimleri (performans hedefleri, güvenlik standartları vb.) karşılayıp karşılamadığıdır.
- Performans ve Ölçeklenebilirlik: Tasarım, beklenen yük altında kabul edilebilir performansı sağlayacak mı? Gelecekteki büyümeyi (kullanıcı sayısı, veri hacmi) karşılayabilecek şekilde ölçeklenebilir mi?
- Sürdürülebilirlik ve Bakım Kolaylığı (Maintainability): Kodun anlaşılması, değiştirilmesi, test edilmesi ve hata ayıklanması ne kadar kolay olacak? Tasarım ne kadar karmaşık? Gelecekteki değişiklikler ne kadar kolay yapılabilecek?
- Güvenlik: Tasarım, bilinen güvenlik açıklarına karşı koruma sağlıyor mu? Güvenlik prensipleri göz önünde bulundurulmuş mu?
- Maliyet: Geliştirme maliyeti (zaman, insan kaynağı) ve operasyonel maliyet (altyapı, lisanslar) nedir? Farklı çözümlerin maliyetleri nasıl karşılaştırılıyor?
- Geliştirme Hızı (Time-to-Market): Çözümün ne kadar sürede geliştirilip kullanıma sunulabileceği, özellikle iş hedefleri açısından ne kadar kritik? Bazen mükemmel çözüm yerine 'yeterince iyi' olan daha hızlı bir çözüm tercih edilebilir.
- Takımın Yetkinliği: Takımın mevcut bilgi ve deneyimi seçilen teknoloji veya yaklaşımla ne kadar uyumlu? Yeni bir teknoloji öğrenmek için ek süre ve çaba gerekecek mi?
- Mevcut Sistemle Uyumluluk: Tasarım, mevcut sistemin mimarisi ve kullanılan teknolojilerle ne kadar uyumlu? Entegrasyon zorlukları var mı?
- Basitlik: Genellikle, gereksinimleri karşılayan en basit çözüm tercih edilir. Aşırı mühendislikten (over-engineering) kaçınmak önemlidir.
Bu faktörler arasında genellikle bir trade-off (ödünleşim) vardır. Örneğin, performansı çok artırmak karmaşıklığı ve maliyeti artırabilir. Karar verirken bu trade-off'ları bilinçli bir şekilde değerlendirmeye çalışırım."
- (Neden ideal? - Karar verme sürecinin çok faktörlü olduğunu anladığını gösteriyor. Geniş bir yelpazede kritik faktörleri (gereksinim, performans, bakım, güvenlik, maliyet, hız, yetkinlik, uyumluluk, basitlik) listeliyor. En önemlisi, bu faktörler arasındaki trade-off'ları (ödünleşimleri) anladığını ve bilinçli değerlendirme yaptığını vurguluyor.)
54. Yaptığın tasarımlarda ölçeklenebilirlik (scalability) ve sürdürülebilirlik (maintainability) ne kadar önemli?
- Örnek Menti Cevabı: "Benim için hem ölçeklenebilirlik hem de sürdürülebilirlik son derece önemlidir, çünkü yazılımın uzun vadeli sağlığını ve başarısını doğrudan etkilerler:
- Ölçeklenebilirlik: Bu, sistemin artan yüke (daha fazla kullanıcı, daha fazla veri, daha fazla istek) performansını koruyarak veya kabul edilebilir seviyede düşürerek yanıt verebilme yeteneğidir. Ölçeklenebilirliği tasarımın erken aşamalarında düşünmek önemlidir, çünkü sonradan eklemek çok daha zor ve maliyetli olabilir. Ölçeklenebilir olmayan bir sistem, başarılı olduğunda (yani kullanıcı sayısı arttığında) kendi başarısının kurbanı olabilir. Bu nedenle, durum bilgisi tutmayan (stateless) servisler tasarlamaya, veritabanı erişimini optimize etmeye, asenkron işlemler kullanmaya ve yatay ölçeklenmeye (horizontal scaling) uygun tasarımlar yapmaya çalışırım.
- Sürdürülebilirlik (Bakım Kolaylığı): Bu, yazılımın zaman içinde ne kadar kolay anlaşılabileceği, değiştirilebileceği, test edilebileceği ve hatalarının ayıklanabileceği anlamına gelir. Yazılımın ömrünün büyük kısmı geliştirme değil, bakım aşamasında geçer. Bu nedenle, kodun temiz, modüler, iyi test edilmiş ve anlaşılır olması çok kritiktir. SOLID prensiplerine uymak, iyi isimlendirme kullanmak, karmaşıklığı azaltmak, yeterli test kapsamı sağlamak ve gerektiğinde dokümantasyon yazmak sürdürülebilirliği artırır. Sürdürülebilir olmayan kod, zamanla değişiklik yapmayı çok zorlaştırır, hata riskini artırır ve geliştirme hızını yavaşlatır.
Kısacası, bu iki kavramı projenin geleceğine yapılan yatırımlar olarak görüyorum ve tasarımlarımda her zaman öncelikli olarak değerlendirmeye çalışıyorum."
- (Neden ideal? - İki kavramı da net bir şekilde tanımlıyor (ölçeklenebilirlik: artan yüke yanıt, sürdürülebilirlik: değişim kolaylığı). Neden önemli olduklarını (başarının devamı, uzun vadeli sağlık, maliyet) açıklıyor. Bu kavramları tasarıma nasıl yansıtmaya çalıştığını spesifik tekniklerle (stateless, asenkron, SOLID, temiz kod, test) örneklendiriyor. İkisini de projenin geleceği için kritik gördüğünü belirtiyor.)
55. Karmaşık bir sistemi daha basit parçalara nasıl ayırırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Karmaşık bir sistemi daha basit, yönetilebilir parçalara ayırmak (decomposition) için genellikle 'sorumlulukların ayrılması' (separation of concerns) prensibini temel alırım. İzlediğim bazı yaklaşımlar şunlar:
- Fonksiyonel Ayrıştırma: Sistemi, yerine getirdiği ana işlevlere veya özelliklere göre ayırırım. Örneğin, bir e-ticaret sistemini kullanıcı yönetimi, ürün kataloğu, sipariş yönetimi, ödeme işleme gibi modüllere ayırmak.
- Katmanlı Mimari (Layering): Sistemi farklı sorumluluk katmanlarına ayırmak. Tipik olarak sunum (UI/API), iş mantığı (business logic/service) ve veri erişim (data access/persistence) katmanları bulunur. Bu, her katmanın kendi içinde tutarlı olmasını ve diğer katmanlarla sadece belirli arayüzler üzerinden iletişim kurmasını sağlar.
- Bileşen/Servis Bazlı Ayrıştırma: Sistemi, belirli bir iş yeteneğini kapsayan daha bağımsız bileşenlere veya servislere (mikroservis yaklaşımında olduğu gibi) ayırmak. Her servis kendi verisinden ve iş mantığından sorumlu olur ve diğer servislerle iyi tanımlanmış API'lar üzerinden iletişim kurar.
- Veri Akışına Göre Ayrıştırma: Verinin sistem içinde nasıl aktığını analiz ederek, farklı işleme adımlarını ayrı bileşenler olarak tasarlamak (örneğin, veri alma, doğrulama, işleme, kaydetme adımları).
- Alan Odaklı Tasarım (Domain-Driven Design - DDD) Prensipleri: Eğer sistem yeterince karmaşıksa, DDD'deki gibi iş alanını (domain) alt alanlara (subdomains) ve sınırlı bağlamlara (bounded contexts) ayırma yaklaşımını düşünürüm. Her sınırlı bağlam kendi modeline ve diline sahip olur.
Hangi yöntemi seçersem seçeyim, temel amaç şudur:
- Her parçanın tek bir ana sorumluluğu olması.
- Parçalar arasındaki bağımlılıkların (coupling) mümkün olduğunca gevşek olması.
- Her parçanın kendi içindeki tutarlılığının (cohesion) yüksek olması.
- Parçalar arasındaki arayüzlerin (interfaces) açık ve net bir şekilde tanımlanması.
Bu, hem sistemin anlaşılmasını kolaylaştırır hem de parçaların bağımsız olarak geliştirilmesine, test edilmesine ve değiştirilmesine olanak tanır."
- (Neden ideal? - Temel prensibi (separation of concerns) belirtiyor. Farklı ayrıştırma stratejilerini (fonksiyonel, katmanlı, servis bazlı, veri akışı, DDD) açıklıyor. Her stratejinin temel mantığını anlatıyor. Ayrıştırmanın temel hedeflerini (tek sorumluluk, gevşek bağlılık, yüksek tutarlılık, net arayüzler) vurguluyor. Konuya hakimiyetini ve farklı yaklaşımları bildiğini gösteriyor.)
Elbette, teknik karar verme, tahminleme, teknik borç ve soyutlama gibi konulara odaklanan 56'dan 60'a kadar olan soruların ideal menti cevapları:
56. Farklı çözüm alternatiflerini nasıl değerlendirir ve karşılaştırırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Farklı çözüm alternatiflerini değerlendirirken genellikle sistematik bir yaklaşım izlemeye çalışırım:
- Değerlendirme Kriterlerini Belirleme: Önce, o problem veya tasarım için önemli olan kriterleri netleştiririm. Bunlar 53. soruda bahsettiğim faktörler olabilir: Performans, maliyet, geliştirme süresi, bakım kolaylığı, güvenlik, ölçeklenebilirlik, takımın yetkinliği, mevcut sistemle uyumluluk vb. Her problem için bu kriterlerin öncelik sırası farklı olabilir.
- Alternatifleri Tanımlama: Mümkün olan farklı çözüm yollarını (farklı algoritmalar, kütüphaneler, mimari yaklaşımlar, üçüncü parti servisler vb.) belirlerim.
- Her Alternatifi Kriterlere Göre Analiz Etme: Belirlediğim her bir alternatifi, tanımladığım kriterlere göre tek tek analiz ederim. Her alternatifin bu kriterler açısından güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Örneğin:
- Alternatif A: Çok performanslı ama geliştirme süresi uzun ve karmaşık.
- Alternatif B: Geliştirmesi hızlı ve basit ama uzun vadede ölçeklenebilirlik sorunu yaşatabilir.
- Alternatif C: Maliyeti düşük ama takımın bu teknolojide deneyimi az.
- Artıları ve Eksileri Listeleme (Pro/Con List): Her alternatif için net bir şekilde artılarını ve eksilerini listelemek karşılaştırmayı kolaylaştırır. Bazen basit bir tablo yapmak faydalı olur.
- Prototipleme veya Proof of Concept (PoC): Eğer alternatifler arasında karar vermek zorsa veya belirli bir yaklaşımın fizibilitesi belirsizse, küçük bir prototip veya PoC yaparak o yaklaşımın pratikte nasıl çalıştığını görmeye çalışırım. Bu, varsayımları doğrulamak veya çürütmek için çok yararlı olabilir.
- Takım İçi Tartışma ve Geri Bildirim: Analizlerimi ve bulgularımı takımla (özellikle kıdemli mühendisler veya takım lideriyle) paylaşır, onların görüşlerini ve deneyimlerini alırım. Farklı bakış açıları, gözden kaçırdığım noktaları görmemi sağlayabilir.
- Karar Verme ve Gerekçelendirme: Tüm bu analizler ve geri bildirimler ışığında, projenin ve takımın önceliklerine en uygun olan alternatifi seçerim. Neden bu kararı verdiğimi açıkça gerekçelendiririm."
- (Neden ideal? - Sistematik bir değerlendirme süreci (kriter belirleme, alternatif tanımlama, analiz, pro/con, prototipleme, tartışma, karar) sunuyor. Kriterlerin probleme göre değişebileceğini belirtiyor. Prototiplemenin önemine değiniyor. Karar verme sürecinde takım işbirliğini ve gerekçelendirmenin önemini vurguluyor.)
57. Bir görevin veya özelliğin ne kadar süreceğini tahmin ederken (estimation) nasıl bir yöntem izlersin?
- Örnek Menti Cevabı: "Tahminleme yapmanın zor olduğunun farkındayım, çünkü her zaman beklenmedik durumlar çıkabilir. Ancak daha isabetli tahminler yapabilmek için şu yöntemleri kullanmaya çalışıyorum:
- Gereksinimleri Netleştirme: Tahmin yapmadan önce görevin veya özelliğin ne olduğunu, kabul kriterlerini tam olarak anladığımdan emin olurum. Belirsizlikler varsa soru sorarım. Belirsizlik ne kadar azsa, tahmin o kadar sağlıklı olur.
- Görevi Parçalara Ayırma (Decomposition): Büyük bir görevi tek seferde tahminlemek zordur. Görevi daha küçük, yönetilebilir alt görevlere (örneğin: API endpoint'i yazma, veritabanı şemasını değiştirme, unit test yazma, dokümantasyon hazırlama) ayırırım.
- Her Parçayı Ayrı Tahminleme: Her bir alt görevin ne kadar süreceğini (genellikle saat veya "story point" cinsinden) ayrı ayrı tahmin ederim.
- Geçmiş Deneyimlerden Yararlanma: Benzer görevleri daha önce ne kadar sürede tamamladığımı düşünürüm. Takımın geçmiş sprint'lerdeki verileri (velocity) varsa, bu da bir referans noktası olabilir.
- Karmaşıklık ve Belirsizliği Dikkate Alma: Görevin karmaşıklığını ve ne kadar belirsizlik içerdiğini göz önünde bulundururum. Daha önce hiç yapmadığım veya hakkında az bilgim olan bir işse, tahminimde bir miktar tampon (buffer) bırakırım.
- Takım İçi Tartışma (Planning Poker vb.): Sprint planlama toplantılarında genellikle takım olarak tahminleme yaparız (örneğin Planning Poker yöntemiyle). Farklı kişilerin aynı göreve farklı tahminler vermesi, görevin anlaşılmasındaki farklılıkları veya gözden kaçan detayları ortaya çıkarabilir. Tartışarak ortak bir tahmine ulaşmaya çalışırız.
- Varsayımları Belirtme: Tahminimi yaparken hangi varsayımlara dayandığımı (örneğin, "belirli bir kütüphanenin beklendiği gibi çalışacağı varsayımıyla" veya "API'ın hazır olacağı varsayımıyla") belirtirim. Bu varsayımlar değişirse, tahminin de değişebileceğini gösterir.
Amacım %100 doğru tahmin yapmak değil (ki bu genelde imkansızdır), olabildiğince gerçekçi ve bilgiye dayalı bir tahmin sunarak planlamaya yardımcı olmaktır."
- (Neden ideal? - Tahminlemenin zorluğunu kabul ediyor. Adım adım bir süreç (netleştirme, parçalama, ayrı tahminleme, geçmiş deneyim, belirsizlik, takım tartışması, varsayımlar) sunuyor. Kullandığı teknikleri (story point, planning poker) belirtiyor. Tahminin amacının mutlak doğruluk değil, planlamaya yardımcı olmak olduğunu vurguluyor.)
58. Teknik borç (technical debt) kavramı hakkında ne düşünüyorsun? Yönetimi konusunda nasıl bir yaklaşımın var?
- Örnek Menti Cevabı: "Teknik borcun, yazılım geliştirmede kaçınılmaz ama dikkatli yönetilmesi gereken bir kavram olduğunu düşünüyorum. Kısaca, hızlı bir çözüm veya kısa vadeli bir kazanç için alınan, ancak uzun vadede daha fazla efor (faiz) gerektirecek olan tasarım veya implementasyon kararları olarak anlıyorum.
- Düşüncelerim:
- Kaçınılmazlık: Bazen işin aciliyeti, zaman kısıtları veya o anki bilgi eksikliği nedeniyle bilinçli olarak teknik borç almak gerekebilir. Önemli olan bunun farkında olmaktır.
- Faiz Etkisi: Tıpkı finansal borç gibi, teknik borcun da faizi vardır. Ödenmeyen borç zamanla birikir, yeni özellik eklemeyi yavaşlatır, hata riskini artırır ve sistemin bakımını zorlaştırır.
- Farklı Türleri: Teknik borç sadece 'kötü kod' demek değildir. Test eksikliği, yetersiz dokümantasyon, eskiyen kütüphaneler, optimize edilmemiş algoritmalar veya ertelenmiş refactoring'ler de teknik borçtur.
Yönetim Yaklaşımım:
- Farkındalık ve Görünürlük: Alınan teknik borcun (özellikle bilinçli alınıyorsa) farkında olmak ve bunu görünür kılmak önemlidir. Bu, kodda //TODO: Refactor this gibi yorumlarla veya issue tracker'da (Jira vb.) ayrı bir 'teknik borç' task'ı oluşturarak yapılabilir.
- Bilinçli Kararlar: Teknik borç alırken bunun neden yapıldığını ve potansiyel sonuçlarını düşünmek gerekir. Kısa vadeli kazanç, uzun vadeli maliyete gerçekten değiyor mu?
- Düzenli Ödeme (Refactoring): Teknik borcun birikmesini önlemek için düzenli olarak refactoring yapmaya zaman ayırmak gerekir. Bu, her sprint'te belirli bir kapasite ayırarak veya belirli aralıklarla 'refactoring sprint'leri' yaparak olabilir. "Boy Scout Rule" (İzci Kuralı: Kamp alanını bulduğundan daha temiz bırak) prensibini benimsemek, yani dokunduğun kodu biraz daha iyileştirmek de faydalıdır.
- Önceliklendirme: Tüm teknik borçlar eşit değildir. Hangisinin en çok 'faiz' getirdiğini (yani en çok yavaşlattığını veya en çok risk yarattığını) belirleyip, ödemeyi ona göre önceliklendirmek gerekir.
- Kod Kalitesi Standartları: Baştan itibaren temiz kod yazma, test yazma ve kod incelemesi gibi pratiklerle yeni teknik borç oluşumunu en aza indirmeye çalışmak en iyi yaklaşımdır."
- (Neden ideal? - Teknik borcu doğru bir şekilde (kısa vadeli kazanç vs uzun vadeli maliyet) tanımlıyor. Kaçınılmazlığını ve faiz etkisini anladığını belirtiyor. Farklı türlerini biliyor. Yönetim için yapılandırılmış bir yaklaşım (farkındalık, bilinçli karar, düzenli ödeme, önceliklendirme, kalite standartları) sunuyor. Spesifik pratiklere (TODO yorumları, issue tracker, refactoring zamanı, Boy Scout Rule) değiniyor.)
59. Mevcut bir kod tabanında (codebase) değişiklik yaparken nelere dikkat edersin?
- Örnek Menti Cevabı: "Mevcut bir kod tabanında değişiklik yapmak, sıfırdan yazmaktan daha fazla dikkat gerektirir. Dikkat ettiğim başlıca noktalar şunlar:
- Anlama: Değişiklik yapacağım kod bloğunu ve etkileşimde olduğu diğer kısımları (çağıranlar, çağrılanlar) anlamaya çalışırım. Kodun mevcut davranışını, amacını ve varsa ilgili dokümantasyonu incelerim. Neden o şekilde yazıldığını anlamak önemlidir.
