Java platformunun dezavantajları nelerdir?






Java platformunun bazı dezavantajları aşağıda sıralanmıştır. Ancak bu dezavantajların çoğu bağlama özgüdür ve her uygulama veya durum için geçerli olmayabilir:


Performans: Yüksek seviyeli bir dil olan Java, doğal olarak C veya C++ gibi düşük seviyeli dillere göre genellikle daha yavaştır. Ancak Just-In-Time (JIT) derleyicileri sayesinde bu fark önemli ölçüde azaltılmıştır.


Java, platformdan bağımsız olacak şekilde tasarlanmış bir yüksek seviyeli programlama dilidir. Bu, Java'nın aynı bytecode'unu (derlenmiş Java kodu) birçok farklı platformda çalıştırabileceği anlamına gelir. Ancak bu taşınabilirlik, doğal olarak performansı etkileyebilir, çünkü bytecode doğrudan makine koduna çevrilmez, bu yüzden genel olarak C veya C++ gibi derlenen dillere göre daha yavaştır.


Ancak Java'nın bu potansiyel performans eksikliğini ele almak için kullandığı bir mekanizma vardır: Just-In-Time (JIT) derleyici. JIT, Java'nın performansını nasıl artırdığı konusunda kritik bir role sahiptir.


JIT derleyicisi nasıl çalışır?


Bytecode Yorumlama: JVM (Java Virtual Machine) başlangıçta Java bytecode'unu yorumlar. Yani, bytecode'u doğrudan makine koduna dönüştürmeden çalıştırır. Bu süreç genellikle yavaştır.


Hotspot Tespiti: JVM, uygulamanın çalışma zamanı boyunca hangi bölümlerin sık sık çalıştırıldığını (yani "sıcak nokta" veya "hotspot" olarak adlandırılan bölümleri) izler.


JIT Derlemesi: Bu sık çalıştırılan bölümleri tespit ettikten sonra, JIT derleyicisi bu bölümleri doğrudan makine koduna derler. Bu, bu kod bölümlerinin çok daha hızlı çalıştırılmasını sağlar.


Optimizasyon: JIT ayrıca dinamik olarak (çalışma zamanında) bazı optimizasyonlar da gerçekleştirir. Örneğin, metod çağrıları sırasında bazı şeylerin "inline" edilmesi, döngülerin optimize edilmesi gibi.


Bu şekilde, JIT derleyici Java'nın performansını önemli ölçüde artırır ve Java'nın C veya C++ gibi dillere kıyasla yavaşlığının birçok etkisini hafifletir. Ancak unutulmamalıdır ki, Java'nın doğası gereği, düşük seviyeli optimizasyonlara veya doğrudan donanım erişimine olan ihtiyacın çok olduğu bazı senaryolarda, C veya C++ gibi dillere göre daha yavaş kalabilir.

Bellek Tüketimi: Java'nın Garbage Collector'ü (Çöp Toplayıcı) var olmasına rağmen, Java uygulamaları genellikle daha çok bellek tüketir.

Java'nın bellek tüketimini etkileyen birkaç faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin bazıları doğrudan Java'nın tasarımıyla ilgiliyken, bazıları ise yüksek seviyeli dillerin genel özelliklerinden kaynaklanmaktadır.


JVM Overhead: Java'da yazılan kod, doğrudan donanım üzerinde çalışmak yerine, Java Virtual Machine (JVM) adı verilen sanal bir makine üzerinde çalışır. JVM'nin kendisi, Java uygulamalarını çalıştırmak için gerekli olan sınıf yükleyicileri, Just-In-Time (JIT) derleyiciyi, Garbage Collector'ü ve diğer birçok bileşeni barındırır. Bu bileşenlerin hepsi bellek tüketir.


Garbage Collector (Çöp Toplayıcı): Java'nın otomatik hafıza yönetimi sistemine sahip olması, programcının manuel olarak belleği yönetme zahmetinden kurtulmasını sağlar. Ancak, bu otomatik yönetim sistemi de kendi bellek maliyetiyle gelir. Garbage Collector, çalışma zamanı sırasında çalıştığı için ekstra bellek kullanımına neden olabilir. Ayrıca, GC'nin izlediği nesneler ve bu nesnelere dair meta bilgiler de ek bellek tüketir.


Nesne Başlık Bilgisi: Java'da her nesne, tip bilgisi, kilitleme bilgisi vb. gibi ek meta bilgilere sahiptir. Bu, her nesnenin ekstra bir bellek maliyeti olması anlamına gelir.


Bellek Yönetimi Stratejisi: Java, heap hafıza alanını (nesnelerin saklandığı bölge) genellikle genç ve yaşlı (veya eski) nesneler olmak üzere iki bölgeye ayırır. Nesneler önce genç bölgeye yerleştirilir ve zamanla yaşlanarak eski nesne bölgesine taşınır. Bu sürecin karmaşıklığı, hafıza kullanımını etkileyebilir.


Dilin Yüksek Seviyeli Olması: Java gibi yüksek seviyeli diller, abstraksiyonun kolaylaştırılması adına birçok otomatik özellik sunar. Bu otomatik özellikler, dilin kullanımını kolaylaştırırken, ek bellek kullanımına yol açabilir.


Kütüphaneler ve Sınıf Dosyaları: Java uygulamaları genellikle birçok kütüphaneyi (JAR dosyaları olarak da bilinir) içerir. Bu kütüphaneler çalışma zamanı sırasında belleğe yüklenir ve bu da bellek tüketimini artırabilir.


Sonuç olarak, Java'nın bellek tüketimi, dilin özellikleri, JVM'nin çalışma şekli ve otomatik hafıza yönetimi gibi birçok faktörden etkilenir. Ancak, modern Java sürümleri, bellek kullanımını daha verimli hale getirmek için birçok iyileştirme ve optimizasyon sunmaktadır.

Look and Feel: Java'nın grafiksel kullanıcı arayüzü (GUI) bileşenleri genellikle yerel uygulamalara göre daha az yerel bir görünüme sahiptir, bu da kullanıcının deneyimini etkileyebilir.

Java'nın GUI bileşenleri hakkında "Look and Feel" (Görünüm ve Hissiyat) konusunda bazı önemli noktalara değinelim:


AWT (Abstract Window Toolkit): Java'nın ilk grafiksel kullanıcı arayüzü bileşen kitidir. AWT, platformdan bağımsız bileşenler sunarken, aslında altta yatan işletim sistemlerinin yerel GUI bileşenlerini kullanır. Ancak bu, AWT bileşenlerinin genellikle yerel hissettirmemesine neden olabilir, çünkü tüm platformlarda tamamen doğal bir hissi simüle etmek zordur.


Swing: Java'nın AWT'ye cevap olarak tanıttığı daha esnek ve özelleştirilebilir bir GUI kitidir. Swing, "look and feel" seçeneklerini kullanarak farklı görünümler sunar. Bu, bir uygulamanın farklı platformlarda nasıl göründüğünü değiştirmeye izin verir. Ancak, bu özelleştirilebilirlik genellikle yerel görünüşten ödün vermek anlamına gelir.


Yerel Görünüm & Özelleştirilebilirlik: Java'nın Swing bileşenleri, "yerel" bir "look and feel" kullanarak bir işletim sisteminin yerel stiline benzer bir görünüm sunabilir. Ancak, bu genellikle tam anlamıyla yerel bir uygulamanın hissiyatını yakalamaz.


Performans Sorunları: Java GUI bileşenlerinin performansı, özellikle eski sürümlerinde, yerel uygulamalara kıyasla daha yavaş olabilir. Bu, animasyonlar, geçişler veya kompleks render işlemleri sırasında fark edilebilir.


Modern Çözümler & JavaFX: Java, bu sorunlara cevap olarak JavaFX'i tanıttı. JavaFX, modern bir GUI toolkitidir ve daha zengin medya içeriği, daha iyi animasyonlar ve daha iyi görünümlü bileşenlerle gelir. Ancak, bazı durumlarda hala yerel uygulamalar kadar "doğal" hissetmeyebilir.


Uygulama Boyutu: Java'nın GUI kitleri genellikle yerleşik olarak birçok özellik içerir. Bu, basit bir Java GUI uygulamasının bileşen kitinin tüm özelliklerini yüklemesi gerektiği anlamına gelir, bu da uygulamanın boyutunun artmasına neden olabilir.