- Etki Analizi: Yapacağım değişikliğin sistemin başka hangi kısımlarını etkileyebileceğini düşünürüm. Beklenmedik yan etkiler (side effects) yaratma riskini değerlendiririm.
- Mevcut Testler: İlgili kod parçası için yazılmış mevcut unit veya integration testleri var mı diye kontrol ederim. Varsa, önce bu testleri çalıştırarak mevcut durumun stabil olduğundan emin olurum.
- Küçük Adımlar ve Sık Commit: Değişikliği mümkün olduğunca küçük, mantıksal adımlar halinde yapmaya çalışırım. Her adımdan sonra kodu derleyip (varsa) testleri çalıştırır ve sık sık anlamlı mesajlarla commit atarım. Bu, bir sorun çıkarsa geri almayı kolaylaştırır.
- Yeni Testler Yazma: Yaptığım değişikliği kapsayan yeni unit veya integration testleri yazarım. Eğer mevcut testler yeterliyse, onları güncellerim. Testler, hem değişikliğimin doğru çalıştığını doğrular hem de gelecekteki refactoring'ler için bir güvenlik ağı sağlar.
- Refactoring Fırsatları (İzci Kuralı): Değişiklik yaparken, dokunduğum kodda küçük iyileştirmeler (refactoring) yapma fırsatı varsa (örneğin okunabilirliği artırmak, küçük bir duplikasyonu gidermek), bunu da yapmaya çalışırım ("Boy Scout Rule"). Ancak büyük refactoring'leri asıl görevden ayrı tutarım.
- Kod İncelemesi: Yaptığım değişikliği mutlaka kod incelemesine sunarım. Başka bir gözün bakması, gözden kaçırdığım noktaları veya potansiyel riskleri ortaya çıkarabilir.
- Geriye Dönük Uyumluluk (Backward Compatibility): Eğer bir API veya paylaşılan bir kütüphanede değişiklik yapıyorsam, bunun geriye dönük uyumluluğu bozup bozmadığını dikkatlice değerlendiririm."
- (Neden ideal? - Mevcut kodda çalışmanın hassasiyetini anladığını gösteriyor. Adım adım bir süreç (anlama, etki analizi, test kontrolü, küçük adımlar, yeni testler, refactoring, kod incelemesi, uyumluluk) tanımlıyor. Testlerin ve kod incelemesinin önemini vurguluyor. İzci Kuralı gibi iyi pratiklere değiniyor.)
60. Soyutlama (abstraction) kavramını kendi kelimelerinle açıklar mısın? Neden önemlidir?
- Örnek Menti Cevabı: "Bence soyutlama, karmaşıklığı yönetmek için gereksiz detayları gizleyerek bir şeyin temel özelliklerine veya davranışlarına odaklanmaktır. Tıpkı araba kullanırken motorun içindeki pistonların nasıl çalıştığını bilmemize gerek olmaması gibi; sadece direksiyon, gaz ve fren gibi temel kontrolleri (arayüzü) bilmemiz yeterlidir.
- Yazılımda soyutlama, bir bileşenin veya modülün 'ne yaptığını' (arayüzünü veya kontratını) bilmemizi sağlar, ancak bunu 'nasıl yaptığına' (iç implementasyon detaylarına) kafa yormamıza gerek kalmaz. Örneğin, bir List arayüzünü kullanırken, eleman ekleme (add), çıkarma (remove) gibi işlemleri biliriz ama bu listenin arka planda bir ArrayList mi yoksa LinkedList mi olduğuyla ve bu işlemlerin nasıl gerçekleştirildiğiyle doğrudan ilgilenmeyiz.
- Neden Önemlidir?
- Karmaşıklığı Azaltır: Sistemleri daha küçük, anlaşılabilir parçalara ayırmamızı sağlar. Her seferinde tüm detayları düşünmek zorunda kalmayız.
- Modülerliği Artırır: İyi tanımlanmış arayüzler aracılığıyla bileşenlerin birbirine gevşekçe bağlanmasını (loose coupling) sağlar. Bu da sistemin daha modüler olmasını, parçaların bağımsız olarak geliştirilip değiştirilebilmesini kolaylaştırır.
- Yeniden Kullanılabilirliği Sağlar: Soyut sınıflar veya arayüzler, farklı implementasyonlar için ortak bir temel veya kontrat sağlayarak kodun yeniden kullanılmasını teşvik eder.
- Bakımı Kolaylaştırır: Bir bileşenin iç implementasyonunu, arayüzünü değiştirmediği sürece, onu kullanan diğer bileşenleri etkilemeden değiştirebiliriz. Bu, bakım ve güncellemeyi kolaylaştırır.
- Anlaşılırlığı Artırır: Kodun genel yapısını ve bileşenler arası ilişkileri daha net görmemizi sağlar.
Kısacası, soyutlama, modern yazılım geliştirmenin temel taşlarından biridir ve büyük, karmaşık sistemleri yönetilebilir kılmanın anahtarlarından biridir."
- (Neden ideal? - Soyutlamayı basit ve anlaşılır bir dille (detayları gizleme, ne yaptığına odaklanma) tanımlıyor. İyi bir analoji (araba kullanma) ve yazılımdan bir örnek (List arayüzü) veriyor. Neden önemli olduğunu birden fazla ve net gerekçeyle (karmaşıklığı azaltma, modülerlik, yeniden kullanılabilirlik, bakım kolaylığı, anlaşılırlık) açıklıyor. Kavramın yazılımdaki kritik rolünü anladığını gösteriyor.)
Kesinlikle, iş akışı ve verimlilik odaklı 61'den 65'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
61. Günlük/haftalık çalışma rutinini nasıl planlıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Genellikle haftalık ve günlük olarak bir planlama yapmaya çalışıyorum:
- Haftalık Planlama: Haftanın başında (genellikle Pazartesi sabahı veya Cuma öğleden sonra), o haftaki sprint hedeflerini ve bana atanan görevleri gözden geçiririm. Hangi görevlerin daha öncelikli olduğunu, hangilerinin daha fazla zaman alabileceğini belirlemeye çalışırım. Varsa toplantılarımı veya diğer sabit etkinliklerimi takvimime işlerim. Bu, haftanın genel bir resmini görmemi sağlıyor.
- Günlük Planlama: Her günün başında (genellikle güne başlarken veya stand-up'tan hemen sonra), o gün tamamlamayı hedeflediğim 2-3 ana görevi belirlerim. Bu, genellikle haftalık planımdaki önceliklere dayanır. Görevleri daha küçük adımlara bölebiliyorsam, o gün hangi adımları tamamlayacağıma odaklanırım. Günlük hedef belirlemek, gün içinde dağılmamı engelliyor ve ilerleme hissi veriyor.
- Esneklik: Plan yapsam da, beklenmedik durumlar (acil bug fix, yardım isteyen bir takım arkadaşı vb.) çıkabileceğinin farkındayım. Bu yüzden planımda bir miktar esneklik payı bırakmaya çalışırım. Planın beni katı bir şekilde kısıtlaması yerine bir yol haritası olmasını hedeflerim.
- Gün Sonu Değerlendirmesi: Gün sonunda kısaca neyi tamamladığımı, neyin yarım kaldığını ve ertesi gün neye odaklanmam gerektiğini gözden geçiririm. Bu, ertesi güne daha hazırlıklı başlamamı sağlıyor."
- (Neden ideal? - Hem haftalık hem de günlük planlama yaptığını belirtiyor. Planlama sürecinin adımlarını (hedefleri gözden geçirme, önceliklendirme, görev belirleme, esneklik, gün sonu değerlendirme) açıklıyor. Planlamanın amacını (yol haritası, odaklanma, ilerleme hissi) vurguluyor.)
62. Görevlerini nasıl önceliklendiriyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Görevlerimi önceliklendirirken birkaç faktörü dikkate alıyorum:
- Sprint Hedefleri ve İş Önceliği: En önemli kriter genellikle takımın o sprint için belirlediği hedefler ve ürün yöneticisi veya takım lideri tarafından belirtilen iş önceliğidir. Sprint backlog'undaki sıralama genellikle bu önceliği yansıtır.
- Aciliyet: Beklenmedik bir üretim hatası (production bug) gibi acil çözülmesi gereken konular her zaman en yüksek önceliğe sahip olur.
- Bağımlılıklar: Eğer başka bir takım arkadaşımın ilerlemesi benim tamamlamam gereken bir göreve bağlıysa veya benim görevim başka bir görevin tamamlanmasını bekliyorsa, bu bağımlılıkları göz önünde bulundururum. Bloke edici (blocking) görevler genellikle önceliklidir.
- Efor ve Değer Dengesi: Bazen hızlıca tamamlanabilecek ve yüksek değer sağlayacak küçük görevler olabilir (quick wins). Bunları araya sıkıştırarak momentum kazanmak faydalı olabilir. Ancak sadece kolay görevlere odaklanıp önemli ama zor görevleri ertelememeye dikkat ederim.
- Kişisel Enerji Seviyesi: Mümkünse, daha fazla odaklanma ve zihinsel enerji gerektiren zor görevleri, enerjimin daha yüksek olduğu zaman dilimlerine (genellikle sabah saatleri) planlamaya çalışırım. Daha rutin veya daha az zihinsel çaba gerektiren görevleri ise enerjimin daha düşük olduğu zamanlara bırakabilirim.
- Takım Lideri/Ürün Yöneticisi ile İletişim: Eğer öncelikler konusunda emin değilsem veya birden fazla acil görev varsa, durumu takım liderim veya ürün yöneticisi ile konuşarak netleştiririm.
Genellikle bu faktörlerin bir kombinasyonunu kullanarak o an için en mantıklı sıralamayı yapmaya çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Önceliklendirme için birden fazla ve mantıklı kriter (sprint hedefi, aciliyet, bağımlılık, efor/değer, enerji seviyesi, iletişim) kullandığını belirtiyor. Sadece dışsal değil (iş önceliği), içsel (enerji seviyesi) faktörleri de dikkate aldığını gösteriyor. Kararsızlık durumunda iletişim kurduğunu vurguluyor.)
63. Dikkatini dağıtan şeylerle nasıl başa çıkıyorsun? Odaklanmanı nasıl sağlıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Açık ofis ortamı veya sürekli gelen bildirimler nedeniyle dikkat dağınıklığı yaşayabiliyorum. Bununla başa çıkmak ve odaklanmak için birkaç strateji deniyorum:
- Bildirimleri Yönetme: Özellikle derinlemesine düşünmem veya kod yazmam gereken zamanlarda, Slack, e-posta ve telefon bildirimlerini geçici olarak kapatıyorum veya sessize alıyorum. Belirli aralıklarla (örneğin saatte bir) kontrol etmek genellikle yeterli oluyor.
- Zaman Bloklama (Time Blocking): Takvimimde belirli görevler için (örneğin "2 saat kodlama" veya "1 saat dokümantasyon") zaman blokları ayırmaya çalışıyorum. Bu hem benim o süre boyunca o işe odaklanmamı sağlıyor hem de başkalarının o saatlerde müsait olmadığımı görmesine yardımcı oluyor.
- Kulaklık Kullanımı: Odaklanmam gerektiğinde kulaklık takmak, hem dış sesleri azaltıyor hem de çevremdekilere "şu an meşgulüm" sinyali veriyor. Bazen müzik dinlemek de odaklanmama yardımcı olabiliyor.
- Tek Göreve Odaklanma (Single-tasking): Aynı anda birden fazla işle uğraşmak yerine (multi-tasking), tek bir göreve başlayıp onu bitirmeye veya anlamlı bir ilerleme kaydetmeye çalışıyorum. Context switching (görevler arası geçiş) maliyetli olabiliyor.
- Kısa Molalar: Uzun süre aralıksız çalışmak yerine, Pomodoro Tekniği gibi yöntemlerle (örneğin 25 dakika çalışıp 5 dakika mola) kısa molalar vererek zihnimi dinlendiriyorum. Bu, uzun vadede odaklanmayı sürdürmeye yardımcı oluyor.
- Çalışma Alanını Düzenleme: Çalışma masamı düzenli tutmak ve gereksiz dağınıklıktan kaçınmak da zihinsel olarak daha rahat odaklanmamı sağlıyor.
Hala mükemmel değilim ama bu yöntemler genellikle işe yarıyor."
- (Neden ideal? - Dikkat dağınıklığının farkında olduğunu belirtiyor. Kullandığı çeşitli ve somut başa çıkma stratejilerini (bildirim yönetimi, zaman bloklama, kulaklık, tek görev, molalar, düzenli alan) listeliyor. Popüler tekniklere (Pomodoro) aşina olduğunu gösteriyor. Mükemmel olmadığını kabul ederek gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor.)
64. Kullandığın favori geliştirme araçları (IDE, eklentiler, terminal araçları vb.) nelerdir? Neden?
- Örnek Menti Cevabı: "Geliştirme sürecimi daha verimli hale getiren birkaç favori aracım var:
- IDE: IntelliJ IDEA Ultimate: Java ve Spring Boot geliştirmesi için bence harika bir IDE. Kod tamamlama (auto-completion), refactoring yetenekleri, güçlü debugger'ı ve Git entegrasyonu çok başarılı. Proje içinde gezinmeyi ve kodu anlamayı çok kolaylaştırıyor. Spring'e özel destekleri de cabası.
- IDE Eklentileri:
- SonarLint: Koddaki potansiyel hataları, bug'ları ve kod kokularını (code smells) ben kodu yazarken tespit edip uyarıyor. Bu, kod kalitesini artırmama yardımcı oluyor.
- Key Promoter X: Sık yaptığım fare tıklamaları için klavye kısayollarını hatırlatıyor. Bu sayede zamanla daha fazla kısayol öğrenip hızlanıyorum.
- .ignore: Farklı projeler için .gitignore dosyalarını kolayca oluşturmamı ve yönetmemi sağlıyor.
- Terminal Aracı: iTerm2 (macOS) / Windows Terminal: Standart terminal yerine bunları kullanmayı tercih ediyorum çünkü daha fazla özelleştirme seçeneği (sekmeler, paneller, renkler) sunuyorlar ve genellikle daha performanslılar. Oh My Zsh gibi eklentilerle birlikte kullanmak komut satırı deneyimini çok iyileştiriyor.
- API Test Aracı: Postman / IntelliJ HTTP Client: API endpoint'lerimi test etmek için Postman'i sıkça kullanıyorum. İstekleri kaydetme, koleksiyonlar oluşturma ve ortam değişkenleri kullanma özellikleri çok faydalı. Son zamanlarda IntelliJ'in kendi içindeki HTTP Client'ı da keşfettim, basit testler için IDE'den çıkmadan hızlıca kullanılabiliyor.
- Not Alma/Dokümantasyon: Obsidian / Notion: Kişisel notlarımı almak, öğrendiklerimi belgelemek veya küçük teknik taslaklar oluşturmak için Markdown destekli Obsidian veya Notion gibi araçları kullanışlı buluyorum.
Bu araçlar, kod yazma, test etme, hata ayıklama ve genel iş akışımı daha akıcı hale getiriyor."
- (Neden ideal? - Kullandığı araçları kategorilere (IDE, eklenti, terminal, API test, not alma) ayırıyor. Sadece aracı söylemekle kalmıyor, neden favorisi olduğunu (spesifik özellikler, sağladığı fayda) açıklıyor. Araçların verimliliğini nasıl artırdığını vurguluyor.)
65. Zaman yönetimi konusunda iyi olduğunu düşünüyor musun? Geliştirebileceğin alanlar var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Zaman yönetimi konusunda bilinçli olmaya çalışıyorum ama kesinlikle geliştirebileceğim alanlar var.
- İyi Yaptığımı Düşündüğüm Yönler:
- Genellikle görevlerimi planlamaya (günlük/haftalık) ve önceliklendirmeye çalışıyorum.
- Acil ve önemli işleri ayırt etmeye gayret ediyorum.
- Toplantılara zamanında katılırım ve genellikle işlerimi son teslim tarihlerine yetiştiririm.
Geliştirebileceğim Alanlar:
- Tahminleme: 57. soruda da bahsettiğim gibi, görevlerin ne kadar süreceğini tahmin etme konusunda daha iyi olmam gerekiyor. Bazen bir işin ne kadar karmaşık olabileceğini başlangıçta tam kestiremeyebiliyorum.
- "Hayır" Demek: Bazen yardımsever olmak adına veya birini kırmamak için kapasitemin üzerinde iş yükünü kabul edebiliyorum. Hangi isteklere "evet", hangilerine "hayır" (veya "şimdi değil") demem gerektiğini daha iyi belirlemeliyim.
- Mükemmeliyetçilik: Bazen bir görevin üzerinde gereğinden fazla zaman harcayabiliyorum, özellikle de çok keyif aldığım bir konuysa. "Yeterince iyi" noktasını daha iyi belirleyip bir sonraki göreve geçme konusunda kendimi geliştirebilirim.
- Kesintileri Yönetme: Odaklandığım bir iş sırasında gelen kesintilerden (anlık sorular vb.) sonra tekrar aynı odak seviyesine dönmekte bazen zorlanabiliyorum. Kesintileri daha iyi yönetme stratejileri geliştirmeliyim.
Zaman yönetimi sürekli bir öğrenme ve iyileştirme süreci. Farklı teknikleri denemeye ve bana en uygun olanları bulmaya devam ediyorum."
- (Neden ideal? - Dengeli bir öz değerlendirme yapıyor; hem iyi olduğu yönleri hem de geliştirmesi gereken alanları belirtiyor. Gelişim alanlarını (tahminleme, hayır demek, mükemmeliyetçilik, kesinti yönetimi) spesifik olarak tanımlıyor. Zaman yönetiminin sürekli bir süreç olduğunun farkında olduğunu gösteriyor.)
Kesinlikle, iş akışı, verimlilik ve engellerle başa çıkma konularına odaklanan 66'dan 70'e kadar olan soruların ideal menti cevapları:
66. İş akışını daha verimli hale getirmek için denediğin veya düşündüğün şeyler var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, iş akışımı daha verimli hale getirmek için sürekli küçük iyileştirmeler yapmaya çalışıyorum. Denediğim veya düşündüğüm bazı şeyler şunlar:
- Klavye Kısayollarını Öğrenmek: IDE'de (IntelliJ IDEA) ve sık kullandığım diğer araçlarda (terminal, tarayıcı) fare kullanımını azaltıp klavye kısayollarını daha fazla kullanmaya çalışıyorum. Key Promoter X eklentisi bu konuda bana yardımcı oluyor. Küçük gibi görünse de zamanla ciddi zaman kazandırıyor.