Özetlemek gerekirse, Java, kullanıcı arayüzü bileşenleri için birkaç farklı kütüphane ve araç sunar. Ancak bu araçlar, genellikle tam anlamıyla yerel hissi sağlamada zorluk yaşar. Java'nın GUI yaklaşımı, platformdan bağımsızlıkla yerel görünüm ve hissiyat arasında bir denge kurmaya çalışır, ancak bu her zaman ideal sonuçları vermez.


Boyut: Java Runtime Environment (JRE) gereksinimleri nedeniyle, Java uygulamalarının dağıtım boyutu büyük olabilir.


Java uygulamalarının boyutu ve dağıtım maliyeti konusunda bazı önemli noktalar şunlardır:


Java Runtime Environment (JRE): Java'da yazılmış bir uygulamayı çalıştırmak için genellikle Java Runtime Environment (JRE) gereklidir. JRE, Java sanal makinesi (JVM) ve Java kütüphanelerini içerir. Bu, uygulamanızı kullanıcıya dağıtmadan önce kullanıcının sisteminde bir JRE'nin kurulu olması gerektiği anlamına gelir. JRE'nin kendisi yüzlerce megabyte boyutunda olabilir, bu da özellikle bant genişliği sınırlı olan ortamlarda bir sorun olabilir.


Dağıtım Paketleri: Java uygulamaları genellikle JAR (Java ARchive) dosyaları olarak paketlenir. Bu dosyalar, uygulamanızın tüm sınıf dosyalarını, meta verilerini ve genellikle bağımlı olduğu diğer kütüphaneleri içerir. Uygulamanızın ne kadar çok bağımlılığı varsa, JAR dosyanızın boyutu da o kadar büyük olacaktır.


Bağımlılıklar: Modern Java uygulamaları genellikle birçok harici kütüphaneye bağımlıdır. Bu kütüphaneler, uygulamanın toplam boyutunu büyük ölçüde artırabilir.


Native Bağımlılıklar: Java'nın platformdan bağımsız olmasına rağmen, bazen yerel kütüphanelere veya diğer yerel kaynaklara erişim gerekebilir. Bu tür bağımlılıklar, dağıtım boyutunu ve karmaşıklığını daha da artırabilir.


Modülerlik ve Java 9: Java 9 ile birlikte Java Platform Module System (JPMS) tanıtıldı. JPMS ile Java uygulamaları sadece gerçekten ihtiyaç duydukları kütüphaneleri ve modülleri içerecek şekilde daha ince dağıtımlar oluşturabilir. Bu, JRE boyutunu önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olabilir.


Yerleşik Uygulamalar: Bazı araçlar, Java uygulamalarını yerel uygulamalara dönüştürebilir. Bu, JRE'yi uygulamanızın içine gömerek veya yerleşik bir hale getirerek çalışır. Bu, uygulamanın dağıtım boyutunu artırabilir, ancak kullanıcının ayrıca bir JRE yüklemesine gerek kalmaz.


Özetle, Java'nın platformdan bağımsız yapısı, bazı dağıtım ve boyutla ilgili maliyetlere yol açabilir. Ancak, bu maliyetler, Java'nın taşınabilirlik, güvenlik ve platformdan bağımsızlık gibi avantajlarıyla dengelenebilir. Gelişen teknolojiler ve araçlarla, Java'nın dağıtım boyutu ve maliyeti konusundaki zorluklar azaltılmaya çalışılmaktadır.

Başlangıç Zamanı: Java uygulamaları başlatıldığında, JVM'in başlatılması gerektiği için başlangıç süresi daha uzun olabilir.


Java uygulamalarının başlangıç zamanı, bazı durumlarda, diğer yerel uygulamalara göre daha uzun olabilir. Bu durumun birkaç nedeni bulunmaktadır:


JVM Başlatılması: Java uygulamaları, işletim sistemi tarafından doğrudan çalıştırılmaz. Bunun yerine, Java Virtual Machine (JVM) üzerinde çalıştırılırlar. Uygulama başlatıldığında, JVM önce işletim sistemi tarafından başlatılmalıdır. Bu, JVM'in hafızaya yüklenmesi, başlatılması ve uygulamanın yüklenmesi sürecini içerir.