- Tekrarlayan Görevleri Otomatize Etmek: Basit betikler (shell scripts) yazarak veya IDE'nin 'live template' / 'code snippet' gibi özelliklerini kullanarak sık yaptığım tekrarlayan görevleri (belirli bir kod yapısını oluşturma, belirli komutları çalıştırma vb.) otomatize etmeye çalışıyorum.
- Daha İyi Debugging Teknikleri: Sadece breakpoint koyup adım adım ilerlemek yerine, koşullu breakpoint'ler, logpoint'ler veya 'evaluate expression' gibi debugger'ın daha gelişmiş özelliklerini daha etkin kullanmayı öğreniyorum. Bu, hata ayıklama süresini kısaltabilir.
- Odaklanma Tekniklerini İyileştirmek: 63. soruda bahsettiğim gibi Pomodoro Tekniği'ni daha düzenli uygulamak veya farklı odaklanma stratejilerini denemek (örneğin 'deep work' seansları planlamak) aklımda.
- Bilgi Yönetimi: Öğrendiklerimi veya sık ihtiyaç duyduğum bilgileri (kod parçacıkları, komutlar, linkler) daha organize bir şekilde (Obsidian gibi bir araçla) saklayarak gerektiğinde hızlıca bulabilmeyi hedefliyorum.
- Pair Programming: Daha fazla pair programming yapmanın hem kod kalitesini artıracağını hem de sorunları daha hızlı çözebileceğimizi düşünüyorum. Bunu takımla konuşup daha sık uygulayabiliriz.
Genel amacım, manuel ve tekrarlayan işleri azaltıp, daha çok problem çözmeye ve yaratıcı düşünmeye zaman ayırabilmek."
- (Neden ideal? - Verimliliği artırmak için proaktif olarak çaba gösterdiğini belirtiyor. Denediği veya düşündüğü spesifik yöntemleri (kısayollar, otomasyon, debugging, odaklanma, bilgi yönetimi, pair programming) listeliyor. Bu yöntemlerin amacını (zaman kazanma, problem çözmeye odaklanma) vurguluyor.)
67. "Tamamlandı" (Done) tanımın nedir bir görev için?
- Örnek Menti Cevabı: "Benim için bir görevin 'Tamamlandı' (Done) olması, sadece kodun yazılmış olması anlamına gelmiyor. Daha kapsamlı bir tanımım var ve genellikle takımımızın 'Definition of Done' (DoD) kriterleriyle uyumlu:
- Kod Yazıldı: İstenen özellik veya düzeltme implemente edildi.
- Kod Temiz ve Anlaşılır: Kod, takımın belirlediği standartlara uygun, okunabilir, anlaşılır ve sürdürülebilir şekilde yazıldı. Gereksiz karmaşıklık yok.
- Testler Yazıldı ve Geçti: Yeni kod için yeterli unit ve (gerekiyorsa) integration testleri yazıldı ve tüm testler (hem yeni hem de mevcut) başarılı bir şekilde çalışıyor. Kod kapsamı (code coverage) hedeflerine ulaşıldı (eğer belirlenmişse).
- Kod İncelemesi Yapıldı ve Onaylandı: Kod, en az bir (bazen iki) takım arkadaşı tarafından incelendi, gerekli geri bildirimler uygulandı ve merge etmek için onay alındı.
- Dokümantasyon Güncellendi (Gerekiyorsa): Eğer yapılan değişiklik önemliyse veya yeni bir API/özellik eklenmişse, ilgili teknik dokümantasyon (Javadoc, Confluence vb.) güncellendi.
- Gereksinimler Karşılandı: Yapılan iş, görevin kabul kriterlerini (acceptance criteria) tam olarak karşılıyor. QA ekibi tarafından test edildi ve onaylandı (eğer süreçte QA adımı varsa).
- Ana Dala (Main Branch) Merge Edildi: Değişiklikler, geliştirme yapılan branch'ten ana branch'e (örn: main, master, develop) başarılı bir şekilde merge edildi ve CI/CD pipeline'ı sorunsuz çalıştı.
Ancak bu tüm adımlar tamamlandığında görevi gerçekten 'Tamamlandı' olarak kabul ediyorum."
- (Neden ideal? - "Done" tanımının sadece kod yazmak olmadığını vurguluyor. Kapsamlı ve standart bir DoD tanımına yakın kriterleri (kodlama, temizlik, testler, kod incelemesi, dokümantasyon, gereksinimler, merge) listeliyor. Kaliteye ve süreçlere verdiği önemi gösteriyor.)
68. Projelerdeki belirsizliklerle veya değişen gereksinimlerle nasıl başa çıkıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Belirsizliklerin ve değişen gereksinimlerin yazılım geliştirmenin doğasında olduğunu kabul ediyorum. Bunlarla başa çıkmak için şu yaklaşımları benimsiyorum:
- Erken ve Sık İletişim: Belirsizlik fark ettiğimde veya bir gereksinimin değiştiğini öğrendiğimde, bunu mümkün olan en kısa sürede ilgili kişilerle (ürün yöneticisi, takım lideri, diğer mühendisler) konuşarak netleştirmeye çalışırım. Varsayımlarda bulunmak yerine soru sorarım.
- Esnek Tasarım: Kodumu yazarken veya tasarım yaparken, gelecekteki olası değişikliklere karşı bir miktar esneklik bırakmaya çalışırım. Çok katı veya değiştirilmesi zor yapılar kurmaktan kaçınırım. Örneğin, konfigürasyonları koddan ayırmak veya arayüzlere (interfaces) bağımlı olmak gibi prensipler yardımcı olur.
- İteratif Yaklaşım: Büyük özellikleri tek seferde yapmak yerine, küçük, işlevsel parçalar halinde (iterasyonlarla) geliştirmeyi tercih ederim. Bu, her adımda geri bildirim almayı ve gerekirse yön değiştirmeyi kolaylaştırır. Agile metodolojilerin temelinde de bu yatar.
- Değişikliğin Etkisini Değerlendirme: Bir gereksinim değiştiğinde, bu değişikliğin mevcut işe, plana ve mimariye olan etkisini analiz ederim. Bu etkiyi ilgili kişilerle paylaşırım.
- Odaklanmayı Koruma: Sürekli değişen gereksinimler demoralize edici olabilir. O an üzerinde çalıştığım göreve odaklanmaya çalışır, tamamlanması gereken işi bitiririm. Değişiklikler genellikle bir sonraki planlama döngüsünde ele alınır.
- Kabul Etme ve Adapte Olma: Bazen değişiklik kaçınılmazdır. Durumu kabul edip yeni duruma adapte olmak önemlidir. Direnmek yerine, değişikliğin nedenini anlamaya ve en iyi nasıl uygulanabileceğine odaklanırım."
- (Neden ideal? - Değişikliğin kaçınılmazlığını kabul ediyor. Başa çıkma stratejilerini (iletişim, esnek tasarım, iterasyon, etki analizi, odaklanma, adaptasyon) açıklıyor. Agile prensiplerle uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.)
69. Engellerle (blocker) karşılaştığında ne yaparsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Bir engelle karşılaştığımda ilerleyememek sinir bozucu olabilir, bu yüzden hızlıca harekete geçmeye çalışırım:
- Engeli Tanımlama: Öncelikle engelin tam olarak ne olduğunu net bir şekilde tanımlarım. Neden ilerleyemiyorum? İhtiyacım olan şey ne (bilgi, başka birinin tamamlaması gereken iş, bir sistem erişimi vb.)?
- Kendi Başıma Çözmeyi Deneme: Eğer engel kendi çözebileceğim bir şeyse (örneğin bir teknik sorun), 14. soruda bahsettiğim debugging veya problem çözme adımlarını izleyerek belirli bir süre (genellikle 30 dakika - 1 saat) kendi başıma çözmeye çalışırım. Araştırma yapar, farklı şeyler denerim.
- Yardım İsteme / Eskalasyon: Eğer kendi başıma çözemiyorsam veya engel başkasına bağlıysa, durumu vakit kaybetmeden ilgili kişiye veya takıma iletirim.
- Eğer başka bir takım arkadaşına bağlıysa (örneğin, onun yazdığı API'ı bekliyorsam), durumu onunla konuşurum ve tahmini tamamlanma süresini öğrenmeye çalışırım.
- Eğer teknik bir konuda takıldıysam ve çözemiyorsam, takım liderinden veya konuya hakim olabilecek bir kıdemli mühendisten yardım isterim. Denediklerimi ve bulgularımı da paylaşırım.
- Eğer bir bilgi veya erişim eksikliği varsa, ilgili kişiye (ürün yöneticisi, sistem yöneticisi vb.) durumu bildiririm.
- Durumu Görünür Kılma: Engeli, günlük stand-up toplantısında veya takımın kullandığı proje yönetim aracında (Jira vb.) belirtirim. Bu, hem takımın durumdan haberdar olmasını sağlar hem de çözüm için destek bulunmasına yardımcı olabilir.
- Alternatif Görevlere Geçme: Eğer engelin çözülmesi zaman alacaksa ve yapabileceğim başka görevler varsa, engellenen görevi beklemeye alıp diğer görevlere geçerim. Boş durmak yerine verimli olmaya çalışırım.
Önemli olan, engelle karşılaştığımda bunu saklamak veya üzerinde çok uzun süre tek başıma debelenmek yerine hızlıca görünür kılmak ve yardım istemektir."
- (Neden ideal? - Engelle karşılaştığında izlediği adımları (tanımlama, kendi başına deneme, yardım isteme, görünür kılma, alternatif göreve geçme) mantıksal bir sırayla anlatıyor. Ne zaman kendi başına çabalayacağını ve ne zaman yardım isteyeceğini bildiğini gösteriyor. İletişimin ve durumu görünür kılmanın önemini vurguluyor.)
70. Molalarını nasıl değerlendiriyorsun? Tükenmişliği (burnout) önlemek için neler yapıyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Molaların, özellikle uzun süre odaklanmayı gerektiren işlerde verimlilik ve zihin sağlığı için çok önemli olduğuna inanıyorum. Molalarımı genellikle şöyle değerlendiriyorum:
- Kısa Molalar (Pomodoro vb.): Çalışma seanslarım arasında verdiğim 5-10 dakikalık kısa molalarda genellikle ekran başından kalkarım. Biraz yürürüm, su içerim, esneme hareketleri yaparım veya pencereden dışarı bakarım. Gözlerimi ve zihnimi dinlendirmeye çalışırım. Telefona veya sosyal medyaya dalmamaya özen gösteririm çünkü bu dinlendirici olmuyor.
- Öğle Arası: Öğle arasında mutlaka işten tamamen uzaklaşmaya çalışırım. Yemeğimi yerken işle ilgili düşünmemeye gayret ederim. Mümkünse kısa bir yürüyüş yaparım veya farklı bir ortamda bulunurum.
- Tükenmişliği Önleme Stratejilerim:
- Sınırları Korumak: Çalışma saatlerimin dışına çok fazla taşmamaya özen gösteririm. Akşamları ve hafta sonları işten tamamen kopmaya çalışırım. Bildirimleri kapatırım.
- Realistik Hedefler: Kendime veya takıma gerçekçi olmayan hedefler koymaktan kaçınırım. Sürekli yetişememe hissi tükenmişliğe yol açabilir.
- İş Yükünü Yönetmek: Eğer iş yükümün sürdürülemez hale geldiğini hissedersem, bunu takım liderimle konuşurum.
- Hobiler ve Sosyal Yaşam: İş dışında keyif aldığım aktivitelere (spor, müzik, arkadaşlarla vakit geçirme vb.) zaman ayırmaya çalışırım. Bu, deşarj olmamı ve enerjimi yenilememi sağlıyor.
- Tatil ve İzin: Düzenli olarak izin kullanmaya ve tatil yapmaya özen gösteririm. Tamamen dinlenmek ve işten uzaklaşmak önemlidir.
- Yardım İstemek: Zorlandığımda veya bunaldığımda bunu içime atmak yerine güvendiğim bir arkadaşımla, ailemle veya sizinle konuşurum.
Tükenmişlik sinsi bir durum, bu yüzden kendi enerji seviyemi ve ruh halimi düzenli olarak gözlemlemeye ve bu önleyici adımları atmaya çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Molaların önemini biliyor ve nasıl değerlendirdiğini (ekrandan uzaklaşma, yürüme, dinlenme) açıklıyor. Tükenmişliği önlemek için çeşitli ve somut stratejiler (sınırlar, realistik hedefler, iş yükü yönetimi, hobiler, tatil, yardım isteme) listeliyor. Hem iş sırasında hem de iş dışında denge kurmaya çalıştığını gösteriyor. Kendi durumunu gözlemlediğini belirtiyor.)
Elbette, sektör ve trendler hakkındaki 71'den 75'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
71. Yazılım geliştirme dünyasındaki güncel trendleri ne kadar takip ediyorsun? Hangi kaynaklardan besleniyorsun? (Bloglar, konferanslar, podcast'ler vb.)
- Örnek Menti Cevabı: "Sektördeki güncel trendleri elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum, çünkü teknoloji çok hızlı değişiyor ve güncel kalmak önemli. Tamamen her şeye hakim olmak zor olsa da, düzenli olarak baktığım birkaç kaynak var:
- Teknoloji Blogları ve Haber Siteleri: Martin Fowler'ın sitesi, InfoQ, Hacker News, The Pragmatic Engineer gibi platformları sık sık ziyaret ediyorum. Kullandığımız teknolojilerle (Java, Spring, AWS vb.) ilgili spesifik blogları da (örneğin Baeldung, Spring Blog) takip ediyorum.
- Podcast'ler: İşe gidip gelirken veya boş zamanlarımda Software Engineering Daily, Syntax.fm veya çalıştığım alanla ilgili daha spesifik podcast'leri dinlemeye çalışıyorum. Farklı bakış açıları duymak faydalı oluyor.
- Teknoloji Liderleri ve Influencer'lar (Twitter/LinkedIn): Sektörde takip ettiğim bazı kilit isimler var. Onların paylaşımları veya önerdiği makaleler genellikle güncel konular hakkında fikir veriyor.
- Konferans Kayıtları: Büyük konferanslara (örn: QCon, SpringOne, KubeCon) katılma fırsatım olmasa da, sonrasında yayınlanan sunum kayıtlarını (YouTube vb.) izlemeye çalışıyorum. Özellikle ilgimi çeken konulardaki sunumları seçiyorum.
- Şirket İçi Bilgi Paylaşımı: Takım arkadaşlarımın veya şirketteki diğer mühendislerin paylaştığı makaleler veya yaptıkları sunumlar da önemli bir kaynak.
Bu kaynaklar aracılığıyla yeni çıkan framework'ler, mimari yaklaşımlar, DevOps pratikleri veya AI'ın yazılım geliştirmeye etkileri gibi konular hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyorum."
- (Neden ideal? - Güncel kalmanın önemini biliyor. Takip ettiği kaynakları çeşitlendirerek (blog, podcast, sosyal medya, konferans kayıtları, şirket içi) listeliyor. Spesifik kaynak isimleri (Martin Fowler, InfoQ, Baeldung, SE Daily) vererek gerçekten takip ettiğini gösteriyor. Hangi tür konuları takip ettiğine dair örnekler veriyor.)
72. Son zamanlarda dikkatini çeken veya gelecek vaat ettiğini düşündüğün bir teknoloji/trend var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Son zamanlarda dikkatimi en çok çeken trendlerden biri Platform Engineering (Platform Mühendisliği) yaklaşımı. DevOps kültürünün bir sonraki adımı gibi görüyorum. Geliştiricilerin altyapı karmaşıklığıyla doğrudan uğraşmak yerine, ihtiyaç duydukları araçları, servisleri ve otomatikleştirilmiş iş akışlarını (örneğin CI/CD, monitoring, veritabanı provizyonu) self-servis bir şekilde kullanabilecekleri bir iç geliştirici platformu (Internal Developer Platform - IDP) oluşturma fikri bence çok güçlü. Geliştirici verimliliğini artırma, süreçleri standartlaştırma ve bilişsel yükü (cognitive load) azaltma potansiyeli taşıyor. Henüz tam olarak nasıl uygulandığı konusunda çok derin bilgim olmasa da, özellikle büyük veya hızla büyüyen mühendislik organizasyonları için gelecek vaat ettiğini düşünüyorum. Bu konudaki makaleleri ve vaka çalışmalarını takip etmeye çalışıyorum."
- (Alternatif olarak AI/ML in DevTools, WebAssembly, eBPF, belirli bir framework'ün yeni sürümü gibi konular da seçilebilir.)
- (Neden ideal? - Spesifik ve güncel bir trend (Platform Engineering) belirtiyor. Sadece adını vermekle kalmıyor, ne olduğunu (IDP, self-servis, otomasyon), hangi problemi çözdüğünü (altyapı karmaşıklığı, bilişsel yük) ve potansiyel faydalarını (verimlilik, standardizasyon) açıklıyor. Konuya olan ilgisini ve takip ettiğini belirtiyor.)
73. Açık kaynak (open source) projelerine katkıda bulunuyor musun veya kullanıyor musun? Bu konudaki düşüncelerin neler?
- Örnek Menti Cevabı: "Açık kaynak projelerini yoğun olarak kullanıyoruz. Şu an çalıştığım projede kullandığımız Spring Boot, PostgreSQL, Docker, Jenkins, birçok Java kütüphanesi (Apache Commons, Jackson vb.) hep açık kaynaklı. Açık kaynağın yazılım dünyası için inanılmaz bir itici güç olduğunu düşünüyorum. Bilginin ve araçların serbestçe paylaşılması, inovasyonu hızlandırıyor, maliyetleri düşürüyor ve daha iyi çözümlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Şeffaflık ve topluluk tarafından denetlenme potansiyeli de güvenliği artırabiliyor.
- Katkıda bulunma konusuna gelince, henüz büyük bir katkım olmadı. Ancak birkaç kez kullandığım bir kütüphanenin dokümantasyonunda küçük bir yazım hatası fark edip GitHub üzerinden bir 'pull request' göndermiştim. Ayrıca bazen karşılaştığım bir hatayla ilgili 'issue' açtığım veya mevcut 'issue'lara yorum eklediğim oldu. İleride, daha fazla deneyim kazandıkça, kullandığım kütüphanelerdeki küçük bug'ları düzeltmek veya basit özellik eklemeleri yapmak gibi daha anlamlı katkılarda bulunabilmeyi çok isterim. Bu hem topluluğa geri vermek hem de kendimi geliştirmek için harika bir yol olurdu."
- (Neden ideal? - Açık kaynağın önemini ve yaygın kullanımını anladığını belirtiyor. Kullandıkları spesifik açık kaynaklı araçlardan örnekler veriyor. Katkıda bulunma konusundaki mevcut durumunu dürüstçe (henüz büyük katkı yok ama küçük adımlar var) ifade ediyor. Gelecekte katkıda bulunma isteğini ve bunun motivasyonunu (topluluğa geri verme, kendini geliştirme) açıklıyor. Gerçekçi ve olumlu bir yaklaşım sergiliyor.)
74. Katıldığın veya katılmak istediğin teknik konferanslar, eğitimler veya topluluk etkinlikleri var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Henüz büyük, uluslararası bir konferansa katılma fırsatım olmadı, ancak bu kesinlikle hedeflerim arasında. Özellikle QCon veya Devoxx gibi yazılım mimarisi ve güncel teknolojilere odaklanan konferansları veya bizim kullandığımız teknolojilere özel SpringOne veya KubeCon gibi etkinlikleri takip ediyorum ve ileride katılmayı çok isterim.
- Daha ulaşılabilir olarak, yerel Java User Group (JUG) veya DevOps Meetup'larını takip ediyorum ve zamanım uydukça bunlara katılmaya çalışıyorum. Bu tür etkinlikler hem yeni şeyler öğrenmek hem de sektördeki diğer mühendislerle tanışmak için harika fırsatlar sunuyor.
- Eğitim tarafında ise, daha önce bahsettiğim gibi Udemy, Coursera gibi platformlardaki online kursları takip ediyorum. Ayrıca şirketimizin sağladığı eğitim platformlarındaki (varsa) ilgili eğitimleri de değerlendiriyorum. Belki ileride belirli bir konuda daha derinlemesine, sertifikalı bir eğitim almak da (örneğin bir AWS sertifikası) düşünebileceğim bir şey."
- (Neden ideal? - Hem büyük konferans hedeflerini (QCon, Devoxx, SpringOne) hem de daha ulaşılabilir yerel etkinlikleri (JUG, Meetup) belirtiyor. Bu etkinliklerin faydalarını (öğrenme, networking) anladığını gösteriyor. Online eğitim kaynaklarını ve potansiyel sertifika hedeflerini de ekleyerek öğrenme konusundaki çeşitliliğe vurgu yapıyor.)
75. Farklı şirketlerin mühendislik kültürleri hakkında ne düşünüyorsun? İdeal mühendislik kültürü sence nasıl olmalı?
- Örnek Menti Cevabı: "Farklı şirketlerin çok farklı mühendislik kültürlerine sahip olabildiğini okuyorum ve duyuyorum. Bazıları çok hiyerarşik ve kuralcı olabilirken, bazıları daha özerk ve deneysel olabiliyor. Kimi hız ve teslimata odaklanırken, kimi kalite ve uzun vadeli sürdürülebilirliğe daha fazla önem verebiliyor.
- Bence ideal mühendislik kültürü şu özellikleri taşımalı:
- Öğrenme ve Gelişim Odaklılık: Mühendislerin yeni şeyler öğrenmesi, denemeler yapması ve kendilerini geliştirmesi teşvik edilmeli. Hatalar bir öğrenme fırsatı olarak görülmeli, suçlama kültürü olmamalı. Bilgi paylaşımı aktif olarak desteklenmeli.
- İşbirliği ve Güven: Takım üyeleri arasında açık iletişim, işbirliği ve karşılıklı güven ortamı olmalı. İnsanlar fikirlerini rahatça söyleyebilmeli, yardım isteyebilmeli ve birbirlerine destek olmalı.
- Kaliteye Önem Verme: Sadece hızlı kod çıkarmak değil, aynı zamanda temiz, test edilebilir, sürdürülebilir ve güvenli kod yazmaya önem verilmeli. Kod incelemesi, test otomasyonu gibi pratikler standart olmalı. Teknik borç bilinçli yönetilmeli.
- Özerklik ve Sahiplenme: Mühendislere belirli bir düzeyde özerklik tanınmalı ve yaptıkları işi sahiplenmeleri teşvik edilmeli. 'Nasıl' yapılacağı konusunda mühendislere güvenilmeli.
- Yapıcı Geri Bildirim: Düzenli, dürüst ve yapıcı geri bildirim kültürü olmalı. Hem yöneticilerden çalışanlara hem de çalışanlar arasında geri bildirim normalleşmeli.
- Psikolojik Güvenlik: İnsanların risk almaktan, soru sormaktan veya hata yapmaktan korkmadığı bir ortam yaratılmalı.
- İş-Yaşam Dengesi: Sağlıklı bir iş-yaşam dengesi desteklenmeli ve sürekli aşırı çalışma (crunch time) norm haline gelmemeli.
Böyle bir kültürün hem mühendislerin mutluluğunu ve gelişimini sağladığını hem de uzun vadede şirketin daha başarılı ve yenilikçi olmasına katkıda bulunduğunu düşünüyorum."
- (Neden ideal? - Farklı kültürlerin varlığının farkında olduğunu belirtiyor. İdeal kültürü tanımlarken spesifik ve arzu edilen özellikleri (öğrenme, işbirliği, kalite, özerklik, geri bildirim, psikolojik güvenlik, denge) listeliyor. Bu özelliklerin hem çalışan hem de şirket için faydalarını vurguluyor. İyi düşünülmüş ve bütünsel bir bakış açısı sunuyor.)
Harika, mentorluk ilişkisi ve geri bildirim üzerine odaklanan 76'dan 80'e kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
76. Bu mentorluk sürecinden beklentilerin neler?
- Örnek Menti Cevabı: "Bu mentorluk sürecinden birkaç temel beklentim var:
- Yönlendirme ve Rehberlik: Kariyer hedeflerimi netleştirmemde, bu hedeflere ulaşmak için atmam gereken adımları belirlememde ve doğru yolda olup olmadığımı değerlendirmemde bana yardımcı olmanızı bekliyorum. Özellikle Kıdemli Mühendislik yolculuğumda sizin deneyimlerinizden faydalanmak benim için çok değerli olur.
- Teknik Gelişim İçin Öneriler: Geliştirmem gereken teknik alanlarda (örneğin sistem tasarımı, performans) bana kaynak önermenizi, öğrenme stratejileri konusunda tavsiyelerde bulunmanızı ve belki karşılaştığım teknik zorluklara farklı bir bakış açısı getirmenizi umuyorum.
- Farklı Bakış Açısı: Bazen kendi sorunlarıma veya kariyerime çok dar bir açıdan bakabiliyorum. Sizin dışarıdan ve daha deneyimli bir gözle yapacağınız yorumlar ve sorgulamalar, farklı perspektifler kazanmamı sağlayabilir.
- Sektör Bilgisi ve Network: Sektördeki genel trendler, farklı şirket kültürleri veya kariyer yolları hakkındaki bilgilerinizi paylaşmanız ve belki de network oluşturma konusunda bana yol göstermeniz faydalı olabilir.
- Güvenli Alan: Zorlandığım konuları, endişelerimi veya hatalarımı yargılanma korkusu olmadan rahatça konuşabileceğim, dürüst geri bildirim alabileceğim güvenli bir alan olmasını bekliyorum.
Kısacası, deneyimlerinizden öğrenerek hem teknik hem de profesyonel olarak daha hızlı gelişmeme yardımcı olmanızı umuyorum."
- (Neden ideal? - Beklentilerini net ve yapılandırılmış bir şekilde (yönlendirme, teknik öneri, bakış açısı, sektör bilgisi, güvenli alan) ifade ediyor. Sadece istemekle kalmıyor, mentorun hangi konulardaki deneyiminden faydalanmak istediğini (kıdemli mühendislik, sistem tasarımı) belirtiyor. Mentorluk ilişkisinin potansiyel faydalarını anladığını gösteriyor.)
77. Sana en çok hangi konularda yardımcı olabileceğimi düşünüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Sanırım şu anda en çok şu konularda sizin yardımınıza ve deneyiminize ihtiyaç duyuyorum:
- Sistem Tasarımı Becerilerini Geliştirme: Kıdemli rol için bunun kritik olduğunu biliyorum ama nereden başlayacağım veya nasıl pratik yapacağım konusunda biraz kaybolmuş hissediyorum. Belki basit tasarım senaryoları üzerinde birlikte düşünebiliriz veya tasarım kararlarını nasıl aldığınıza dair örnekler paylaşabilirsiniz.
- Teknik Derinleşme Stratejisi: Hangi alanlarda derinleşmem gerektiği ve bunu en etkili nasıl yapabileceğim konusunda (hangi kaynaklar, projeler vb.) yönlendirmenize ihtiyacım var. Özellikle performans optimizasyonu gibi konularda pratik ipuçları faydalı olur.
- Kariyer İlerlemesi ve Kıdemli Rol Beklentileri: Kıdemli mühendis rolünün tam olarak ne gerektirdiğini (beklentiler, sorumluluklar) daha iyi anlamak ve bu role hazırlanmak için neler yapmam gerektiği konusunda tavsiyelerinizi almak isterim.
- Etkili İletişim ve Fikir Sunumu: Teknik fikirlerimi daha net ve özgüvenli bir şekilde nasıl ifade edebileceğim konusunda geri bildirimlerinize ve önerilerinize açığım.
Tabii ki zamanla ihtiyaçlarım veya odaklanmak istediğim konular değişebilir, ancak şu an için bu alanlar benim için en öncelikli."
- (Neden ideal? - Yardım istediği konuları spesifik olarak (sistem tasarımı, teknik derinleşme, kariyer ilerlemesi, iletişim) listeliyor. Sadece konuyu söylemekle kalmıyor, o konuda neden yardıma ihtiyacı olduğunu veya nasıl bir yardım beklediğini de (birlikte düşünme, örnek paylaşma, tavsiye, geri bildirim) kısaca açıklıyor. Önceliklerini belirtiyor.)
78. Görüşmelerimizin sıklığı ve formatı senin için uygun mu? Değiştirmek istediğin bir şey var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, şu anki sıklık (örneğin iki haftada bir bir saat) benim için oldukça uygun görünüyor. Bu süre, hem üzerinde konuşacak konuların birikmesi için yeterli oluyor hem de düzenli bir temas sağlıyor. Format olarak da genellikle gündem belirleyip (bazen siz, bazen ben) o konular üzerinden ilerlememiz ve sonunda bir sonraki adımları netleştirmemiz benim için verimli oluyor.
- Şu an için değiştirmek istediğim bir şey yok gibi. Belki ileride, üzerinde çalıştığım spesifik bir teknik probleme daha derinlemesine dalmak istediğimizde veya bir kod/tasarım incelemesi yapmak istediğimizde, o görüşmeyi biraz daha teknik odaklı veya daha uzun yapmayı önerebilirim ama mevcut genel yapıdan memnunum. Sizin için de uygunsa bu şekilde devam edebiliriz."
- (Neden ideal? - Mevcut durumdan memnuniyetini belirtiyor. Neden uygun bulduğunu (yeterli süre, düzenli temas, verimli format) açıklıyor. Değişiklik ihtiyacı olmadığını söylerken, gelecekte potansiyel olarak formatın nasıl değişebileceğine dair bir fikir vererek esnek olduğunu gösteriyor. Mentorun da fikrini sorarak işbirlikçi bir tutum sergiliyor.)
79. Benden daha fazla ne tür destek veya geri bildirim istersin?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu ana kadar verdiğiniz geri bildirimler ve yönlendirmeler çok faydalı oldu. Belki ek olarak şunlar olabilir:
- Daha Direkt ve Somut Geri Bildirim: Bazen gelişim alanlarım hakkında daha direkt ve somut örnekler üzerinden geri bildirim almaktan çekinmem. "Daha iyi iletişim kurmalısın" yerine, "Geçen toplantıdaki şu sunumunda, teknik detayı açıklarken şu noktayı daha basit anlatabilirdin" gibi spesifik örnekler benim için daha yol gösterici olabilir.
- Gözlemleriniz: Eğer takım içinde veya projelerdeki çalışmalarımı gözlemleme fırsatınız olursa (örneğin bir kod incelemesinde, bir toplantıda), oradaki performansım veya yaklaşımım hakkında gözlemlerinizi paylaşmanız değerli olabilir.
- 'Zorlayıcı' Sorular: Bazen beni konfor alanımdan çıkaracak, varsayımlarımı sorgulamamı sağlayacak veya farklı düşünmeye itecek daha 'zorlayıcı' sorular sormanız da gelişimime katkı sağlayabilir.
- Kaynak Önerileri: İlgimi çeken veya geliştirmem gereken konularla ilgili okuduğunuz iyi bir makale, kitap veya izlediğiniz bir sunum olursa paylaşmanız harika olur.
Temelde, gelişimime yardımcı olacak her türlü dürüst ve yapıcı geri bildirime, öneriye ve kaynağa açığım."
- (Neden ideal? - Daha fazla ne istediğini spesifik olarak (daha direkt geri bildirim, gözlem paylaşımı, zorlayıcı sorular, kaynak önerileri) ifade ediyor. Geri bildirimin nasıl daha faydalı olabileceğine dair örnek veriyor (spesifik örnekler). Öğrenmeye ve gelişmeye ne kadar açık olduğunu vurguluyor.)
80. Geçen görüşmemizden bu yana üzerinde düşündüğün veya denediğin bir şey oldu mu?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, geçen görüşmemizde konuştuğumuz [Önceki görüşmede konuşulan spesifik konu, örn: 'unit testlerin kalitesini artırma'] konusu üzerine düşündüm ve bazı adımlar attım. Özellikle testlerde 'assertion'ları (doğrulamaları) daha anlamlı hale getirme ve sadece kod kapsamına değil, testin gerçekten neyi doğruladığına odaklanma konusundaki tavsiyeniz aklımda kaldı.
- Bunun üzerine, yeni yazdığım bir servis için unit testleri yazarken sadece 'null değil' gibi basit kontroller yerine, dönen verinin içeriğini ve beklenen değerleri daha detaylı assert etmeye çalıştım. Ayrıca mevcut bazı testleri refactor ederken, test isimlendirmelerini daha açıklayıcı hale getirmeye (Given_When_Then formatını denemeye) ve her testin tek bir şeyi test etmesine özen gösterdim. Henüz mükemmel değil ama testlere yaklaşımımı biraz daha bilinçli hale getirmeye başladığımı hissediyorum. Ayrıca önerdiğiniz [Önerilen kaynak, örn: 'xUnit Test Patterns' kitabına] göz atmaya başladım."
- (Eğer önceki görüşmede bir eylem maddesi belirlendiyse, onunla ilgili ilerleme durumu da belirtilebilir.)
- (Neden ideal? - Önceki görüşmeye net bir referans veriyor (konuşulan konu). O konuyla ilgili ne düşündüğünü ve hangi somut adımları attığını (daha detaylı assertion, isimlendirme, tek sorumluluk) açıklıyor. Mentorun tavsiyesini dikkate aldığını ve uyguladığını gösteriyor. İlgili kaynağa baktığını belirterek devamlılığı sağlıyor. Sadece 'evet düşündüm' demek yerine aksiyon aldığını gösteriyor.)
Kesinlikle, mentorluk ilişkisinin etkinliği ve mentinin kişisel farkındalığı üzerine odaklanan 81'den 85'e kadar olan soruların ideal menti cevapları:
81. Bu görüşmelerin kariyerine ve gelişimine nasıl katkı sağladığını düşünüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Bu görüşmelerin kariyerime ve gelişimime birkaç önemli yönden katkı sağladığını düşünüyorum:
- Farkındalık Artışı: Sorduğunuz sorular ve yaptığımız tartışmalar, kendi güçlü ve zayıf yönlerimi, kariyer hedeflerimi ve gelişim alanlarımı daha net bir şekilde görmemi sağlıyor. Kendi başıma belki de üzerinde yeterince düşünmeyeceğim konuları (örneğin ideal mühendislik kültürü veya teknik borç yönetimi gibi) düşünmeme vesile oluyor.
- Yönlendirme ve Odaklanma: Özellikle kariyer hedeflerim ve onlara ulaşmak için atmam gereken adımlar konusunda daha net bir yol haritası çizmemi sağlıyor. Gelişim alanlarımda nelere odaklanmam gerektiği konusunda daha bilinçli kararlar alabiliyorum.
- Motivasyon ve Cesaret: Hedeflerim hakkında konuşmak ve sizin gibi deneyimli birinden destek ve teşvik görmek motivasyonumu artırıyor. Bazen zorlayıcı bulduğum adımları atmak (örneğin yeni bir teknoloji öğrenmek veya bir sunum yapmak) için cesaret veriyor.
- Pratik Bilgi ve Deneyim Aktarımı: Paylaştığınız deneyimler, verdiğiniz örnekler ve önerdiğiniz kaynaklar, kitaplardan veya kurslardan öğrenemeyeceğim pratik bilgiler ve farklı bakış açıları sunuyor. Özellikle karşılaştığım teknik zorluklara yaklaşımınızdan çok şey öğreniyorum.
- Hesap Verebilirlik (Accountability): Bir sonraki görüşmeye kadar belirli bir konuda adım atacağımı konuşmak, kendime karşı bir sorumluluk hissi yaratıyor ve hedeflerime ulaşma konusunda beni daha disiplinli kılıyor.
Kısacası, bu görüşmeler sayesinde daha bilinçli, odaklı ve motive bir şekilde gelişimime devam edebildiğimi hissediyorum."
- (Neden ideal? - Katkıları spesifik alanlarda (farkındalık, yönlendirme, motivasyon, bilgi aktarımı, hesap verebilirlik) tanımlıyor. Her katkı için kısa bir açıklama yapıyor. Sadece teorik değil, pratik faydalarını da (cesaret, disiplin) vurguluyor. Mentorluğun değerini anladığını ve takdir ettiğini gösteriyor.)
82. Zorlandığın veya konuşmakta çekindiğin bir konu var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "(Dürüstlüğe bağlı olarak iki farklı cevap olabilir):
- Seçenek 1 (Açık): "Aslında evet, bazen 'imposter sendromu' ile ilgili hislerimi konuşmakta biraz çekiniyorum. Özellikle çok deneyimli mühendislerin yanında kendimi yetersiz hissettiğim anlar oluyor ve bunu dile getirmek biraz zor geliyor. Sanki bu hisleri yaşayan tek kişi benmişim gibi hissedebiliyorum. Bu konuda sizin deneyimlerinizi veya başkalarının bu durumla nasıl başa çıktığını duymak faydalı olabilir."
- Seçenek 2 (Genel ama Açık Kapı Bırakan): "Şu ana kadar aklımdaki çoğu konuyu rahatça konuşabildiğimi hissediyorum, çünkü güvenli bir ortam yarattınız. Belki ileride, özellikle kişisel performansımla ilgili bir endişem veya takım içinde yaşadığım hassas bir durum olursa, bunu dile getirmekte başlangıçta biraz zorlanabilirim. Ama genel olarak konuşmaktan çekindiğim spesifik bir konu şu an için aklıma gelmiyor. Eğer olursa bunu sizinle paylaşmaya çalışacağım."