Sınıf Yüklemesi: Java uygulamaları, birçok sınıf ve nesne içerir. Bu sınıflar ve nesneler, uygulama başlatıldığında yüklenmeli ve başlatılmalıdır. Bu, dosya sisteminden sınıf dosyalarının okunmasını, JVM tarafından bu dosyaların yüklenmesini ve başlatılmasını içerir.


JIT Derleme: Java, Just-In-Time (JIT) derleyicisini kullanarak bytecode'u yerel koda çevirir. Bu, uygulamanın çalışma zamanında daha hızlı çalışmasına yardımcı olur, ancak başlangıçta bir miktar zaman alabilir.


Garbage Collector Başlatılması: Java, otomatik hafıza yönetimi sağlar, bu nedenle Garbage Collector (Çöp Toplayıcı) başlatılmalıdır. Bu da başlangıç süresine eklenir.


Dinamik Bağımlılıklar: Java uygulamaları, genellikle birçok harici kütüphane ve modüle bağımlıdır. Bu bağımlılıkların yüklenmesi ve başlatılması da zaman alır.


Java'nın bu başlangıç zamanı gecikmelerini azaltmak için birkaç yöntemi vardır:


Ahead-Of-Time (AOT) Derleme: Bu, uygulamanın bytecode'unun, uygulama başlatılmadan önce yerel koda derlenmesini içerir. Bu, JVM'in başlangıç sırasında JIT derlemesi yapmasına gerek kalmaması anlamına gelir.


Uygulama Sınıf Verilerini Paylaşma (CDS): Bu özellik, JVM'in sınıf verilerini paylaşmasına olanak tanır, böylece bir JVM örneği sınıf verilerini yüklediğinde, diğer JVM örneği aynı verileri kullanabilir. Bu, birden fazla JVM örneği çalıştırıldığında başlangıç süresini azaltmaya yardımcı olur.


Modülerlik: Java 9 ile birlikte tanıtılan Java Platform Module System (JPMS), uygulamanın sadece gerçekten ihtiyaç duyduğu modülleri ve kütüphaneleri içermesine olanak tanır. Bu, başlangıç süresini azaltmaya yardımcı olabilir.


Sonuç olarak, Java uygulamalarının başlangıç süresi, JVM'nin başlatılması, sınıf yüklemesi, JIT derlemesi ve diğer faktörler nedeniyle diğer yerel uygulamalardan daha uzun olabilir. Ancak, modern Java sürümleri ve teknolojileri, bu gecikmeleri azaltmaya ve uygulamaların daha hızlı başlamasına yardımcı olmaktadır.

Versiyon Uyumsuzluğu: Farklı Java sürümleri arasında bazen geriye uyumluluk sorunları yaşanabilir.


Java sürümleri arasında geriye uyumluluk sorunları yaşanabilir ve bu, geliştiriciler için önemli bir sorun olabilir. Java, genellikle yeni sürümleriyle geriye uyumluluk sağlamaya çalışsa da, bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle, Java sürümleri arasında bazı uyumsuzluklar bulunabilir.


API Değişiklikleri: Yeni bir Java sürümü, API'lerde değişiklikler getirebilir. Bu, eski API'lerin kaldırılması veya değiştirilmesi anlamına gelebilir. Bu tür değişiklikler, eski uygulamaların yeni Java sürümlerinde çalışmamasına neden olabilir.


Dil Özellikleri: Yeni Java sürümleri, yeni dil özellikleri getirebilir. Bu özellikler, eski sürümlerde bulunmayan veya değiştirilmiş olan syntax veya semantikleri içerebilir. Bu da, yeni sürümde yazılan kodun eski sürümlerde çalışmamasına neden olabilir.


JVM Değişiklikleri: Java Virtual Machine (JVM) de zamanla değişir. Bu, bytecode'un yorumlanması veya çalıştırılmasında değişiklikler yapabilir. Bu tür değişiklikler, eski bytecode'un yeni JVM sürümlerinde beklenmedik şekillerde çalışmasına neden olabilir.


Deprecation: Java, zamanla eski ve artık kullanılmayan API'ler ve özellikler için "deprecation" (kaldırma) sürecini kullanır. Bu, bir API'nin veya özelliğin gelecekte kaldırılacağı ve geliştiricilerin bu API veya özelliği kullanmaması gerektiği anlamına gelir. Bu, geliştiricilerin, deprecate edilmiş API'ler ve özellikler kullanarak yazılmış eski kodları güncellemeleri gerektirebilir.