- Seçenek 3 (Şu an yoksa): "Hayır, şu an için özellikle zorlandığım veya konuşmaktan çekindiğim bir konu aklıma gelmiyor. Genellikle aklımdakileri veya karşılaştığım zorlukları sizinle rahatça paylaşabildiğimi hissediyorum. Teşekkür ederim bu güvenli alanı sağladığınız için."
- (Neden ideal? - Cevap dürüst ve mentinin o anki durumuna göre değişebilir. Seçenek 1, belirli bir hassas konuyu (imposter sendromu) cesurca dile getirerek güveni gösterir. Seçenek 2, genel bir çekince potansiyelini kabul eder ama kapıyı açık bırakır. Seçenek 3, mevcut durumda bir çekince olmadığını netleştirir. Her durumda, mentorun yarattığı güvenli alana (dolaylı veya doğrudan) teşekkür etmek ilişkiyi güçlendirir.)
83. Benim mentorluk yaklaşımım hakkında geri bildirimin var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Mentorluk yaklaşımınızdan genel olarak çok memnunum. Özellikle takdir ettiğim birkaç nokta var:
- Soru Odaklı Olmanız: Bana doğrudan cevap vermek yerine, doğru soruları sorarak benim kendi cevaplarımı bulmama veya farklı açılardan düşünmeme yardımcı oluyorsunuz. Bu, öğrenme sürecimi daha kalıcı hale getiriyor.
- Deneyimlerinizi Paylaşmanız: Kendi kariyerinizden veya karşılaştığınız zorluklardan somut örnekler vermeniz, anlattıklarınızı daha ilişkilendirilebilir ve değerli kılıyor.
- Destekleyici ve Teşvik Edici Olmanız: Hedeflerime ulaşma konusunda beni teşvik etmeniz ve potansiyelime inandığınızı hissettirmeniz motivasyonumu artırıyor.
- Yapılandırılmış Görüşmeler: Görüşmelerimizin genellikle belirli bir odağı olması ve sonunda somut adımlarla bitmesi verimliliği artırıyor.
- Sabrınız: Bazen aynı konuyu tekrar sorsam veya anlamakta zorlansam bile sabırla yaklaşmanız kendimi rahat hissetmemi sağlıyor.
Belki çok küçük bir öneri olarak, bazen konuştuğumuz kaynakları veya kitap isimlerini görüşme sonrası kısa bir not olarak paylaşmanız benim için takip etmeyi kolaylaştırabilir, ama bu kesinlikle büyük bir sorun değil. Genel olarak yaklaşımınızın benim için çok faydalı olduğunu düşünüyorum."
- (Neden ideal? - Genel memnuniyeti belirtiyor. Beğendiği spesifik yönleri (soru odaklılık, deneyim paylaşımı, destekleyicilik, yapı, sabır) listeliyor. Bu yönlerin neden faydalı olduğunu kısaca açıklıyor. Çok küçük ve yapıcı bir öneri sunarak (kaynak paylaşımı) geri bildirimin sadece övgüden ibaret olmadığını, aynı zamanda iyileştirmeye açık olduğunu da gösteriyor. Saygılı ve dengeli bir geri bildirim sunuyor.)
84. Bir sonraki görüşmemize kadar odaklanmak istediğin belirli bir konu veya hedef var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, bir sonraki görüşmemize kadar özellikle [Spesifik konu, örn: 'Projemizdeki asenkron mesajlaşma yapısını (RabbitMQ) daha iyi anlamak'] konusuna odaklanmak istiyorum. Şu anda bu yapıyla ilgili bazı görevlerim var ve tam olarak nasıl çalıştığını, en iyi pratiklerin neler olduğunu daha iyi kavramak istiyorum. Bu konuda biraz araştırma yapacağım, belki basit bir örnek proje deneyeceğim. Bir sonraki görüşmemizde bu konudaki bulgularımı, anladıklarımı ve varsa sorularımı sizinle paylaşmak ve sizin deneyimlerinizi dinlemek isterim. Belki bu yapının tasarımındaki temel mantığı veya dikkat edilmesi gereken noktaları konuşabiliriz."
- (Alternatif olarak, üzerinde çalışacağı bir soft skill, okuyacağı bir kitap veya deneyeceği bir teknik de olabilir.)
- (Neden ideal? - Bir sonraki görüşme için net ve spesifik bir odak konusu/hedefi belirtiyor. Bu konuya neden odaklanmak istediğini (mevcut görevler, daha iyi anlama isteği) açıklıyor. Bir sonraki görüşmeye kadar ne yapmayı planladığını (araştırma, deneme) ve görüşmede ne beklediğini (bulguları paylaşma, soru sorma, deneyim dinleme) ifade ediyor. Proaktif ve hazırlıklı olduğunu gösteriyor.)
85. Sana daha iyi nasıl destek olabilirim?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu ana kadar verdiğiniz destek gerçekten çok değerli, teşekkür ederim. Belki ek olarak düşünebileceğim bir şey, eğer mümkünse ve zamanınız olursa, [Spesifik bir istek, örn: 'yazdığım küçük bir sistem tasarım dokümanını inceleyip geri bildirim vermeniz'] olabilir. Ya da [Başka bir istek, örn: 'network oluşturma konusunda daha somut adımlar atmama yardımcı olacak bir iki kişiyle tanıştırmanız'] mümkün olabilir mi? Bunlar sadece aklıma gelenler, tabii ki sizin için uygunluğuna bağlı. Genel olarak, şu anki destek seviyenizden çok memnunum ve ihtiyacım olduğunda size ulaşabileceğimi bilmek benim için yeterli. Sadece bu açık iletişim kanalını sürdürmemiz harika olur."
- (Neden ideal? - Önce mevcut destek için teşekkür ediyor. Varsa spesifik ve makul bir destek talebinde bulunuyor (tasarım incelemesi, tanıştırma gibi). Talebin mentorun uygunluğuna bağlı olduğunu belirterek saygılı davranıyor. Eğer spesifik bir talebi yoksa, mevcut durumdan memnuniyetini ve açık iletişimin devam etmesinin yeterli olacağını ifade ediyor. İşbirlikçi ve gerçekçi bir beklenti sergiliyor.)
Elbette, derinlemesine teknik konular ve kavramsal anlayış üzerine odaklanan 86'dan 90'a kadar olan sorular için ideal menti cevapları:
86. API tasarımı yaparken nelere dikkat edersin? (RESTful prensipler, GraphQL vb.)
- Örnek Menti Cevabı: "API tasarımı yaparken, API'nin hem kullanımı kolay, hem anlaşılır, hem de uzun vadede sürdürülebilir olmasına odaklanırım. Özellikle RESTful API tasarlarken dikkat ettiğim başlıca noktalar şunlar:
- Kaynak Odaklılık (Resource Orientation): API'yi, yönetilen kaynaklar (örneğin /users, /orders) etrafında tasarlarım. URL'lerin (endpoint'lerin) isimleri genellikle isim (noun) olur, fiil (verb) değil.
- HTTP Metotlarının Doğru Kullanımı: Her HTTP metodunu (GET, POST, PUT, DELETE, PATCH) amacına uygun kullanırım. GET ile veri alma, POST ile yeni kaynak oluşturma, PUT ile kaynağı tamamen güncelleme, PATCH ile kısmi güncelleme, DELETE ile kaynak silme gibi.
- Anlaşılır ve Tutarlı URL Yapısı: URL'lerin hiyerarşik ve tahmin edilebilir olmasına çalışırım (örn: /users/{userId}/orders). İsimlendirmelerde tutarlı bir stil (genellikle küçük harf ve tire - veya _) kullanırım.
- Uygun HTTP Durum Kodları (Status Codes): İsteğin sonucunu doğru bir şekilde yansıtan HTTP durum kodlarını (200 OK, 201 Created, 204 No Content, 400 Bad Request, 401 Unauthorized, 403 Forbidden, 404 Not Found, 500 Internal Server Error vb.) kullanırım.
- İstek ve Yanıt Formatları (JSON): Genellikle istek ve yanıt gövdeleri için standart olarak JSON formatını kullanırım. Alan isimlerinin tutarlı (camelCase veya snake_case) olmasına dikkat ederim.
- Hata Yönetimi: Hata durumlarında, sadece durum kodu değil, aynı zamanda hatanın nedenini açıklayan anlaşılır bir mesaj içeren bir yanıt gövdesi döndürmeye çalışırım.
- Versiyonlama: API'de gelecekte yapılacak değişikliklerin mevcut istemcileri bozmamasını sağlamak için bir versiyonlama stratejisi (URL içinde /v1/, header'da veya query parametresiyle) düşünürüm.
- Güvenlik: API endpoint'lerinin uygun kimlik doğrulama (authentication) ve yetkilendirme (authorization) mekanizmalarıyla korunduğundan emin olurum.
GraphQL ile henüz çok fazla tecrübem olmasa da, istemcinin tam olarak ihtiyaç duyduğu veriyi belirtebilmesi (over-fetching/under-fetching sorunlarını çözmesi) ve tek bir endpoint üzerinden birden fazla kaynağa erişim sağlayabilmesi gibi avantajlarını biliyorum. Karmaşık veri ilişkileri olan veya çok farklı istemci ihtiyaçları olan durumlarda güçlü bir alternatif olabileceğini düşünüyorum."
- (Neden ideal? - API tasarımının hedeflerini (kullanım kolaylığı, anlaşılırlık, sürdürülebilirlik) belirtiyor. RESTful prensiplerini spesifik maddelerle (kaynak odaklılık, HTTP metotları, URL yapısı, durum kodları, format, hata yönetimi, versiyonlama, güvenlik) açıklıyor. GraphQL hakkında temel bilgiye sahip olduğunu ve avantajlarını bildiğini gösteriyor. Hem mevcut bilgiyi hem de potansiyel alternatifleri kapsıyor.)
87. Asenkron programlama ne zaman ve neden kullanılır? Tecrüben var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Asenkron programlama, bir işlemin tamamlanmasını beklemeden diğer işlemlere devam edebilme yeteneğidir. Genellikle şu durumlarda kullanılır ve önemlidir:
- G/Ç (I/O) Yoğun Operasyonlar: Ağ istekleri (başka bir servise API çağrısı yapmak), veritabanı sorguları, dosya okuma/yazma gibi işlemler genellikle zaman alıcıdır ve işlemcinin boşta beklemesine neden olur. Asenkron programlama, bu bekleme sürelerinde işlemcinin başka işler yapmasına olanak tanıyarak sistem kaynaklarının (özellikle thread'lerin) daha verimli kullanılmasını sağlar. Bu da uygulamanın genel yanıt verme yeteneğini (responsiveness) ve iş çıkarma kapasitesini (throughput) artırır.
- Paralel İşlemler: Birbirinden bağımsız birden fazla görevin aynı anda yürütülmesi gerektiğinde (örneğin, birden fazla dış servisten veri çekip birleştirmek) asenkron programlama kullanılabilir.
- Kullanıcı Arayüzü (UI) Uygulamaları: Kullanıcı arayüzünün donmasını (freeze) engellemek için uzun süren işlemler (örneğin büyük bir dosya indirme) arka planda asenkron olarak çalıştırılır.
Tecrübem: Projemizde, özellikle başka servislere yapılan API çağrılarında veya uzun süren bazı veritabanı işlemlerinde Java'nın CompletableFuture'ını kullandığımız yerler var. Bu sayede bir isteği işleyen thread'in, dış servisten yanıt gelene kadar bloke olmasını engelliyoruz. Henüz çok karmaşık senaryolarda kullanmasam da, temel mantığını ve thenApply, thenCompose, allOf gibi metotlarını anlıyorum. Reaktif programlama (Spring WebFlux gibi) konusunda ise teorik bilgim var ama henüz pratik tecrübem yok; bu, geliştirmek istediğim alanlardan biri."
- (Neden ideal? - Asenkron programlamayı doğru bir şekilde (beklemeden devam etme) tanımlıyor. Ne zaman ve neden kullanıldığını spesifik senaryolarla (I/O yoğun, paralel işlemler, UI donması) ve faydalarıyla (kaynak verimliliği, responsiveness, throughput) açıklıyor. Kendi tecrübesini dürüstçe belirtiyor (CompletableFuture kullanımı) ve hangi araçları kullandığını söylüyor. Gelişim alanını (Reaktif programlama) tekrar vurguluyor.)
88. Veritabanı tasarımı yaparken normalizasyon ve denormalizasyon arasındaki dengeyi nasıl kurarsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Veritabanı tasarımında normalizasyon ve denormalizasyon arasında doğru dengeyi kurmak önemlidir ve genellikle uygulamanın ihtiyaçlarına bağlıdır.
- Normalizasyon: Amacı veri tekrarını (redundancy) en aza indirmek ve veri bütünlüğünü (integrity) sağlamaktır. Veriyi mantıksal olarak ilişkili tablolara ayırır (1NF, 2NF, 3NF vb. kurallarına göre). Bu, veri güncellemelerini kolaylaştırır (bir veri sadece tek bir yerde güncellenir) ve veri anormalliklerini (insertion, update, deletion anomalies) önler. Genellikle OLTP (Online Transaction Processing) sistemleri için, yani sık sık veri yazma ve güncelleme işlemi yapılan sistemler için tercih edilir.
- Denormalizasyon: Amacı sorgu performansını artırmaktır. Normalizasyonun tersine, bazı verileri bilinçli olarak birden fazla tabloda tekrarlayarak veya ilişkili tabloları birleştirerek sorgularda gereken JOIN işlemlerinin sayısını azaltır. Bu, özellikle okuma (read) yoğun sistemler veya raporlama, veri ambarı (OLAP - Online Analytical Processing) gibi analiz amaçlı sistemler için faydalı olabilir. Ancak veri tekrarına ve potansiyel veri tutarsızlığı riskine yol açar, güncelleme işlemlerini karmaşıklaştırabilir.
Dengeyi Kurarken:
- Uygulamanın Önceliği: Tasarım yaparken önceliğin ne olduğunu düşünürüm. Yazma performansı ve veri bütünlüğü mü daha kritik, yoksa okuma performansı mı?
- Normalizasyonla Başlamak: Genellikle tasarıma normalizasyon prensiplerine (en azından 3NF'ye kadar) uyarak başlarım. Bu, temiz ve tutarlı bir başlangıç noktası sağlar.
- Performans Sorunlarını Tespit Etmek: Uygulama geliştikçe veya gerçek yük altında test edildiğinde, performans darboğazlarının nerede olduğunu (genellikle sık çalıştırılan ve yavaş olan sorgular) tespit ederim.
- Gerekliyse Denormalize Etmek: Eğer belirli sorguların performansı normalizasyon nedeniyle kabul edilemez derecede yavaşsa ve indeksleme gibi diğer optimizasyonlar yeterli olmuyorsa, o zaman sadece o kısımlarda ve bilinçli olarak denormalizasyon yapmayı düşünürüm. Hangi veriyi nerede tekrarlayacağımı ve bunun getireceği tutarlılık sorunlarını nasıl yöneteceğimi (örneğin trigger'lar veya uygulama katmanı mantığı ile) dikkatlice planlarım.
Yani, varsayılanım normalizasyon yönündedir, ancak performans kritik olduğunda ve başka çözüm kalmadığında pragmatik olarak denormalizasyona başvururum."
- (Neden ideal? - İki kavramı da amaçları (normalizasyon: tekrarı azaltma/bütünlük, denormalizasyon: okuma performansı) ve sonuçları (güncelleme kolaylığı/zorluğu, JOIN azaltma) ile doğru bir şekilde tanımlıyor. Hangi sistem türleri için genellikle uygun olduklarını (OLTP, OLAP) belirtiyor. Dengeyi nasıl kurduğunu adım adım (öncelik belirleme, normalizasyonla başlama, performans tespiti, gerekliyse denormalize) açıklıyor. Denormalizasyonun bilinçli ve hedefe yönelik yapılması gerektiğini vurguluyor.)
89. Farklı veri yapılarını (list, hash map, tree vb.) ne zaman tercih edersin? Avantajları/dezavantajları neler?
- Örnek Menti Cevabı: "Doğru veri yapısını seçmek, algoritmanın performansı ve kodun verimliliği açısından çok önemlidir. Seçimi yaparken genellikle veriye nasıl erişileceği, verinin nasıl ekleneceği/çıkarılacağı ve bellek kullanımı gibi faktörleri düşünürüm. Başlıcaları:
- Array / List (ArrayList):
- Ne zaman: Sıralı bir eleman koleksiyonuna ihtiyaç duyulduğunda ve elemanlara indeksiyle hızlıca (O(1)) erişmek gerektiğinde. Elemanların sırası önemliyse.
- Avantajları: İndeksle hızlı erişim. Bellekte genellikle bitişik (contiguous) yer kapladığı için cache dostu olabilir.
- Dezavantajları: Ortaya veya başa eleman ekleme/çıkarma yavaştır (O(n)), çünkü diğer elemanların kaydırılması gerekir. Boyutu genellikle dinamik olsa da, arka planda yeniden boyutlandırma maliyetli olabilir.
- Linked List:
- Ne zaman: Sık sık listenin başına veya ortasına eleman ekleme/çıkarma gerektiğinde. Elemanların sırası önemliyse ama indeksle hızlı erişim kritik değilse.
- Avantajları: Başa/ortaya eleman ekleme/çıkarma hızlıdır (O(1) - eğer düğüm biliniyorsa). Dinamik olarak kolayca büyüyüp küçülebilir.
- Dezavantajları: Belirli bir indeksteki elemana erişim yavaştır (O(n)), çünkü listenin başından itibaren gezinmek gerekir. Her düğüm için ekstra pointer alanı gerektiğinden bellek kullanımı array'e göre biraz daha fazla olabilir. Cache performansı genellikle daha kötüdür.
- Hash Map / Hash Table (HashMap):
- Ne zaman: Anahtar (key) ile değere (value) çok hızlı bir şekilde (ortalama O(1)) erişmek, eklemek veya silmek gerektiğinde. Elemanların sırası önemli değilse.
- Avantajları: Ortalama durumda çok hızlı ekleme, silme ve arama işlemleri.
- Dezavantajları: En kötü durumda (hash çakışmaları çok fazla olursa) performans O(n)'e düşebilir. Elemanların sırası garanti edilmez (LinkedHashMap gibi istisnalar hariç). Anahtarların hash kodlarının iyi dağılım göstermesi önemlidir.
- Tree (Örn: Binary Search Tree, TreeMap):
- Ne zaman: Elemanların sıralı tutulması gerektiğinde ve aynı zamanda makul hızda (genellikle O(log n)) ekleme, silme, arama işlemleri gerektiğinde. Belirli bir aralıktaki elemanları bulmak gibi işlemler gerektiğinde.
- Avantajları: Elemanları her zaman sıralı tutar. Ekleme, silme, arama işlemleri logaritmik zamanda yapılabilir (dengeli ağaçlarda).
- Dezavantajları: Dengeli tutulmazsa (örneğin elemanlar sıralı eklenirse) performans O(n)'e düşebilir (bu yüzden genellikle kendini dengeleyen ağaçlar - AVL, Red-Black - kullanılır). Hash Map'e göre genellikle biraz daha yavaştır. Implementasyonu daha karmaşıktır.
Seçimim, o anki spesifik problemin gerektirdiği operasyonların (erişim, ekleme, silme, sıralama ihtiyacı) hangilerinin daha sık yapılacağı ve performans beklentilerine göre değişir."
- (Neden ideal? - Doğru veri yapısı seçiminin önemini belirtiyor. Yaygın veri yapılarını (Array/List, LinkedList, HashMap, Tree) listeliyor. Her biri için 'ne zaman kullanılır' sorusunu cevaplıyor ve temel avantaj/dezavantajlarını Big O notasyonu ile birlikte açıklıyor. Seçimin probleme ve operasyonel ihtiyaçlara bağlı olduğunu vurguluyor.)
90. Önbellekleme (caching) stratejileri hakkında bilgin var mı? Ne zaman kullanılır?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, önbellekleme (caching), sık erişilen veya hesaplanması/getirilmesi maliyetli olan verilerin daha hızlı erişilebilen bir yerde (bellek, ayrı bir cache sunucusu vb.) geçici olarak saklanması tekniğidir. Temel amacı performansı artırmak ve arka plandaki sistemlerin (veritabanı, dış servisler) yükünü azaltmaktır.
- Ne Zaman Kullanılır?
- Sık Okunan, Az Değişen Veriler: Kullanıcı profilleri, ürün katalog bilgileri, konfigürasyon ayarları gibi sık sık okunan ama nadiren güncellenen veriler önbellekleme için ideal adaylardır.
- Hesaplanması Maliyetli Sonuçlar: Karmaşık hesaplamaların veya pahalı veritabanı sorgularının sonuçları önbelleğe alınabilir.
- Dış Servis Çağrılarının Sonuçları: Yavaş yanıt veren veya istek limiti olan dış API'lerden alınan yanıtlar önbelleğe alınarak tekrar tekrar aynı çağrıyı yapmaktan kaçınılabilir.
- Statik İçerik: Web sayfalarındaki resimler, CSS, JavaScript dosyaları gibi statik içerikler tarayıcı veya CDN (Content Delivery Network) tarafından önbelleğe alınır.
Stratejiler Hakkında Bilgim:
- Cache Eviction (Önbellekten Çıkarma) Politikaları: Önbellek dolduğunda hangi verinin çıkarılacağını belirleyen politikalardır. En yaygınları:
- LRU (Least Recently Used): En uzun süredir kullanılmayan veri çıkarılır.
- LFU (Least Frequently Used): En az sıklıkta kullanılan veri çıkarılır.
- FIFO (First-In, First-Out): İlk giren veri ilk çıkar.
- TTL (Time To Live): Her veriye bir yaşam süresi verilir, süre dolunca çıkarılır.
- Cache Invalidation (Önbelleği Geçersiz Kılma): Arka plandaki veri değiştiğinde önbellekteki kopyanın nasıl geçersiz kılınacağı veya güncelleneceği kritiktir. Bu, önbelleklemenin en zorlu kısmıdır. Stratejiler şunları içerebilir:
- Write-Through: Veri hem önbelleğe hem de ana depoya aynı anda yazılır. Tutarlılığı artırır ama yazma işlemini yavaşlatabilir.
- Write-Back (Write-Behind): Veri önce sadece önbelleğe yazılır, daha sonra belirli aralıklarla veya belirli koşullarda ana depoya yazılır. Yazma performansını artırır ama veri kaybı riski taşır.
- Cache-Aside (Lazy Loading): Uygulama önce önbelleğe bakar. Veri yoksa ana depodan alır, önbelleğe yazar ve sonra kullanıcıya döndürür. En yaygın kullanılanlardan biridir. Veri değiştiğinde önbellekteki verinin manuel olarak silinmesi gerekir.
- Dağıtık Önbellekleme (Distributed Caching): Birden fazla sunucunun olduğu ortamlarda, önbelleğin tüm sunucular tarafından paylaşıldığı sistemler (Redis, Memcached gibi) kullanılır.
Önbellekleme performansı ciddi şekilde artırabilse de, önbellek tutarlılığını yönetmenin getirdiği ek karmaşıklığı da göz önünde bulundurmak gerekir."
- (Neden ideal? - Önbelleklemeyi doğru bir şekilde (maliyetli veriyi hızlı yerde saklama) ve amacını (performans artırma, yük azaltma) tanımlıyor. Ne zaman kullanılacağına dair net senaryolar (sık okunan/az değişen veri, maliyetli hesaplama, dış servis, statik içerik) sunuyor. Önemli stratejileri (eviction politikaları - LRU, LFU, FIFO, TTL; invalidation stratejileri - Write-Through, Write-Back, Cache-Aside) ve kavramları (dağıtık önbellekleme) biliyor. Önbelleklemenin hem faydalarını hem de zorluklarını (tutarlılık yönetimi) anladığını gösteriyor.)
Kesinlikle, CI/CD, konteynerler, bulut bilişim, mimari desenler ve test edilebilirlik gibi modern yazılım geliştirme pratikleri ve konseptleri üzerine odaklanan 91'den 95'e kadar olan soruların ideal menti cevapları:
91. CI/CD (Sürekli Entegrasyon/Sürekli Dağıtım) süreçleri hakkında ne biliyorsun? Projelerinde kullanıyor musun?
- Örnek Menti Cevabı: "CI/CD, yazılım geliştirme süreçlerini otomatize ederek daha hızlı, daha sık ve daha güvenilir bir şekilde yazılım teslim etmeyi amaçlayan bir dizi pratiktir.
- CI (Continuous Integration - Sürekli Entegrasyon): Geliştiricilerin yazdıkları kodu sık sık (genellikle günde birkaç kez) merkezi bir kod deposuna (örn: Git) entegre etmelerini ifade eder. Her entegrasyonda otomatik olarak derleme (build) ve test (unit, integration) süreçleri çalıştırılır. Amacı, entegrasyon sorunlarını erken tespit etmek ve kod kalitesini sürekli kontrol altında tutmaktır.
- CD (Continuous Delivery - Sürekli Teslimat): CI aşamasından başarıyla geçen kodun, otomatik olarak bir test veya hazırlık (staging) ortamına deploy edilmeye hazır hale getirilmesidir. Burada amaç, yazılımın her zaman canlıya çıkmaya hazır (releasable) durumda olmasını sağlamaktır. Canlıya çıkış genellikle manuel bir onay adımı gerektirir.
- CD (Continuous Deployment - Sürekli Dağıtım): Continuous Delivery'nin bir adım ötesidir. CI ve test aşamalarından başarıyla geçen her kod değişikliği, manuel bir müdahale olmadan otomatik olarak canlı (production) ortama deploy edilir. Bu, çok daha hızlı geri bildirim döngüsü sağlar ama güçlü bir otomasyon ve test altyapısı gerektirir.
Projelerimizdeki Kullanım: Evet, projemizde CI/CD süreçlerini kullanıyoruz. Jenkins'i CI/CD sunucusu olarak kullanıyoruz. Geliştiriciler kodu GitLab'a push ettiğinde, Jenkins otomatik olarak tetikleniyor:
- Kodu çekiyor (checkout).
- Projeyi derliyor (build - Maven kullanıyoruz).
- Unit ve integration testlerini çalıştırıyor.
- Başarılı olursa, bir Docker imajı oluşturuyor.
- Bu imajı artifact repository'mize (örn: Nexus, Artifactory) yüklüyor.
Şu anda Continuous Delivery aşamasındayız. Test ortamına deploy işlemleri genellikle otomatik veya yarı otomatik yapılıyor, ancak canlı ortama deploy işlemleri planlı ve manuel onaylarla gerçekleştiriliyor. CI/CD sayesinde hataları daha erken yakalıyoruz, manuel deploy süreçlerinin riskini azaltıyoruz ve daha tutarlı build'ler elde ediyoruz."
- (Neden ideal? - CI, Continuous Delivery ve Continuous Deployment kavramlarını doğru bir şekilde tanımlıyor ve aralarındaki farkı açıklıyor. Amaçlarını (erken hata tespiti, kalite, releasable kod, hızlı geri bildirim) belirtiyor. Kendi projelerindeki kullanımı spesifik araçlarla (Jenkins, GitLab, Maven, Docker) ve sürecin adımlarıyla (checkout, build, test, image build, artifact upload) somutlaştırıyor. Hangi CD seviyesinde olduklarını (Delivery) belirtiyor. CI/CD'nin faydalarını (erken hata, risk azaltma, tutarlılık) vurguluyor.)
92. Konteyner teknolojileri (Docker, Kubernetes) ile ilgili tecrüben var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Docker ile temel düzeyde tecrübem var. Projemizdeki uygulamaları çalıştırmak ve deploy etmek için Docker kullanıyoruz.
- Dockerfile Yazma: Uygulamalarımız için basit Dockerfile'lar yazabiliyorum (base image seçme, bağımlılıkları kurma, kodu kopyalama, çalıştırma komutunu belirtme).
- İmaj Oluşturma ve Çalıştırma: docker build ile imaj oluşturup, docker run ile konteynerleri lokalimde çalıştırabiliyorum. Port yönlendirme, volume mount etme gibi temel komutları biliyorum.
- Docker Compose: Lokal geliştirme ortamında birden fazla servisi (uygulama, veritabanı, mesaj kuyruğu vb.) birlikte ayağa kaldırmak için Docker Compose kullanıyoruz ve temel docker-compose.yml dosyalarını anlayıp düzenleyebiliyorum.
Kubernetes (K8s) konusunda ise daha çok teorik bilgim ve gözlemim var. Uygulamalarımızın canlı ve test ortamlarında Kubernetes üzerinde çalıştığını biliyorum. Temel kavramlarını (Pod, Service, Deployment, Ingress, Namespace) okudum ve ne işe yaradıklarını genel olarak anlıyorum. Ancak henüz kendim bir Kubernetes cluster'ı yönetmedim, manifest dosyalarını (YAML) sıfırdan yazmadım veya kubectl komutlarını çok aktif kullanmadım. Bu, 17. soruda da belirttiğim gibi, kendimi geliştirmek istediğim önemli alanlardan biri. Konteyner orkestrasyonunun modern altyapılar için ne kadar kritik olduğunu anlıyorum."
- (Neden ideal? - Docker ve Kubernetes'i ayrı ayrı ele alıyor. Docker konusundaki tecrübesini somut yeteneklerle (Dockerfile yazma, build/run, Compose) açıklıyor. Kubernetes konusundaki mevcut durumunu dürüstçe (teorik bilgi, gözlem, temel kavramlar ama pratik eksikliği) ifade ediyor. Kubernetes'in önemini anladığını ve bu konudaki gelişim isteğini tekrar vurguluyor.)
93. Bulut bilişim platformları (AWS, Azure, GCP) hakkında bilgin/tecrüben nedir?
- Örnek Menti Cevabı: "Şirketimiz ağırlıklı olarak AWS (Amazon Web Services) kullandığı için en çok aşina olduğum platform bu. Doğrudan altyapı yönetimi yapmasam da, geliştirici olarak sıkça etkileşimde bulunduğum bazı AWS servisleri hakkında bilgim ve temel kullanım tecrübem var:
- EC2 (Elastic Compute Cloud): Uygulamalarımızın sanal sunucular üzerinde çalıştığını biliyorum. Zaman zaman loglara bakmak veya basit kontroller için SSH ile EC2 instance'larına bağlandığım oluyor.
- S3 (Simple Storage Service): Dosya depolama için S3'ü kullandığımızı biliyorum. Örneğin, kullanıcıların yüklediği dosyalar veya log arşivleri S3 bucket'larında saklanıyor. Uygulama kodundan S3'e dosya yükleme/indirme işlemleri yapan kısımlarla karşılaştım.
- RDS (Relational Database Service): PostgreSQL veritabanımızın AWS RDS üzerinde yönetildiğini biliyorum. Bağlantı ayarları ve temel izleme (monitoring) metrikleri hakkında fikrim var.
- IAM (Identity and Access Management): Servislerin veya kullanıcıların AWS kaynaklarına erişim yetkilerini yönetmek için IAM rollerinin ve policy'lerinin kullanıldığını biliyorum. Kendi kullanıcıma atanmış yetkiler çerçevesinde hareket ediyorum.
- (Diğerleri - Opsiyonel): Projemizin kullandığı diğer servisler (örn: SQS/SNS - mesajlaşma, ElastiCache - önbellekleme, CloudWatch - loglama/izleme) hakkında da temel düzeyde bilgim var.
Azure veya GCP (Google Cloud Platform) hakkında ise daha çok genel kültür seviyesinde bilgim var; temel servislerini (sanal makine, depolama, veritabanı) ve AWS'teki karşılıklarını biliyorum ama aktif olarak kullanma tecrübem olmadı. AWS konusunda bilgimi derinleştirmek ve belki temel bir sertifika (Cloud Practitioner veya Developer Associate) almak hedeflerim arasında."
- (Neden ideal? - Hangi bulut platformuyla (AWS) daha çok ilgili olduğunu belirtiyor. Tecrübesini spesifik servislerle (EC2, S3, RDS, IAM) ve bu servislerle olan etkileşim düzeyiyle (sunucuda çalışma, log bakma, S3'e erişim, DB bağlantısı) somutlaştırıyor. Diğer platformlar hakkındaki bilgi seviyesini (genel kültür) dürüstçe ifade ediyor. AWS konusundaki gelişim hedefini (derinleşme, sertifika) belirtiyor.)
94. Yazılım mimarisi desenleri (Microservices, Monolith, Event-Driven vb.) hakkında ne düşünüyorsun?
- Örnek Menti Cevabı: "Yazılım mimarisi desenlerinin, bir sistemin nasıl yapılandırılacağına dair kanıtlanmış yaklaşımlar sunduğunu ve her birinin kendi avantajları, dezavantajları ve uygun kullanım alanları olduğunu düşünüyorum.
- Monolith (Monolitik Mimari): Tüm işlevselliğin tek bir dağıtım birimi (deployment unit) içinde olduğu geleneksel bir yaklaşım. Başlangıçta geliştirmesi ve deploy etmesi daha basit olabilir. Küçük veya orta ölçekli uygulamalar için hala geçerli bir seçenek olabilir. Ancak büyüdükçe kod tabanını yönetmek, farklı teknolojiler kullanmak, bağımsız ölçeklendirme yapmak ve sık deploy etmek zorlaşabilir. Tek bir hata tüm sistemi etkileyebilir.
- Microservices (Mikroservis Mimarisi): Uygulamanın, her biri belirli bir iş yeteneğinden sorumlu, bağımsız olarak deploy edilebilen, küçük ve odaklanmış servislere ayrıldığı bir yaklaşım. Teknolojik çeşitliliğe olanak tanır, bağımsız ölçeklendirme ve deploy imkanı sunar, takım özerkliğini artırabilir. Ancak dağıtık sistemlerin getirdiği karmaşıklık (ağ iletişimi, veri tutarlılığı, izleme, dağıtık transaction yönetimi) artar. Operasyonel yükü daha fazladır.
- Event-Driven Architecture (EDA - Olay Güdümlü Mimari): Sistem bileşenlerinin olaylar (events - örneğin 'Sipariş Oluşturuldu', 'Ödeme Başarılı') üreterek ve bu olayları dinleyerek birbirleriyle gevşek bağlı (loosely coupled) bir şekilde iletişim kurduğu bir yaklaşım. Bileşenler arasında doğrudan bağımlılıkları azaltır, ölçeklenebilirliği ve esnekliği artırabilir. Asenkron iletişime dayanır. Ancak olay akışını takip etmek ve hata ayıklamak daha zor olabilir. Veri tutarlılığını sağlamak için farklı mekanizmalar (eventual consistency) gerekebilir.
Bence 'en iyi' mimari deseni diye bir şey yok. Seçim, projenin özel ihtiyaçlarına, takımın büyüklüğüne ve yetkinliğine, beklenen ölçeklenebilirlik ve esneklik seviyesine, zaman kısıtlarına ve diğer birçok faktöre bağlıdır. Genellikle monolitikle başlayıp, ihtiyaç duyuldukça daha dağıtık mimarilere (örneğin mikroservislere veya olay güdümlü yaklaşımlara) doğru evrilmek yaygın bir strateji olabiliyor."
- (Neden ideal? - Yaygın mimari desenlerini (Monolith, Microservices, EDA) biliyor. Her birinin temel mantığını, avantajlarını ve dezavantajlarını dengeli bir şekilde açıklıyor. 'En iyi' desenin olmadığını, seçimin bağlama göre değiştiğini vurguluyor. Başlangıç noktası ve evrimleşme stratejisine (monolith first) değiniyor. Konuya kavramsal olarak hakim olduğunu gösteriyor.)
95. Bir kod parçasının test edilebilirliğini nasıl artırırsın?
- Örnek Menti Cevabı: "Bir kod parçasının test edilebilirliğini artırmak, hem unit test yazmayı kolaylaştırır hem de kodun genel kalitesini ve sürdürülebilirliğini iyileştirir. Bunun için uyguladığım temel prensipler şunlar:
- Bağımlılıkları Dışarıdan Enjekte Etme (Dependency Injection - DI): Sınıfın ihtiyaç duyduğu diğer nesneleri (bağımlılıkları) kendi içinde yaratması yerine, dışarıdan (constructor, setter metodu veya framework aracılığıyla) almasını sağlamak. Bu, test sırasında bu bağımlılıkları sahte (mock) nesnelerle değiştirmemizi sağlar, böylece test ettiğimiz birimi diğerlerinden izole edebiliriz. Spring gibi framework'ler DI'ı kolaylaştırır.
- Arayüzlere (Interfaces) Bağımlı Olma: Somut sınıflar yerine arayüzlere bağımlı olmak (Programming to Interfaces). Bu da DI ile birlikte çalışarak, testte arayüzün sahte bir implementasyonunu kullanmamıza olanak tanır ve kodu daha esnek hale getirir.
- Tek Sorumluluk Prensibi (Single Responsibility Principle - SRP): Sınıfların ve metotların tek bir sorumluluğu olması. Bir metot çok fazla iş yapıyorsa, onu daha küçük, odaklanmış metotlara bölmek test yazmayı kolaylaştırır, çünkü her bir küçük parçayı ayrı ayrı test edebiliriz.