Modülerlik: Java 9 ile tanıtılan modülerlik, uygulamaların ve kütüphanelerin modüller halinde organize edilmesini gerektirir. Bu, eski, modülsüz uygulamaların ve kütüphanelerin güncellenmesi gerektiği anlamına gelir.


Java, bu tür uyumsuzlukları azaltmaya çalışır ve geliştiricilere gelecekteki değişiklikler hakkında bilgi vermek için "deprecation" sürecini kullanır. Ancak, Java'nın hızla gelişen bir teknoloji olması nedeniyle, bu tür uyumsuzluklar kaçınılmazdır ve geliştiricilerin sürekli olarak kodlarını güncellemeleri gerekebilir.

Garbage Collection Overhead: Garbage Collection (GC) işlemi, uygulamanın çalışma zamanı sırasında beklenmedik gecikmelere yol açabilir.


Pointerların Yokluğu: Java'da doğrudan pointer kullanımı yoktur. Bu, bazı düşük seviyeli görevler için bir engel olabilir.


Bağımlılık Yönetimi: Büyük Java projelerinde, farklı kütüphaneler ve bu kütüphanelerin versiyonları arasında uyumsuzluklar yaşanabilir.


Öğrenme Eğrisi: Java'nın geniş API seti, bazı yeni başlayanlar için korkutucu olabilir.


Verbosity: Java, diğer modern dillere göre daha çok kod yazmayı gerektirebilir.


Abstract Window Toolkit (AWT) Kısıtlamaları: AWT, Java'nın ilk GUI bileşen kitidir. Ancak, yerel bileşenleri kullanırken yerel hissi verme konusunda başarısız olmuştur ve performans sorunları yaşanabilir.


Multithreading Karmaşıklığı: Java'da multithreading desteklenmekle birlikte, doğru ve etkili bir şekilde çoklu iş parçacıkları kullanmanın karmaşıklığı, yanlış kullanımda performans sorunlarına ve zorlayıcı hatalara yol açabilir.


Native Kod Entegrasyonu: Java'nın doğal olarak C veya C++ ile entegrasyonu, Java Native Interface (JNI) kullanılarak yapılır. Ancak, JNI karmaşıktır ve genellikle performans maliyeti vardır.


Null Referans Sorunları: Java, null referanslarına izin verir, bu da çalışma zamanında NullPointerException hatalarına neden olabilir. Bu, özellikle büyük ve karmaşık sistemlerde zordur.


Yenilikçilik Hızı: Java'nın evrimi diğer bazı dillerden daha yavaş olabilir. Bu, bazen yeni özelliklerin veya dillere özgü iyileştirmelerin diğer dillerden daha yavaş benimsenmesine neden olabilir.


Kapatma Zamanı: Java uygulamaları kapatılırken, Garbage Collector'un son temizlik işlemlerini yapması gerekebilir. Bu, bazı durumlarda uygulamanın kapanmasını yavaşlatabilir.


Gizlilik ve Güvenlik: Java'nın refleksiyon ve dinamik yükleme yetenekleri nedeniyle, uygulamaların kodu kolayca tersine mühendislik yapılabilir. Bu, özellikle ticari yazılımlar için bir sorun olabilir.


Lisanslama ve Ücretler: Oracle'in Java sürümlerine yönelik lisanslama değişiklikleri, bazı kullanıcılar ve işletmeler için ek maliyetlere neden olabilir.


Platform Bağımsızlığına Rağmen Farklılıklar: "Bir kez yaz, her yerde çalıştır" ilkesine rağmen, farklı JVM sürümleri ve farklı platformlardaki JVM uygulamaları arasında hafif farklılıklar bulunabilir.


Unutulmamalıdır ki, her teknolojinin avantajları ve dezavantajları vardır. Java'nın dezavantajları, belirli senaryolar veya projeler için geçerli olabilir, ancak birçok başka senaryo için Java mükemmel bir seçenek olabilir. Seçim yaparken, projenin gereksinimlerini ve beklentilerini göz önünde bulundurmak önemlidir.

Hiç yorum yok

Rastgele İçerik

DonanımHaber

© tüm hakları saklıdır
made with by templateszoo