- Yan Etkilerden (Side Effects) Kaçınma veya İzolasyon: Mümkün olduğunca saf fonksiyonlar (pure functions - aynı girdi için her zaman aynı çıktıyı üreten ve yan etkisi olmayan) yazmaya çalışmak. Eğer yan etkiler (dosyaya yazma, veritabanını güncelleme, dış servisi çağırma) kaçınılmazsa, bu yan etkileri yaratan kodları, iş mantığını içeren koddan ayırmak. Yan etkili kısımlar mock'lanabilir veya integration testleriyle test edilebilir.
- Global Durumdan (Global State) Kaçınma: Global değişkenlere veya singleton'lara aşırı bağımlılıktan kaçınmak. Bunlar testler arasında beklenmedik etkileşimlere yol açabilir ve testlerin izolasyonunu zorlaştırabilir.
- Karmaşıklığı Azaltma: İç içe geçmiş koşul blokları (if/else), derin döngüler gibi karmaşık yapıları basitleştirmek veya refactor etmek, test edilmesi gereken senaryo sayısını azaltır.
- Konfigürasyonları Dışarı Taşıma: Sabit değerleri veya konfigürasyonları kodun içine gömmek yerine dışarıdan (konfigürasyon dosyası, environment variable) alınabilir hale getirmek, test sırasında farklı konfigürasyonlarla deneme yapmayı kolaylaştırır.
Kısacası, test edilebilir kod genellikle daha modüler, daha az bağımlı ve daha anlaşılır koddur."
- (Neden ideal? - Test edilebilirliğin önemini (test kolaylığı, kalite, sürdürülebilirlik) belirtiyor. Artırmak için kullanılan temel prensipleri ve teknikleri (DI, arayüzler, SRP, yan etki izolasyonu, global durumdan kaçınma, karmaşıklığı azaltma, konfigürasyon) listeliyor. Her tekniğin neden test edilebilirliği artırdığını (izolasyon, mocklama kolaylığı, daha az senaryo) açıklıyor. Test edilebilir kodun genel olarak iyi tasarlanmış kod olduğunu vurguluyor.)
Harika, kapanış ve sonraki adımlar üzerine odaklanan son grup (96-100) sorular için ideal menti cevapları:
96. Bugünkü görüşmemizden en önemli çıkarımınız ne oldu?
- Örnek Menti Cevabı: "Bugünkü görüşmemizden benim için en önemli çıkarım, [Görüşmede öne çıkan spesifik konu, örn: 'Kıdemli Mühendis rolüne hazırlanırken sadece teknik derinliğin değil, sistem tasarımı ve etkili iletişim becerilerinin de ne kadar kritik olduğu'] oldu. Özellikle [Spesifik bir nokta, örn: 'sistem tasarımı konusunda sadece okumak yerine küçük yan projelerle pratik yapma öneriniz'] benim için yeni bir bakış açısı sundu ve bu konuda daha somut adımlar atmam gerektiğini fark ettim. Ayrıca [Başka bir önemli nokta, örn: 'teknik borcu yönetirken proaktif olmanın ve bunu görünür kılmanın önemi'] konusundaki vurgunuz da aklımda kalacak."
- (Cevap, görüşmenin içeriğine göre tamamen değişir. Önemli olan, mentinin görüşmeden somut bir veya birkaç anahtar mesajla ayrıldığını göstermesidir.)
- (Neden ideal? - Sadece genel bir teşekkür yerine, görüşmeden aldığı spesifik ve en önemli mesajı belirtiyor. Bu mesajın kendisi için neden önemli olduğunu veya neyi fark ettirdiğini kısaca açıklıyor. Mentorun katkısını (öneri, vurgu) takdir ediyor. Görüşmenin etkili olduğunu ve mentinin aktif olarak dinleyip düşündüğünü gösteriyor.)
97. Şu anki duygu durumunuz nedir? Enerji seviyeniz nasıl?
- Örnek Menti Cevabı: "Şu anda kendimi oldukça motive ve netleşmiş hissediyorum. Özellikle kariyer hedeflerim ve onlara ulaşmak için atabileceğim adımlar konusunda konuştuktan sonra daha bir heyecan duydum. Aynı zamanda [Önceki sorudaki konu, örn: 'sistem tasarımı'] gibi geliştirmem gereken alanlar olduğunu bilmek biraz göz korkutucu olsa da, bunun üzerine nasıl çalışabileceğimize dair fikirler üretmemiz umut vericiydi. Enerji seviyem iyi, konuşmamız bana yeni bir enerji verdi diyebilirim. Yapacak çok iş var ama nereden başlayacağım konusunda daha iyi bir fikrim var."
- (Neden ideal? - Duygu durumunu spesifik kelimelerle (motive, netleşmiş, heyecanlı, umutlu) ifade ediyor. Bu duyguların neden kaynaklandığını (hedefler, adımlar, fikirler) görüşmeyle ilişkilendiriyor. Varsa çelişkili duyguları (heyecan vs göz korkması) da dürüstçe belirtebilir. Enerji seviyesini de değerlendiriyor. Samimi ve reflektif bir cevap.)
98. Bir sonraki adıma geçmek için neye ihtiyacınız var?
- Örnek Menti Cevabı: "Bir sonraki adıma geçmek için, sanırım en çok zaman ayırmaya ve odaklanmaya ihtiyacım var. Özellikle [Bir önceki görüşmede belirlenen odak konusu, örn: 'asenkron mesajlaşma yapısını araştırmak'] için belirlediğim adımları (araştırma, örnek proje deneme) hayata geçirmek için bilinçli olarak zaman yaratmam gerekiyor. Ayrıca, [Başka bir ihtiyaç, örn: 'sistem tasarımı konusunda önerdiğiniz kitabı'] temin edip okumaya başlamam lazım. Belki biraz da cesarete ihtiyacım olabilir, özellikle [Zorlayıcı bir adım, örn: 'takım içinde küçük bir sunum yapma'] konusunda ilk adımı atmak için. Ama temel olarak planı uygulamak için kendimi organize etmem gerekiyor."
- (Neden ideal? - İhtiyaçlarını somut olarak (zaman, odaklanma, cesaret, organizasyon) belirtiyor. Bu ihtiyaçları, atması gereken adımlarla (araştırma, kitap okuma, sunum yapma) ilişkilendiriyor. Sadece dışsal değil, içsel ihtiyaçları (cesaret) da ifade edebiliyor. Harekete geçme sorumluluğunun kendisinde olduğunu gösteriyor.)
99. Bu hafta/ay denemek veya araştırmak istediğiniz bir şey var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Evet, bu hafta özellikle iki şey yapmak istiyorum:
- [Kısa vadeli somut bir hedef, örn: 'Geçen hafta kod incelemesinde zorlandığım o reaktif programlama konseptiyle ilgili (Project Reactor) en azından temel bir tutorial'ı tamamlamak ve basit bir örnek çalıştırmak.']
- [Başka bir kısa vadeli somut hedef, örn: 'Takımımızın kullandığı CI/CD pipeline'ındaki (Jenkinsfile) build aşamasının adımlarını detaylı olarak incelemek ve anlamak.']
Bu ay içinde ise, [Biraz daha uzun vadeli bir hedef, örn: 'önerdiğiniz sistem tasarımı kitabının ilk birkaç bölümünü okumayı'] hedefliyorum. Bunlar, hem mevcut işlerime katkı sağlayacak hem de uzun vadeli hedeflerime yönelik küçük adımlar olacak."
- (Neden ideal? - Kısa vadeli (hafta) ve biraz daha uzun vadeli (ay) hedefler belirliyor. Hedefler spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve zaman sınırlı (SMART'a yakın) görünüyor. Bu hedeflerin hem mevcut işe hem de uzun vadeli gelişime nasıl katkı sağlayacağını belirtiyor. Proaktif ve planlı olduğunu gösteriyor.)
100. Bir sonraki görüşmemiz için hazırlamamı istediğiniz özel bir konu veya kaynak var mı?
- Örnek Menti Cevabı: "Bugünkü konuşmamız çok verimliydi, teşekkür ederim. Bir sonraki görüşmemiz için, eğer sizin için de uygunsa, [Bir önceki soruda belirtilen odak konusu, örn: 'asenkron mesajlaşma ve RabbitMQ'] konusundaki temel sorularımı ve bulgularımı tartışmaya hazırlıklı olacağım. Belki sizin bu konudaki tecrübelerinizden veya projelerde karşılaştığınız yaygın 'gotcha'lardan (tuzaklardan) bahsedebiliriz. Özel olarak bir kaynak hazırlamanıza gerek yok, sadece bu konuya biraz odaklanabilirsek harika olur. Eğer sizin aklınızda özellikle konuşmak istediğiniz başka bir konu varsa, ona da açığım tabii ki."
- (Neden ideal? - Bir sonraki görüşmenin odağını teyit ediyor. Mentordan ne beklediğini (deneyimler, tuzaklar) nazikçe ifade ediyor. Mentora ekstra iş yükü çıkarmamaya özen gösteriyor ("özel kaynak hazırlamanıza gerek yok"). Aynı zamanda mentorun gündemine de açık olduğunu belirterek esneklik gösteriyor. İşbirlikçi ve saygılı bir kapanış yapıyor.)
Harika bir fikir! İşte bir yazılım mühendisi mentiye verilebilecek ilk 5 öğüt:
- Merakını Asla Kaybetme, Sürekli "Neden?" Diye Sor: Teknolojilerin, kararların veya kod parçalarının arkasındaki mantığı anlamaya çalış. Sadece nasıl çalıştığını değil, neden o şekilde tasarlandığını veya seçildiğini sorgula (tabii ki saygılı bir şekilde). En hızlı öğrenme yolu budur.
- Gelişiminin Sahibi Sensin, Direksiyona Geç: Mentorun bir rehberdir, ancak senin kariyerin ve öğrenme yolculuğun tamamen senin sorumluluğunda. Aktif olarak öğrenme fırsatları ara, geri bildirim iste, hedefler belirle ve bu hedefleri takip et. Bir sonraki adımı sana birinin söylemesini bekleme.
- Temelleri Sağlamlaştır, Modayı Sonra Düşün: Popüler framework'ler veya araçlar gelip geçicidir. Ancak veri yapıları, algoritmalar, tasarım desenleri, programlama dilinin temel prensipleri ve test etme gibi konuları sağlam bir şekilde anlamak, kariyerin boyunca sana hizmet edecektir. Önce temelleri oturt.
- Yazdığından Çok Kod Oku: Özellikle kariyerinin başlarında, projenizdeki deneyimli mühendislerin yazdığı iyi (ve bazen kötü) kodları okumak, kalıpları, deyimleri ve kaçınılması gereken hataları (anti-patterns) öğrenmenin en hızlı yollarından biridir. Açık kaynaklı projeleri incelemek de çok faydalıdır.
- "Aptalca" Soru Sormaktan Asla Çekinme: Öğrenirken gerçekten aptalca bir soru yoktur. Anlamadığın bir şeyi varsaymak veya basit bir konuda saatlerce takılıp kalmak yerine, sormak ve netleştirmek çok daha iyidir. İyi bir mentor, öğrenme isteğini ve soru sorma cesaretini takdir edecektir.
Harika bir fikir! İşte bir mentiye verilebilecek, mentorluk ilişkisinden en iyi şekilde faydalanmasına ve kişisel/profesyonel gelişimini hızlandırmasına yardımcı olacak 100 öğüt:
Mentorluk İlişkisine Yaklaşım:
- Hazırlıklı Olun: Her görüşmeye belirli sorular, tartışma konuları veya güncellemek istediğiniz konularla gelin.
- Proaktif Olun: Süreci yönlendiren siz olun. Mentorunuzun aklını okumasını beklemeyin.
- Saygılı Olun: Mentorunuzun zamanına ve deneyimine saygı gösterin. Toplantılara zamanında katılın.
- Dürüst Olun: Zorluklarınızı, başarısızlıklarınızı ve belirsizliklerinizi açıkça paylaşmaktan çekinmeyin. Güven bunun üzerine kurulur.
- Açık Fikirli Olun: Farklı bakış açılarına ve alışık olmadığınız önerilere açık olun.
- Minnettar Olun: Mentorunuzun zamanı ve çabası için teşekkür etmeyi unutmayın.
- Beklentilerinizi Yönetin: Mentorunuzun tüm cevaplara sahip olmadığını veya sizin için her şeyi yapamayacağını anlayın. O bir rehberdir.
- Gizliliğe Önem Verin: Konuşmalarınızın gizli kalacağına güvenin ve siz de mentorunuzun paylaştıklarına aynı hassasiyeti gösterin.
- Profesyonel Olun: Bu bir arkadaşlık ilişkisine dönüşse bile, profesyonel sınırları koruyun.
- İlişkiyi Besleyin: Sadece ihtiyaç duyduğunuzda değil, düzenli iletişimle ilişkiyi canlı tutun.
Öğrenme ve Gelişim:
- Meraklı Olun: Sürekli "Neden?" ve "Nasıl?" diye sorun. Anlamaya odaklanın.
- Not Alın: Görüşmeler sırasında önemli noktaları, tavsiyeleri ve eylem adımlarını not alın.
- Dinlemeyi Öğrenin: Sadece cevap vermek için değil, anlamak için dinleyin. Aktif dinleme pratiği yapın.
- Geri Bildirime Açık Olun: Yapıcı eleştiriyi bir hediye olarak görün. Savunmaya geçmeyin, anlamaya çalışın.
- Spesifik Geri Bildirim İsteyin: "Nasıl gidiyorum?" yerine, "Şu konuda daha iyi olmak için ne yapabilirim?" gibi spesifik sorular sorun.
- Hatalardan Ders Çıkarın: Hataları öğrenme fırsatı olarak görün ve bunları mentorunuzla tartışmaktan çekinmeyin.
- Konfor Alanınızın Dışına Çıkın: Mentorunuz sizi zorladığında veya yeni şeyler denemeye teşvik ettiğinde bunu kucaklayın.
- Öğrendiklerinizi Uygulayın: Sadece bilgi toplamakla kalmayın, öğrendiklerinizi gerçek hayatta uygulamaya çalışın.
- Farklı Kaynaklardan Beslenin: Sadece mentorunuza bağımlı kalmayın; kitaplar, makaleler, kurslar ve diğer insanlardan da öğrenin.
- Kendi Kendinize Düşünün (Self-Reflection): Görüşmelerden sonra veya düzenli aralıklarla öğrendiklerinizi, gelişiminizi ve hedeflerinizi düşünün.
Hedef Belirleme ve Kariyer:
- Hedeflerinizi Netleştirin: Mentorluktan ne beklediğinizi ve kariyerinizde nereye gitmek istediğinizi bilin.
- Kısa ve Uzun Vadeli Hedefler Belirleyin: Hem hemen ulaşabileceğiniz hem de gelecekte varmak istediğiniz noktaları tanımlayın.
- Hedeflerinizi Paylaşın: Mentorunuzun size doğru rehberlik edebilmesi için hedeflerinizi onunla açıkça paylaşın.
- Gelişim Alanlarınızı Bilin: Hangi konularda daha iyi olmanız gerektiğini dürüstçe değerlendirin ve bunları mentorunuzla konuşun.
- Güçlü Yönlerinizi Fark Edin: Nelerde iyi olduğunuzu bilin ve bu yönlerinizi nasıl daha etkin kullanabileceğinizi tartışın.
- Kendi Başarı Tanımınızı Yapın: Başarının sizin için ne anlama geldiğini belirleyin.
- Sektörünüzü Anlayın: Çalıştığınız alanın dinamiklerini, trendlerini ve geleceğini anlamaya çalışın.
- Farklı Kariyer Yollarını Araştırın: Sadece mevcut yolunuza odaklanmayın, alternatifleri de öğrenin.
- Kişisel Markanızı İnşa Edin: Sizi diğerlerinden ayıran özelliklerinizi ve değerlerinizi bilinçli olarak geliştirin.
- Fırsatları Kollayın: Gelişiminize katkı sağlayacak projeleri, sorumlulukları veya eğitimleri araştırın.
İletişim ve Ağ Oluşturma:
- Açık İletişim Kurun: Düşüncelerinizi, endişelerinizi ve sorularınızı net bir şekilde ifade edin.
- Doğru Soruları Sorun: Cevabı evet/hayır olmayan, düşünmeye ve tartışmaya teşvik eden sorular sorun.
- Özetleyin ve Onaylayın: Anladığınızdan emin olmak için mentorunuzun söylediklerini kendi cümlelerinizle özetleyin.
- Takip Edin: Görüşmelerden sonra alınan kararları veya belirlenen eylem adımlarını takip edin ve mentorunuzu bilgilendirin.
- Zamanında Bilgi Verin: Gündeminiz değişirse veya bir toplantıyı ertelemeniz/iptal etmeniz gerekirse mentorunuza önceden haber verin.
- Mentorunuzun Ağından Yararlanın (İzinle): Mentorunuz uygun görürse, sizi sektördeki diğer kişilerle tanıştırmasını isteyin.
- Kendi Ağınızı Kurun: Sadece mentorunuza değil, sektördeki diğer profesyonellerle, meslektaşlarınızla da bağlantı kurun.
- Yardım İstemekten Çekinmeyin: Takıldığınızda veya desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bunu dile getirin.
- Sadece İstemeyin, Siz de Katkı Sağlayın: Mentorunuzun ilgisini çekebilecek bir makale veya bilgiye rastlarsanız paylaşın (ilişkinin doğasına göre).
- İletişim Tarzınızı Geliştirin: Hem yazılı hem de sözlü iletişim becerilerinizi geliştirmeye çalışın.
Sorumluluk ve Eylem:
- Sorumluluk Alın: Kendi gelişiminizin sorumluluğu tamamen sizdedir. Mentorunuz sadece bir destekçidir.
- Eyleme Geçin: Sadece konuşmakla kalmayın, planladığınız adımları atın.
- Küçük Adımlarla Başlayın: Büyük hedefler gözünüzü korkutuyorsa, onları küçük, yönetilebilir adımlara bölün.
- Tutarlı Olun: Gelişim bir gecede olmaz. Belirlediğiniz adımları tutarlı bir şekilde uygulamaya devam edin.
- Sonuçları İzleyin: Attığınız adımların sonuçlarını gözlemleyin ve gerekirse yaklaşımınızı değiştirin.
- Engelleri Önceden Düşünün: Hedeflerinize giden yolda karşılaşabileceğiniz olası engelleri ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğinizi düşünün.
- Yardımcı Kaynakları Kullanın: Belirlenen hedeflere ulaşmak için mentorunuzun önerdiği veya sizin bulduğunuz kaynakları (kitap, kurs vb.) kullanın.
- "Yapılacaklar" Listesi Oluşturun: Görüşmelerden çıkan eylem maddelerini net bir şekilde listeleyin ve takip edin.
- Kendinize Karşı Hesap Verebilir Olun: Belirlediğiniz hedeflere ulaşma konusunda kendinizi sorumlu tutun.
- İnisiyatif Kullanın: Sadece size söyleneni yapmakla kalmayın, kendi kendinize iyileştirme veya öğrenme fırsatları yaratın.
Zihniyet ve Tutum:
- Pozitif Olun: Zorluklar karşısında bile pozitif bir bakış açısı sürdürmeye çalışın.
- Sabırlı Olun: Gelişim zaman alır. Sonuçları hemen göremeseniz bile sabırlı olun.
- Azimli Olun: Pes etmeyin. Engellerle karşılaştığınızda farklı yollar deneyin.
- Alçakgönüllü Olun: Ne kadar öğrenirseniz öğrenin, her zaman öğrenecek daha çok şey olduğunu bilin.
- Öğrenmeye Açık Olun ("Coachable"): Geri bildirimi kabul etmeye ve değişime istekli olun.
- Kendinize Şefkat Gösterin: Hata yaptığınızda veya zorlandığınızda kendinize karşı anlayışlı olun.
- Değişimi Kucaklayın: Kariyer ve teknoloji sürekli değişir, bu değişime adapte olmaya istekli olun.
- Kıyaslamaktan Kaçının: Kendi yolculuğunuza odaklanın, başkalarıyla kendinizi sürekli kıyaslamak yerine kendi gelişiminizi ölçün.
- Başarıları Kutlayın: Sadece büyük hedeflere ulaştığınızda değil, küçük adımları ve başarıları da fark edip kutlayın.
- Enerjinizi Yönetin: Tükenmişliği önlemek için iş-yaşam dengesine dikkat edin ve kendinize zaman ayırın.
Pratik İpuçları:
- Gündem Önerin: Her toplantıdan önce konuşmak istediğiniz konuları içeren bir gündem taslağı hazırlayıp mentorunuza gönderebilirsiniz.
- Zamanı Verimli Kullanın: Toplantı süresini en iyi şekilde değerlendirmek için konuya odaklanın.
- Soru Listeniz Olsun: Aklınıza geldikçe sorularınızı bir yere not alın ki toplantıda unutmayın.
- Teknolojiyi Kullanın: Ortak dokümanlar, görev takip araçları gibi teknolojilerden faydalanın (eğer uygunsa).
- Örnekler İsteyin: Soyut kavramları anlamak için mentorunuzdan somut örnekler vermesini isteyin.
- Rol Yapma (Role Playing) Deneyin: Zor bir konuşma veya mülakat gibi durumlar için mentorunuzla rol yapma pratiği yapmayı teklif edebilirsiniz.
- Farklı İletişim Kanallarını Kullanın: Sadece toplantılar değil, gerektiğinde kısa e-postalar veya mesajlar da kullanın (mentorunuzun tercihine göre).
- Görüşme Sonrası Özet Gönderin: Konuşulan ana noktaları ve eylem adımlarını içeren kısa bir özet e-postası göndermek faydalı olabilir.
- "Nedenini" Anlayın: Bir tavsiye aldığınızda, sadece ne yapmanız gerektiğini değil, neden yapmanız gerektiğini de anlamaya çalışın.
- Geri Bildirimi Sindirin: Aldığınız geri bildirim üzerine hemen tepki vermek yerine, biraz zaman tanıyıp üzerinde düşünün.
İleri Seviye İpuçları:
- Mentorunuzu da Tanıyın: Onun kariyer yolculuğunu, karşılaştığı zorlukları ve başarılarını öğrenmeye çalışın.
- Beklentileri Periyodik Olarak Gözden Geçirin: İlişki ilerledikçe, beklentilerinizin hala geçerli olup olmadığını veya değişip değişmediğini konuşun.
- Sadece Teknik Değil, Sosyal Becerilere de Odaklanın: İletişim, liderlik, takım çalışması gibi konuları da gündeme getirin.
- Etik İkilemleri Tartışın: Karşılaştığınız veya aklınıza takılan etik konuları mentorunuzla konuşabilirsiniz.
- Başarısızlık Hikayelerini Sorun: Başarılar kadar başarısızlıklardan da çok şey öğrenilebilir. Mentorunuzun deneyimlerini sorun.
- Stratejik Düşünmeyi Öğrenin: Sadece mevcut görevlerinize değil, daha büyük resme, uzun vadeli stratejilere odaklanmaya çalışın.
- Mentorunuza Nasıl Yardımcı Olabileceğinizi Düşünün: İlişki tek yönlü olmak zorunda değil (uygunsa).
- "Bilmiyorum" Demekten Korkmayın: Bilmediğiniz bir şeyi kabul etmek, öğrenmenin ilk adımıdır.
- Varsayımlarınızı Sorgulayın: Mentorunuzun yardımıyla kendi düşünce kalıplarınızı ve varsayımlarınızı sorgulayın.
- Farklı Mentorluk Tiplerini Deneyin: Belki farklı konularda farklı mentorlara veya kısa süreli danışmanlıklara da açık olun.
Süreci Sahiplenme:
- Kendi Gelişim Planınızı Oluşturun: Mentorunuzla konuştuklarınızdan yola çıkarak kişisel bir gelişim planı hazırlayın.
- İlerlemenizi Takip Edin: Belirlediğiniz hedeflere ne kadar yaklaştığınızı düzenli olarak değerlendirin.
- Mentorluk İlişkisinin Değerini Periyodik Olarak Değerlendirin: İlişki hala size değer katıyor mu? Neler daha iyi olabilir?
- Zor Konuşmaları Yapmaktan Kaçınmayın: İlişkide bir sorun varsa veya beklentiler karşılanmıyorsa bunu konuşun.
- Kendi Çözümlerinizi Üretmeye Çalışın: Bir sorunla karşılaştığınızda hemen mentorunuza koşmak yerine önce kendi çözüm önerilerinizi geliştirin.
- Bağımsızlığınızı Geliştirin: Mentorluk, sizi daha bağımsız ve yetkin hale getirmelidir, daha bağımlı değil.
- Öğrendiklerinizi Başkalarıyla Paylaşın: Öğrendiklerinizi pekiştirmenin iyi bir yolu, başkalarına öğretmektir (peer mentoring).
- Sınırlarınızı Bilin: Hem kendi sınırlarınızı hem de mentorunuzun sınırlarını bilin ve saygı gösterin.
- Esnek Olun: Planlar değişebilir, hedefler güncellenebilir. Bu esnekliğe sahip olun.
- Sürecin Keyfini Çıkarın: Öğrenmek ve gelişmek keyifli bir yolculuktur. Bu sürecin tadını çıkarın!
Kapanış ve Gelecek:
- İlişkinin Sonunu Planlayın: Mentorluk ilişkileri sonsuza dek sürmeyebilir. İlişkinin ne zaman ve nasıl sonlanabileceğini düşünün.
- Kazanımları Değerlendirin: İlişki sona erdiğinde veya belirli bir dönüm noktasında, neler öğrendiğinizi ve ne kazandığınızı değerlendirin.
- Bağlantıda Kalın: Mentorluk resmi olarak bitse bile, mentorunuzla (uygunsa) bağlantıda kalmaya çalışın.
- Gelecekte Siz de Mentor Olun: Edindiğiniz deneyimi ileride siz de başka birine aktarmayı düşünün.
- Geri Bildirim Verin: İlişkinin sonunda mentorunuza genel bir geri bildirim vermek, onun da gelişimine katkı sağlar.
- Kendi Kendine Yeterliliği Hedefleyin: Nihai amaç, mentor olmadan da kendi gelişiminizi sürdürebilecek yetkinliğe ulaşmaktır.
- Öğrenmenin Sürekli Olduğunu Unutmayın: Mentorluk bitse bile öğrenme yolculuğunuz devam etmelidir.
- Ağınızı Kullanmaya Devam Edin: Mentorluk sırasında kurduğunuz veya genişlettiğiniz ağı kullanmaya devam edin.
- Kendinize Yatırım Yapmaya Devam Edin: Eğitimlere, kitaplara, kişisel gelişime yatırım yapmayı sürdürün.
- Teşekkür Edin! Mentorunuza bir kez daha zamanı, bilgeliği ve rehberliği için içtenlikle teşekkür edin.
Bu öğütler, bir mentinin mentorluk sürecini en verimli şekilde geçirmesine yardımcı olabilir. Her ilişki farklıdır, bu nedenle mentinin kendi bağlamına en uygun olanları seçmesi ve uygulaması önemlidir.
Deneyimli bir yazılım mühendisinin, yolun başındaki veya kariyerinde ilerleyen bir meslektaşına verebileceği 50 değerli bilgi ve tavsiye:
Teknik Beceriler ve Kodlama Pratikleri:
- Temelleri Sağlam Atın: Kullandığınız dilin, veri yapılarının ve algoritmaların temellerini çok iyi anlayın. Bunlar her zaman geçerli olacaktır.
- Temiz Kod Yazın (Clean Code): Kodunuz sadece çalışmamalı, aynı zamanda okunabilir, anlaşılır ve sürdürülebilir olmalı. Başkalarının (ve gelecekteki sizin) anlayacağı kod yazın.
- Test Yazmayı Öğrenin ve Uygulayın: Unit testler, entegrasyon testleri... Testler kodunuzun sigortasıdır, hataları erken yakalamanızı sağlar ve refactoring yaparken güvende hissettirir.
- Versiyon Kontrolünü (Git) Ustaca Kullanın: Sadece add, commit, push değil; branch, merge, rebase, cherry-pick gibi komutları ve arkasındaki mantığı anlayın. Anlamlı commit mesajları yazın.
- Debugging Sanatını Geliştirin: Hata ayıklama sadece breakpoint koymak değildir. Logları okumayı, araçları etkin kullanmayı ve problemi sistematik olarak izole etmeyi öğrenin.
- Basit Başlayın (KISS - Keep It Simple, Stupid): Gereksiz karmaşıklıktan kaçının. En basit çözüm genellikle en iyisidir, ta ki daha karmaşığına gerçekten ihtiyaç duyulana kadar.
- Tekrardan Kaçının (DRY - Don't Repeat Yourself): Kodu kopyalayıp yapıştırmak yerine, yeniden kullanılabilir fonksiyonlar, sınıflar veya modüller oluşturun.
- SOLID Prensiplerini Anlayın ve Uygulayın: Özellikle Tek Sorumluluk (SRP) ve Açık/Kapalı (OCP) prensipleri, daha esnek ve sürdürülebilir kod yazmanıza yardımcı olur.
- Tasarım Desenlerini (Design Patterns) Öğrenin: Bunlar, sık karşılaşılan problemlere kanıtlanmış çözümler sunar. Ancak körü körüne uygulamayın, ne zaman ve neden kullanacağınızı bilin.
- Kod İncelemelerini (Code Reviews) Ciddiye Alın: Hem kendi kodunuzun incelenmesinden öğrenin hem de başkalarının kodlarını dikkatle inceleyerek katkıda bulunun. Bu, öğrenmenin ve kaliteyi artırmanın harika bir yoludur.
- Performansı Göz Ardı Etmeyin (Ama Erken Optimize Etmeyin): Kodun performansını aklınızda bulundurun, özellikle döngüler ve veritabanı sorguları gibi kritik yerlerde. Ancak "erken optimizasyon kötüdür" ilkesini unutmayın; önce doğru çalışmasını sağlayın, sonra gerekirse optimize edin.
- Güvenliği Başından İtibaren Düşünün: Girdi doğrulaması (input validation), yetkilendirme, hassas veri yönetimi gibi konuları kod yazarken aklınızda bulundurun.
- Loglamayı Doğru Yapın: Ne zaman, neyi ve hangi seviyede loglayacağınızı öğrenin. Loglar, sorunları teşhis etmede hayati öneme sahiptir.
- Hata Yönetimini İyi Yapın: Hataları sadece yakalamakla kalmayın, onları anlamlı bir şekilde yönetin ve kullanıcıya veya sisteme doğru bilgiyi verin.
- Kullandığınız Araçları (IDE, Build Tools vb.) Etkin Kullanın: Araçlarınızın yeteneklerini öğrenmek size zaman kazandırır ve verimliliğinizi artırır.
Öğrenme ve Gelişim:
- Asla Öğrenmeyi Bırakmayın: Teknoloji sürekli değişiyor. Merakınızı canlı tutun, yeni şeyler öğrenmeye açık olun.
- Bol Bol Kod Okuyun: Sadece kendi kodunuzu değil, tecrübeli mühendislerin yazdığı kodları (açık kaynak projeler, takım arkadaşlarınızın kodları) okuyun. Çok şey öğreneceksiniz.
- Yan Projeler Yapın: Öğrendiklerinizi pekiştirmenin ve yeni teknolojileri denemenin en iyi yollarından biri kişisel projeler yapmaktır.
- Mentor Bulun (veya Olun): Deneyimli birinden rehberlik almak gelişimizi hızlandırır. İleride siz de başkalarına mentorluk yapın.
- Geri Bildirime Açık Olun (ve İsteyin): Geri bildirim bir hediyedir. Savunmaya geçmeden dinleyin ve gelişmek için kullanın. Düzenli olarak geri bildirim isteyin.
- Hata Yapmaktan Korkmayın (Ama Aynı Hatayı Tekrarlamayın): Hatalar öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Önemli olan onlardan ders çıkarmaktır.
- "Bilmiyorum" Demekten Çekinmeyin: Bilmediğiniz bir şeyi kabul etmek, öğrenmenin başlangıcıdır.
- Konfor Alanınızın Dışına Çıkın: Sizi zorlayan görevler veya teknolojilerle uğraşmaktan kaçınmayın. Gelişim genellikle burada gerçekleşir.
- Okuyun: Teknik kitaplar, blog yazıları, makaleler okuyun. Sadece nasıl yapılacağını değil, nedenini de anlamaya çalışın.
- Topluluklara Katılın: Meetup'lara, konferanslara (online/offline), forumlara katılın. Başkalarından öğrenin ve network oluşturun.
İletişim ve Takım Çalışması:
- Açık ve Net İletişim Kurun: Hem yazılı hem de sözlü iletişimde düşüncelerinizi anlaşılır bir şekilde ifade edin. Jargondan kaçının (özellikle teknik olmayan kişilerle konuşurken).
- Soru Sormaktan Çekinmeyin: Anlamadığınız bir şey olduğunda veya takıldığınızda soru sorun. Aptalca soru yoktur. Ancak sormadan önce biraz araştırma yapın.
- İyi Bir Dinleyici Olun: Başkalarının fikirlerini ve endişelerini anlamak için dikkatle dinleyin.
- Takım Arkadaşlarınıza Yardım Edin: Bilginizi paylaşın, takılanlara destek olun. Takım başarısı bireysel başarıdan önemlidir.
- Yapıcı Geri Bildirim Verin: Geri bildirim verirken spesifik, nazik ve çözüm odaklı olun. Kişiyi değil, davranışı veya kodu hedef alın.
- Empati Kurun: Takım arkadaşlarınızın, kullanıcıların ve diğer paydaşların bakış açılarını anlamaya çalışın.
- Dokümantasyon Yazın (ve Okuyun): Yaptığınız işi, aldığınız kararları belgeleyin. Bu, hem başkalarına hem de gelecekteki size yardımcı olur. Mevcut dokümantasyonu okumayı alışkanlık haline getirin.
- Toplantıları Verimli Kullanın: Toplantılara hazırlıklı gelin, konuya odaklanın ve katkıda bulunun.
- Anlaşmazlıkları Yapıcı Yönetin: Fikir ayrılıklarında saygılı olun, verilerle konuşun ve ortak bir çözüm bulmaya odaklanın.
- Sorumluluk Alın: Hatalarınızın sorumluluğunu üstlenin. Görevlerinizi sahiplenin.
Kariyer ve Zihniyet:
- Sabırlı Olun: Ustalık zaman alır. Kendinize karşı sabırlı olun ve sürekli gelişim yolculuğunun tadını çıkarın.
- Pragmatik Olun: "Doğru" olan tek bir yol yoktur. Duruma, bağlama ve kısıtlamalara göre en uygun çözümü seçmeye çalışın. Teknolojilere veya metodolojilere körü körüne bağlanmayın.
- Büyük Resmi Görün: Sadece yazdığınız kod parçasına değil, projenin geneline, iş hedeflerine ve kullanıcı ihtiyaçlarına nasıl hizmet ettiğine odaklanın.
- Teknik Borcu Anlayın ve Yönetin: Hızlı çözümlerin uzun vadeli maliyetlerini bilin. Teknik borcu bilinçli alın ve düzenli olarak ödemek için plan yapın.
- Değişime Adapte Olun: Teknoloji ve iş gereksinimleri değişecektir. Esnek olun ve yeni durumlara uyum sağlamayı öğrenin.
- İş-Yaşam Dengesi Kurun: Tükenmişlik (burnout) gerçektir. Kendinize zaman ayırın, dinlenin ve hobilerinize vakit ayırın. Sağlığınız önemlidir.
- Alçakgönüllü Olun: Her zaman öğrenecek yeni bir şeyler vardır. Başarılarınızla gurur duyun ama kibirden kaçının.
- Odaklanmayı Öğrenin: Dikkat dağıtıcı unsurları yönetin ve derinlemesine çalışabilme (deep work) yeteneğinizi geliştirin.
- Etki Yaratmaya Odaklanın: Sadece meşgul olmak yerine, yaptığınız işin yarattığı değere ve etkiye odaklanın.
- Network Önemlidir: Sektördeki insanlarla tanışın, ilişkiler kurun. Bu ilişkiler size yeni fırsatlar ve bilgiler sunabilir.
- Kariyer Hedefleriniz Olsun: Nereye gitmek istediğinizi bilin, bu size yön verir ve motivasyon sağlar.
- Kendinize Yatırım Yapın: Eğitimlere katılın, kitaplar alın, zamanınızı öğrenmeye ayırın. En iyi yatırım kendinize yaptığınızdır.
- İnisiyatif Alın: Sadece size verilen görevleri yapmakla kalmayın, iyileştirme alanları belirleyin ve çözüm önerileri sunun.
- "Hayır" Demeyi Öğrenin: Kapasitenizi bilin ve gerektiğinde yeni isteklere nazikçe "hayır" veya "şimdi olmaz" demeyi öğrenin.
- Yolculuğun Keyfini Çıkarın! Yazılım mühendisliği zorlu ama aynı zamanda son derece ödüllendirici bir meslektir. Öğrenmenin ve yaratmanın tadını çıkarın!